Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1791 E. 2023/25 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1791 – 2023/25
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1791
KARAR NO : 2023/25

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2019
NUMARASI : 2016/1281 Esas 2019/402 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 18/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 17/09/2014 tarihinde davalı …’ın maliki ve sürücüsü olduğu… plakalı aracın davalı …’nin maliki olduğu, davalı … ‘un sevk ve idaresinde … plakalı araçla çarpıştığı ve savrularak yol kenarında bulunan davacıya çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, maddi ve manevi olarak zarara uğradığını, bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 60.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, 08/08/2016 tarihli dilekçesi ile de maddi tazminat taleplerinin 800,00-TL ‘sinin sürekli iş göremezlik 200,00-TL ‘sinin ise geçici iş göremezlik zararına ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, meydana gelen kazada müvekkili davalının kusurlu olduğu iddiasını kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Şti vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin maliki olduğu araç sürücüsünün meydana gelen kazada bir kusurunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Aş vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan … ve… plakalı araçların müvekkili şirket nezdinde ZMMS sigortası ile sigortalı olduğunu, davacının müvekkili şirkete başvurusu bulunmadığını bu nedenle dava şartının yerine getirilmediğini, yine müvekkilinin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dava konusu trafik kazasının 17/09/2014 günü sürücüsü davalı …’ın idaresindeki… plakalı otomobil ile seyri sırasında sürücü davalı … idaresindeki … plakalı kamyonun çarpışması sonucu kamyonun, çarpışmanın etkisiyle savrularak yolun sağında yol kenarındaki tesiste yemek yiyen davacı yaya …’a çarpması sonucu meydana geldiği, bu kazada davacı yaya …’ın yaralandığı, … plakalı araç kaza tarihi itibariyle davalı sürücü … adına, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı … … ŞTİ adına trafikte kayıtlı ve tescilli olduğu, … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde davalı … Sigorta A.Ş tarafından … poliçe nolu, … plakalı aracın da aynı davalı … Sigorta A.Ş tarafından … poliçe nolu ZMMS sigorta poliçeleri ile sigortalandığı, kazayla ilgili Erdemli 2. Asliye Ceza Mahkemesine 2015/35 esas sayılı ceza davası açıldığı, ancak kesinleşmediği, ceza dosyasında alınan Adli Tıp Kurum Trafik İhtisas Dairesinin kusur raporuna göre davalı sürücü …’ın asli, davalı sürücü …’un tali kusurlu bulunduğu, davacının bir kusurunun olmadığı , ceza dosyasının kesinleşmemiş olması nedeniyle tüm deliller toplandıktan ve tanık dinlendikten sonra mahkemece de kusur raporu alındığı, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 01/11/2017 tarihli raporunda “…Sürücü …’ın %75 oranında kusurlu, sürücü … ‘un %25 oranında kusurlu, davacı yaya … ‘ın kusursuz olduğu…”nun bildirildiği, kazada yaralanan davacının geçici / sürekli iş göremediği iddiaları yönünden Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından rapor alındığı, 06/12/2017 tarihli raporda “…Tıbbi evrak tetkiki ile muayenesinden elde edilerek kaydedilen bilgi ve bulgular Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği gerekse Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri kapsamında birlikte değerlendirildiğinde; … ‘ın 17/09/2014 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu meydana gelen yumuşak doku yaralanmaları pnömotoraks,sağ tibia ve fibula açık kırıkları ile Travma Sonrası Stres Bozukluğu, sağ alt ekstremitede mevcut kısalık ve atrofi, sol ayak 5. Parmak amputasyonu ve hafif ekstansiyon halinde kaynamış sağ tibia nedeniyle; 9 ay süreyle mutat iş ve gücünden kaldığı(tıbbi şifa süresinin 9 ay olduğu), vücut genel çalışma gücünden %52,58 oranında kaybettiği…”nin bildirildiği, manevi tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile 3.867,45 TL’si geçici işgöremezlik, 346.720,32 TL’si sürekli işgöremezlik (daimi maluliyet) olmak üzere toplam 350.587,77 TL miktarındaki maddi tazminatın davalılar …, …, ve … …. Şti yönünden kaza tarihi olan 17/09/2014’den, davalı … Sigorta AŞ yönünden ise dava tarihi olan 26/07/2016 dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve davalı … Sigorta AŞ’nin sorumluluğunun… ile … plakalı araçlar için ayrı ayrı düzenlediği … nolu ve … nolu iki ayrı ZMMS poliçelerinin toplam limitleri ile sınırlı olması koşuluyla ismi geçen tüm davalılardan müşetereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/09/2014 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte …, …, ve … …. Şti’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde, davacı tarafından müvekkil şirkete dava öncesi başvuru yapılmadığından dava şartının yerine getirilmediğini, bu sebeple davanın usulen reddi gerekirken esasa girilerek kabul kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, her ne kadar davacı tarafça müvekkil Şirket’e söz konusu zararın giderilmesi için başvuru yapıldığı iddia ediliyor olsa da, zararın tespiti açısından gerekli olan tüm evraklar müvekkil Şirket’e iletilmediğini, maluliyet ve meslekte kazanma gücü kaybı ile ilgili raporların alınması bakımından yetkili merci Adli Tıp Kurulu 3. İhtisas Dairesi olup işbu durum gözetilmeksizin kurulan hükmün kaldırılması gerektiğini, dilekçe ekinde de sunulan medikal firma raporunda; olay tarihinde (17.09.2014) yaşı 31; mesleği düz işçi, MGN;1, SİGS: A olarak alındığında; Travma Sonrası Stres Bozukluğu için A cetveli L Liste, ASN:16Aa, AAÖ:45, vücut genel çalışma gücünden kayıp oranı % 49, olay tarihindeki yaşına göre düzeltme yapıldığında vücut genel çalışma gücünden kayıp oranı % 46, sağ alt ekstremitede mevcut (2 cm) kısalık, uylukta (2cm) ve bacakta (1 cm) mevcut atrofi, sol ayak 5. parmak amputasyonu ile hafif ekstansiyon halinde kaynamış sağ tibia kırığı için A cetveli XII. Liste, ASN:33Aa, AAÖ:10 vücut genel çalışma gücünden kayıp oram % 14, olay tarihindeki yaşına göre düzeltme yapıldığında % 12,2 olup bu değerler Balthazard formülü uygulanarak birleştirildiğinde vücut genel çalışma gücünden kayıp oranı %52,58 olduğu bildirildiği, inceleme konusu raporda kayıtlı sekel ile bahse konu kaza arasında nedensellik bulunmadığını, ayrıca postravmatik stres sendromunun tanımlı haliyle sürekli sakatlık hali olarak değerlendirilmesinin ilgili Yönetmeliğe uygun olmadığını, geçici iş göremezlik ödeneğinden sorumlu olmadıklarını, tazminat hesabının aktüer bilirkişi tarafından yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf eden davalı sigorta vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1)Davalı sigorta şirketi, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapılmadığını, dava şartının yerine getirilmediğini savunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile değiştirilmiş “Zarar görenin, Zorunlu Mali Sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez yada verilen cevap zarar görenin talebinin karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabilir şeklinde belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının düzenlendiği 114/2 maddesinde; “diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” denilmiştir.
Dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115. maddesinde ise;
“(1)Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 2018/4932 E. – 2018/12056 K. sayılı kararında “HMK’nin 114.maddesinde dava şartları gösterilmiş, 115/2. maddesindeki “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklindeki düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir. HMK’nin 114. maddesinde gösterilen dava şartı olarak belirlenen bir çok hususun tarafça giderilebilecek bir noksanlık olarak görüldüğü madde gerekçesinden de anlaşılmaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrası “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu” belirtilmiştir.
