Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/207 E. 2022/300 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/207
KARAR NO : 2022/300

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2019
NUMARASI : 2017/427 Esas 2019/500 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/11/2022

KARAR

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 17/08/2012 tarihinde meydana gelen kazada davalıların işleteni/sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkilli …’ya çarpması sonucunda yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiği, diğer müvekkillerinin ise …’nın anne ve babası olduğunu, zararlarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek 30,00 TL ulaşım ve tedavi gideri, 30,00 TL efor kaybı/sürekli iş göremezlik kaybı tazminatının ve her bir davacı için 10.000,00 TL manevi tazminatın (manevi tazminat sigorta haricindeki davalıdan) kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
24.04.2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile tedavi gideri tazminatını 6.479,51 TL olarak artırmıştır.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, davacının sürekli iş gücü kaybı tazminatından ve kanıtlanan gerçek zararından poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, davacının davasını kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kazada asıl kusurun davacı ebeveynde olduğunu, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan yaralanmaya bağlı iş gücü kaybı tazminatı, tedavi gideri istemine ilişkin olduğu; 17/08/2012 tarihinde düzenlenen kaza tespit tutanağına göre sigortalı aracın taşıt yolundan karşıya geçen … ve …’ya çarptığının tespit edildiği, AÜTF Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 12/01/2018 tarihli raporda davacının kaza nedeni ile erişkin olması halinde 6 ay geçici iş göremez halde kaldığı, sürekli işgücü kaybına uğramadığının belirtildiği, davalı araç sürücüsünün ve yayanın kusur oranlarının belirlenmesi için bilirkişi raporu alındığı Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 10/12/2018 tarihli raporda sigortalı araç sürücüsünün ters yönde ve dikkatsiz olması nedeniyle asli % 75 oranında, kucağında yaralanan …’yı taşıyan yaya …’nın yeterince dikkat göstermeden yola girmesi nedeniyle tali %25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, raporun dosya kapsamındaki delillere uygun olduğu, davacının iyileşme sürecindeki tedavi giderinin belirlenmesi için doktor bilirkişiden rapor alındığı, bilirkişi tarafından düzenlenen 27/02/2019 tarihli raporda, SGK ödemeleri dışında yapılan tedavi giderlerinin 648,80 TL, 6 ay süresince bakıcı giderinin 5.860,71 TL olmak suretiyle toplam 6.509,51 TL olduğunun belirtildiği, raporun doğru ilkelerle hazırlanmış olduğundan hükme esas alındığı, davacı … kaza tarihinde çalışma dönemi yaşında bulunmadığı için ve efor kaybı karşılığı olan sürekli iş gücü kaybına uğramadığı için üretici olmadığı 6 ay karşılığında tazminat talep edemeyeceği anlaşıldığından işgücü kaybı tazminatı talebinin reddi gerektiği, tedavi gideri zararı yönünden bilirkişi raporu esas alındığı, davalı tarafın kusur oranına göre belirlenen 4.882,13 TL’yi davalılardan talep etmekte haklı olduğu, davalıların manevi tazminat talepleri yönünden ise; TBK’nın 56. maddesi uyarınca davacı küçük …’nın meydana gelen kaza sonrasında yaralandığı davacı küçük ve davacı anne ve baba için manevi tazminat talep edebileceği, kazanın meydana geliş biçimi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, küçük için 1.500,00 TL, diğer davacılar için 1.000,00’er TL manevi tazminat takdirinin uygun olduğu gerekçesi ile; “davanın kısmen kabulü ile, iş gücü kaybı tazminatı isteminin reddine, tedavi gideri isteminin kısmen kabulü ile, 4.882,13 TL’nin davalı … şirketi yönünden 19/05/2017, davalı … yönünden 17/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmak üzere müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı … yönünden 1.500,00 TL, davacı … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 3.500,00 TL manevi tazminatın 17/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalının ağır kusuru ile meydana gelen kazada, müvekkili …’nın ağır şekilde yaralandığını, beyin bölgesinde epidural kanama meydana geldiği ve yaşamını tehlikeye soktuğunu, vücudunda kemik kırıklarının meydana geldiğini, uzun bir müddet de komada kaldığını, müvekkili …’nun tabiri yerindeyse ölümden döndüğünü, mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna göre de yaralanan …’nun hiç bir kusuru olmadığını, mahkemece hükmedilen manevi tazminatın çok yetersiz olduğunu, davalı lehine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücreti ile de almış olduklarını manevi tazminatı geri ödediklerini, yüksek mahkemenin bir çok kararında manevi tazminatın belirlenmesindeki kıstasları ortaya koyduğunu, manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakime bırakılmış ise de, hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerektiğini, oysa ki davada bu hususun dikkate alınmadığı hükmedilen manevi tazminat miktarından da açıkça belli olduğunu, ayrıca hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumunu, paranın satın alma gücünü, tarafların kusur durumunu, olayın ağırlığı gibi unsurları göz önünde bulundurması gerektiğini, bu hususlar dikkate alınmadan hükmedilen manevi tazminat miktarının hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu, müvekkilinin kusuru bulunmamasına rağmen hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından manevi tazminatın yetersiz olduğundan bahisle istinaf edilmiştir.
