Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1786 E. 2023/121 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1786 – 2023/121
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1786
KARAR NO : 2023/121

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2019
NUMARASI : 2018/131 Esas 2019/809 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 08/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 07/10/2011 tarihinde davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın olay yerinde yaya olarak bulunan müvekkiline çapması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davalının zararlarından sorumlu olduğunu, ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 200,00 TL geçici iş göremezlik ve 3.300,00 TL daimi iş göremezlik olmak üzere toplam 3.500,00 TL maluliyet-sakatlık tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçelerinde; kazaya karışan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluğunun poliçe limiti ile sınır olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde sorumlu olduğunu, kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini, avans faiz talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan18/02/2019 tarihli raporlarının sonuç kısmında özetle; davalı tarafa sigortalı aracın sürücüsü …’ın kusursuz olduğu, davacı yaya …’ın %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, itiraz üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine Trafik İhtisas Dairesinden alınan 02/07/2019 tarihli raporun sonuç kısmında özetle; dava dışı sürücü …’ın kusursuz, davacı yaya …’ın %100 oranında kusurlu olduğu görüşünün bildirildiği, davacı yaya …’ın olayda %100 oranında kusurlu olmasına, davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmamasına göre meydana gelen zarardan davalının sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kusur raporunu kabul etmediklerini, raporun sigortalı araç sürücüsünün beyanlarına göre tanzim edilen kaza tespit tutanağına göre tespit edildiği, müvekkilinin kazadan sonra tedavi için hastaneye kaldırıldığından, bilirkişi raporunun tanzimi sırasında olayın oluş şekli, olay yerinin fiziki koşulları ve şartlarının irdelenmesi gerektiğini, bu nedenle keşif yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, en azından sigortalı aracın hız limitleri üzerinde seyretmesi nedeniyle kusurlu olacağını, zira yayaya çarpmasının da hız limitlerinin üzerinde seyrettiğinin delil olduğunu, sürücünün ifadesinde de; yayanın yola çıktığını gördüğünü, yayanın aracı görmesi ile geri döndüğünü ancak yine de kendisine çarptığını beyan ettiğini, buna göre yola gerekli dikkati vermediğinin görüldüğünü, yola gerekli dikkati vermesi halinde kazayı önleyebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece davanın, kazanın meydana gelmesinde kusurlu tarafın davacı olduğundan bahisle reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından kusur durumuna ilişkin olarak istinaf edilmiştir.
Olay tarihinde, davalı tarafından sigortalı aracın seyri sırasında gidiş istikametine göre yolun sağından park halindeki araçlar arasından taşıt yoluna giren davacıya, aracının sağ dikiz aynası ile çarpması neticesinde kazanın meydana geldiği, kaza tespit tutanağı, soruşturma ve ceza mahkemesi dosyasından görülmüştür. Kaza Tespit Tutanağında kazanın oluş şekline göre kazanın meydana gelmesinde davacı yayanın asli kusurlu olduğu tespit edilmiş, davalı tarafından sigortalı araç sürücüsüne kusur verilmediği, kaza mahallindeki park halindeki araçların konumlarının tutanakta gösterildiği görülmüştür.
Mahkemece, alınan iki adet kusur raporunda da, kaza tespit tutanağı ve ceza kovuşturma dosyası değerlendirilerek, kazanın oluş şekline göre kazanın meydana gelmesinde kontrolsüz şekilde taşıt yoluna giren yayanın %100 oranında kusurlu olduğu, davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğu tespit edilmiştir.

Her ne kadar davacı vekili tarafından kusur raporuna itiraz edilmiş ise de, davacının kaza öncesinde yolu kontrol etmeksizin yolun sağından taşıt yoluna giriş yaptığının ve davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün sağ dikiz aynası ile davacıya çarptığının anlaşılmasına, davacı vekili tarafından kusura etki edebilecek, kaza tespit tutanağında ve ceza dosyasında tespit edilen olayın oluş şekline etki edebilecek delil sunulmamasına, bu nedenle kaza tarihi ve dava tarihi nazara alındığında mahallinde yapılacak keşfin sonuca etki edecek mahiyette bulunmamasına göre sırf keşif yapılmamış olmasının davanın esasına etki edecek mahiyette eksiklik niteliğinde bulunmamasına, mahkemece alınan kusur raporunun, kazanın oluş şekline uygun olmasına göre davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, yapılan yargılamada sonuca etki edebilecek eksiklik bulunmamasına göre; davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacıdan alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.