Yargıtay ilamında da belirtildiği gibi 2918 sayılı KTK.nın 97. maddesinde belirtilen başvuru zorunluluğunun HMK.nın 115/2. maddesine göre dava şartı olduğu, eksik olan dava şartının belirli bir süre verilerek giderilebilecek olduğu, davacı tarafa eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi, bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmesi gerektiği belirtilmiş olup davacı tarafından sigorta şirketine hiç başvuru yapılmamış olması halinde dahi bu eksikliğin tamamlanabilir dava şartı olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu olayda kaza 17/09/2014 tarihinde meydana gelmiş, dava da Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra 26/7/2016 tarihinde açılmıştır. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapıldığı iddia da edilmediğinden, HMK.nın 115/2. maddesine göre eksik olan dava şartının tamamlanması için davacı tarafa kesin süre verilerek giderilebilecek nitelikte olduğundan mahkemece öncelikle dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapılıp yapılmadığı davacı vekilinden ve davalı sigorta şirketinden sorularak,başvuru yapılmış ise davalının temerrüdünün değerlendirilmesi, başvuru yapılmamış ise davacı tarafa eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davalı sigorta şirketinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin kabulü gerekmiştir.
2) Başvuru koşulu yerine getirilmiş ise ya da yerine getirilirse,
Mahkemece yapılan yargılama sırasında Erciyes Üniversitesinden alınan raporda, gerek Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği gerekse Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri kapsamında birlikte değerlendirildiğinde; …’ın 17.09.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu meydana gelen Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve pnömotoraks, sağ tibia ve fibula açık kırıklarına bağlı sağ tibiada hafif ekstansiyon halinde kaynama, sağ alt ekstremitede kısalık ve atrofi, sol ayak 5. parmak amputasyonu nedeniyle; Dokuz (9) ay süreyle mutat iş ve gücünden kaldığı (tıbbi şifa süresinin 9 (dokuz) ay olduğu, Vücut genel çalışma gücünden 52,58 (yüzdeellikivirgülellisekiz) oranında kaybettiği kanaati belirtilmiştir.Davalı tarafından medikal eksper raporu sunulmak suretiyle alınan maluliyet raporuna itiraz edildiği görülmüştür.
Haksız fiilinden kaynaklanan bedensel zararlar nedeniyle, maluliyetin doğru şekilde tespit edilmesi önemlidir. Mahkemece hükme esas alınan ve Adli Tıp uzmanları tarafından tanzim edilen raporda, davacının meydana gelen kaza nedeniyle travma sonrası stres bozukluğu meydana geldiği kabul edilerek, özür oranı tespit edilmiş ise de, dosya içerisinde davacının kaza sonrasında psikolojik tedavi gördüğüne ilişkin tedavi evrakı bulunmadığı gibi, Erciyes Üniversitesinden alınan raporda da, davacının rahatsızlığının kaza ile illiyet bağı olup olmadığı, sürekli mahiyette olup olmadığı, kazadan kaynaklanan bir rahatsızlığının oluşması halinde, çalışma gücünün kaybına veya azalmasına etki edebilecek mahiyette olup olmadığı değerlendirilmediğinden, Adli Tıp uzmanları tarafından düzenlenen maluliyet raporu karar vermeye elverişli değildir.
Alınan maluliyet raporunun karar vermeye elverişli olmamasına ve davalı tarafından da rapora itiraz edilmiş olmasına göre, davacının mevcut yaralanması konusunda uzmanların da içerisinde bulunduğu, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan çalışma gücünün azalması ve yitirilmesinin tespitine yönelik yönetmelik hükümleri gereğince, geçici ve sürekli maluliyet durumunun tespit edildiği, davacının mevcut yaralanmalarının kaza ile illiyetinin değerlendirildiği, özellikle davacıda kazaya bağlı psikolojik rahatsızlıkların meydana gelip gelmediği, gelmiş ise tedavisinin mümkün olup olmadığı, sürekli mahiyette olup olmadığı, rahatsızlıkların çalışma gücünün kaybına yahut azalmasına etki edecek boyutta olup olmadığının değerlendirildiği, denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı tarafından da itiraz edilen denetime elverişli olmayan rapora göre karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.4 ve 6. maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen hususlardaki eksiklikler tamamlanarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1.a. 4 ve 6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince Kayseri 5. İcra Dairesi’nin 2019/5915 Esas sayılı dosyasına depo edilen 450.000,00 TL tutarında teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.