Kaza tespit tutanağı ve dosya kapsamına göre olay tarihinde davalının sürücüsü olduğu araç ile meskun mahal içerisinde sevk ve idaresindeki araç ile tek yönlü yol üzerinden ters yönde seyrederken, kendi seyir yönüne göre yolun sağından soluna kucağındaki 2 yaşındaki bebek … ile geçmekte olan … …’ya çarpması neticesinde, davacı …’nun yaralandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan raporda kazanın oluş şekline göre davalının %75 oranında, davacının kucağında bulunduğu … …’nun ise %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacının dosyadaki mevcut tedavi evrakları arasında bulunan Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi 17/08/2012 tarihli Genel Adli Muayene raporunda; yüksek travmalı ADTK, uykuya meyilli, baş boyun hassasiyetit, batın hassasiyet, pelvik hassasiyet olduğu, senkop olmadığı, hastanın gerekli ortopedi ve beyin cerrahisine danışıldığı, hastanın PA akciğer grafisinde fraktür saptanmadığı, servikal-torakal-lomber grafide fraktür saptanmadığı, pelvis grafisinde fraktür saptanmadığı, femurda fraktür saptanmadığı, kafa grafisinde sağ temporal ve sağ pariyetal kemiklerde fraktür saptandığı; yine Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi 17/08/2012 tarihli Acil Abdomen USG raporunda; subhepatik alanda minimal sıvanma tarzında serbest mayi izlendiği, klinik ve laboratuar bulguları ile korelasyon önerildiği; Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Servisi 17/08/2012 yatış – 22/08/2012 çıkış tarihli epikriz raporunda; araç dışı trafik kazası sonrası uykuya meyil olması nedeniyle hastanın getirildiği, bulantı kusma olmadığı, pupiller izokorik, bilinç açık, fasial asimetri yok, 4 ekstremite hareketli, motor defist yok, 21/08/2012 tarihli acil kranial BT raporunda; sağ pariyetal ve temporal kemik sguamoz parçada lineer fraktür, sağ temporapariyetal bölgede en kalın yerinde 3mm’ye ulaşan subdural hematom, sağ temporapariyetal bölgede cilt altı yumuşak doku kalınlığında artış izlendiği, hastanın acil serviste görüldüğü, BBT’sinde sağ temporalden occipitale uzanan fraktür ve sıvama tarzında epidural hematom izlendiği, kontrol BBT’sinde epiduralde artma olmadığı, hastanın tedavi ve takip amaçlı servise alındığı, izlemde NMsi intakt olan vital unstabilitesi olmayan hastanın medikal tedavisi düzenlenerek 1 hafta sonra poliklinik kontrol önerilerek taburcu edildiği; Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi 27/08/2012 tarihli kranial BT raporunda; sağ temporapariyetaoksipitalde ciltaltı yumuşak doku şişliği, sağ temporal kemik skuamöz parçadan pariyetal kemiğe uzanan lineer fraktür, sağ temporapariyetalde en kalın yerde yaklaşık 4mm olan ekstraaksiyel hematom izlendiği, tespit ediliği, adli muayene raporlarında davacının meydana gelen kaza nedeniyle basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve hayati tehlike oluşturacak şekilde yaralandığı görülmüştür.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda da mevcut tedavi evrakları ve son durumu değerlendirilerek davacının 17/08/2012 tarihinde meydana gelen yaralanması nedeniyle vücut çalışma gücünü kaybetmediği, 6 ay süre ile iş göremez halde kaldığı ve 6 ay süre ile bir başkasının bakımına muhtaç olduğu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Davacılar vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; 6098 TBK’nın 56/1. maddesinde haksız fiil nedeniyle bedensel zarar görenin manevi tazminat hakkı düzenlenmiş iken, 56/2. maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”denilerek, ağır bedensel zarar ve ölüm halinde zarar görenin yakınlarının da manevi tazminat talep edebileceği kabul edilmiştir. Bu nedenle haksız fiil neticesinde bedensel zarar halinde zarar gören manevi tazminat talep edebileceği gibi, bedensel zararın ağır olması halinde yakınları da TBK’nın 56/2 maddesi gereğince manevi tazminat talep edebilir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi içtihatlarına göre kişinin kaza neticesinde maluliyeti/engeli meydana gelmemiş olsa dahi, meydana gelen yaralanmanın hayati tehlikeye neden olması halinde oluşan yaralanma ağır bedensel yaralanma kabul edildiğinden, bedensel olarak zarar görenin yakınları da, manevi tazminat talep edebilir.
