Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1589 E. 2023/1628 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1589 – 2023/1628
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1589
KARAR NO : 2023/1628

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2022
NUMARASI : 2019/229 Esas 2022/132 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 13/12/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/12/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 02.03.2018 tarihinde Kastamonu ilinde Üniversite içerisinden Gölköy istikametine seyir halinde iken davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı … plaka sayılı araç ile davacı yayaya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasından yaralanan davacı için şimdilik 500,00-TL geçici iş göremezlik, 500,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 12.10.2021 tarihli dilekçesinde, sürekli iş göremezlik talebini 229.335,16-TL’ye çıkartmış, 24.01.2022 tarihli dilekçesi ile talebini 99.596,24 TL daha artırarak toplam 328.931,40-TL’nin kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde, dava konusu … plakalı aracın müvekkil şirkete, 07/08/2017 –07/08/2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının taleplerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkiline yapılan başvuru neticesinde hasar dosyası açıldığını ve müvekkilince dava öncesinde doğru veriler çerçevesinde hesaplama yapılarak 01.04.2019 tarihinde 31.068,00TL ödeme yapıldığını, davacıya yapılan ödeme güncellenerek zarar hesabının yapılması gerektiği gibi müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, 328.932,00-TL teminat limitinin bulunduğunu, sigortalının kusurunun tespitinin yapılmasını ve teminat limiti ile sorumluluğu oranında hesaplama yapılmasını, ayrıca SGK tarafından rücuya tabi daimi iş göremezlik ödeneğinden ödeme yapılıp yapılmadığının tespitinin yapılarak var ise bu miktarın hesaplanacak olan tutardan düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, … Sigorta A.Ş tarafından, … plakalı aracın karıştığı 02.03.2018 tarihli kaza nedeni ile davacıya yapılan 31.068,60 TL ödemenin ne kadarının sürekli iş göremezlik tazminatına, ne kadarının geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğu hususunda bilgi ve belgelerin dosya arasına alındığı, … Üniversitesi Adli Tıp Kurumunun 01.04.1983 doğumlu davacının 02.03.2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasında yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik esas alınarak hazırlanan 05/08/2021 tarihli raporunda, kişinin özür oranının %32 (yüzdeotuziki) olduğu ve 9 (dokuz) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının belirtildiği, dava konusu olayın meydana gelmesinde, davalı … Sigortaya olay tarihinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunan … plakalı … model kamyonetin dava dışı sürücüsü …’nın dava konusu davacı yayanın dosya kapsamına göre yaralanmasıyla meydana gelen trafik kazasının oluşumunda % 40 oranında kusurlu olduğu davacı yaya …’in %60 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacı lehine hesaplanan maddi zarardan TBK 52 inci maddesi kapsamında % 60 oranında kusur indirimi yapıldığı, davacı …’in 02.03.2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle, Çalışma Gücü… Yönetmeliğine göre vücut genel çalışma gücünden % 38,2 oranında kaybettiği, Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre özür oranının %32 olduğu, 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının tespit edildiği, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre hesaplama yapıldığı, dava konusu olay nedeniyle, davalı … Sigorta şirketi tarafından, 01.04.2019 tarihinde, davacı …’e 31.068,60 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığı, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre hesap yapılarak, yapılan ödeme ile davacının zararının karşılanıp karşılanmadığının tespit edilmesi gerektiği, kök raporda, ödeme tarihindeki verilere göre, %32 maluliyet oranı esas alınarak, TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 Teknik faiz kullanılarak hesaplama yapıldığında, davacı lehine 87.368,18 TL sürekli iş göremezlik zararı hesaplandığı, davalı tarafından yapılan 31.068,60 TL ödeme ile hesaplanan 97.916,58 TL zarar arasında, 56.289,58 TL fark olduğu, Yargıtay’ın emsal kararına göre, “ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK’nın 