Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1671 E. 2022/141 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1671
KARAR NO : 2022/141

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/10/2018
NUMARASI : 2015/590 Esas 2018/653 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VASİ :
MÜTEVEFFA :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 18/12/2014 tarihinde davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki, davalı …’ye ait ve davalı … şirketine trafik sigortası ile sigortalı aracın kırmızı ışık ihlalinde bulunarak, … plakalı araca çarpması neticesi meydana gelen trafik kazasında, araç içinde yolcu olarak bulunan, davacılardan …’in annesi, davacı …’in kızı, diğer davacıların kardeşi olan …’in vefat ettiğini, kaza tespit tutanağında davalı araç sürücüsünün tam kusurlu bulunduğunu, desteğin tanınan bir ses sanatçısı olup aylık 30.000,00 TL gelir elde ettiğini, desteğin; annesi …, kızı … ve kardeşi … ile aynı evde yaşayıp tüm geçim, eğitim masraflarını karşıladığını belirterek; belirsiz alacak davası kapsamında davacı …, … ve … için 50,00’şer TL’den toplam 150,00 TL maddi tazminatın (sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere) kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacı … için 150.000,00 TL, davacı … için 150.000,00 TL, davacı …, …, … için 70.000,00’er TL olmak üzere toplam 580.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 31/05/2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile maddi tazminat tutarlarını davacı … yönünden 70.214,49 TL’ye, davacı … yönünden 57.227,41 TL’ye artırmış ve harcı ikmal etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; sorumluluklarının poliçe limiti ve kusur ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, davacılar dışında destek görenler varsa onların payının ayrılması gerektiğini, kardeşlerin destek tazminatı talep edebilmeleri için müteveffanın refah içinde olduğunu ve maddi destekte bulunduğunu ispatlamaları gerektiğini, tek taraflı beyan ve tanık anlatımı ile gelirin ispatlanamayacağını, temerrüde düşürülmedikleri için kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, sigortalı aracın özel araç olması nedeniyle avans faiz istenemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen cevap vermemişlerdir. Bu davalılar, ön inceleme duruşmasına katılarak davanın reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama neticesi, davacı … ve … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile davacı … için 70.214,49 TL ve davacı … için 57.227,41 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar Hatice ve … yönünden 18/12/2014 kaza tarihinden, davalı … yönünden 30/03/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatının 18/12/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bilirkişi tarafından müteveffanın mevcut sosyal ve toplumsal koşullarda evlenemeyeceği varsayımı ile hesaplama yapılmasının manevi şahsiyete saldırı olduğunu, evlenemeyeceği varsayılan bir işte çalıştığı düşünülen bir gece çalışanının asgari ücretle çalışamayacağı halde tazminat hesabının asgari ücret üzerinden yapılmasını kabulün çelişkili olduğu gibi, hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, müteveffanın ses sanatçısı olduğunun tanık beyanı ve davalıların beyanı ile ispatlanmış olduğunu, müteveffanın çalıştığı işyerlerine ait sundukları sigorta kayıtlarında bir çok ilde pavyon ve gece kulübünde çalıştığı hususunun mahkemece dikkate alınmadığını, bu haliyle müteveffanın gelirinin asgari ücret olarak kabulünde isabet bulunmadığını,müteveffanın kardeşi …’nin ciddi seviyede böbrek hastası olup, tüm giderlerinin müteveffa tarafından karşılandığını, anne …’in emekli maaşı ile bu giderleri karşılamasının mümkün olmadığını bu sebeple davacı … için maddi tazminat talebinin reddinin yerinde olmadığını,hükmedilen manevi tazminat tutarlarının düşük kaldığını, tazminata avans faizi yerine yasal faiz işletilmesinde isabet bulunmadığını belirterek mahkeme kararının istinaf yolu ile kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca, 18.12.2014 günü,sürücü …’un idaresindeki, davalı …’a ait olan aracın,sürücü … idaresindeki araçla çarpıştığı,kazada …’un kullandığı araçta yolcu olan …’in vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’un “kırmızı ışık ihlali” yapması nedeniyle kural ihlali bulunduğu,araç sürücüsü …’nın kusurunun bulunmadığınının belirlendiği, … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde davalı … tarafından ZMM sigorta poliçesinin yapılmış olduğu,mahkemece kusur bilirkişisinden alınan 23/03/2016 tarihli rapor uyarınca kazanın meydana gelmesinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü …’ın asli ve tam kusurlu olduğunun belirlendiği,mahkemece aktüer bilirkişiden alınan 04/07/2017 tarihli rapor uyarınca davacı anne … için 50.960,18 TL, davacı kız çocuğu … için 62.908,17 TL tazminat hesaplandığı,28/03/2018 tarihli aktüer bilirkişi ek raporunda asgari ücretin değişmesi