Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/17 E. 2022/17 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/17
KARAR NO : 2022/17

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2019
NUMARASI : 2018/306 Esas 2019/687 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 29/12/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde davalının zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın seyir halinde iken takla atması nedeni ile araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve sürekli iş göremezliğe uğradığını zararlarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 500,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … şirketinin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ve yargılama giderleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 25/09/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 44.935,78 TL’ye çıkartarak davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu trafik kazası nedeni ile davacı tarafa müvekkili tarafından 06/02/2018 tarihinde 72.976,82-TL ödendiğini, bahse konu ödemenin güncelleştirilerek hesaplanacak iş göremezlik tazminatı alacağından mahsubunun gerektiğini, somut olay ile ilgili olarak kusur ve kazazede davacı yönünden maluliyet raporları alınmasının ve davacının davasını kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, taraf delillerinin toplandığı, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından davacının kaza tarihi itibariyle yürürlükteki Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri gereğince yapılan değerlendirme sonucunda tanzim edilen raporda sürekli işgöremezlik oranının %18 olduğunun mütalaa edildiği, Aktüer hesap bilirkişisinden alınan raporda ise; dava konusu trafik kazasının gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükteki ZMMS Poliçe Genel şartları gereğince TRH-2010 yaşam tablosu esas alınarak %1,8 teknik faiz oranı uygulanarak ve davalı … şirketi tarafından sigorta hasar tazminatı ödemesi de rapor tarihi itibariyle güncellenerek toplam tazminat alacağından mahsup edilerek yapılan denetime elverişli hesaplama sonucunda; davacının bakiye sürekli iş göremezlik zararının 44.935,78-TL olduğunun hesaplandığı, raporların karar vermeye elverişli olduğu, davacının bakiye zararını davalıdan talep edebileceği gerekçesi ile; davanın kabulü ile; 44.935,78-TL sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının davalı … şirketinin temerrüdünün gerçekleştiği 28/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece davalarının kabulüne karar verilmesine rağmen 12/02/2019 tarihinde UYAP Avukat portalı üzerinden dosyaya sunulan adli tıp muayene ücretinin yargılama giderine dahil edilmediğini belirterek kararın kaldırılarak 1.140.00-TL adli tıp muayene ücreti de eklenmek suretiyle kararın düzeltilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili tarafından açılan hasar dosyası sonrasında davadan önce 72.976,82 TL ödeme ile sorumluluklarının sona erdiğini, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin Adli Tıp Uzmanından alınan rapora göre ödeme yaptığını, mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunda davacının %18 maluliyetinin meydana geldiği, 6 süre ile iş göremez kaldığı ve bir ay bakıma muhtaç kaldığının tespit edildiği, raporun karar vermeye elverişli olmadığını, müvekkili tarafından adli tıp uzmanından alınan raporda maluliyetin %13 olacağının tespit ediliğini, alınan raporun uyuşmazlıkta uygulanacak yönetmeliğe de uygun olmadığını, heyetin yönetmeliğe uygun oluşturulmadığını, itirazlarının da nazara alınmadığını, davayı kabul etmemekle birlikte, taşımanın hatır taşıması olmasına rağmen buna ilişkin indirim yapılmamasının da haksız olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemidir.
Mahkemece, davalı tarafından sigortalı aracın tek taraflı ve araç sürücüsünün %100 kusuru ile meydana gelen kazada, Hacettepe Üni. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan rapora göre davacının kaza neticesinde %18 oranında sürekli maluliyetinin meydana gelmiş olmasına ve davalı tarafından yapılan ödemenin de yetersiz olduğunun belirlenerek tanzim edilen aktüer bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verildiği, davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen davacı vekili tarafından dosyaya sunulan tedavi giderine ilişkin karar verilmediği görülmüş, davacı vekilinin kabul kararını istinaf etmekte hukuki yararı olduğu anlaşılarak davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf talepleri incelenmiştir.
