Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/15 E. 2022/71 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/15 – 2022/71
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/15
KARAR NO : 2022/71

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 21/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde;16/01/2018 tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı, müvekkillerinin oğlu olan …’ın içerisinde yolcu olarak bulunduğu, sürücü belgesi bulunmayan sürücü tarafından kullanılan aracın, karşı yönden gelen araç ile çarpışması neticesinde, müvekkillerinin oğlunun vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkillerinin ölenin desteğinden mahrum kaldığını, davalının zararlarından sorumlu olduğunu, ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak her bir müvekkili için 50,00 TL destek tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 03/10/2019 tarihli dilekçesi ile, tazminat alacağını müvekkili … için 140.033,79 TL, müvekkili … için 71.703,42 TL olarak talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru ve zararı kanıtlaması gerektiğini, ölenin kaza tarihinde 16 yaşında lise öğrencisi olması nedeniyle yetiştirme giderinin nazara alınması gerektiğini, ayrıca davacının ticari faiz talebinin de haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, ceza dosyası sureti de dosya içerisine kazandırılarak alınan kusur raporunda kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından ZMMS ile sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer araç sürücüsünün ise kusurunun bulunmadığının belirtildiği, kusur raporunun karar vermeye elverişli olduğu, vefat edenin okuduğu lise müdür yardımcısı ve rehber öğretmenin sosyal durumunun tespiti açısından tanık olarak dinlendiği, deliller toplandıktan sonra aktüer bilirkişiden alınan raporda davacı … …’ın destek zararının 140.033,79 TL, davacı … …’ın ise 71.703,42 TL olarak tespit ediliği, alınan raporların dosya kapsamına uygun olduğu, davacıların tazminat taleplerinde haklı olduğu, 01/06/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile talep edebilecekleri gerekçesiyle; davanın kabulü ile davacı … için 140.033,79 TL, davalı … için 71.703,42 TL tazminatın 01/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bilirkişi raporuna itirazlarının nazara alınmaksızın karar verilerek savunma haklarının kısıtlandığını, maddi tazminatı hesaplanmaya esas alınan gelirin çok düşük esas alındığını, vefat edenin Çok Programlı Anadolu Lisesinde 10. Sınıf öğrencisi olduğunu, gelecek vadettiğini, tanık beyanları ile de bu durumun kanıtlandığını, bu nedenle gelirin asgari ücretin 2 katı olarak hesaplamasının uygun olmadığını, destek süresinin eksik hesaplandığını, bilirkişi raporunda yer alan pay durumuna göre hesaplamayı kabul etmediklerini, Genel Şartlara göre hesaplamanın uygun olmadığını, bu açıdan da kararı kabul etmediklerini, hükmedilen faiz oranı, başlangıç tarihi ve oranın da hatalı olduğunu, kaza tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi gerektiğini, vekalet ücretinin eksik hesaplandığını, yargılama giderlerine de eksik hükmedildiğini, bu yönden de kararın düzeltilmesi gerektiğini, belirterek kararın düzeltilerek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının dava açmadan önce müvekkiline eksik evrak ile müracaat ettiğinden dava şartının yerine getirilmediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise; orta öğretim öğrencisi olan ölenin gelirinin asgari ücretin 2 katı kabul edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ölenin sürücü belgesi olmayan kişinin aracına binmiş olması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yapılmamasının hatalı olduğunu, kusur raporunun karar vermeye elverişli olmadığını, kaza tespit tutanağı ile bilrkişi raporu arasında çelişki olduğu, çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle, destekten yoksun kalma tazminatı istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Öncelikle, davalı vekili, davacılar tarafından 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesindeki sigorta şirketine başvuru şartı usulüne uygun yerine getirilmeden davanın açıldığını ileri sürerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, davacıların 2918 Sayılı Yasanın 97. Maddesi gereğince başvuruda bulunarak, sonrasında davanın açılmış olmasına göre davalı vekilinin dava şartının bulunmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, davacılar vekilinin ve davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.
