Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1871 E. 2023/122 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2283 – 2023/134
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2283
KARAR NO : 2023/134

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2022
EK KARAR TARİHİ : 02/11/2022
NUMARASI : 2021/671 Esas 2022/459 Karar

DAVACI :
VASİSİ
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 08/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, ilk derece mahkemesi tarafından 02/11/2022 sayılı istinaf değerlendirme kararı ile kararın kesin olduğundan bahisle, istinaf talebinin reddine dair ek karar verilmesi sonrasında ek karar yasal süresi içerisinde istinaf edilmiş olmakla, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması, kesinlik sınırının ise belirlenecek zararın tamamına göre belirlenecek olmasına göre, davacının istinaf talebinin miktar itibariyle kesin olduğu kabul edilerek reddedilmiş olmasında usul ve yasaya uygunluk görülmediğinden, davacı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvuru talebinin oy birliği ile kabulü ile ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, asıl karara yönelik istinaf başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 31.03.2018 tarihinde sürücü …’ın, sevk ve idaresindeki kamyonet ile seyri sırasında, sürücü …’in sevk ve idaresinde olan minibüsten inip karşıdan karşıya geçmekte olan davacıya çarpması neticesinde meydana gelen kazada davacının yaralandığını ve ömür boyu bakıma muhtaç kaldığını, kazaya neden olan aracın davalı … Sigorta tarafından Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının sürekli iş göremezlik ve yaşam boyu bakıcı zararına mahsuben şimdilik 1.000,00 TL (500,00 TL sürekli iş göremezlik ve 500 TL yaşam boyu bakıcı gideri olmak üzere) maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki davada kesin hüküm itirazının mevcut olduğunu, davacının öncelikle Sigorta Tahkim Komisyonu’na aynı talep ile ilgili başvuruda bulunduğunu, anılan başvurunun, tarafların sulh olması sebebiyle kararın kesinleşmesiyle sona erdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri talebinde bulunduğu, bu taleplerini dava açmadan önce Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde de ileri sürdüğü, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararındaki talep konusunun eldeki dava ile aynı olduğu, davacının Sigorta Tahkim Komisyonu dosyasındaki taleplerden sulh nedeniyle feragat ettiği ve feragat nedeni ile Uyuşmazlık Hakem Kurulu tarafından verilen ret kararının kesinleştiği, feragat nedeni ile verilen ret kararların, aynı konuda daha sonradan açılacak davalar için kesin hüküm teşkil edeceği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; alacağın tam olarak tespitinin mümkün olmadığı, belirsiz alacak davalarında kesinlik sınırı sebebiyle dosyada kesin olarak karar verilemeyeceğini, davacı tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde geçici işgöremezlik dönemindeki bakıcı gideri zararının, işbu davayla ise yaşam boyu bakıcı gideri zararının talep edildiğini, her iki talep konusunun farklı olduğunu, dosyaya sunulan sulh protokolünde de davacıya yaşam boyu bakıcı giderine ilişkin bir ödeme yapılmadığının açık olduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonu’nda açılan dosyaya sunulan ibranamenin makbuz niteliği taşıdığını, tahkim dosyasındaki feragatin yalnızca tahkime konu talep miktarıyla sınırlı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda Kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede;
Dava, trafik iş kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca, 31.03.2018 tarihinde sürücü …’ın, sevk ve idaresindeki kamyonetle seyir halinde olduğu sırada minibüsten inerek karşıya geçmeye çalışan … isimli yayaya çarpmasıyla meydana gelen kazada yaya ve sürücünün kural ihlali olduğunun belirlendiği, kazaya sebep olan aracın ZMM sigorta poliçesinin kaza tarihini kapsar şekilde davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiş olduğu, … Başkanlığı tarafından düzenlenen 03.02.2020 tarihli rapor uyarınca kaza neticesi davacının %95 oranında malul olduğu ve devamlı bakıcı ihtiyacının meydana geldiğinin belirlendiği, davadan önce davacı tarafça Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulması üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2020/35642 Esas, 2020/69267 Karar sayılı dosyası ile yapılan tahkim yargılaması devam ederken tarafların sulh olması üzerine talebin, feragat nedeniyle 16/09/2020 tarihli karar ile reddine karar verildiği, tarafların hakem kararına karşı itiraz etmedikleri, mahkemece anılan tahkim yargılaması gerekçe gösterilerek yazılı şekilde davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen kararda davacının ömür boyu bakıcı giderinin karara bağlanıp bağlanmadığı, bu suretle eldeki dava için Sigorta Tahkim Komisyonu kararının kesin hüküm teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 303/1. maddesinde “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” denilmiştir.
Kesin hükmün ilk koşulu, her iki davanın taraflarının aynı kişiler olması; ikinci koşulu, dava sebebinin aynı olması; üçüncü koşulu ise, ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olmasıdır.
Somut olayda; 31.03.2018 tarihinde davacının geçirdiği kazaya ilişkin, davacı tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine 05.06.2020 tarihinde, geçici işgöremezlik tazminatı, daimi işgöremezlik tazminatı, geçici işgöremezlik dönemindeki bakıcı gideri ve tedavi giderlerine ilişkin Sigorta Tahkim Komisyonu’na müracaat edildiği, tahkim yargılaması devam ederken tarafların sulh olması ve 01.09.2020 tarihli ibraname gereğince davacının sürekli sakatlık tazminatı, geçici işgöremezlik tazminatı, geçici bakıcı gideri ve tedavi gideri zararına ilişkin toplam 216.228,98 TL’nin davacıya ödenmesi hususunda anlaşmaları sonucu Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından 16.09.2020 tarihinde başvurunun feragat nedeniyle reddine karar verildiği, eldeki davada ise davacının sürekli işgöremezlik tazminatı ve yaşam boyu bakıcı giderini talep ettiği, bu suretle Sigorta Tahkim Komisyonu kararı her ne kadar eldeki davanın sürekli işgöremezlik tazminatı talebine yönelik kısmına ilişkin kesin hüküm teşkil etmekte ise de davacının Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusuna ve sulh ve ibranameye konu edilmemiş yaşam boyu bakıcı gideri talebine ilişkin kesin hüküm teşkil etmeyeceği, yine 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar” başlıklı 111. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceğinin düzenlenmiş olması ve davanın 01.09.2020 tarihli ibranameden sonraki 2 yıllık hakdüşürücü süre geçmeden 01.11.2021 tarihinde açılmış olması karşısında taraflar arasında düzenlenen ibranamenin makbuz niteliği taşıdığının anlaşılmasına göre mahkemece davacının yaşam boyu bakıcı gideri talebine ilişkin işin esasına girilerek tüm delillerin toplanması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile davanın yaşam boyu bakıcı gideri talebine yönelik de kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir.
Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, taraf delilleri toplanarak davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/06/2022 tarihli, 2021/671 Esas – 2022/459 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.