Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/208 E. 2022/266 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/208
KARAR NO : 2022/266

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2020
NUMARASI : 2018/157 Esas 2020/39 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 30/12/2017 tarihinde meydana gelen kazada davalının trafik sigortacısı olduğu aracın davacının sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması sonucunda davacının yaralandığını ileri sürerek 600,00 TL geçici iş göremezlik ve 3.000,00 TL daimi iş göremezlik tazminatının, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 18/10/2019 tarihli dilekçesi ile işgücü kaybı tazminatını toplam 129.110,31 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin sigorta poliçesi limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına göre davacının kanıtlanan gerçek zararı kadar sorumlu tutulabileceğini, geçici iş gücü tazminatının teminat dışı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının, davalının trafik sigortacısı olduğu araç sürücüsünün asli(%80) kusurlu eylemiyle yaralandığı, 12 ay süreyle geçici ve % 18 oranında sürekli işgücü kaybına uğradığı, sigorta poliçesinin düzenlendiği tarihte geçerli genel şart hükümleri ve yerleşik Yargısal kararlar uyarınca düzenlenen 15/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının 113.730,97 TL sürekli iş gücü kaybı zararı, 15.379,34 TL geçici iş gücü kaybı zararı olduğu anlaşıldığından, yapılan ıslah da dikkate alınarak davacının maddi tazminat davasının kabulü ile; 113.730,97 TL sürekli iş gücü kaybı, 15.379,34 TL geçici iş gücü kaybı tazminatının 19/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı …. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkeme kararında, dava konusu olaydaki tarafların kusur oranlarının dosyada alınan 08.03.2019 günlü raporda belirlendiği üzere, sigortalı araç sürücüsünün kavşakta geçiş önceliğine uymaması nedeniyle %80 oranında, davacının ise KTK’nun 78. maddesi ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150. maddesinde belirtilen kuralları ihlal etmesinin yanında dikkatsizliği ve tedbirsizliği sebebiyle %20 oranında kusurlu olduğu yönündeki kabulün oluşa uygun olmadığını, bir an kusurlu olduğu kabul edilse dahi, belirlenen kusur oranı fahiş olup; kusur dağılımını kabul etmediklerini, kusur oranının tespiti yönünden Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gerektiğini, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 19.04.2019 günlü ve davacının %18 malul ve12 ay iyileşme süresi olduğu yönündeki raporun davacının beklenen iyileşme süresi tamamlanmadan tanzim edildiği ve tanzim tarihi itibariyle yürürlükten kalkan Yönetmeliğe (özürlülük ölçütü..yönetmeliğine) göre tanzim edildiğinden hükme esas alınmasının doğru olmadığını, Adli Tıp raporunda, davacının ‘Nöbeti olmayan ancak nöbet geçirme riski olanlar ’değerlendirmesinde bulunularak epilepsiden de maluliyet çıkarılmasının tamamen dayanaksız olduğunu, yeni yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarında, geçici iş göremezlik hali teminat dışı olup, SGK’nın sorumlu olduğunu, dosyadaki delillere göre, olayın oluş biçimi ve yaralanmanın davacının baş ve el bilek kısmından olması değerlendirildiğinde, motorsiklet sürücüsü davacı, kaza sırasında kaskını ve koruyucu ekipmanları kullanmış olsaydı, bu denli yaralanmasının mümkün olmayacağının çok açık olduğunu, mahkemece TBK 52. maddesi ve Yerleşik Yargıtay içtihatları dikkate alınarak; zarar hesabından müterafık kusur indirimi yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … AŞ. vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgücü kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Maluliyet raporuna yönelik istinaf yönünden;
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak rapor alınması gerekmektedir.
Somut olayda; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan, “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine” göre alınan raporun davacı muayene edilerek ve tüm tedavi evrakları incelenerek, olay tarihinden (30/12/2017) yaklaşık 1,5 yıl sonra(19/04/2019) ve 12 aylık iyileşme süresi geçtikten sonra ve yine epilepsi ihtimaliyle ilgili maluliyet tespitinin de Sütçüimam Üniversitesi hastanesi nöroloji polikliniğinde yapılan muayene sonucu “hastanın kaza sonucu yaralanması nedeniyle beyin kanaması geliştiği, baş dönmesi ve başağrısı şikayetlerini ifade ettiği” tespiti yapılarak, davacının EMG VE BEYİN BT sonuçları esas alınmak suretiyle düzenlendiği, davacının “Nöbeti olmayan ancak nöbet geçirme riski olanlar” değerlendirmesinde bulunularak bu yünden de %5 özür oranı hesaplandığı anlaşılmışsa da rapor içeriğinden; davacıdaki “Nöbeti olmayan ancak nöbet geçirme riski olanlar” tespiti ile dava konusu kaza arasındaki illiyet bağının ayrıntılı ve denetime elverişli şekilde açıklanmadığı, raporun bu haliyle hükme esas alınamayacağı sonucuna varılmış, bu konuda davacıda geliştiği iddia edilen bu araz ile kaza arasında, tereddütsüz illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda, davalının itirazları da değerlendirilerek, gerektiğinde Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlarda deliller toplanmadan eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş davalının buna yönelik istinafının kabulü gerekmiştir.
Müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğine ilişkin istinaf yönünden;
6098 sayılı TBK 51. maddesinde, hâkimin, tazminatın kapsamını, ödenme biçimini derecesini, durumunun gereği ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; 52. maddesinde, zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği hükümleri yer almaktadır.
Müterafik kusura ilişkin yasal düzenlemeler gereği, zarar görenin ortak kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılması kabul edilmiş olmakla birlikte; bu sebeple tazminattan indirim yapılabilmesi için, zarar görenin ortak kusurunun bulunması yeterli olmayıp, bu ortak kusurun doğan zarar ile uygun illiyet bağı içinde olması gerekir. Zarar gören için kusur teşkil edebilen durum, eğer zararın doğumu ya da artması bakımından hiçbir illiyet değeri taşımıyorsa, artık müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması olasılığı kalmayacaktır.
Davalı vekili tarafından süresinde sunulan cevap dilekçesinde müterafık kusur indirimi yapılması talep edildiği halde ilk derece mahkemesi tarafından bu konu bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi, hükmün sonucunu etkileyecek önemli delilin değerlendirilmemesi niteliğinde olup, davalının buna yönelik istinafının da kabulü gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen hususlardaki eksiklikler tamamlanarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 17/01/2020 tarihli 2018/157 Esas – 2020/39 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalıdan alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Ankara 16. İcra Dairesinin 2020/3632 sayılı dosyasına yatırılan 234.635,00TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6- Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 26/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …


Üye


Üye


Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.