TBK’nın 56. maddesi kapsamında hükmedilecek manevi tazminat, Yasa’nın 51. maddesindeki “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre hakkaniyete uygun belirlenmelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, Kanun’un takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda; olay tarihi, olayın oluş şekli, davalı araç sürücüsü kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olmasa dahi kusurunun ağırlığı, davacının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmaması, davacının kaza neticesinde kafasında fraktür ve supdural hematom oluşturacak şekilde yaralanmış olması ve yaralanmanın yaşamını tehlikeye sokacak boyutta olması, davacı …’nın ve ebeveynlerinin çektikleri acı ve duymuş oldukları üzüntünün boyutu, tarafların sosyal ekonomik durumu ve kaza tarihindeki paranın satın alma gücü nazara alındığında, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacıların uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğu, davacı … için 5.000,00 TL, anne ve baba için 3.000,00’er TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varıldığından, davacıların manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklandığı üzere, davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmaması, yapılan hata sebebiyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmaması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının, davacılar lehine HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılarak, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı … için 5.000,00 TL, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 3.000,00’er TL manevi tazminatın davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜ İLE; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 05/07/2019 tarihli, 2017/427 Esas – 2019/500 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
İş gücü kaybı tazminatı isteminin reddine,
Tedavi gideri isteminin kısmen kabulü ile, 4.882,13 TL’nin davalı … şirketi yönünden 19/05/2017, davalı … yönünden 17/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmak üzere müteselsilen tahsiline davacı tarafa ödenmesine,
Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, davacı … yönünden 5.000,00 TL, davacı … için 3,000,00 TL, … için 3,000,00 TL olmak üzere toplam 11.000,00 TL manevi tazminatın 17/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
2-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 333,50 TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 142,05 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 191,45 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3-Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 751,41 TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harç, 110,65 TL ıslah harcı, 31,40 TL başvurma harcı ve 4,60 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 178,05 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafın 311,09 TL posta-davetiye gideri ve 1.100,00 TL bilirkişi ücreti olarak sarf ettiği toplam 1.411,90 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 613,69 TL’sinin (davalı … şirketi ilk kararda belirtilen 323,88 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak davacı tarafa iadesine,
6-Davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Reddedilen maddi tazminat için A.A.Ü.T.’ye göre belirlenen 1.657,38 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara ödenmesine,
8-Davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davacı … … kendini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
11-Davalı … kendini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat yönünden A.A.Ü.T uyarınca belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 3.000,00 TL vekalet ücretinin …’dan, 3.000,00 TL vekalet ücretinin …’dan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
12-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak davacıya iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davacılar tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı ve 45,50-TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 194,10 TL’nin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine,
lV-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 26/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.