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığının” değerlendirilmesi gerekmekte olup, 56.289,58 TL’nin fahiş fark olduğunun, fahiş fark olmadığı takdirde bakiye alacağın olmayacağı, rapor tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada, Anayasa Mahkemesinin kısmi iptal kararı sonrasında, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarihli emsal kararı doğrultusunda, TRH 2010 yaşam tablosu kullanıldığı, ancak 1,8 teknik faiz uygulanmadan hesaplama yapıldığı, rapor tarihine göre hesaplamada, ilk önce asgari ücret düzeyine göre hesaplama yapıldığı, davacının gelir düzeyinin asgari ücret düzeyinde olduğunun kabulü halinde, davacı lehine 256.539,30 TL sürekli iş göremezlik zararı hesaplanmış olup, davalı tarafından yapılan 31.068,60 TL ödemenin yasal faiz oranı ile güncellenmesi sonucu bulunan 38.882,57 TL’nin mahsubu sonucunda, davacı lehine 217.656,73 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, davacının gelirinin, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından bildirilen emsal ücret düzeyinde olduğunun kabulü halinde, davacı lehine 375.455,98 TL sürekli iş göremezlik zararı hesaplanmış olup, davalı tarafından yapılan 31.068,60 TL ödemenin yasal faiz oranı ile güncellenmesi sonucu bulunan 38.882,57 TL’nin mahsubu sonucunda, davacı lehine 336.573,41 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçe limiti, 360.000,00 TL olup, poliçeden 31.068,60 TL ödendiğinden, 328.931,40 TL bakiye poliçe limiti kaldığı, tüm dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde; meydana gelen trafik kazasında yaralanan dava dışı sigortalı araç sürücüsünün % 40 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’in %60 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacının kaza neticesinde yaralandığı, Özürlülük Ölçütü… Yönetmeliğine göre %32 engel oranı olduğu, davacı lehine 375.455,98 TL sürekli iş göremezlik zararı hesaplanmış olup, davalı tarafından yapılan 31.068,60 TL ödemenin yasal faiz oranı ile güncellenmesi sonucu bulunan 38.882,57 TL’nin mahsubu sonucunda, davacı lehine 336.573,41 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı. kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçe limitinin 360.000,00 TL olduğu, poliçeden 31.068,60 TL ödendiğinden, 328.931,40 TL bakiye poliçe limiti kaldığı gerekçesiyle; “-Davanın KABULÜ ile; 328.931,40-TL tazminatın 01.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde, … Üniversitesi’nden alınan maluliyet raporunun hatalı verilerle düzenlenmiş olup rasyonel olmadığını, maluliyet oranının olması gerekenin üzerinde olduğuna ilişkin düzenlenen … Raporunun daha önce dosyaya ibraz edildiğini, HMK gereğince uzman görüşü olarak mahkemeye sunmak amacıyla düzenlenen medikal raporda davacının kalıcı maluliyet oranının hatalı tespit edildiği ve ancak %18 oranında maluliyetinin bulunduğunun tespit edildiğini, ayrıca uzman görüşü düzenlenirken davacının bizzat muayene edildiğini, bağımsız medikal değerlendirme kurumu Alerta raporunda “Sağlık kurul raporunda kayıtlı sekeller ile kaza arasında nedensellik bulunmakla birlikte kayıtlı muayene bulguları ile tarafımızca gerçekleştirilen muayenede elde edilen bulgular örtüşmemektedir. **Tarafımızca gerçekleştirilen muayenede kişi denge bozukluğu şikayeti olduğunu bildirmemiştir. Ayrıca muayenemizde tespit edilen kalça hareket kısıtlılığı sağlık kurul raporunda kayıtlı olana göre daha azdır. Tespit edilen sekel; ***30/03/2013 tarih 28603 sayılı resmi gazete ile yürürlüğe giren “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine” göre zarar görende %18 (Tablo 1.1, Tablo 3.1i 3.5, 3.8,a-b) tüm vücut fonksiyon kaybı oranına neden olmaktadır.” denildiğini, çelişkinin giderilmesi gerektiğini, davaya konu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsü …’nın kusursuz olduğunu, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, kazanın oluş şekli düşünüldüğünde; müvekkil şirket sigortalı araç sürücüsü kurallara uygun bir hızda yolunda seyretmekte iken kendisine atfedilemeyecek sebeplerle ve davacı yayanın yola fırlaması ile işbu kazanın gerçekleştiğini, kusur raporları arasındaki çelişkinin de giderilmediğini, ceza dosyasındaki 15.11.2018 tarihli raporda kusur dağılımının asli-tali şeklinde yapıldığını, hükme esas alınan raporda ise sigortalı araç sürücüsüne %40 gibi fahiş bir oranın atfedildiğini, davacının