Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1821 E. 2023/1632 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1821
KARAR NO : 2023/1632

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2021
NUMARASI : 2018/373 Esas 2021/694 Karar
EK KARAR TARİHİ : 14/02/2022

DAVACILAR :
VEKİLİ
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 13/12/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/12/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müteveffa …’ın Antalya ilinde teknisyen olarak çalışmakta iken davaya konu 15/03/2017 tarihinde davalı sürücü …’nın sevk ve idaresinde bulunan aracın kusuru nedeniyle müvekkilinin aracına çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası sonrasında vefat ettiğini belirterek geriye kalan mirasçıları …, …, … için 15.000’şer TL maddi, 50.000’şer TL manevi tazminat olmak üzere toplam 45.000-TL maddi, 150.000-TL manevi tazminatın ölüm tarihi olan 24/03/2017 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi oranı ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde; olayın Antalya Merkezde gerçekleştiğini, yerleşim yerinin Kemer/Antalya olduğunu, davaya bakmaya yetkili Mahkemenin de Kemer/Antalya Mahkemeleri olacağını, ceza yargılamasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiğini, davacının talep ettiği maddi ve manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, kaza tarihinden itibaren işleyecek faiz miktarının da eklenmesi halinde fahiş miktarlara ulaşacağını, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, verilen ek kararla davacılar vekilinin 26/11/2021 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebine ilişkin feragat dilekçesi verdiği, davacı vekilinin maddi tazminat yönünden feragatinin, HMK 309. maddesine uygun olduğu, davacılar vekilinin vekaletnamesinde davadan feragate dair özel yetki bulunduğu anlaşılmakla, davanın maddi tazminat talebi yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, manevi tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesiyle; “-Davanın maddi tazminat yönünden feragat nedeniyle reddine, -Davanın manevi tazminat yönünden talebin kısmen kabulüne, …, … ve … için ayrı ayrı 20.000,00-‘er TL manevi tazminatın davalı …’dan 24/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ayrı ayrı alınarak davacılar …, … ve …’a verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, meydana gelen trafik kazası sonrası olay yerinde kolluk kuvvetlerince tutulan Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile; “Bu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’nın 2918 sayılı KTK’daki sürücü ihlallerinden 57/1-a (Kavşaklara yaklaşırken yavaşlamamak, geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermemek) kuralını ihlal ettiği…”nin belirtildiğini, araç sürücüsünün meskun mahalde araç kullanıp kavşağa geldiği halde hızını azaltmadığını, tedbirsiz, dikkatsiz ve süratli bir şekilde araç kullanarak birden fazla trafik kuralını ihlal etmek suretiyle ilk geçiş hakkına sahip … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarparak sürücü …’ın vefat etmesine yol açtığını, bahse konu trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’nın tam ve asli kusurlu (%100) olduğu, müteveffa …’ın ise atfı kabil herhangi bir kusurunun bulunmadığını, ceza dosyasının henüz Yargıtay aşamasında olduğunu, …’ın 39 yaşında vefat ettiğini, …’ın vefatıyla geride henüz 16 yaşında ve lise öğrencisi olan kızı müvekkil küçük …, henüz 7 yaşında ve ilkokul öğrencisi olan oğlu müvekkil küçük … ve henüz 5 yaşında olan oğlu müvekkil küçük …’ın kaldığını, müvekkillerin henüz çok küçük yaşta olup babalarının maddi ve manevi desteğine, sevgi, ilgi ve şefkatine muhtaç durumda olduklarını manevi tazminat miktarının tam kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacılar vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma manevi tazminat istemine ilişkindir.
Hükmolunan manevi tazminat miktarına ilişkin olarak , TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”, aynı Yasa’nın 51. maddesinde ise; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira TMK’nın 4. maddesi Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkimin, hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceğini öngörmektedir. Belirtilen bu hususlar ve özellikle somut olayda kaza tarihi, olayın gerçekleşme biçimi, müteveffanın kusur oranı, müteveffanın, davacıların babası olması, davacılara yakınlığı, davalı tarafın sosyal ve ekonomik durumu, davacıların yaşadığı ve ömür boyu yaşayacağı üzüntü, elem ve ıstırabın ağırlığı, manevi tazminatın davacılar için zenginleştirici, davalı yönünden fakirleştirici olmaması gerektiği ilkesi, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi ve tüm dosya kapsamı birlikte gözetildiğinde; hükmolunan manevi tazminatı hakkaniyete uygun bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacılar vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılardan alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,3-TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 13/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.