Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1866 E. 2022/325 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1866 – 2022/325
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1866
KARAR NO : 2022/325

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2017
NUMARASI : 2015/356 Esas 2017/817 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı … tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili; 13/08/2012 tarihinde, davalı sigorta şirketinin sigortacısı, diğer davalının sürücüsü olduğu aracın yaya geçidinde davacıların murisine çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, davacı …’in kızının, diğer davacının ise kardeşinin desteğinden yoksun kaldığını, desteğin vefatı ile müvekkillerinin derin üzüntü yaşadıklarını belirterek şimdilik müvekkilleri için ayrı ayrı 2.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, ayrıca müvekkili … … için 150.000,00 TL, … için 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili; davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili; olay sırasında müvekkilinin yavaşlamaya çalıştığını, zeminin ıslak olması nedeni ile bunda başarılı olamadığını, yaya geçidi çizgilerinin silinmiş olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacılar vekilinin 12/05/2017 tarihli celsede dava konusu maddi zararın davalı sigorta şirketi tarafından karşılandığını, maddi tazminat taleplerinin konusuz kaldığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, davalı … yönünden manevi tazminata ilişkin taleplerinin ise devam ettiğini belirterek 24/03/2017 tarihli sulh protokolünü ibraz ettiği, anılan protokol kapsamında dava tarihinden sonra yapılan ödeme ile davacıların maddi tazminata ilişkin davalarının konusuz kaldığı, manevi tazminat talebi yönünden ise, dosya kapsamında toplanan delillerden davalı sürücü …’nın meydana gelen trafik kazasında %75 oranında, desteğin ise %25 oranında kusurlu olduğu, Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/947 Esas, 2015/267 Karar sayılı kararı ile sürücü …’nın destek …’in taksirle ölümüne neden olması nedeni ile cezalandırılmasına karar verildiği, karar gerekçesinde ise desteğin meydana gelen kazada kusursuz olduğunun belirlendiği, ceza yargılaması sonucunun iş bu dava neticesini etkilemeyeceği gözetilerek ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenilmediği, destek ile sürücüye yüklenecek kusur oranlarında ceza mahkemesi dosyasında belirlenen oran ile iş bu davada bilirkişilerden alınan raporlarda belirlenen oran arasında farklılık var ise de bu farklılığın, davalı sürücünün tamamen kusursuz olduğuna ilişkin bir tespit bulunmadığından sonuca etkisi görülmediği, davalı …’nın sevk ve idaresinde olan araç ile destek …’in ölümüne neden olması sonucu annesi olan davacı … … ile kardeşi olan davacı …’in üzüntü ve elem duydukları, kaza anında olay yerinde bulundukları, olayın gerçekleşme şekli, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek manevi olarak zarara uğradıkları, manevi tazminat yönünden faiz başlangıç tarihi olarak dava dilekçesinde kaza tarihi belirtilmiş ise de dosya içerisinde yer alan nüfus kayıt tablosundan desteğin 13/08/2012 kaza tarihinden sonra 19/08/2012 tarihinde trafik kazası nedeni ile vefat ettiği, destekten yoksun kalma durumunun ve bu nedenle uğranılan manevi tazminatın desteğin vefatı tarihinde oluştuğu gözetilerek faiz başlangıç tarihi 19/08/2012 olarak hükme esas alındığı, her ne kadar manevi tazminat yönünden avans faizi işletilmesi talep edilmiş ise de davalı …’nın sevk ve idaresinde bulunan aracın cinsinin otomobil olduğu gözetilerek hüküm altına alınan manevi tazminata yasal faiz işletilmesi gerektiği gerekçesiyle davacıların maddi tazminata ilişkin davasının sulh ve ödeme nedeni ile konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacıların manevi tazminat taleplerine ilişkin davasının kısmen kabulüne, davacı … yönünden 15.000,00 TL, davacı… yönünden 5.000,00 TL manevi tazminatının vefat tarihi olan,19/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsil edilerek davacılara verilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, davacılar murisi yayanın kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, olay sırasında müteveffa ve davacıların, dört şeritli ve işlek bir yolda, kaza mahalline oldukça yakın üstgeçit ve trafik lambaları olmasına karşın, üç kişi birlikte ve el ele olmalarından dolayı hareket kabiliyetlerinin kısıtlı olmasına rağmen, alternatif güvenli yolları kullanmayarak, mümkün olabilecek en tehlikeli şekilde karşıdan karşıya geçmeye çalıştıklarını, manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu, müvekkilin kaza tarihinde 19 yaşında olduğunu, işsiz olup, herhangi bir geliri de bulunmadığını, hükmedilen 20.000 TL tazminat miktarını ödeyebilmesinin mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; kusur raporuna itiraz ettiklerini, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf eden taraf vekillerinin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hâkimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hâkiminin, ceza hâkiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkûmiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır. Şu halde, hukuk hâkimi ceza mahkemesinin saptadığı maddi olaylarla bağlıdır.
Dava konusu olayda mahkemece belirlenen kusur oranı ile Ceza Mahkemesi dosyası ile belirlenen kusur oranları farklı olduğundan hukuk mahkemesi hakimi her ne kadar Ceza Mahkemesi kararı ile bağlı değil ise de dava konusu olayda olayın oluşuna ilişkin ceza mahkemesi kararı ile belirlenen maddi vakıa ve bu hususun kusur oranlarına etkisi yönünden Ceza Mahkemesi kararı etkili olduğundan, ceza mahkemesi kararının kesinleştiği anlaşılmakla, önceki bilirkişiler ve ATK Trafik İhtisas Dairesi dışında, konusunda uzman (KGM fen heyeti vb. gibi) bilirkişi heyetinden özellikle Ceza Mahkemesi tarafından belirlenen kazanın oluş şekline ilişkin maddi vakıa dikkate alınarak, olaya karışan sürücü ile davacılar murisinin kusur oranlarının belirlenmesi için ayrıntılı, denetime uygun ve gerekçeli bir rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden tarafların bu yöne ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmüştür
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı … vekilinin bu hususlara yönelik istinaf istemlerinin ayrı ayrı kabulü ile sair istinaf nedenleri incelenmeksizin, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile; Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 20/10/2017 tarih, 2015/536 Esas – 2017/817 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,

Davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kararın kaldırılma sebebine göre istinafa gelen tarafların sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 31,40 TL maktu, davalı … tarafından yatırılan 341,55 nispi istinaf karar harcının talepleri halinde ilgili taraflara iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
4-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 2/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.