hükme esas alınan gelirinin fahiş olduğunu, asgari ücretin 1.9497 katı üzerinden hesaplama yapılmasının kabul edilemeyeceğini, müvekkil şirket tarafından 01.04.2019 tarihinde davacı …’e 31.068,60 TL ödeme yapıldığını ve bu ödeme ile davacının zararının karşılandığını, hükme esas alınan rapordaki hesaplamanın asgari ücret ve emsal ücret olmak üzere alternatifli olarak yapıldığını, ancak asgari ücret değil de daha yüksek bir gelirden yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, davacı kaza tarihinde İlahiyat Fakültesi öğrencisi olup okuldan alınan yazı cevabında davacının 06.07.2019 tarihinde mezun olduğunun belirtildiğini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yazı cevabında “imam hatip” kadro unvanında göreve yeni başlayan personelin 2019 yılının ilk altı ayında 3.566,00-TL net maaş alacağının bildirildiğini, bilirkişi hesap raporunda da mezun olur olmaz 06.07.2019 tarihinden itibaren 3.566,00-TL net maaş ile hemen çalışmaya başlayacağı varsayımı ile hesaplama yapıldığını, Fakülteden mezun olduğu günün hemen ertesi günü kamuda imam hatip unvanı ile asgari ücretin 1,9497 katı (3.566,00-TL net gelir) gelir ile çalışmaya başlayacağının ülke şartlarına uygun olmadığını, bilirkişi hesap raporunda davacının SGK hizmet dökümünde aylık 5.246,21-TL gelir elde ettiğine değinmesine rağmen davacının yalnızca (26+18) 44 gün çalıştığını, davacı mezun olduğunda fakülte ile alakalı olmayan başka bir meslek grubunda çalışmaya başladığını, hükme esas alınan raporda TRH ve progresif rant sistemi ile hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, trh+1.8 teknik faiz ile yeni bir rapor alınarak hüküm kurulması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte; avans faizine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, araç ruhsatına göre aracın kullanım amacı “hususi” olarak belirtildiğini, yine sürücünün ifade tutanağı incelendiğinde sürücü; … üniversitesi kamu yönetimi 1. sınıf öğrencisi olduğunu ve kaza esnasında araçla okula gittiğini ifade ettiğini, hem aracın hususi olarak kayıtlı olması, hem de ticari amaçla kullanılmıyor oluşu değerlendirildiğinde yasal faize hükmedilmesi gerektiğinin tartışmasız olduğunu, hükümdeki faiz başlangıç tarihinin de hatalı olduğunu, hükümde faiz başlangıç tarihinin 01.04.2019 olarak belirlendiğini, usulüne uygun bir başvuru olmadığından maddi tazminat yönünden temerrüt tarihinin en iyi ihtimalle dava tarihi olabileceğini, davacının dava dilekçesinde dava değerini 1.000,00-TL olarak belirlediğini, 14.10.2019 tarihli celsede de sürekli iş göremezlik yönünden talebin 500,00-TL olduğu belirttiğini ve talep artırım ile ıslah bu miktar üzerinden gerçekleştirildiğini, 500,00-TL yönünden ret ile kısmen kabul kararı verilmesi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini , davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve reddedilen kısım yönünden ise lehe vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı … vekili istinaf dilekçesinde, müvekkil üniversite mezunu olduğundan asgari ücret üzerinde kazancı olacağı ortada olup aksini iddia etmenin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerek müvekkilin çalışma hayatına başlamasına kadar geçen dönem yönünden gerekse 60 yaşından sonraki pasif dönem içinse asgari ücretten gelir vergisi ve damga vergisi kesileceği gerekçesi ile bu dönemler yönünden ücretin 3.577,41 TL olarak baz alındığını, ancak iş göremezlik tazminatının gelir vergisine tabi olmadığını, ayrıca Asgari Geçim İndirimi düzenlemesinin 01.01.2008 itibarı ile yürürlüğe girdiğini, bu tarihten sonraki raporlara göre verilen kararların temyiz incelemesi sonucu çıkan içtihatlarda pasif dönem hesabının asgari ücret üzerinden yapılmasına karar verildiğini, AGİ öncesi dönemdeki içtihatlarda ne gelir ne de damga vergisi kesintisi yapılacağının içtihatlarda öngörülmediğini, 2022 itibariyle AGİ düzenlemesi kaldırıldığı için bu düzenleme öncesi içtihatlar gereği hesaplamalarda asgari ücretin altına inilmesinin doğru olmayacağını, yerel mahkeme kararının kaldırılması halinde asgari ücretin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yeni kurulacak hükme en yakın tarihte bilinen, en son belirlenen asgari ücret ve oranların hesaplanarak yeniden hesap raporu aldırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararın HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir.
