Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/161 E. 2023/19 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/161 – 2023/19
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/161
KARAR NO : 2023/19

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2019
NUMARASI : 2014/44 Esas 2019/1102 Karar

DAVACILAR
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 18/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde, davalılardan … adına trafikte kayıtlı olup diğer davalı…’in kullandığı ve olay tarihi itibariyle ZMMS poliçesi düzenlenmediği için davalı …’nın yasadan dolayı sorumluluğunu üstlendiği … plaka sayılı aracın 25/11/2012 tarihinde seyir halinde iken yolun karşısına geçmeye çalışan her üç davacıya çarparak yaralanmalarına neden olduğunu belirterek, davacı … için 300,00 TL tedavi gideri, 100,00 TL ulaşım ve yemek gideri ve 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 500,00 TL maddi tazminatın her üç davalıdan olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte, ayrıca 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, davacı … yönünden yol gideri için 250,00 TL ve yemek gideri için 250,00 TL olmak üzere toplam 500,00 TL’nin tüm davalılardan olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte, ayrıca 10.000,00 TL manevi tazminatın gerçek kişi davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, davacı … yönünden ise 10.000,00 TL manevi tazminatın gerçek kişi davalılardan kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacılar … ve … vekili; asıl davaya konu trafik kazası sonucu davacılar … ve …’ın yaralanması sonucu ayrıca her iki davacıda sürekli çalışma gücü kaybı oluştuğunu belirtip, asıl davada talep etmedikleri sürekli çalışma gücü kaybı nedeniyle davacı … için 2.500,00 TL ve davacı … için 2.500,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte her üç davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçelerinde; asıl davada talep edilen tedavi, yemek ve bakıcı giderlerinin kendilerinden talep edilmesinin mümkün olmadığını, kaza sonucu yaralanan her üç davacının kusur dağılım oranlarının belirlenmesi gerektiğini, beden gücü kayıp oranı ile ilgili raporun ATK’dan, tazminat hesabına ilişkin raporun ise aktüer siciline kayıtlı bilirkişiden alınması gerektiğini, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, birleşen dava yönünden dava açılmadan önce kendilerine başvuru yapılmadığı için dava şartı eksikliği bulunduğunu, SGK tarafından yapılmış ödeme var ise bunun talep edilen tazminat miktarlarından mahsup edilmesi gerektiğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve bilerleşen davada davalı… vekili; alınan bilirkişi raporlarının hüküm vermek için yeterli olmadığını belirtip davaların reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …’e usulüne uygun biçimde tebligat yapıldığı halde yanıt verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, kusura ilişkin bilirkişi raporunda, yaya olan davacıların kaza tarihinde yürürlükte bulunan yasal düzenlemeye göre öncelikli geçiş hakkı araçlarda olduğu halde araçların geçişini tamamlamalarını bekleyip yol uygun ise yolun karşısına geçmeleri gerekir iken bu kurala aykırı davrandıkları için %45 oranında asli kusurlu oldukları, davalı …’in sürücü belgesi olmayan kişiye aracını kullandırdığı için % 20 oranında, araç sürücüsü olan davalı …’ın ise aracı yol ve trafik koşullarına uygun biçimde kullanmadığı için % 35 oranında kusurlu olacak şekilde olaya neden olduklarının belirtildiği, bu raporda belirtilen kusur dağılım oranının dosya içeriğine uygun olmadığı kabul edildiği için bu kez yeni bir bilirkişiden 20/08/2019 tarihli rapor alındığı, bu bilirkişinin de kusur dağılım oranı yönünden önceki raporda belirtilen kusur dağılım oranlarının doğru olduğu yönünde görüş bildirdiği, sonrasında Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından alınan 21/11/2019 tarihli raporda; davalılardan …’in araç sahibi ve