nedeni ile yeniden yapılan hesaplamada davacı anne … için 57.227,41 TL, davacı kız çocuğu … için 70.214,49 TL tazminat hesaplandığı,mahkemece anılan raporların hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesinde,hükme esas alınan bilirkişi raporunda müteveffanın evlenme ihtimali bulunmadığı değerlendirmesi ile hesaplama yapılarak hesaplanan tazminattan evlenme indirimi yapılmaması hususunun istinaf eden davacılar lehine olması,dosyaya celbedilen SGK kayıtlarının tetkikinde müteveffanın 2013 yılında 2 gün sigortalı çalışmasının yer aldığı, 20/05/2013’ten sonrasında bir çalışmasının gözükmediği, davacılar vekilince geçmiş dönem SGK kayıtlarında yer alan işyerlerinden müteveffanın gelirinin araştırılmasına yönelik talep gereğince mahkemece tamamına yazı yazıldığı bir kısım işleyerleri tarafından SGK kayıtlarında yer alan gelirlerin aynısı gönderilmiş ise de bu olguların müteveffanın kaza tarihinden öncesinde asgari ücretten fazla gelir elde ettiği bir işte çalıştığını ispata elverişlilik taşımadığı, mahkemece davacılar vekiline 24/03/2016 tarihli celsede müteveffanın asgari ücretten fazla geliri bulunduğuna dair iddiasına dayanak belgeleri sunması için mehil verildiği, davacılar vekilinin 02/06/2016 tarihli duruşmada bu yönde belge temin edemediğini, tanık dinleteceklerini beyan ettiği, listesini verdiği iki tanıktan birisinden 09/02/2017 tarihli celsede feragat ettiği, talimatla dinlenen tek tanık …’nın “… isimli kişinin kendi yanında muhasebecilik yaptığını, müteveffayı …’nın kardeşi olması sebebi ile tanıdığını, pavyonlarda ses sanatçısı olduğunu, Adapazarı’nda bir pavyonda çalışmakta olduğunu bazen gecelik 1000 TL, bazen daha az, bazen de hiç kazanamadığını kendisine müteveffanın söylediğini” beyan ettiği, bu haliyle tanığın görgüye dayalı bir beyanı olmadığı gibi bu beyan ile gelirin ispatlanmış olduğunun da kabul edilemeyeceği, tanık anlatımı ile gelirin ispatlanamayacağı, davalı …’ın Savcılık ifadesinde müteveffanın kendisini arayarak bir otele iş görüşmesine götürmesini istediğine dair anlatım, davalı …’ın bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde yer alan “müteveffanın gece klüplerinde çalışan bir insan olduğu, pavyona yetişmek için kendisinden yardım istediği”, yine davalı …’nin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde “kocasının şarkıcılık yapmakta olan müteveffayı taşımasında hatır taşıması olduğu” şeklindeki anlatımlarla müteveffanın gece kulüplerinde ses sanatçılığı mesleğini icra eden kişi olmasının bir an için ispatlanmış olduğu kabul edilse dahi kaza tarihinde bu mesleği yaptığı ve asgari ücret üzerinde gelir elde ettiğinin ispatlanamaması karşısında müteveffanın gelirinin bilirkişi tarafından asgari ücret olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılması,müteveffanın kardeşi olduğu anlaşılan davacı … yönünden,kardeşler için destek payı ayrılmasının, hayattayken fiili destekte bulunulduğunun ispatlanması şartına bağlanması,dosyada müteveffanın davacı kardeşi …’ye destekte bulunduğuna dair bir belge bulunmaması,davacı …’e bakmakla yükümlü olan annesi …’ın geliri bulunması ve …’in annesi ile ikamet etmekte olması gözetildiğinde davacı … ile müteveffa arasında destek ilişkisinin kanıtlanamamış olmasına,kazaya karışan aracın ticari araç olmaması ve kaza esnasında ticari amaçla kullanıldığına dair bir ispat vasıtası da bulunmamasına göre hükmedilen tazminata yasal faiz işletilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına,hükme esas alınan raporların hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmasına göre davacılar vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Manevi tazminata ilişkin istinaf talebinin incelenmesinde, 6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır.(HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira TMK’nın 4.maddesindeki hak ve nesafet kuralları, kanunun hakime takdir hakkı verdiği hallerde hakimin, hak ve nesafete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir. Belirtilen bu hususlar, özellikle müteveffanın kaza yapan araçta yolcu olması,davalının kusur oranı , tarafların sosyal ve ekonomik durumları,davacıların kaza neticesi evlat,anne ve kardeşlerini kaybetmiş olmaları dikkate alındığında davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarının yeterli olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında davacılar vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.nın 353/1-b-1 bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 36,30 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna müracaat eden davacılar tarafından yapılan istinaf masraflarının davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
5-Kararın HMK’nın 359/4. maddesi gereğince usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren İKİ HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 05/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …


Üye


Üye


Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.