Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1501
KARAR NO : 2023/1524
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : DR. … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2021
NUMARASI : 2018/311 Esas 2021/667 Karar
DAVACILAR : 1….
VEKİLİ : A
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 22/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/11/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 12/05/2010 tarihinde davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaya olan davacı …’ye çarpması sonucunda davacının yaralandığını ileri sürerek 100,00 TL geçici iş gücü kaybı, 100,00 TL sürekli iş gücü kaybı tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 24/02/2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile sürekli iş gücü kaybı tazminatını 5.864,23 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, sigorta şirketinin sigortalı aracın kusur oranında davacının kanıtlanan gerçek zararı ile sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, kazanın meydana gelmesinde kusur oranlarının belirlenmesi için bilirkişi raporu alındığı, bilirkişi tarafından düzenlenen 19/11/2018 tarihli raporda, davacı yaya 3 yaşındaki …’nin babasının elini bırakarak ani ve kontrolsüz olarak yola girmesi eyleminin kazanın meydana gelmesinde % 90 oranında etkili olduğu, sigortalı araç sürücüsünün tali kusur olarak dikkatsiz araç kullanması nedeniyle % 10 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, bilirkişi raporu, kaza tespit tutanağı ve Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık evrakları ile uyumlu olduğundan ve denetlenebilir doğru verilerle hazırlanmış olduğundan hükme esas alındığı, davacının kaza sonrasında meydana gelen yaralanması nedeniyle işgücü kaybı olup olmadığının belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunca düzenlenen 09/07/2020 tarihli raporda, davacı küçüğün % 3,3 oranında sürekli iş gücü kaybına uğradığı geçici iş gücü kaybı süresinin 4 ay olduğu ve 1 ay süre ile başkasını bakımına muhtaç olduğunun belirtildiği, davacının 18 yaşından küçük olması nedeniyle talep edebileceği tazminatın sürekli efor kaybına bağlı sürekli iş gücü kaybı tazminatı ve bakıma ihtiyaç duyduğu süre yönünden bakıcı gideri tazminatı olup buna ilişkin tazminatın belirlenmesi için bilirkişi raporu alındığı, bilirkişi tarafından düzenlenen 03/09/2021 tarihli raporda TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant tekniğine göre sürekli iş gücü kaybı tazminatının 6.938,98 TL, bakıcı gideri zararının 72,90 TL olduğunun belirtildiği, bilirkişi raporunun hükme esas alınarak sürekli iş gücü kaybı tazminatının talep gibi 5.864,23 TL ve bakıcı giderinin 72,90 TL olarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınmasına, geçici iş gücü kaybı tazminatı talep edilemeyeceğinden buna ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; ” Davanın KISMEN KABULÜNE, 5.864,23 TL sürekli iş gücü kaybı tazminatı ile 72,90 TL bakıcı gideri tazminatının 20/04/2018 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesinde, zaman aşımına yönelik itirazlar göz önünde bulundurulmadan davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, davaya konu kaza 15.08.2010 tarihinde gerçekleşmiş olup; davacı tarafın ilk derece mahkemesine 24.02.2021 tarihinde yani olaydan 11 yıl sonra ıslah dilekçesi sunduğunu, dava kısmi alacak davası olarak açılmış bulunduğundan dava dilekçesi tarihi itibariyle talep edilmemiş olan alacaklar yönünden zaman aşımı sürelerinin geçtiğini, müvekkil şirket aleyhine hükmedilen bakıcı gideri ve trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün azalmasına bağlı giderler Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup müvekkil şirketin bu konuda sorumluluğuna gidilemeyeceğinden bunlardan müvekkil sigorta şirketini sorumlu tutan kararın hukuka uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, maddi oluş ve kusur raporları arasındaki çelişkinin aydınlatılmadığını, yeniden bir kusur raporunun alınması talebinin reddedildiğini, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün KTK asli kusur olarak nitelendirilen maddeleri ihlal etmesi, yayayı gördüğü halde hızını azaltmaması, hız sınırının çok üstünde bir hızla seyretmesi, yolda hızını azaltmayıp frene basmaması, gerekli özen ve tedbiri göstermemesi sebebiyle asli ve tamamen kusurlu olduğunu, dava belirsiz alacak davası olup, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını yerel mahkemenin gerekçeli kararında; bedel artırım dilekçesi ve bedel artırım talebi yok sayılarak ”Taleple bağlı kalınarak sürekli iş göremezlik için 5.864,23-TL maddi tazminatın davacıya ödenmesine” hükmettiğini, ancak mahkeme TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant tekniğine göre bilirkişi raporuna göre yapılan 6.938,98-TL sürekli iş göremezlik tazminat talebini değerlendirmeye almadan ilk artırım dilekçesinde talep edilen miktarlar yönünden davanın kabulüne karar vermesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece verilen karar taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
Zaman aşımı defi yönünden; davalı tarafından ıslaha karşı zamanaşımı defi’nde bulunulduğu anlaşılmakta olup, öncelikle belirtilmelidir ki, zamanaşımı defi davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez. (11.1.1940 tarihli 15/70 sayılı İçt. Bir. Kararı) Yargı kararları ile öğretide kısmi davada dava edilmeyen alacak kesimi için, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmuş olmasının zamanaşımını kesmeyeceği kabul edilmektedir. (Prof.Dr.Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü Altıncı Baskı Cilt:II sayfa:1541 v.d) Kısmi dava açılması halinde zamanaşımı yalnız alacağın kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesilir. Y.HGK.20.3.1968 gün ve 1968/9-210 E. ve 151 K., 3.7.2002 gün ve 2002/9-564 E. ve 572 K.,09.10.2002 gün ve 2002/9-808 E. ve 2002/801 K.sayılı ilamları da bu yöndedir.
Mahkemece bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi zamanaşımı defi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar da verilmediği anlaşılmıştır.
Buna göre; yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, HMK 353/1-a/4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin tüm davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 4. Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/10/2021 tarihli, 2018/311 Esas – 2021/667 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcı ve istinaf başvuru harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 22/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.