Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1494 E. 2023/1560 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1494 – 2023/1560
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1494
KARAR NO : 2023/1560

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2021
NUMARASI : 2020/446 Esas – 2021/884 Karar

DAVACILAR
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 29/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 24.03.2007 tarihinde dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile dava dışı …’in yönetiminde olup davalı Sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi düzenlenmiş bulunan … plakalı aracın karıştıkları trafik kazasında yolcu konumunda bulunan …’nın vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde desteğin bir kusuru bulunmadığını, sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, dava öncesi davalı şirkete başvuru yapılmış ise de bir sonuç alınamadığını, destek …’nın serbest meslek erbabı olup aylık kazancının 3.000,00 TL olduğunu, desteğin annesi davacı… ile desteğin oğlu …’in vefat nedeniyle maddi zarara uğradıklarını belirterek, her bir davacı yönünden ayrı ayrı 1.000,00’er TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 01.04.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; usule ilişkin itirazlarının yanı sıra esas yönünden anılan kaza nedeniyle 15.04.2008 tarihinde 24.716,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapıldığını, yapılan bu ödeme ile sorumlulukları kalmadığını, söz konusu poliçeden dolayı sorumluluklarının ödeme miktarının mahsubu sonrası kalan kısımla sınırlı bulunduğunu, kabul anlamında olmamak kaydıyla kusur durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasını talep ettiklerini, hesaplamanın TRH — 2010 Yaşam Tablosu ve 1,8 Teknik Faiz üzerinden yapılması gerektiğini, müteveffanın gelirinin resmi belgelerle ispatlanmasının zorunlu olduğunu, aksi takdirde hesaplamaya asgari ücretin esas alınması gerektiğini, müterafik kusur ve hatır taşımasının şartları bulunduğundan bu yönde indirim yapılmasını talep ettiklerini, davacıların kaza nedeniyle elde ettikleri gelir ve tazminatların mahsubunun zorunlu olduğunu, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile ve bakiye poliçe teminat limiti ile sınırlı bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, kazaya karışan araçların kusur durumu, hesap bilirkişisi raporu kapsamı hep birlikte göz önünde bulundurulduğunda; olay tarihi olan 24/03/2007 günü saat 22.30 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Samsun istikametinden Merzifon istikametine seyri halinde iken 15 + 400 km’ye geldiği sırada, taşıt giremez ve mecburi yön levhaları ile belirtilmiş orta refüjle bölünmüş yola girdiği sırada karşı yönden gelen sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile karşı şeritte çarpışması sonucunda trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen bu kazada davalı sigortanın sigortalısı araç sürücüsünün tamamen %100 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta tarafından düzenlenen ZMMS poliçesi teminat limitinin 60.000,00 TL olduğu, davacı çocuk … …’ya daha önce davalı sigorta tarafından 15/04/2008 tarihinde yapılan ödeme ile bu davacının zararının fazlasıyla karşılanmış olup, bakiye DYK tazminatı talebinin yerinde olmadığı, davacı anne …’nın ise uğradığı net gerçek maddi zararının hesap bilirkişisi tarafından 250.118,80 TL olarak hesaplanmasına karşın poliçe teminat limiti ile davacı çocuk …’e yapılan ödemenin mahsubundan sonra davacı annenin talep edebileceği tutarın 55.714,18 TL olarak hesaplandığı açıkça anlaşılmakla, davacı … yönünden ispatlanamayan davanın reddi, davacı anne yönünden ise davanın bedel artırım dilekçesi gözönünde bulundurularak kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacı … … yönünden davanın reddine, davacı anne … yönünden davanın kabulüne, 55.714,18 TL DYK tazminatının 01/04/2020 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigortadan tahsili ile davacı …’ya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davalı sigorta şirketi tarafından müvekkillere herhangi bir ödeme yapılmadığını, dosya kapsamında davalı sigorta şirketinin 15.04.2008 tarihinde 24.716,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödediğini iddia ettiğini, söz konusu tutarın müvekkillere değil; müteveffanın eski eşi …’a ödendiğini, müvekkillerden …, müteveffa …’nın annesi; … … ise oğlu olup zarar görenden düzenli ve eylemli bir yardım aldıklarını, müteveffanın eski eşi …’a ödenmiş olan miktarın müvekkillere ödenmiş olduğunun kabul edilemeyeceğini, 08.11.2021 tarihli hesap bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, kaza tarihi itibariyle müvekkillerin desteği …’nın serbest meslek erbabı olduğunu, müteveffanın aylık ortalama gelirin 3.000,00 TL olduğunu, bilirkişi raporunda ise müteveffanın geliri asgari ücret üzerinden hesaplandığını, eksik hesaplama yapıldığını, avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmeden yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf dilekçesinde; limitin aşıldığını, 15/4/2008 tarihinde …’ın kendisi ve çocuğu için 24.716,00 TL ödendiğini, hal böyle iken yerel mahkemece 5.780,58 TL ödeme yapıldığı gerekçesiyle bakiye teminat limitinin belirlendiğini, zamanaşımı definde bulunduklarını, 1,8 Teknik Faiz yönteminin kullanılması gerektiğini hatır ve müterafik indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda, davalı sigorta şirketince davadan önce, davacının oğlu … için 18.935,34 TL, davacı … … için 5.780,58 TL olmak üzere toplam 24.716,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmakta olup, nüfus kayıtlarının tetkikinden …’in baba isminin de … olduğu anlaşılmakta olup, murise ilişkin veraset ilamı da getirtilerek murisin dava dışı …’ın da desteği olup olmadığı araştırılmak suretiyle anılan şahsa yapılan ödeme de değerlendirilerek poliçe limitinin ve destek paylarının belirlenmesi gereğinin gözetilmemesi isabetsiz bulunmuştur.
Müterafik kusur ve hatır indirimi konusunda ise,
Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418). Buna göre, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olması aranmaktadır.
Hatır taşıması ise bir kimseyi ücretsiz olarak, bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.
Buna göre, hatır taşıması indirimi için kural olarak hatır taşıması şartlarının varlığı yeterlidir. Yargıtay 17. HD’nin yerleşik uygulaması gereğince, hesaplanan tazminattan desteğin hatır için taşınması durumunda %20 oranında indirim yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Ancak hatır taşıması indirimi yapılabilmesi için davalı tarafın süresinde hatır taşıması itirazında bulunmuş olması gereklidir.
Somut olayda, eksik inceleme ve değerlendirme neticesinde karar verildiği, hatır ve müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağının mahkemece değerlendirilmediği anlaşılmakla, mahkemece ceza soruşturma dosyası içeriği de getirtilerek bu konuda bir değerlendirme yapılmalıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmede davanın esası hakkında karar verilmiş olması nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler giderilerek, davanın esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 31/12/2021 tarihli 2020/446 Esas – 2021/884 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacılar ve davalı tarafından yatırılan “istinaf karar harcının” istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36.maddesi gereğince; Ankara 27. İcra Dairesinin 2022/2467 Esas sayılı dosyasına yatırılan 115.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 29/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.