Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1518 E. 2023/1573 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1518 – 2023/1573
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1518
KARAR NO : 2023/1573

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2021
NUMARASI : 2017/112 Esas 2021/857 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 29/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/12/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili, davalı … vekili ve … … Şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçelerinde, 10/05/2013 tarihinde sürücü …’nın sevk ve idaresinde bulunan plakalı dorse ekli çekici aracın seyir halindeyken orta refüjle bölünmüş tek yönlü Bostancık Tüneli içine girdiğinde, aynı yönde sevk eden davacı …’in sevk ve idaresinde bulunan aracı geç fark ederek sağ arkadan çarpması nedeniyle davacının kaza sonrasında beyin sarsıntısı geçirdiğini, konu ile ilgili Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2015/238 esas sayılı davanın açıldığını, açılan davada … kusurlu olduğunun belirlendiğini, … sevk ve idaresindeki … plakalı dorse ekli … plaka sayılı çekici aracın … Belediyesi’nin taşeronluğunu yapan … …. A.Ş.’ye ait olduğunu, aracın davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olduğunu belirterek, maddi tazminata ilişkin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000TL’nin olay tarihi olan 10/05/2013 den itibaren davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsili ile davacıya verilmesine, 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10/05/2013’den itibaren sigorta şirketi dışındaki davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … sigorta vekili cevap dilekçesinde, Dava konusu aracın müvekkili şirket tarafından sigortalandığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun davayı kabul anlamına gelmemekle sigortalının kusuru ve poliçe limiti dahilinde sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyet oranlarının belirlenmesi, sosyal ve ekonomik durumların araştırılması gerektiğini, belirterek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkili idarenin kusurlu ve/veya kusursuz herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davaya konusu kazaya karışan çekici ve çekici sürücüsünün diğer davalı … A.Ş.’ye ait olduğunu, bu şirketin sadece davalı idareye değil başka birçok kuruma hizmet verdiğini, neden kendilerine dava açıldığının anlaşılamadığını, aracın müvekkili idare ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, davacı yanın kaza neticesinde beyin sarsıntısı geçirdiği iddialarının Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasından alınan adli tıp raporu dikkate alındığında yersiz olduğunu, davacı yanın maddi tazminat kalemleri belirli olmamakla birlikte; manevi tazminat talep etmesinde hukuki yararı bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 10/05/2013 tarihinde sürücü …’nın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı dorse ekli … plaka sayılı çekici aracın seyir halindeyken davacının sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araca sağ arkadan çarpması neticesinde davaya konu kazanın meydana geldiği, kaza sonrasında davacının yaralandığı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/238 E. sayılı dosyasında mevcut Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Daire Başkanlığının 28/10/2014 tarihli raporunda sürücü …’nın asli kusurlu, sürücü …’in kusursuz olduğu, mahkemece alınan maluliyet raporuna göre davacının 10/05/2013 tarihli yaralanması neticesinde; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oram Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, davacı tarafın maddi tazminat yönünden davadan feragat ettikleri, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadıklarına dair dilekçe ibraz ettikleri anlaşıldığından maddi tazminat yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddi gerektiği, manevi tazminat yönünden ise; kazanın oluşumu, olay tarihi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve paranın satın alma gücü nazara alınarak 15.000,00 TL manevi tazminat takdiri gerektiği gerekçesiyle; “-MADDİ TAZMİNAT TALEBİNİN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
-15.000,00 TL manevi tazminatın 10/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … … Şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacının kazada kusurunun bulunmadığını, kafa travması geçirdiğini ve 9 ay işgöremez halde kaldığını, hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu, belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Belediyesi vekili istinaf dilekçesinde, dava konusu kaza ile ilgili kusurlarının bulunmadığını, davacının müvekkil idare aleyhine bir kusur isnadında bulunabilmesi için, kanun sözleşme ve yönetmelik hükümlerine uygun hareket etmemesi, müvekkil idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan bir kazanın gerçekleşmesi gerektiğini, diğer bir deyişle, kusur isnadında bulunan tarafın kusursuz denebilecek şekilde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş olması ve dolayısıyla illiyet bağının mevcut olması gerektiğini, müvekkil idarenin sorumluluğunu doğurabilecek illiyet bağı unsurlarından hiçbirisinin değerlendirilmediği ve mevcudiyetinin açığa çıkarılmadığını, illiyet bağı kurulmadan müvekkil idareye kusur isnadında bulunulmasının haksız ve yersiz olduğunu, bilirkişi raporuna itirazlarının nazara alınmadığını, ayrıca manevi tazminata faiz işletilmesinin de doğru olmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… Şirketi vekili istinaf dilekçesinde, davacının aracının yolda durur vaziyette olduğunu ancak arka stop lambalarının yanmadığını tüm kusurun davacıda olduğunu, bu nedenle şirketin işleten ve adam çalıştıran olarak sorumluluğunun bulunmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu, belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, davalı … vekili, … … Şirketi vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanın cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili, davalı … vekili ve … … Şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca hâkimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçe de hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Herkes Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkına sahiptir. Hukuki Dinlenilme Hakkı gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. HMK’nın 298/2. maddesi; “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” hükmünü içermektedir. Anılan tüm bu düzenlemelerin kamu düzenine dair emredici düzenlemeler olduğu açıktır. Bu durumda gerekçenin dosyaya uygun olmaması yahut kararın gerekçesiz olması HMK’nın 297/1-c maddesi kapsamında kamu düzenine aykırılık oluşturmaktadır.
Somut olayda; davalı Belediye Başkanlığı “diğer davalıya ait aracın ve kazanın belediye ile ilgisi olmadığını” belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece verilen kararın gerekçesinde ise davalı Belediyenin hangi nedenlerle davaya konu kazadan dolayı sorumlu tutulduğuna ilişkin bir gerekçenin bulunmadığı, bu haliyle kararın denetlemesi mümkün olmadığından, HMK’nın 297 ve 298. maddesine uygun, her bir davalının sorumlu tutulmasına yönelik değerlendirmenin yapıldığı, denetlemeye elverişli karar verilmesi için ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun, kararın kamu düzenine aykırı olması nedeniyle kabulüne, kararın HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince kaldırılmasına, mahkemece, davacının davalılardan tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığının, her bir davalı açısından ayrı ayrı değerlendirildiği, her bir davalının zarardan sorumlu olduğunun kabul edilmesi durumda, hukuki sebeplerinin tartışıldığı, tarafların “gerekçeli karar hakkının” gözetildiği denetime elverişli karar vermek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırıma sebebine göre davacılar vekili ile davalı … … Şirketi vekilinin tüm, davalı … vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 7. Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 16/12/2021 tarihli 2017/112Esas – 2021/857 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekili ile davalı …… Şirketi vekilinin tüm, davalı … vekilinin sair istinaf sebeplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflardan alınan “istinaf karar harcının” iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-İİK’nın 36. maddesi gereğince; Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2022/2540 Esas sayılı dosyasına yatırılan 37.700,07-TL teminat maktubunun ve 6.347,18-TL nakit teminatın yatıran taraflara iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 29/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.