işleteni diğer davalı …’ın ise sigortalı araç sürücüsü olması nedeniyle kusurlarının tek ve aynı orana karşılık gelmesi gerekmekle, yapılan değerlendirme sonucu tarafların ihlal ettikleri trafik kuralları dikkate alındığında araç sürücüsü … ile aracın işleteni konumunda olan diğer davalı …’in % 35 oranında kusurlu olacak şekilde, yaya olan davacıların ise geçiş önceliğini araçlara bırakmayarak yolun karşısına geçmeye çalışarak % 65 oranında kusurlu olacak şekilde yaralanma ile sonuçlanan olaya neden olduklarının kabul edildiği, asıl davada davacı … bakıcı gideri ve birleşen davada davacılar … ve … sürekli çalışma gücü kaybı oluştuğunu belirtip maddi tazminat talep ettikleri için bu davacılar ile ilgili olarak sürekli çalışma gücü kayıp oranı ve bakıcı ihtiyacı yönünden rapor alınması gerektiği, davacılar … ve … ile ilgili çalışma gücü kayıp oranının belirlenmesi için Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan 17/04/2015 tarihli rapor alındığı, düzenlenen rapor ile yaralanmalardan dolayı davacı …’ın % 9 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluşturacak şekilde, diğer davacı …’nin ise % 5,1 oranında sürekli çalışma gücü oluşturacak şekilde yaralandığı, çalışma gücü kaybı nedeniyle tazminat isteğinde bulunmayan davacı …’ın ise sürekli çalışma gücü kaybı oluşturmayıp 2 ay içerisinde iyileşecek şekilde yaralandığının bildirildiği, davacılar hakkında düzenlenen bu rapora yönelik itirazlar üzerine ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan alınan 15/02/2016 tarihli raporda, davacı …’nin mevcut yaralanmaları nedeniyle % 5,1 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluşturacak şekilde yaralandığı, aynı kurumun 01/02/2018 tarihli raporunda ise davacı …’ın % 9 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluşturacak ve iyileşme süresi olarak belirlenen 9 aylık sürenin tamamında bir başkasının yardımına ihtiyaç duyacağının belirtildiği, davacılar … ve … yönünden Ankara Üniversitesi ve ATK tarafından düzenlenen raporlarda aynı oranda sürekli çalışma gücü kaybı belirlendiği ve bu oranların davacılardaki yaralanmalar ile uyumlu olduğu anlaşılmakla davaya konu trafik kazası sonucu davacılardan …’ın % 9 oranında, diğer davacı …’nin ise % 5,1 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluşturacak şekilde yaralandıkları, bu nedenle her iki davacının birleşen dava ile talep ettikleri sürekli çalışma gücü kaybı zararlarının hesaplanması gerektiği, davacı …’nin ana dava ile yemek ve yol gideri için ayrı ayrı 250,00 TL, davacı …’ın ise SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri için 300,00 TL, ulaşım ve yemek gideri için 100,00 TL ve bakıcı gideri için 100,00 TL talep ettiği, davacıların asıl dava ile talep ettikleri bu tazminat türleri yönünden talep edilebilecek alacakları olup olmadığı, varsa miktarlarının belirlenmesi için bilirkişiden ayrı bir rapor alınmakla birlikte ayrıca birleşen davadaki sürekli çalışma gücü kaybı zararı ve davacı … yönünden asıl davada talep edilen bakıcı gideri ile ilgili ayrı bir bilirkişi raporu alındığı, birleşen dava dosyasında davacılar … ve …’nin sürekli çalışma gücü kaybından kaynaklanan zararlarının da giderilmesini istediği, manevi tazminat koşullarının oluştuğu; “mahkemenin 2014/44 esas sayılı davasındaki talepler ile ilgili olarak; A)Davacı … …’ın talepleri yönünden;
a)Davacı …’ın maddi tazminat istekleri ile ilgili olarak;
Talebin KISMEN KABULÜNE,
İyileşme dönemi için oluşan bakıcı ihtiyacı, SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri ve tedavi amaçlı yol ve yemek gideri olmak üzere toplam 3.432,37 TL’nin davalılardan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
Davacı alacağına davalı … yönünden 06/09/2013 dava tarihinden itibaren, davalılar … ve … yönünden 25/11/2012 kaza tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına,
Fazla istemin reddine,
aa)Davacı …’ın manevi tazminat talebi ile ilgili olarak;
Talebin KISMEN KABULÜNE,