16/01/2018 tarihinde, davacıların oğlu olan …’ın, 18 yaşından küçük ve sürücü belgesi olmayan arkadaşı …’in sevk ve idaresindeki araçta yolcu olarak seyir halinde iken, araç sürücüsünün şerit ihlali yaparak karşı şeride geçmesi neticesinde meydana gelen kazada vefat ettiği kaza tespit tutanağı ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Vefat edenin, kaza tarihinde …Çok Programlı Anadolu Lisesinde (alan ve dalı olmaksızın) 10. Sınıf öğrencisi olduğu, 9. Sınıf başarı notunun 50,62 olduğu, Türk Dili ve Edebiyatı dersinden sorumlu olarak 10. Sınıfa geçtiği, 10. Sınıf ilk dönem karnesinde de, temel derslerde notlarının 50 ile 60 arasında olduğu, desteğin 16/01/2018 tarihinde vefatından sonra düzenlenen 19/01/2018 tarihli onur belgesinin de, derslerindeki başarılarından ziyade davranışlarına yönelik olarak tanzim ediliği, dosyaya sunulan karnelerden ve onur belgesi içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacılar vekili davada, vefat edenin vefat etmemiş olsaydı, jandarma Özel Harekat veya Polis Özel Harekat birimlerinde çalışacağını belirterek gelirinin asgari ücretin üzerinde olacağını iddia ederek, tazminat hesaplanmasında emsal gelirin buna göre tespit edilmesi gerektiğini belirtmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, lise okuyan kişinin üniversite okuyacağı kabul edilerek, mezun olduğunda asgari ücretin 2 katı gelir elde edeceği kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 26. maddesinde 6287 Sayılı Yasa’nın 10. maddesi ile 30/03/2012 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren değişiklik ile lise eğitimini içerisine alan orta öğretimde de, eğitim zorunlu hale geldiğinden, lise öğretimi sırasında vefat eden kişinin, sırf lisede okumaya devam etmesinin ileride üniversite okuyacağının kabulü için yeterli değildir. ileride üniversite okuyup okumayacağı ve gelirinin tespiti açısından, vefat edenin okuldaki başarısı, okulun başarısı, ailenin sosyal ekonomik durumları, öğrenim durumları, ailede okumuşluk düzeyi ve sair kıstaslar nazara alınarak tespit edilmelidir.
Somut olayda, mahkemece bu hususlarda inceleme yapılmaksızın, sırf desteğin lisede okuduğu ve ileride de üniveriste okuyacağının bu nedenle kesin olduğundan bahisle eksik inceleme ile desteğin asgari ücretin 2 katı düzeyinde gelir elde edeceği kabul edilerek çalışma dönemindeki gelirinin bu miktar üzerinden hesaplanmış olması doğru görülmemiş, davacılar vekilinin ve davalı vekilinin gelire ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Davalı vekilinin kazanın meydana gelmesinde müterafik kusurun değerlendirilmediğine yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Haksız fiilden kaynaklanan sorumlukta, zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir. Kaza tarihinde destek, 18 yaşından küçük ve ehliyetsiz olan arkadaşının sevk ve idaresindeki araçta yolcu olarak bulunduğu sırada kazanın meydana geldiği dosya kapsamından anlaşılmasına ve davalının da açıkça müterafik kusur savunması olmasına rağmen bu hususta olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ve davalı vekilinin istinaf sebeplerinin kabulü ile; mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, yukarıda açıklandığı üzere araştırma ve değerlendirme yapılarak desteğin vefat etmemiş olsaydı, ileride üniversite okuyup okumayacağı veya ileri sürülen meslekleri yapmasının muhtemel olup olmayacağı değerlendirilerek, desteğin elde edebileceği gelir tespit edilerek, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi içtihat değişikliğine giderek destek tazminatı hesaplanmasında TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresi tespit edilerek, işleyecek dönem zararlarında “progresif rant yöntemi” uygulanmak suretiyle 1/kn forumülüne göre son dönem gelirinin %10 artırılarak ve %10 indirilerek belirlenecek miktara göre hesaplaması gerektiğini benimsendiğinden, belirtilen yöntemle aynı bilirkişiden ek rapor yahut yeni bir bilirkişiden tazminat hesabına ilişkin rapor alınarak, davalının müterafik kusura ilişkin savunmaları da değerlendirilmek suretiyle, müterafik kusurunun varlığı halinde TBK’nın 52. maddesi gereğince hükmedilecek tazminattan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin içtihatları da gözetilerek uygun bir miktar indirilerek, sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre, davalı vekilinin ve davacılar vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 19/12/2019 tarihli 2018/490 Esas 2019/810 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekilinin ve davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacılar ve davalı tarafından yatırılan “istinaf karar harcının” istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2020/1661 Esas sayılı dosyasına yatırılan 127.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
6-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2020/1660 Esas sayılı dosyasına yatırılan 228.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.