Haksız fiilden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarına dayalı maddi tazminat davasında, maluliyet durumunun doğru şekilde tespit edilmiş olması önemlidir. Zarar görenin maluliyet durumunun tespitinde; mahkemece alınan raporlar arasında çelişki bulunması halinde ve taraflarca rapora itiraz edilmesi durumunda raporlar arasında çelişki giderilmeden karar verilmez.
Eldeki davada, … Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda, şahsın maluliyetinin hesaplanmasında olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik esas alındığında, şahısta bulunan tibia-fibula kırığı için kişinin özür oranının Alt Ekstremiteye ait Sorunlarda Özürlülük Oranı- Tablo 3-33-b’ye göre 3(yüzdeüç), L3-L4A-L5 vertebra sol transvers proçes fraktürleri için kişinin özür oranının Kas-İskelet Sistemi Tablo 1.3’e göre N8(yüzdesekiz), kalça dış rotasyon eklem hareket kısıtlılığına bağlı kişinin özür oranının Alt Ekstremiteye ait Sorunlarda Özürlülük Oranı Tablo 3.8a-Tablo 3.8b’ye göre %5(yüzdebeş), … Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 19/01/2021 tarihli raporda belirtilen beyin parankim kaybına bağlı denge bozukluğu için kişinin özür oranının Tablo 4.1-Hafif maddesine göre %20 olduğu, Baltahazard formülü ile toplandığında kişinin özür oranının %32(yüzdeotuziki) olduğu tespit edilmiştir.
Uzman görüşü niteliğinde bulunan ve davacının muayenesi de yapılarak bağımsız medikal kuruluş tarafından düzenlenen raporda ise, nedensellik bulunmakla birlikte kayıtlı muayene bulguları ile gerçekleştirilen muayenede elde edilen bulguların örtüşmediği ve Maluliyet haline yol açan sekellerin; Cerrahi girişim gerektirmeyen omur kırıkları, ayak bileğinin fonksiyonel kısıtlılığı ( bia fibula distal kırıkları neticesi), kalçada anatomik ve kalça ekleminde anatomik ve fonksiyonel hasarlar (Pelvis kemikleri ve femur proksimal kırıkları neticesi), uyluk ve baldır atrofileri olduğu belirtilmiş ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik esas alındığında özür oranının % 18 olduğu belirtilmiştir
Her iki rapor arasında, trafik kazasına ilişkin benzer yaralanmalar tespit edilmişken, raporlar arasında tespit edilen özür oranları arasında fark bulunmaktadır. Bu durumda davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin de rapora itirazı bulunması karşısında, raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek ve davacının TBK’nın 54. maddesi kapsamında çalışma gücünün azalmasının yahut yitirilmesinin tespitine yönelik olarak kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri çerçevesinde davacının maluliyet/özür oranı, iyileşme süresi, hususlarının değerlendirildiği, Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak çelişkinin giderilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf talebinin kabulüne, kararın uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, yukarıda açıklanan hususlardaki değerlendirmeler yapılarak, davanın esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin sair, davacı vekilinin tüm istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 18/02/2022 tarihli, 2019/229 Esas- 2022/132 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin tüm, davalı … Sigorta AŞ vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf karar harcının istekleri halinde yatıran taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince; Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2022/7024 Esas sayılı dosyasına yatırılan 620.000,00-TL teminat maktubunun yatıran taraflara iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 13/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.