Tarafların kusur dağılım oranları, davacıdaki yaralanmaların niteliği ve iyileşme süresi ile belirlenebilen gelir durumları dikkate alınarak takdiren 6.000,00 TL manevi tazminatın 25/11/2012 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınıp davacı …’a ödenmesine,
B)Davacı … …’ın talepleri yönünden;
b)Davacı …’nin maddi tazminat istekleri ile ilgili olarak;
Talebin KISMEN KABULÜNE,
Tedavi amaçlı yol ve yemek gideri olmak üzere toplam 649,25 TL’nin davalılardan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
Davacı alacağına davalı … yönünden 06/09/2013 dava tarihinden itibaren, davalılar … ve … yönünden 25/11/2012 kaza tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına,
Fazla istemin reddine,
bb) Davacı …’nin manevi tazminat talebi ile ilgili olarak;
Talebin KISMEN KABULÜNE,
Tarafların kusur dağılım oranları, davacıdaki yaralanmaların niteliği ve iyileşme süresi ile belirlenebilen gelir durumları dikkate alınarak takdiren 4.000,00 TL manevi tazminatın 25/11/2012 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınıp davacı …’ye ödenmesine,
C) Davacı …’ın manevi tazminat talebi ile ilgili olarak;
Talebin KISMEN KABULÜNE,
Tarafların kusur dağılım oranları, davacıdaki yaralanmaların niteliği ve iyileşme süresi ile belirlenebilen gelir durumları dikkate alınarak takdiren 1.500,00 TL manevi tazminatın 25/11/2012 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınıp davacı …’a ödenmesine,
2-Birleşen Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/955 esas sayılı davası ile ilgili olarak;
A) Davacı … …’ın talebi ile ilgili olarak;
Talebin KISMEN KABULÜNE,
20.986,39 TL sürekli iş göremezlik zararının davalılardan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
Davacı alacağına davalı … yönünden 27/12/2018 dava tarihinden itibaren, davalılar … ve … yönünden 25/11/2012 kaza tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına,
Fazla istemin reddine,
B) Davacı … …’ın talebi ile ilgili olarak;
Talebin KISMEN KABULÜNE,
11.614,79 TL sürekli iş göremezlik zararının davalılardan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
Davacı alacağına davalı … yönünden 27/12/2018 dava tarihinden itibaren, davalılar … ve … yönünden 25/11/2012 kaza tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına,
Fazla istemin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin yaşanan kazada dosyada diğer iki bilirkişi raporunu (ki bu raporlarda müvekkillere verilen kusur oranı %45’tir) göz ardı ederek son rapora göre müvekkillerin %65 oranında kusurlu olduklarını kabul etmek sureti ile karar verdiğini, bu oranın çok yüksek olup, somut olaya da uygun olmadığını, zira hükme esas alınan dosyaya sunulan ATK raporunda; müvekkil yayaların aydınlatmasız olay mahallinde yaklaşan araçların hız ve mesafesine dikkate etmeden, kontrolsüzce yola girerek karşıya geçtikleri esnada 342. cadde istikametinden gelen ve ilk geçiş hakkını bırakmadığı sürücü…’in kullandığı otomobil tarafından çarpılmasıyla meydana gelen kazada her birinin kendi adına asli kusurlu oldukları ve kusur oranlarının % 65 olduğunun ifade edildiğini, yaşanan kazada tüm kusur sürücüye ait olup, sürücünün ehliyeti olmadığının sabit olduğunu, yine müvekkiller yola indikten ve karşıya geçtikten sonra ortaya çıkan davalı…’in sevk ve idaresindeki aracın , müvekkillere çarparak yaralanmalarına sebep olduğunu, müvekkillerin kaza anında yolda olmadıklarını, yolun karşısına geçtiklerini ve yürüyüş halinde olduklarını, hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacılar vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1) 1-Trafik kazası neticesinde meydana gelen zararlardan; zarara sebebiyet veren sürücüler, işleten ve işletenin sorumluluğunu ZMMS ile üstlenen sigorta şirketi KTK’nın 85, 91 ve 88. maddeleri gereğince müteselsilen sorumludur. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri TBK’nın 162/2 ve 163. maddelerine göre borcun tamamından sorumludur.
