Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1802 E. 2023/103 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1802 – 2023/103
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1802
KARAR NO : 2023/103

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2019
NUMARASI : 2017/33 Esas 2019/515 Karar

DAVACI :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)
KARAR TARİHİ : 25/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı tüm davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, ilk derece mahkemesi tarafından 01/07/2020 tarihli aynı sayılı istinaf değerlendirme kararı ile istinaf eden davalı … vekilinin istinaf başvuru harcının muhtıra tebliğine rağmen yasal süresi içerisinde yatırılmadığından istinaf talebinin HMK’nın 346. maddesi gereğince yapılmamış sayılmasına karar verilmesi sonrasında, ek karar yasal süresi içerisinde davalı … vekili tarafından istinaf edilmiş olmakla, Mahkemece, davalı tarafından harcın eksik yatırıldığından bahisle 10/09/2019 tarihinde muhtıra tanzim edilmiş ve muhtıranın elektronik tebligat yolu ile tebliğ ediliğine dair tebligat parçası dosya içerisinde mevcut ise de; tebligat üzerine manuel yazılan kısımda tebligat içerisinde “10/09/2019 tarihli” muhtıranın bulunduğu yazılmış olmakla birlikte, tebligat içeriği olarak sistemden bu muhtıranın tebligata eklenmediği, sistemden diğer davalı …. A.Ş. vekiline çıkartılan 29/08/2019 tarihli muhtıra eklenerek, hatalı muhtıranın tebliği ediliği (elektronik tebligatta sistemden eklenmeyen içeriğin manuel yazılma ile tebliğinin mümkün olmamasına, tebliğ edilecek evrak olarak da otomatik oluşan açıklamada 29/08/2019 tarihli evrakın seçildiğinin anlaşılmasına göre), bu durumda davalıya usulüne uygun muhtıra tebliğ edilmeden, davalının istinaf başvuru harcını ikmal etmediğinden istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmediğinden, davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvuru talebinin kabulü ile ek kararın kaldırılmasına, oy birliği ile karar verilerek, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi tarafından yapılan geri çevrilme kararı sonrasında eksik olan istinaf başvuru harcı da davalı … vekili tarafından ikmal edildildiğinden,bu davalı tarafından da istinaf harçlarının yatırılması ile istinaf taleplerinin süresinde olduğu, başvuru şartlarının da yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 09/07/2016 tarihinde davalılardan… sevk ve idaresindeki, işleteni davalı …. A.Ş. olan ve davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, müvekkili Ahmad Halabi’nin yolcu olarak bulunduğu araca çarpması neticesinde yaralandığını, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkillinin zararlarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 100,00-TL geçici iş göremezlik, 4.900,00-TL kalıcı maluliyet olmak üzere toplam 5.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte … Sigorta A.Ş’den, 30.000,00-TL manevi tazminatın ise, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile; geçici iş göremezlik tazminatını 7.836,86 TL, sürekli iş göremezlik tazminatını ise 134.440,57 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı …. A.Ş vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, kazaya karışan aracın diğer davalıya kiralandığını, bu nedenle davalı sıfatının bulunmadığını, iddia edilen kusuru kabul etmediklerini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, ceza mahkemesi kararının beklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kazada müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması gerektiğini savunarak davanın reddi istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş’ye dava dilekçesi tebliğ edildiği halde davaya karşı yazılı bir cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazasında yaralanan davacının sigorta şirketinden ZMMS poliçesine dayalı olarak maddi tazminat, araç sürücüsü ile işleteninden ise manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, Ankara ATK Grup Başkanlığı’ndan alınan raporda: davalı sürücü …,ın sevk ve idaresindeki otomobil ile hız azaltmadan uygun hızla yaklaşmadığı olay mahalli kavşağa, seyir hızıyla ve kırmızı ışık ihlali yaparak girip, solundan yeşil ışıktan geçerek gelen sürücü …’nun kullandığı otomobile önlemsizce çarpması sonucu meydana gelen olayda, dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketi ile tamamen kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …, idaresindeki otomobil ile kendi istikametine yanan yeşil ışıkta olay mahalli kavşağa girip, sağından, kırmızı ışık ihlali yaparak gelen davalı sürücünün kullandığı otomobilin sadmesine maruz kaldığı olayda, oluşa etken hatalı tutum ve davranışı olmadığından, sonuçta atfı kabil kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda; davacının söz konusu yaralanmadan dolayı vücut genel çalışma gücünden % 25 oranında kaybettiği ve 6 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığının belirlendiği, deliller toplandıktan sonra, hesap bilirkişisinden alınan raporda; kaza tarihinde yürürlükte bulunan genel şartlar ve 2918 sayılı KTK’nun değişik hükümleri, maluliyet oranı, kusur durumu, asgari ücret düzeyinde geliri bulunduğu kabul edilerek yapılan hesaplamada; davacının kalıcı işgücü zararının 134.440,57 TL, geçici iş gücü zararının 7.836,86 TL olmak üzere toplam zararın 142.277,43 TL olduğu tespit ve hesap edildiği, davacının, zararını sigorta şirketinden talep edebileceği, davalı işleten vekili aracın, davalı sürücüye kiralandığını ileri sürerek husumetin kendilerine yöneltilemeyeceği itirazında bulunmuş ise de, aracın kiralanmasına ilişkin kira sözleşmesi ve ekli belgeler incelendiğinde, kiranın başlangıç tarihinin 30/06/2016 bitiş tarihinin ise 10/07/2016 olup 10 günlük kiralama olduğu ve uzun süreli ( 1 yıl ve üzeri ) olmadığı anlaşılmakla, işleten sıfatlarının devam ettiği nazara alınarak husumet itirazı yerinde görülmediği ve davacının manevi tazminat istemi yönünden 15.