Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/160 E. 2022/118 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/160
KARAR NO : 2022/118

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2020
NUMARASI : 2019/155 Esas 2020/129 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 27.11.2018 tarihinde davalıya Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı, dava dışı…’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki motosiklete çarptığını, müvekkilinin trafik kazasında ağır yaralandığını belirterek, 4.500,00 TL daimi maluliyet tazminatının davalı … şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 02.01.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 8.904,93 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 2918 sayılı Yasa’nın 97. maddesine uygun olarak başvuru yapılmadığını, dava şartlarının noksan olduğunu belirterek davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise sorumluluğun poliçe limiti ile sigortalının kusuru oranında olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 6704 sayılı yasa ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca uygulanması gereken 14.5.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve ekleri uyarınca, maluliyet oranının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi, tazminat hesabının da TRH 2010 yöntemine göre yapılması gerektiği, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ATK dan ” 10/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre düzenlenmiş rapora göre davacının yaralanmasından dolayı %1 daimi malul kaldığı, kaza tespit tutanağına göre, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu, HMK’nın 266. maddesine göre, Makine Mühendisi ve Aktüer bilirkişiden alınan raporda, TRH 2010 yöntemi kullanıldığı, 8,904,93 TL tazminat hesaplandığı, sigortalı araç sürücüsünün kontrolsüz U dönüşü yapması nedeni ile %100 kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsünün müterafik kusuru olmadığının belirlendiği, motosiklet sürücüsünün kask, ceket, dizlik, özel eldiven kullanması halinde zararın daha az olacağı, müterafik kusur indirimi yapılması istenilmiş ise de, radius alt uç kırığı dirseğinde bir kırık olup motosiklet sürücüsünün kanun yada yönetmelik gereği yaralanmayı önlemek için alabileceği bir tedbir olmadığından müterafik kusur indirimi yapılmadığı gerekçesiyle davanın KABÜLÜNE, 8.904,93TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … şirketine başvuru tarihi olan 28/12/2018 tarihinden itibaren hesap edilen 8 iş günü sonrası olan 10/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının müterafik kusur indirimi talebinin yasal şartlar oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde; …’de kişinin yerinde yapılan muayenesi sonucunda yapılan medikal inceleme sonucunda tanzim edilen rapora göre; “…’ın 27.11.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliği’ne göre zarar görende fonksiyon kaybı haline neden olmayacağından, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı 14.10.2019 tarih 72446162/641.03.01/3259 sayılı kurul raporunda tespit edildiği bildirilen %1’lik oranın değerlendirmeye alınmaması gerekmektedir. …’ın 27.11.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması bir başkasının geçici ve sürekli bakımını gerektirmemekle birlikte, 6 (altı) ay geçici iş göremezlik süresine neden olduğunun kabulü gerektiği”nin belirtildiğini, medikal raporda belirtildiği üzere raporda başvuranın Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliği’ne göre zarar görende fonksiyon kaybı haline neden olmayacağı belirtildiğini, 6100 sayılı HMK’nın 293. maddesi uyarınca “uzman görüşü” müessesesinin düzenlendiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 2017/603 E. 2017/829 K. ve 16.11.2017 tarihli kararında; maluliyet raporu ve medikal görüş arasında çelişki bulunması halinde çelişkiyi giderecek şekilde Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümlerinden seçilmiş Adli Tıp Uzmanlarından oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi heyetinden kaza tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmelik uyarınca rapor alınarak raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek biçimde davacıda var olan rahatsızlıkların kaza ile illiyet bağını da belirleyen denetime elverişli rapor alınması gerektiği gerekçesi ile Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına karar verildiğini, öte yandan Yasa ve Yargıtay Kararları uyarınca da, “Özürlülük Oranı” hususunda bilimsel ve teknik görüşlerini mahkemelere bildirmekle görevli olarak kılınmış olan en yetkili kurumun “Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu” olup Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas dışında alınan raporlara itibar edilmemesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle kalıcı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle, gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca ’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90.maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle aktüer raporunda %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiş ise de, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/6/2021 tarih ve 2021/2457 Esas, 2021/3304 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, karara esas alınan rapordaki hesap biçiminin davalı lehine olması ve aleyhe hüküm kurma yasağı gereği tazminat hesap biçimi kaldırma sebebi yapılamayacağından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Davalı vekili sürekli iş göremezlik oranlarında çelişki bulunduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuşsa da, raporlar arasında çelişki bulunmadığı, değişik oranların farklı yönetmelik hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığı, kaza tarihi itibarıyla 20.02.2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmeliğin yürürlükte bulunmadığı anlaşılmakla, bu yöne ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilmemiş olup, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 608,30 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 153,00 TL’nin mahsubu ile kalan 455,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 30/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

.
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.