Müteselsil borçlularda borcun sona ermesini düzenleyen TBK’nın 166. maddesinde “(1)Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. (2)Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. (3)Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır.” düzenlemesine yer verilmiş, bu doğrultuda müteselsil borç nedeniyle alacaklıya halef olmayı düzenleyen TBK’nın 168/2 maddesinde de “Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır.” denilerek, bir borçlu lehine yapılacak olan iyileştirmenin, diğer borçluların aleyhine olması halinde, iyileştirmenin aleyhine olduğu, diğer borçluların da bundan istifade edeceği kabul edilmiştir.
Davadan feragat borcu sona erdiren bir irade beyanı olup, kural olarak feragat edilen borçlu yönünden hüküm ifade etmekle birlikte, borçluların müteselsil sorumluluğunun bulunduğu hallerde, müteselsil borçlular ancak durumun ve borcun niteliği elverdiği ölçüde veya feragat ile borçlulardan birinin durumunu diğerlerinin zararına iyileştirmiş ise feragatten istifade edebilirler. Aksi takdirde, feragat ancak yapılan kişi lehine sonuç doğurur.
Somut olayda; davacı, müşterek müteselsil borçlulardan, … hakkındaki destek tazminatına ilişkin taleplerinden feragat etmiş olup, 2918 Sayılı Yasanın 91. maddesi gereğince …, işletenin sorumluluğunu üstlendiğinden, … ifâda bulunsun ya da bulunmasın yapılan feragat işletenin yararına olduğundan işletene de sirayet edeceğinden işleten de sigorta teminat limiti ile sınırlı olarak (sigorta limitini aşan zarar varsa bu kısım hariç) borcundan kurulacaktır.
Sürücü açısında ise, sigorta şirketi sürücünün sorumluluğunu üstlenmediğinden, sigorta şirketi hakkında davadan feragat edilmesi halinde, sürücü kusurundan kaynaklanan zararlarında, sürücünün zararına sigorta şirketinin durumunun iyileştirilmesi mahiyetinde olmadığından, sigorta şirketi hakkındaki davadan feragat edilmiş olması durumunda, sürücü yapılan ödeme var ise ancak ödeme yapılan miktar ile sınırlı olarak borcundan kurtulur. (YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2019/5845E. 2020/3050 K., 2016/18007 E. 2019/7784 K.)
Somut olayda, davalı … tarafından yapılan ödeme nedeniyle maddi tazminata ilişkin olarak davanın feragat nedeniyle reddi gerekmektedir.
2) Manevi tazminata ilişkin olarak,
Kusura ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde, somut olayda, sürücü…, 25.11.2012 günü saat 22:50 sıralarında sevk ve idaresindeki… plakalı otomobil ile 342. Cadde istikametinden 428. Cadde istikametine 433. Sokağı takiben seyir halindeyken geldiği olay mahallinde seyrine göre sağ taraftan yola girip karşıya geçmekte olan yayalar … …, … … ve … …’a çarpmasıyla dava konusu kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Dosyada alınan 18/3/2019 tarihli raporda, davacı yayalar … …, … … ve … …’ın, Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/d ve 68-b.maddeleri hükümlerine riayetsizlikleri yanında, dikkatsizlikleri ve tedbirsizlikleri de mevzubahis olduğundan olayda % 45 oranında kusurlu oldukları, davalı…’in, K.Trf. K.’nın 36. ve 52/b maddeleri hükümlerine riayetsizliği yanında, dikkatsizliği