Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/191 E. 2022/260 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/189 – 2022/259
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/189
KARAR NO : 2022/259

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2020
NUMARASI : 2017/433 Esas 2020/30 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili ve davalı…Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 30/11/2015 tarihinde davalı …’ın maliki ve sürücüsü olduğu davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS ile sigortalı aracın, müvekkilinin sevk ve idaresindeki araca çarpması ile meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, sürekli ve geçici iş gücü kaybına uğradığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin zararından davalıların sorumlu olduğunu, müvekkilinin diş tabibi olarak görev yaptığını, uzun süre çalışamadığını maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin uğradığı geçici ve sürekli işgücü kaybı nedeniyle 200,00 TL, SGK tarafından karşılanmayan belgesiz tedavi ve ulaşım giderleri için 100,00 TL, bakım-bakıcı giderleri için 100,00 TL olmak üzere toplam 400,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 30.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 09/12/2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat yönünden taleplerini toplam 27.002,60 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın müvekkiline başvuruda bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, davacının kusuru, zararı ve maluliyetini kanıtlaması gerektiğini, müvekkilinin geçici iş göremezlik zararlarından, bakıcı gideri ve tedavi giderinden sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ve davacının yasal faiz talep edilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazanın davacının kusuru neticesinde meydana geldiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, tarafların birbirinden şikayetçi olmaması nedeniyle dosyanın kapatıldığını, müvekkiline kusur atfedilmesinin mümkün olmadığını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, müvekkilinden tazminat talep edilmesinin haksız ve hukuka aykırı savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve kalıcı iş gücü kaybına bağlı tazminat, tedavi, ulaşım gideri, bakım ve bakıcı gideri ile manevi tazminat istemine ilişkin olduğu; Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı 06/06/2018 tarih ve 1759 sayılı raporunda; davacının vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, 3 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, iş göremez kaldığı 3 ay süresince başkasının yardımına muhtaç olduğu, Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin 12. maddesine göre devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığının mütalaa edildiği, kusur bilirkişisinden alınan raporda; yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda araç sürücüsü davalı …’ın %100 asli kusurlu olduğu, davacı …’ın ise bu kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının bildirildiği, kusur raporuna itirazlar üzerine dosyanın bilirkişi heyetine tevdii edildiği, bilirkişi heyeti 22/10/2018 tarihli raporlarının sonuç kısmında; davalı şirkete sigortalı aracın davalı sürücüsü …’ın meydana gelen kazada %80 oranında kusurlu, davacı sürücü … …’nın ise olayda %20 oranda kusurlu olduğu görüşünü bildirdiği, kusur raporları arasındaki çeliş nedeniyle Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 09/04/2019 tarih 2019/5291-2642 sayılı raporda; sürücü …’ın %100 oranında kusurlu, sürücü … …’ı’nın kusursuz olduğunun bildirildiği, aktüer bilirkişi rapor ve ek raporunda; davacı … …’nin sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığı, geçici iş göremezlik zararının 23.348,70 TL, geçici bakıcı giderinden kaynaklanan zararının ise 3.364,70 TL olduğunun hesaplandığı, hekim bilirkişiden tedavi giderine ilişkin alınan raporda davacının SGK tarafından ödenmeyen tedavi giderine ilişkin zararının 289,20 TL olduğunun bildirildiği, raporların karar vermeye elverişli olduğu, davacının maddi zararlarını davalılardan talep etmekte haklı olduğu, davacının manevi tazminat talebi yönünden ise; 6098 sayılı TBK 56 (BK 47) maddesine göre, Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği, somut olayda mahkemece tarafların kusur durumları, olay tarihi, paranın satın alma gücü ve davacının yaşadığı elem ve ızdırap göz önüne alınarak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; “Davanın kısmen kabulüne, 23.348,70 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 3.364,70 TL bakıcı gideri ile 289,20 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 27.002,60 TL tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden 15/06/2017 tarihinden itibaren, diğer davalı yönünden olay tarihi olan 30/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 6.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınıp davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiş hüküm davalı sigorta vekili ve davalı Mahir vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kusur oranının oluşa uygun olarak değerlendirilmediğini, tazminat miktarlarının da yanlış hesaplandığını, manevi tazminatın da fahiş olduğunu, raporlar arasındaki çelişkinin de giderilmediğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Sigorta vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik zararlarından müvekkilinin sorumluluğu olmadığını, bu nedenle kararın hatalı olduğunu, bakıcı gideri ve tedavi giderlerinden de müvekkilinin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, ayrıca manevi tazminata ilişkin yargılama giderlerinden müvekkilinin de sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi gideri ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davalıların geçici iş göremezlik tazminatına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihli, 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre; 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararları da bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını, davalı sigorta şirketinden talep edebilir. Her ne kadar, davalı tarafından ZMMS yeni genel şartları ve 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. Maddesi gereğince geçici iş görmezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğundan bahisle, SGK’nın sorumluluğunda olduğu iddia edilmiş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmayıp, 2918 Sayılı Yasa’nın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.)
Bu itibarla davalı şirket, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup kanun ile belirlenen sigortanın sorumluluk sınırları, ikincil norm olan genel şartlar ile daraltılamayacağından, geçici iş göremezlik ödeneği teminat kapsamında bulunmaktadır.
Bununla birlikte dosya kapsamına göre davacının … uzman diş tabibi olarak çalıştığı, dosyaya kazandırılan belgelerden anlaşılmaktadır. Davacının memur olması durumunda geçici iş göremezlik süresi içerisinde maaşını almaya devam edeceğinden kural olarak kazanç kaybı oluşmayacağından bu dönemdeki zararı, varsa bu süre içerisinde çalışamadığı için alamadığı ek ödemeler kadardır. Bu itibarla, mahkemece, geçici iş göremezlik süresi içerisinde mahrum kaldığı yan ödemelerin olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ayrıca kaza tarihi 30/11/2015 olduğu halde hesaplama yapılan dönemden bir yıl sonraki geliri olan 2016 Ekim ayı bordrosuna göre geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanan rapora göre karar verilmiş olması isabetli görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Sigorta Şirketi ve davalı …’ın istinaf talebinin kabulüne, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, öncelikle çalıştığı kurumdan davacının kaza sonrası hangi tarihte istirahatinin sona erdiği sorularak mahkemece kabul edilen 3 aylık geçici iş göremezlik süresinden önce işe başlamış ise bu tarih nazara alınacak şekilde, aksi durumda kaza tarihini takip eden 3 aylık dönemdeki gelirine ilişkin belgeler ve bu süre içerisinde alamadığı ek ödemeler var ise buna ilişkin kayıtlar getirtilerek, davacının geçici iş göremezlik süresini geçmemek üzere fiilen çalışamadığı süre içerisinde çalışamaması nedeniyle kazanç kaybı oluşmuş ise miktarı tespit edilerek, gerektiğinde bilirkişiden ek rapor da alınarak, usulü kazanılmış haklar korunarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılmış olması nedeniyle davalıların sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 28/01/2020 tarihli 2017/433 Esas 2020/30 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalıların sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalılar tarafından yatırılan İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalılara iadesine,
5-İİK’nın 36. Maddesi gereğince Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2020/7080 E. Sayılı dosyasına depo edilen 55.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 19/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.