1-Davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre, cismani zarara ilişkin maluliyet raporlarının Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulu yanı sıra, üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından da, alınabileceğinin kabul edilmiş olmasına göre, raporun Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adi Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınmış olmasında isabetsizlik görülmemiştir. Davalı vekili alınan rapor içeriğine de itiraz etmiş ve müvekkili tarafından adli tıp uzmanından alınan raporda %13 maluliyet tespit ediliği raporlar arasında çelişki olduğu ileri sürülmüş ise de; raporlar arasında çelişkiden söz edilebilmesi için çelişki oluşturacak raporun davacının yaralanmasına uygun tanzim edilmesi gerekmektedir. Davalı tarafından Adli Tıp Uzmanından alınan raporda davacının meydana gelen yaralanması nedeniyle “trokal T3 vertebra 1/2 yükseklik kayıplı çökme kırığı” meydana geldiği gerek Hacettepe Üniveristesi Tıp Faültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen raporda, gerekse de davalı tarafından Adli Tıp Uzmanı tarafından tanzim edilen raporda da belirtilmiştir. Tespit edilen yaralanması tedavi evraklarına da uygun olduğu anlaşılmaktadır. Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik ekindeki cetvelde davacının yaralanmasına göre “Tablo 1.3- Torakal omurganın özürlülük oranları (yaralanma modeli)” uygulanarak özür oranı tespit edilmesi gerekirken Adli Tıp Uzmanı tarafından “Tablo 1.1- Lomber omurganın özürlülük oranları (yaralanma modeli).” uygulanarak, özür oranı tespit edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle söz konusu rapor davacının yaralanmasına uygun olmadığından hükme esas alınan rapor ile çelişki yaratacak mahiyette görülmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan raporun davacının muayenesi yapılarak, son durum değerlendirilerek tanzim edilmiş olmasına, tespit edilen maluliyet oranının Yönetmelik ekindeki cetvelde gösterilen orana uygun olmasına göre davalı vekilinin özür oranına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekili, müvekkili tarafından yapılan ödeme ile sorumluluğunun sona erdiğini ileri sürmüş ise de, davalı tarafından %13 maluliyet oranına göre ödeme yapılması yanı sıra, aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplama ile de yapılan ödemenin yetersiz olduğunun anlaşılmasına göre davalının yapılan ödeme ile sorumluluğunun sona erdiğine yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülemiştir.
3-Davalı vekili, davacının sigortalı araçta hatır için taşındığı halde bu hususta indirim yapılmamasının hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; “hatır taşıması” savunma olduğundan, HMK’nın 141. maddesine uygun şekilde usulünce davalı tarafından ileri sürülmesi gerekir. Davalı tarafından cevap dilekçesinde ve ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında usulünce hatır taşıması iddiası ileri sürülmemiştir. Mahkemece bu hususta resen değerlendirme yapılamayacağından davalı vekilinin hatır taşımasına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında davalı tarafından istinaf konusu edilen hususlarda mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, davalı tarafından usulüne uygun ve yasal süresi içerisinde “hatır taşıması” savunmasını ileri sürülmemiş olmasına, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından gerçek zarar hesabında TRH2010 Yaşam Tablosu uygulanarak muhtemel yaşam süresinin tespit edilerek “progresif rant yöntemi” uygulanarak hesaplama yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de PMF1931 Yaşam Tablosu uygulanarak yapılan hesaplamanın davalı lehine olmasına ve alınan bilirkişi raporunda davalı aleyhine hata bulunmamasına göre; davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
4-Davacı vekilinin istinaf talebi yönünden ise; Mahkemece, davacının maluliyet raporu alınması hususunda verilen ara karar sonrasında, Hacettepe Üni. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından rapor alındığı, bu kapsamda ödenmesi gereken 1.140,00 TL ücretin, davacı tarafından 08/02/2019 tarihinde ödenerek, 12/02/2019 tarihinde, yapılan giderin yargılama gideri olarak değerlendirilmesi ve karşı yandan tahsili için dilekçe ekinde mahkemeye sunulduğu, dilekçe ve ekindeki dekonttan anlaşılmaktadır.
Davacının, talep ettiği tazminatın belirlenmesi için alınacak adli muayene raporu ücreti HMK’nın 323. maddesi kapsamında yargılama gideri mahiyetinde olduğundan, yargılama gideri hesabında nazara alınması gerekirken, alınmamış olması doğru olmadığından, davacı vekilinin buna ilişkin istinaf talebi yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf talebinin HKM’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile; mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmamasına göre, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına; yargılama giderine ilk derece mahkemesi tarafından eklenmeyen ve olumlu olumsuz karar verilmeyen 1.140,00 TL muayene gideri de yargılama giderine eklenmek suretiyle kararın düzeltilmesine, karar verilerek ilk derece mahkemesi kararındaki kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
II-Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 17/10/2019 tarihli, 2018/306 Esas 2019/687 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-) Davanın KABULÜ İLE; dava konusu toplam 44.935,78-TL sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının davalı … şirketinin temerrütünün gerçekleştiği 28/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-) Alınması gerekli karar ve ilam harcı nispi 3.069,56-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL ile 152,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 187,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.881,66-TL harcın davalıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
3-) Davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL ile 152,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 187,90-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nisbi 5.292,85-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Bu dava kapsamında davacı tarafından yatırılan 500,00 TL bilirkişi ücreti, 289,40 TL posta davetiye gideri ve 1.140,00 TL maluliyet raporu ücreti olmak üzere 1.929,40-TL yargılama giderinin HMK 326/2. m. gereğince davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
III- İstinaf talebi reddedilen davalıdan alınması gereken 3.069,56 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 717,39 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.352,17 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
IV- İstinaf talebi reddedilen davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
V-İstinaf talebi kabul edilen davacı tarafça yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
VI-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 121,30 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 66,80-TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 188,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
VII-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
VIII-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.