ve tedbirsizliği de mevzubahis olduğundan olayda % 35 oranında kusurlu olduğu , araç maliki diğer davalı …’in ise, K.Trf.K.’nun 36.maddesi hükmüne riayetsizliğinin mevzubahis olduğu olayda % 20 (Yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Dosyada alınan 20/8/2019 tarihli raporda, davacı yayalar … …, … … ve … …’ın olayda %45 (yüzde kırkbeş) oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü…’in, olayda 35 (yüzde otuzbeş) oranında kusurlu olduğu, davalı …’in olayda 20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda ise, davalı sürücü…’in , sevk ve idaresindeki otomobil ile meskun mahalde, gece vakti, aydınlatmasız yolda seyir halindeyken, hızını ve sürüşünü mahal şartları ile far ışığı altındaki görüşüne göre ayarlamadan geldiği olay mahallinde, seyrine göre sağ taraftan yola girip karşıya geçmekte olan yayalara karşı almış olduğu fren tedbirinin hızından dolayı etkisiz kalarak bu yayalara çarpmasıyla meydana gelen kazada tali kusurlu olduğu, davacı yayalar … …, … … ve … …’ın aydınlatmasız olay mahallinde, yaklaşan araçların hız ve mesafesine dikkat etmeden, kontrolsüzce yola girerek karşıya geçtikleri esnada 342. Cadde istikametinden gelen ve ilk geçiş hakkını bırakmadığı sürücü…’in kullandığı otomobil tarafından çarpılmasıyla meydana gelen kazada, her birinin kendi adına asli kusurlu olduğu saptanarak davalı sürücü…’in %35(yüzdeotuzbeş) oranında kusurlu olduğu, davacı yayalar … …, … … ve … …’ın her biri kendi adına %65(yüzdealtmışbeş) oranında kusurlu oldukları belirtilmiştir.
Kesinleşen ceza dosyasında alınan kusur raporunda ise, “sanık otomobil sürücüsü…’in meydana gelen olayda Karayolları Trafik Kanununun 36 ve 52/a-b maddesine göre kural ihlalinde bulunduğu, ancak olay yerinde ilk geçiş hakkı kendisinde olması nedeni ile tali derecede kusurlu olduğu; müşteki ve mağdur yayalar … …, … … ve … …’ın ise meydana gelen olayda sanık sürücüye ilk geçiş hakkını vermemeleri nedeni ile asli derecede kusurlu oldukları” belirlenmiştir.
6098 sayılı TBK.nın 74. maddesi “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmünü içermektedir. Madde metninde de anlaşıldığı üzere ceza mahkemesinin beraat kararının hukuk hâkimini bağlamayacağı, ancak beraat kararı bir maddi olguyu tespit ediyorsa bu kararın hukuk hâkimini bağlayacağı, beraat kararı suçun sanık tarafından işlenmediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayanıyorsa, bu kararın hukuk hâkimini de bağlayacağı, bundan başka kusurun takdiri ve zararın miktarını tayini hususundaki kararın hukuk hâkimini bağlamayacağı hüküm altına alınmıştır (Turgut Uygur, Borçlar Kanunu Şerhi, C. 1, s. 844). Ancak Hukuk hâkiminin kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı gerek öğreti, gerekse de yargısal uygulamada istikrarla kabul edilmektedir. Başka bir deyişle maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (HGK, 24.12.2014 gün ve 2014/4-846 E., 2014/1091K). Hukuk hâkimi ceza mahkemesi kararındaki fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını belirleyen maddi olgularla ve ceza mahkemesince verilen mahkûmiyet kararı ile bağlıdır.
