Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/175 E. 2022/227 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/175 – 2022/227
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/175
KARAR NO : 2022/227

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2020
NUMARASI : 2016/101 Esas 2020/142 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 19/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların kızları ve desteği …’nın davalı nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı araçta yolcu bulunduğu sırada araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu 22/10/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, davacıların kızlarının ölümü ile desteğinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için 100,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden işleyecek avans faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, hatır taşıması bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, avans faiz talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacıların kızı …’nun davalı nezdinde sigortalı bulunan araçta yolcu bulunduğu sırada meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiği, davacıların kızlarının ölümü ile desteğinden mahrum kaldıkları, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğu, dava dilekçesinden zarar sebebiyet verenlerden müştereken müteselsil talebinde bulunulmadığından davalının, davacıların desteklerini kaybetmelerinden dolayı uğradıkları zarardan, sigortalı araç sürücüsünün kusur ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu; somut olaya kaza tarihi itibariyle 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartlarının uygulanması gerektiği, müteveffanın ölüm tarihinde üniversite öğrencisi olduğu bu halde tazminat hesabında esas alınacak müteveffanın gelirinin Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre desteğin mezun olacağı muhtemel tarihin ilgili öğrenim kurumundan sorulması, desteğin mezun olduğunda çalışabileceği iş kollarının tespitinden sonra mesleğine göre elde edebileceği gelirin saptanması için bağlı olacağı meslek kuruluşları, sendika veya kamu kurumlarından emsal gelirin araştırılması ve bu suretle tespitinin gerektiği, davacı annenin çalışmadığından % 10 yetiştirme giderinin davacı baba için yapılacak hesaplamadan düşülmesi gerektiği, somut olayda sigortalı araç sürücüsü …’in savcılıkta verdiği ifadesine göre hatır taşıması mevcut olduğu gibi kolluk tarafından düzenlenen fezlekede kazada müteveffanın araçtan dışarıya fırlayarak kaldırıma düştüğünün belirtilmesi ve yukarıda bahsi geçen ceza mahkemesinde alınan adli tıp raporundan müteveffanın emniyet kemerinin takılı olmadığının anlaşılması karşısında müteveffanın müterafik kusurlu olduğu, emniyet kemerinin takılı olmaması, zararın belirlenmesinde esas alınması gereken bir kusur olmayıp hakimin tazminatı belirlerken resen göz önüne alınması gereken müterafik kusurlardan olduğu, Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre hatır taşıması ve müterafik kusur halinde % 20+% 20= % 40 indirim yapılması gerektiği, % 40 indirim yapıldığında davacı anne …’in talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 57.171,59 TL, davacı baba …’ın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 40.963,90 TL olduğu, davacıların davadan önce başvurularının davalı sigorta şirketine 30/11/2015 tarihinde ulaştığından davalının 8 iş günü sonrası olan 11/12/2015 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşıldığından hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle tazminat miktarından takdiri indirim yapılan tutar yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmeksizin ve davanın kabul oranında bu nedenle indirim yapılmaksızın belirlenen tazminat miktarı dikkate alınarak davanın kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davacı … … için 57.171,59 TL, davacı … … için 40.963,90 TL olmak üzere toplam 98.135,49 TL destekten yoksun kalma tazminatının 11/12/2015 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile belirtilen oranlarda davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, hatır taşıması indirimi ve müterafik kusur indirimi yapıldığını, hatır taşımasına ait dosyada herhangi bir delil bulunmadığını, ayrıca trafik kaza tespit tutanağında müteveffanın emniyet kemeri takıp takmadığının belirlenemediğinin belirtildiği bu hususun davacıların lehine yorumlanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacılar vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Müterafik kusur yönünden;
Müterafik kusura ilişkin olarak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51. maddesinde; hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “tazminatın indirilmesi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hâkimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır.
Buna göre, zarar görenin zarara katılması veya zararın artmasına sebep olduğu hallerde zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418)
Somut olayda, müteveffa desteğin araçtan fırladığı ceza dosyası kapsamıyla sabit olup, bu yöne ilişkin Mahkemenin müterafik kusuru kabulü isabetlidir.
Hatır taşımasına ilişkin olarak ise, hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir.Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda, ceza yargılama dosyası incelendiğinde; müteveffa …’nun sürücü … ile üniversiteden arkadaş oldukları …’in savcılıkta verdiği ifade ile müteveffanın babası … …’nın verdiği ifadeden anlaşılmakta olup, hatır taşıması indirimi de yerindedir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında davacılar vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.nın 353/1-b-1 bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 26,30 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna müracaat eden davacılar tarafından yapılan istinaf masraflarının davacılar üzerinde bırakılmasına,

4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 19/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.