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren sürücü ve işleten davalılardan yasal faizyle birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile “(1)Davacının davalı sigorta şirketi yönünden açtığı maddi tazminat davasının kabulü ile; 142.277.43 TL’nin 13/01/2017 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesine; (2) Davacının davalılar… ve …. A.Ş. yönündeki manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 15.000.00 TL ‘nin kaza tarihi olan 09/07/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine,” karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının alınan maluliyet raporunda %25 malul kaldığının belirtildiği, oysa davacının kaza nedeniyle fiziksel sorunu olmadığının, sadece ereksiyon sorunu olduğunun belirtilmesine göre kaza ile illiyetinin olmadığının aşikar olduğunu, alınan raporda illiyet bağının değerlendirilmediğini, ATK’dan rapor alınmayarak eksik inceleme ile karar verildiğini, bu nedenle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı …. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; davanın görülmesinde Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, bu nedenle davanın esası yönünden verilen kararın hatalı olduğunu; esas yönden ise müvekkilinin kaza yapan aracın işleteni olmadığını, müvekkilinin maliki olduğu aracı … ve ek sürücü …’a kiraladığını buna ilişkin araç kiralama sözleşmesini ve araç teslim formunu dosyaya sunduğunu müvekkili yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul etmemekle birlikte hükmedilen manevi tazminatında fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf Başvuru dilekçesinde; kaza tarihi olan 09/07/2016 tarihinde, kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olmadığını, … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, bu nedenle müvekkili hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatın göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle davalı sigorta şirketinden maddi; diğer davalılardan manevi tazminat istemidir.
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm tüm davalılar tarafından istinaf edilmiştir.
Öncelikle; davalı …. A.Ş. vekili tarafından davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu ileri sürülerek; davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ise; kaza tarihinde, kazaya karışan aracın müvekkili tarafından sigortalı olmadığı, … Sigorta tarafından sigortalı olduğundan müvekkiline husumet yöneltilmeyeceği ileri sürülerek, dava şartına yönelik olarak karar istinaf edilmiş ise de; davacı tarafından davalı …. A.Ş. ile birlikte davalı sigorta şirketine karşı da dava açılmış olmasına ve sigorta şirketi hakkında açılan davada ticaret mahkemesinin görevli olmasına ve aynı kazadan kaynaklanan olay nedeniyle davalıdan talep edilen manevi tazminat yönünden de bu nedenle daha özel görevli ticaret mahkemesinin görevli olmasına göre davalı …. A.Ş. vekilinin mahkemenin görevine yönelik istinaf sebebi yerinde olmadığı gibi, davalı sigorta şirketinin istinafı yönünden de; kaza yapan aracın davalı tarafından ZMMS ile sigortalı olduğuna ilişkin poliçenin bizzat davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya sunulmasına, kazanın da poliçede belirtilen tarihler arasında gerçeklemiş olmasına göre davalı sigorta şirketinin husumete ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı …. A.Ş. Vekili’nin pasif husumete yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; davalı vekili kaza tarihinde müvekkiline ait aracın kiralama sözleşmesi ile dava dışı … ve ek sürücü olarak …’a kiraladığını iddia ederek işleten sıfatı olmadığını ileri sürmüş, adi şekilde hazırlanmış araç kiralama sözleşmesini ve teslim belgelerinin suretini delil olarak dosyaya ibraz etmiştir. Mahkemece, sözleşmenin uzun süreli sayılması için 1 yıl ve üzeri olması gerektiğinden bahisle davalının işleten sıfatı bulunduğu kabul edilerek davalıya husumet yöneltilebileceği kabul edilerek davanın esası hakkında karar verilmiştir. Davalının husumet yokluğuna ilişkin itirazına ilişkin olarak başkaca bir araştırma yapılmamıştır. 2918 Sayılı Yasa kapsamında; işletenlik sıfatının belirlenmesi yönünden bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmesinin varlığı nazara alınmamıştır. Yargıtay (kapatılan) 17. HD ve 4. Hukuk Dairesi tarafından da uzun süreli kira sözleşmesini yorumlarken, belirli bir süreden ziyade; araç teslim iradesi ve teslim iradesine göre işletenlik sıfatının da devredilmesini haklı kılacak makul bir sürenin varlığı yeterli görümüştür.