Bu hale göre hukuk mahkemesi hâkimi her ne kadar ceza mahkemesi kararı ile bağlı değil ise de; dava konusu olayda olayın oluşuna ilişkin ceza mahkemesi kararı ile belirlenecek maddi vakıa, kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunan kişilerin ve kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ceza mahkemesi kararıyla kesinleşen maddi olgular dikkate alınmalıdır. Belirtilen nedenlerle Adli Tıp Kurumundaki saptamaların ceza dosyasında belirlenen maddi vakıalarla örtüştüğü anlaşılmakla kusura ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Hükmedilen manevi tazminat miktarına ilişkin olarak ise, Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır.(HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira MK’nın 4.maddesindeki hak ve nesafet kuralları, kanunun hakime takdir hakkı verdiği hallerde hakimin, hak ve nesafete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir. Belirtilen bu hususlar, özellikle kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarının yeterli olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, maddi tazminata ilişkin olarak 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-3 madde uyarınca hükmün ortadan kaldırılarak davanın feragat nedeniyle reddine, taraf vekillerinin beyan dilekçelerine göre tarafların yaptıkları yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, tarafların talebi bulunmadığından vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, manevi tazminata ilişkin olarak ise başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacılar vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
II-Hükümden sonra davadan feragat nedeniyle, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/12/2019 tarih 2014/44 Esas – 2019/1102 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1- 2014/44 esas sayılı davasındaki talepler ile ilgili olarak;
A)Davacı … …’ın talepleri yönünden;
a)Davanın feragat nedeniyle reddine, tarafların talebi bulunmadığından vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
aa)Davacı …’ın manevi tazminat talebi ile ilgili olarak;
Talebin KISMEN KABULÜNE,
Tarafların kusur dağılım oranları, davacıdaki yaralanmaların niteliği ve iyileşme süresi ile belirlenebilen gelir durumları dikkate alınarak takdiren 6.000,00 TL manevi tazminatın 25/11/2012 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınıp davacı …’a ödenmesine,
Fazla istemin reddine,
Bu davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT si uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı … ve …’den müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davalı… lehine hüküm tarihindeki AAÜT si uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak adı geçen davalıya VERİLMESİNE.
B)Davacı … …’ın talepleri yönünden;
b)Davacı …’nin maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine
bb) Davacı …’nin manevi tazminat talebi ile ilgili olarak;
Talebin KISMEN KABULÜNE,
Tarafların kusur dağılım oranları, davacıdaki yaralanmaların niteliği ve iyileşme süresi ile belirlenebilen gelir durumları dikkate alınarak takdiren 4.000,00 TL manevi tazminatın 25/11/2012 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınıp davacı …’a ödenmesine,
Fazla istemin reddine,
Bu davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT si uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı … ve …’den müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davalı… lehine hüküm tarihindeki AAÜT si uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak adı geçen davalıya VERİLMESİNE.
C) Davacı …’ın manevi tazminat talebi ile ilgili olarak;
Talebin KISMEN KABULÜNE,
Tarafların kusur dağılım oranları, davacıdaki yaralanmaların niteliği ve iyileşme süresi ile belirlenebilen gelir durumları dikkate alınarak takdiren 1.500,00 TL manevi tazminatın 25/11/2012 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınıp davacı …’a ödenmesine,
Fazla istemin reddine,
Bu davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT si uyarınca hesaplanan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davalı… lehine hüküm tarihindeki AAÜT si uyarınca hesaplanan 1.500,00 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak adı geçen davalıya VERİLMESİNE.
Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 785,57 TL karar ve ilam harcının davalı… ve …’den müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 267,58 TL (ıslah harcı dahil) peşin harç olmak üzere toplam 296,78 TL’ nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE.
2-Birleşen Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/955 esas sayılı davası ile ilgili olarak;
A) Davacı … …’ın talebi ile ilgili olarak;
Davanın feragat nedeniyle reddine, tarafların talebi bulunmadığından vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
B) Davacı … …’ın talebi ile ilgili olarak;
Davanın feragat nedeniyle reddine, tarafların talebi bulunmadığından vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Maddi tazminat yönünden Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca, asıl davada alınması gereken 119,9 TL maktu karar harcının alınan 267,58 TL’den mahsubu ile, kalan 147,6 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, birleşen davada alınması gereken 119,9 TL maktu karar harcının alınan 316,55 TL’den mahsubu ile, kalan 196,65 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 785,57 TL karar ve ilam harcının davalı… ve …’den müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacılar tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 1.128,70 TL ve bilirkişi ücreti 2.400,00 TL olmak üzere toplam 3.528,70 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1.830,32 TL’sinin davalılar … … ve …’den müteselsilen tahsili ile davacılara ÖDENMESİNE, artan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
III-Manevi tazminata ilişkin olarak istinaf talebi reddedilen davacılardan alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,5 TL’nin davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
IV-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan giderlerin taraflar üzerinde bırakılmasına,
V-HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
VI-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.