Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/151 E. 2022/205 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1762 – 2022/143
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1762
KARAR NO : 2022/143

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2022
NUMARASI : 2021/83 Esas 2022/144 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 05/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 26.09.2020 günü yaya olarak yaya geçidinde karşıdan karşıya geçtiği esnada davalı …’ın, sevk ve idaresindeki otomobilin davacının bulunduğu yaya geçidi üzerinde durmadığını, süratle davacıya çarpmasıyla kazaya sebebiyet verdiğini, bu kaza neticesinde davacının yaralandığını, davalının kaçarak olay yerini terk ettiğini belirterek şimdilik iş ve güçten kalma zararı olarak 500,00 TL, fizik tedavi ve sair tedavi giderleri olarak 500,00 TL olmak üzere 1.000,00 TL maddi; 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren, sigorta şirketi açısından şirkete başvuru tarihinden itibaren, bu da olmazsa dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davalıya atfedilen kusuru ve tazminat miktarını kabul etmediklerini, manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı… Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının özgür iradesi ile imzaladığı uzlaşma tutanağının CMK’nın 253/19. maddesi gereği ilam niteliğinde olması, uzlaştırma tutanağındaki imzanın inkar edilmemesi, davacı tarafından uzlaştırma tutanağında tazminata ilişkin haklarının saklı tutulmaması ve bu uzlaşmanın davalı sigorta şirketini de borçtan kurtardığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davanın HMK’nın 114/1.h bendi gereğince dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacıya uzlaştırmanın mahiyeti ve sonuçları hususunda aydınlatıcı bilgi verilmediğini, raporda tarih yazılmadığını, 4.derecede kemik kırığı başta olmak üzere oldukça yüksek maluliyeti bulunan davacının zararının “6 bin TL” ile karşılanamayacağının izahtan vareste olduğunu, uzlaştırma belgesinin geçerlilik şartlarını taşımadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber, bahsi geçen uzlaştırmanın CMK 253’e göre geçerli bir uzlaştırma olduğu kabul edilse dahi; aşırı yararlanma hükümlerinin uygulanması gerektiğini, uzlaşma sigorta şirketinin durumunu ağırlaştırmıyorsa geçerliliği olamayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir.
Uyuşmazlık, meydana gelen kaza nedeniyle ceza soruşturması sırasında, zarar gören davacı ve sigortalı araç sürücüsünün uzlaşmaları halinde, aynı eylem nedeniyle tazminat davası açılıp açılamayacağına, açılan davanın uzlaşmadan sonra yürütülüp yürütülmeyeceğine ilişkindir.
Uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur.
CMK’da yapılan bu düzenlemeler ile uzlaştırma bir ceza muhakemesi kurumu olarak kabul edilerek, 5271 sayılı CMK’nın 253, 254 ve 255. maddelerinde, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması hâlinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Ceza Muhakemesi kurumu olan uzlaşma ile suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisinin sağlanması amaçladığından, tarafların uzlaşması halinde tazminat hukuku çerçevesinde açılmış ve açılacak hukuk davalarına etkisi de, yasada düzenlemiştir.
CMK’nın 253/19 maddesine; “(19) Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171. maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171. maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38. maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
İlgili yasal düzenleme çerçevesinde, tarafların uzlaşması ve akabinde uzlaşma raporunun hazırlaması sonrasında, Cumhuriyet Savcısı tarafından uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayandığı ve edimin uygun olduğunun belirlenmesi ile tamamlanan uzlaşma, haklar ve borçlar açısından tarafları bağlar. Uzlaşma, tarafların birbirlerine karşı hak ve yükümlülükleri konusunda karşılıklı anlaşmaları ile sağlandığından ve bu husus şüphelinin anlaşma iradesini etkileyecek bir husus olduğundan, tazminat hukuku açısından sorumluluk ve dava haklarının devam edip etmeyeceği CMK’nın 253/19. maddesi ve uzlaşma hükümleri çerçevesinde belirlenmelidir.
Somut olayda; meydana gelen taksirle yaralama eylemi nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/191935 Haz. soruşturma numaralı dosyasında müşteki …’ın uzlaşmak istediği, uzlaşma için maddi, manevi zararların telafisi bakımından 6.000,00 TL talep ettiğini bildirdiği, bunun üzerine uzlaştırmacının şüpheli …’a ulaşarak kendisini bilgilendirdiği ve uzlaşma teklifi için davet ettiği, tarafların bir araya getirildiği, müştekinin, şüphelinin kendisine 6.000,00 TL’yi elden ödediğini, parasını aldığını, şüphelinin ise müştekiye elden 6.000,00 TL ödediğini beyan ettiği, tarafların istenilen edimin yerine getirilmesi konusunda mutabık kaldıkları, bu şekilde 10.06.2021 tarihinde uzlaşmanın, yasal koşullara uygun şekilde istenilen edimin yerine getirilmesi ile sağlandığı anlaşılmaktadır.
Davacı ve sigortalı araç sürücüsü arasında, davanın açılmasından sonra gerçekleşen uzlaşma ile, davacı, bakiye zararları yönünden tüm sorumlular hakkındaki davadan feragat etmiş sayılmaktadır. ZMSS şirketi araç işleteninin 3. kişilere olan hukuki sorumluluğunu sigortalısının kusuru ve azami poliçe limitine kadar üstlenmesi nedeniyle sürücü ile yapılan uzlaşma, davalı sigorta şirketine de sirayet eder.
Bu durumda, mahkemece davacının kazanın tarafları arasındaki ilam mahiyetinde belge sayılan uzlaştırma raporu ile açılmış olan davadan feragat etmiş sayılmasıyla davalılar aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş olması isabetli değildir.
Yine anılan durumda somut olayda davadan sonra gerçekleşen uzlaşma neticesi gerçekleşen durum, hakkın özünden feragat olmayıp davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğundan feragat nedeniyle reddedilen kısım yönünden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmaması, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmaması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, kararın yukarında açıklanan gerekçeler ile “davanın feragat nedeniyle reddine” şeklinde düzeltilmesi ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 22/02/2022 tarihli, 2021/83 Esas – 2022/144 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın CMK.nın 253/19. maddesi gereğince FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 870,96 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 790,26 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana resen iadesine,
İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 313,80 TL (93,10 TL + 220,70 TL) istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf eden tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
4-Kararın HMK’nın 359/4. maddesi gereğince taraflara tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 05/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.