Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1541 E. 2023/1609 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1541 – 2023/1609
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1541
KARAR NO : 2023/1609

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2021
NUMARASI : 2020/19 Esas 2021/845 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ
DAVALI

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 13/12/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/12/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 06.02.2019 tarihinde davalıya ZMMS ile sigortalı olup, …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya olan müvekkiline çarpması sonucunda müvekkilinin yaralandığını, sakat kaldığını, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, ancak taraflarına ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olarak şimdilik 5.200TL sürekli iş göremezlik, 100TL geçici iş göremezlik ve 100TL bakıcı gideri maddi tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle talebini 6.177,87-TL geçici iş göremezlik ve 28.474,52-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 1.279,20-TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere 35.931,59-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, şirkete usulüne uygun başvuru olmadığından dava şartının gerçekleşmediğini, geçici işgöremezlik ve bakıcı giderinden sorumlu olmadıklarını, sigortalının kusuru oranında sorumlu olduklarını, maluliyet raporunun “erişkinler için engellilik…” yönetmeliğine göre alınması, hesabın genel şartlara göre yapılması gerektiğini, dava tarihinden avans faizi istenemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı sigorta şirketine sigortalı aracın sürücüsünün % 50 kusurlu olarak karıştığı trafik kazası sonucunda davacının % 8 oranında sürekli maluliyetinin ve 6 ay süre ile geçici işgöremezliğinin oluştuğu, 1 ay süreyle bakıcıya ihtiyacının bulunduğu, TRH-2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi esas alınarak yapılan hesaplama sonucunda davacının davalı sigorta şirketinden 6.177,87 TL geçici iş göremezlik, 28.474,52 TL sürekli iş göremezlik ile 1.279,20 TL bakıcı gideri tazminatı talep edebileceği, davacı tarafından talebin bu miktarlara artırıldığı, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüdün 12/11/2019 tarihinde oluştuğu, aracın hususi araç olması sebebiyle tazminata yasal faizi işletilmesi gerektiği anlaşıldığından, yapılan bedel artırımı da dikkate alınarak davacının maddi tazminat davasının kabulü ile; 6.177,87 TL geçici iş göremezlik, 28.474,52 TL sürekli iş göremezlik ile 1.279,20 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 35.931,59 TL maddi tazminatın 12/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; istinaf dilekçesi ekinde sunulan bağımsız ve tarafsız medikal firma olan …A.Ş. tarafından yapılan inceleme neticesinde davacının Hacettepe Üniversitesinden alınan maluliyet raporunda belirtilen maluliyet oranının rasyonel olmadığının tespit edildiğini, dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi’ne sevki ile itirazlarının değerlendirilmesi gerektiğini, yine istinaf dilekçesi ekinde sunulan kusur durumuna ilişkin bağımsız eksper firması Momentum tarafından tanzim edilen ayrıntılı raporda da davacının kazanın meydana gelişinde %75, sürücünün ise %25 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle kusur oranını da kabul etmediklerini, bu görüşle aradaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, geçici işgöremezlik ve bakıcı giderinden sorumlu olmadıklarını, TRH ve progresif rant sistemi ile hesaplama yapılan raporun hükme esas alınması hatalı olduğunu belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bedensel zararlarda, uğranılan zararın tespit edilebilmesi için, meydana gelen yaralanmanın niteliği de nazara alınarak, öncelikle zarar nedeniyle gerekli tedavi sürecinin bitmiş olması gerekir. Zira, tedavi devam ederken zarar gören kişinin sürekli ve geçici işgöremezlik durumu tam olarak tespit edilemez. Daha açık bir ifade ile tedavi devam ederken kişinin yaralanma nedeniyle maluliyeti olup olmadığı ve varsa oranının ne olduğu tam olarak tespit edilemez.
Diğer yandan, bedensel zararlarda, ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, kısaca, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise artık “gelişen durum” ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler (zarardaki değişme) söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/9532 E. 2022/4339 K.)
Somut olayda; mahkeme tarafından alınan maluliyet raporu bulunmadığı, ancak hükme esas alınan ve davacı tarafından sigortaya başvuru dilekçesine eklenen Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD tarafında düzenlenen 17/10/2019 tarihli raporun düzenlenmesi için 14/10/2019 tarihinde davacının değerlendirmesinin yapıldığı, bu tarih itibarıyla dava konusu 06/02/2019 tarihli kazanın üzerinden (8) sekiz aylık sürenin geçtiği, iş bu raporun yargılama sırasında davalı tarafa tebliğ edilmediği, bu rapor esas alınarak düzenlenen aktüerya raporuna karşı davalı vekili tarafından sunulan itiraz dilekçesinde ise “1.davacının kalıcı maluliyeti söz konusu ise; maluliyet “erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik”e göre tespit edilmeli ve bu yönetmelik üzerinden hesaplama yapılmalıdır….” şeklinde itiraz edilmesi ve istinaf dilekçesi ekinde ise “…” tarafından düzenlenen tıbbi mütalaa içeriğinde “davacının muayene tarihinin kırıklar için etkin iyileşme süresi olan 12 ay geçmeden düzenlenmesi” şeklindeki tespit nazara alındığında, mahkemece Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden tarafların itirazları da değerlendirilerek ayrıntılı ve denetime elverişli ve kaza tarihindeki yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yine; mahkemece keşif yapılarak alınan kusur raporuna davalı sigorta vekili tarafından uzman görüşü(Momentum Sigorta Ekspertiz Hizmetleri) sunularak itiraz edildiği, mahkemece alınan kusur raporunda davacı ve davalıya sigortalı araç sürücüsünün %50’şer kusurlu oldukları tespit edilmesine karşılık uzman görüşünde davacı yayanın %75, sürücünün ise %25 kusurlu olduğu görüşünün bildirildiği, gerek kusur raporu gerekse uzman görüşünde olayın oluşu aynı kabul edilmesine rağmen kusur oranlarının faklı tespit edilmesi nazara alındığında kusur oranındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı Sigorta vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler giderilerek, tarafların itirazları da değerlendirilerek kusur raporları arasındaki çelişki giderilip, kaza tarihindeki yönetmelik hükümlerine göre davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığı ve oranı belirlenerek davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebeplerine göre davalının sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 4. Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 21/12/2021 tarihli, 2020/19 Esas – 2021/845 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebine göre davalının sair istinaf taleplerinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 1. İcra Dairesinin 2022/6281 Esas sayılı dosyasına yatırılan 70.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 13/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.