Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/183 E. 2022/254 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/183
KARAR NO : 2022/254

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
ASIL DAVA

MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2019
NUMARASI : 2018/208 Esas – 2019/807 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

BİRLEŞEN ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2018/659 ESAS – 2019/262 KARAR SAYILI DOSYASINDA

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALI :
İHBAR OLUNAN :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 19/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; 09/08/2017 tarihinde, davalı …’ın sürücüsü olduğu ve davalı şirket adına kayıtlı araç ile müvekkiline ait otobüse çarpması neticesinde müvekkilinin aracında hasar meydana geldiğini, aracın 52 gün serviste kaldığını, müvekkilinin bu süre zarfında başka araç kiraladığını, kiralama bedeli olarak 14.700,00 TL müvekkilinin ödemede bulunduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olması nedeniyle davalıların müvekkillerinin zararlarından sorumlu olduğu ileri sürerek 14.700,00 TL kazanç kaybının ve ekpertiz ücretinin davalılardan tahsilini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde: asıl davaya konu, davalıların sürücüsü, işleteni ve ZMMS sigortası olduğu aracın, kusuru ile neden olduğu kazada müvekkilinin aracının hasarlandığını ve meydana gelen hasar nedeniyle müvekkilinin aracında değer kaybı oluştuğunu, müvekkilinin zararından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek 11.082,60 TL değer kaybının ve ekpertiz ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Asıl davada davalı … cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, ayrıca 52 günlük tamir süresinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde; kazaya karıştığı iddia edilen aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle davalının sigorta şirketi … A.Ş.’ye sigorta limiti kadar ödeme yapıldığını ve teminat limitinin tükendiğini, ayrıca davacının kusuru ve zararını da kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Asıl ve Birleşen davada davalı … Limited Şirketi davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; asıl davanın aracın hasarlanması nedeniyle araç kiralanmış olması nedeniyle tazminat, birleşen davanın ise değer kaybından kaynaklanan tazminat istemi olduğu, birleşen davada davalı … şirketinin, davacının kasko sigortasına yapılan ödeme ile teminat limitinin tükendiğini iddia ettiği, davacıya ait aracı tamir eden firmadan onarım süresinin sorulduğu, aracın 18/08/2017 tarihinde servise geldiği, 20 gün kadar sigortadan parçaların beklendiği, 20 gün kadar Antalya bayiinden parçaların beklendiği, aracın onarımının ise 2 hafta sürdüğü, bütün sürecin 50 güne kadar uzamaya neden olduğunun bildirildiği, kusur ve hasar bilirkişisinden alınan raporda; kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu, araçtaki makul onarım süresinin 20 gün olduğu ve davacının bu süre zarfında kazanç kaybı zararının 5.664,00 TL olduğunun bildirildiği, rapora itiraz ve birleşen davada değer kaybının tespiti açısından alınan ek raporda ise araç mahrumiyeti yönünden önceki raporunu tekrar ile değer kaybı açısından zararın 11.800,00 TL olduğunun bildirildiği, raporun karar vermeye elverişli olduğu, birleşen davada davalı … şirketinin teminat limiti kalmadığından bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği, diğer davalılar yönünden ise, asıl davada davacının talep edebileceği tazminatın 5.664,00 TL olduğu, birleşen davada değer kaybı tazminatının ise taleple bağlı kalınarak 11.082,00 TL olduğu gerekçesi ile; asıl davanın kısmen kabulü ile 5.664,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, birleşen davada davalı … hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulü ile 11.082,00 TL araç değer kaybı tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; asıl davada kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin aracının kaza nedeniyle servise 09/08/2017 tarihinde giriş yaptığı 02/10/2017 tarihinde servisten çıktığını, aracın onarılarak 52 günde kullanıma hazır hale getirildiğini, bu süre zarfında da müvekkilinin KDV dahil 14.700,00 TL araç kiralama bedeli ödediğini, mahkemece makul onarım süresinin 20 gün olacağının kabul edilmesinin hatalı olduğunu, parçaların tedariki ve imalatı gereken parçaların beklenerek, onarımın yapıldığını, tedarik edilemeyen parçalardan imalat edilen parçaların Türkiye tedarikçi firması ……. Ltd Şti’den sorulması istenilmesine rağmen konunun teknik bir konu olduğundan bahisle haksız olarak taleplerinin reddine karar verilerek eksik inceleme ile karar verildiğini, onarım sırasında tedarik sorununa ilişkin evrakların celbine ilişkin talebinin reddinin hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin fazladan 32 gün araç kiralayarak kendi zararına hareket ettiği varsayımının kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin sürecin uzamasından çıkarı olmayacağını, bu nedenle kararın hatalı olduğunu, onarım yapan servisten aracın 18/08/2017 tarihinde onarım için bırakıldığı belirtilmiş ise de, müvekkili tarafından eksperden alınan rapor sırasında aracın 10/08/2017 tarihinde eksper incelemesinin serviste yapıldığını, aracın 09/08/2017 tarihinde bırakıldığını, bu bağlamda da hükme esas alınan bilirkişi incelemesinin etkin yapılmadığını ortaya koyduğunu, dosya kapsamında belgelere göre 20 gün onarım süresi kabul edilmesinin uygun olmadığının anlaşıldığını, bilirkişi tarafından piyasa araştırmasına göre sürenin belirlendiği belirtilmiş ise bu açıdan raporun denetime elverişli olmadığını, kararın bu nedenle hatalı olduğunu, birleşen dava yönünden ise; sigorta şirketi hakkındaki ret kararının hatalı olduğunu, sigorta limitinin 33.000 TL değil, 66.000,00 TL olduğunu, bu nedenle teminat limitinin tükendiğinin kabulünün hatalı olduğunu, sigorta şirketi hakkındaki ret kararını kabul etmemekle beraberi müvekkilinin davadan önce davalı … şirketine müracaat ettiğini, davalının cevap vermediğini, bu şekilde yargılamaya ve davaya sebebiyet verdiğini, bu nedenle müvekkili aleyhine vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Asıl dava; meydana gelen trafik kazasın neticesinde aracın hasarlanmasından kaynaklanan kazanç kaybının tazmini; birleşen dava ise aynı kazada hasarlanan araçta değer kaybı meydana geldiğinden bahisle değer kaybının tazmini istemidir.
Mahkemece asıl davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne, birleşen davada sigorta şirketi hakkındaki davanın ise teminat limiti tükendiğinden bahisle reddine karar verilmiş hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davacı vekili tarafından, birleşen davada davalı … tarafından ZMMS ile sigortalı aracın neden olduğu kaza nedeniyle, davalının sorumlu olduğu teminat limitinin 66.000,00 TL olduğu, sigorta şirketi tarafından araç hasarı nedeniyle teminat miktarı kadar ödeme yapılmadığından sorumluluğu devam ettiği ileri sürülmüş ise de; kaza tarihi itibariyle ZMMS teminat limiti kaza başına 66.000,00 TL ise de, araç başına davalının teminat sorumluluğunun 33.000,00 TL olduğu, daha önce poliçe kapsamında yapılan ödemenin de, davacının aracındaki ödemeye ilişkin olması nedeniyle davacının araç başına teminat limiti tükendiğinden davalının teminat limitini aşan zarardan sorumluluğu bulunmadığından mahkemece davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir.
Yine, davacı vekili, ret kararı nedeniyle müvekkili aleyhine vekalet ücreti takdir edilmiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; davacı tarafından, araç hasarı nedeniyle kasko sigorta şirketine ödemenin eldeki dava tarihinden önce 26/12/2017 tarihinde yapılmış olmasına, davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde teminat limiti tükendiği hususu bildirilmesine rağmen, davacı tarafından davalının sorumluluğu olduğunu ileri sürerek davalıdan da tazminat talep etmiş olmasına göre mahkemece davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacının buna ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin, eksik inceleme iddiasına dayalı, tazminat miktarına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; davacı vekili, kaza sonrasında aracın yedek parça temini, imalatı ve tamir süresi dahil 52 gün onarım süresi olduğu ve bu süre zarfında araç kiraladığını, kazanç kaybının bu duruma göre belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; Trafik kazalarında araç mahrumiyeti/kazanç kaybı nedeniyle zarar belirlenirken aracın hasar durumuna göre onarımı için gereken makul sürenin belirlenmesi ve belirlenen bu süre üzerinden zarar hesabının yapılması gerekir. Bu hesaplama ise çözümü hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir husus olup mahkemece bilirkişi görüşüne başvurularak tespit edilebilir.
Davacının aracında hasara yönelik kasko sigortacısı tarafından açılan hasar dosyasında aracın onarım süresinin 10 gün olarak tespit edilmiş olmasına, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda hasar durumu değerlendirilerek söz konusu aracın makul onarım süresinin 20 gün olacağının tespit edilmiş olmasına, bilirkişi raporunda da değerlendirildiği üzere onarım süresinin, aracın kasko kapsamında tamir edilmiş olması nedeniyle doğan gecikmelerden davalının sorumlu tutulamayacak olmasına, alınan raporun gerekçeli ve denetime elverişli olmasına göre davacı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davacı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından asıl ve birleşen davanın istinaf edilmiş olması nedeniyle alınması gereken 80,70 TL + 80,70 TL olmak üzere 161,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 108,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 52,60 TL harcın asıl ve birleşen davada davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 19/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.