Nitekim Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesi 2016/4003 E.2019/60 K. Tarihli kararında; “Mahkemece sunulan kira sözleşmesinin süresi, uzun süreli olarak kabul edilmemiş ve bu nedenle davalı ……… işleten olarak kabul edilmeyerek hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kiralama sözleşmesine ilişkin başkaca bir araştırma yapılmamıştır. Davalı……. aracı kiraya verdiğini iddia etmektedir. Bu iddiasının doğru olması halinde, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre davalı …………ile davalılar ………. ve ………… arasında akdedilen bir haftalık kiralama Dairemiz uygulamasına göre uzun süreli bir kira sözleşmesi olup davalılar …… ve ………’nın işletenlik sıfatı sona erecektir. ……….. işleten sıfatıyla sorumlu olacaktır.
Mahkemece, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kaza tarihinde kazaya karışan aracın kiralayanların fiili tasarufunda bulunup bulunmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediği, gerektiğinde davalı malik,kiraya veren ve kiracının varsa ticari defter ve vergi kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalılar…… ve……….’nın işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları araştırılıp tartışılarak duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve varılacak uygun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yeterli araştırma yapılmadan eksik araştırma ile karar verilerek davalılar ………ve …………’nın zarardan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.” denilerek, uzun dönem kiralama sözleşmesinin, 2918 Sayılı Yasa açısından belirli bir süreyi içermediği belirtilmiştir.
Somut olayda da; davalı …. A.Ş. vekili kazaya karışan aracın, kaza tarihini de kapsar şekilde 10 günlük süre ile kiraya verildiğini iddia etmiş ve buna ilişkin adi şekilde düzenlenmiş kiralama sözleşmesi ve teslim belgelerini delil olarak dosyaya ibraz edilmiştir. Yargıtay içtihadında da açıklandığı üzere 10 günlük kiralama sözleşmesi de 2918 Sayılı Yasanın 3. maddesi açısından uzun dönem kiralama kabul edilebileceğinden; Mahkemece, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kaza tarihinde kazaya karışan aracın kiralayanların fiili tasarufunda bulunup bulunmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediği, gerektiğinde davalı malik, kiraya veren ve kiracının varsa ticari defter ve vergi kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, yine kiralama sözleşmesinin Emniyet Genel Müdürlüğü Kiralık Araç Bildirim Sistemi’ne (KABİS) kaza tarihini kapsar kaydının olup olmadığı, buna göre davalı …. A.Ş’nin işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları araştırılıp tartışılarak duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve varılacak uygun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yeterli araştırma yapılmadan eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile karar verilerek davalı …. A.Ş’nin manevi zarardan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı …. A.Ş vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle, kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, davalı …. A.Ş. pasif husumete yönelik itirazlarına ilişkin deliller toplanarak ve değerlendirilerek, bundan sonra davanın esası hakkında hükmün davacı tarafından istinaf edilmemiş olması nedeniyle usulü kazanılmış haklar da gözetilerek, karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, tüm davalıların esasa yönelik sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı …. A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 17/06/2019 tarihli 2017/33 Esas 2019/515 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, tüm davalı vekillerinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalılar tarafından yatırlan İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden yatıranlara iadesine,
4-İİK’nın 36. Maddesi gereğince Ankara 13. İcra Müdürlüğü 2019/10952 E. Dosyasına, davalı …. A.Ş tarafından depo edilen 26.200,00 TL bedeli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 25/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.