Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1601 E. 2023/1709 K. 27.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1601 – 2023/1709
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1601
KARAR NO : 2023/1709

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/09/2021
NUMARASI : 2021/202 Esas 2021/519 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/12/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/12/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dilekçesinde, 30/11/2020 günü sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla seyir halindeyken yolun sağında bulunan dinlenme tesisinden çıkıp karşıya geçmeye çalışan yaya …’ye çarpması sonucu müvekkilinin desteği olan …’nin vefat etmesine neden olan ölümlü yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, olayla ilgili olarak, kaza mahallinde görevli memurlarca tutulan kaza tespit tutanağına göre; …’ye asli ve tek kusur verildiğini, bunu kabul etmediklerini, … plakalı aracın da kusurlu olduğunu, davalı tarafa Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/13375 numaralı soruşturma dosyası ve içinde bulunan tüm belgelerle başvurduklarını, gelir hususundaki asgari ücrete göre hesaplama yapılmasına muvafakat etmelerine rağmen, poliçe sahibinin kusuru olmamasından dolayı ödeme yapamayacaklarını bildirdiklerini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; Muris …’nin eşi olan …’ye destekten yoksun kalma tazminatı olarak şimdilik 1.000,00 TL’nin … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine ve başvuru tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasını talep etmiştir.
Davacı, harcını da yatırmış olduğu 04/08/2021 tarihi dilekçesi ile talebini 40.219,79 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; daha öncesi müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete 26/06/2020-2021 tarihleri arasında sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalının kusuru oranında sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirkete sigortalı … plaka sayılı aracın sürücüsü …’in kazanın meydana gelmesinde kusurlu bulunmadığını, 21/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda da müteveffanın alt geçidi kullanmadığı, yasak olan bölgeye karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı, alt geçit olmasına rağmen kullanmadığının tespit edildiğini, müteveffanın davacıya gerçekten destek olduğunun ispatı gerektiğini, davada ZMSS genel şartları ve eki olan TRH 2010 tablosunun uygulanması gerektiğini, avans faizi talebin haksız olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde; dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin olup, davacının müteveffa …’nin eşi olduğu, müteveffa yönünden AGİ’siz asgari ücret esas alınarak hesaplama yapıldığı, davacıya rücuya tabi herhangi bir gelir ya da aylık bağlanmadığı, buna ilişkin mali sosyal araştırmaların yapıldığı, müteveffanın ve davacının yaşları ile muhtemel bakiye ömürlerinin hesaplandığı, müteveffanın çocuklarının 18 yaşından büyük oldukları; davalı sigorta şirketine ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün olayda %25 oranında, müteveffa …’nin ise %75 oranında kusurlu olduğu, hesap bilirkişisi raporunda belirtildiği şekilde TRH 2010 Yaşam Tablosu % 1,8 teknik faizli Devre Başı Ödemeli belirli süreli rant yöntemi uygulandığında, 40.219,79 TL tazminat talep edebileceğinin belirtildiği, 22/12/2020 tarihinde dava sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu anlaşılmakta; 04/01/2021 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi işletilmek üzere; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; “Davanın kabulü ile; Davacı … için 40.219,79 TL destekten yoksun kalma tazminatının, 04/01/2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde, kaza tespit tutanağı ve ceza yargılamasında alınan kusur raporlarında, müvekkil şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu tespit edilmesine rağmen, yargılama sırasında da sundukları itirazlar doğrultusunda yeni bir kusur raporu alınmadan hatalı ve haksız nitelikteki kusur raporunun hükme esas alınmasının isabetsiz olduğunu, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını, davacı tarafından müvekkil şirkete yapılan başvuruda müvekkil şirkete gerekli belgelerin iletilmediğini, müvekkil şirketin temerrüde düşmediğini, bu nedenle yerel mahkeme tarafından temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesine hükmedilmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı sigorta vekili tarafından istinaf edilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 74. (818 sy. BK.53) maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ile gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de sanığın isnad edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile ve o eylemin hukuka aykırılığını ve failiyle belirlenen mahkumiyet kararının bu yönleriyle bağlıdır. (YHGK’nın 6.2.2002 gün ve 2002/19-16 E.-19-16 K 47 K., YHGK’nın 25.2.2004 gün ve 2004/11-115 E.,-108 K., Y.17.H.D’nin 21.02.2011 gün ve 2010/7775 E, 2011/1428 K., Y.17.H.D’nin 02.02.2010 gün ve 2009/9084 E, 2010/685 ……vs.) Cumhuriyet Savcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ise hukuk hakimini bağlamaz ve TBK 74. maddesi anlamında maddi olayın bu şekilde gerçekleştiği anlamına da gelmez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11.09.2013 tarih ve 2013/11510 Esas, 2013/12032 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda, dosyada alınan bilirkişi raporunun oluşa uygun ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapora katılmama nedenlerinin kaza mahallinde yaya geçidi bulunmaması, bariyerlerin yaya geçişine engel olunması amacıyla konulmaması ve yaya geçidi bulunmaması nedeniyle müteveffanın geçişini engelleyecek bir yasa hükmü bulunmaması olarak açıkladığı anlaşılmakla, hükme esas alınmasında isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı vekilinin, hükmedilen tazminata uygulanan faizin başlangıç tarihine yönelik istinaf sebeplerine gelince;
Sigorta şirketi hakkında, ZMMS kapsamında açılan sorumluluk davasında, KTK’nın 99. maddesinde sigorta şirketinin, zarar görenin Genel Şartlar’da sayılan evraklar ile kendisine müracaat etmesi halinde, 8 iş günü sonunda temerrüdünün gerçekleşeceği kabul edilmiştir. Zarar görenin eksik evrak ile müracaat etmesi halinde temerrüt gerçekleşmeyeceğinden, ancak açılan dava tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edilebilir. Davacı tarafından davadan önce sigorta şirketine başvurulduğu ve gerekli belgelerin ibraz edildiği anlaşılmakla, faiz başlangıcına ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 2.747,41 TL istinaf karar harcından peşin alınan 687,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2060,41TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurma harcı peşin yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 27/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.