Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/149 E. 2022/161 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/149
KARAR NO : 2022/161

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2019
NUMARASI : 2018/858 Esas 2019/905 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücüen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete trafik poliçesi ile sigortalı olan ve sürücüsü tespit edilemeyen … plâka sayılı aracın 16/10/2015 tarihinde … plâka sayılı araçlara çarparak sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk ettiği maddi hasarlı trafik kazasında dava dışı … plâka sayılı araçta oluşan maddi zarar nedeniyle zarar gören … plâka sayılı aracın kasko poliçesini tanzim eden dava dışı… Sigorta AŞ.’ye 17/12/2016 tarihinde yapılan 14.417,00 TL ödemenin Trafik Sigortası Genel Şartları B.4 maddesi f bendi gereği kazada olay yerini terk eden davalı sigortalıdan tahsili amacıyla Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7678 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek açılan davanın kabulü ile Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7678 sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile%20 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya; dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, davalı taraf cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, sigorta şirketince ZMMS kapsamında üçüncü şahsa ödenen tazminat bedelinin olay yerinin terk edilmiş olması nedeniyle kendi sigortalısından rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, sigorta şirketinin 2918 Sayılı Yasanın 95. maddesi gereğince, ZMMS Genel Şartlarında belirtilen koşulların oluşması halinde sigortalısına rücu edebileceği, davacının maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle zarar görene ödemede bulunduğunun anlaşıldığı, olay yerini terk nedeniyle rücu şartının ise bedeni hasara neden olan kazalarda uygulanacağının genel şartlara belirtiği, bu nedenle Genel Şartlar B.4.f maddesinin davada uygulanma imkanının bulunmadığı, rücu imkanı sağlayan diğer koşulların da bulunduğunun kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, sigortalı araç sürücünün kaza sonrası olay yerini terk etmiş olması nedeniyle Genel Şartlar B.4.f maddesi gereğince müvekkilinin sigortalısına rücu hakkının bulunduğunu, mahkemece verilen ret kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, Karayolları Zorunlu Sorumluluk Sigortası kapsamında sigortalı aracın üçüncü kişiye verdiği zarar nedeniyle yapılan ödemenin, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre sigortalıdan rücuen tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemidir.
Davacı …, davalı şirketin araç sürücüsünün meydana gelen kaza sonrasında olay yerini terk ettiğinden ve kazaya kusuru ile sebep olduğundan bahisle sözleşmeye dayalı olarak, üçüncü kişiye ödediği zarar bedelini davalıdan rücuen tahsilini genel haciz yolu ile icra takibi yaparak istemiştir.
Davacı … şirketinin, davalıya ait aracın ZMMS poliçesini tanzim ettiğine ve kaza sonrasında araç sürücüsünün kaza mahallinden ayrıldığına ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sadece maddi hasarlı trafik kazasında sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmiş olmasının Genel Şartlar B.4.f maddesi gereğince, sigorta şirketine rücu etme hakkı verip vermediğine ilişkindir.
KTK’nın 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin Kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin Kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmüş olduğundan, sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi) olan sigorta ettiren davalı, sigorta poliçesinin ve sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür.
Sigorta sözleşmesine dayalı rücu davalarında, tarafların yükümlülüklerinin belirlenmesinde, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşme ilişkisi olması nedeniyle, poliçe ve poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan sigorta genel şartları nazara alınır.
Somut olayda, davacı ile davalı arasında tanzim edilen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası 06/09/2015 başlangıç tarihlidir. Bu nedenle rücu şartlarının belirlenmesinde 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının nazara alınması gerekmektedir.
Sigorta Genel Şartlarında sigortanın, sigortalıya rücu hakkı “B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin Kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Bu çerçevede, 01/06/2015 tarihinden önceki sigorta Genel Şartlarında olay yerini terk, kaza tutanağı ve alkol v.b. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması rücu şartı olarak öngörülmemişken, ilgili maddenin (f) bendinde, belirli durumların haricinde olay yerinin terk edilmiş olması, kaza tutanağı ve alkol v.b. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması da, rücu şartı olarak düzenlemiştir. Genel Şartlar B.4-f bendi kapsamında sigortanın, sigortalısına rücu edebilmesi için ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesi yeterli olup, sigortacının, sigortalısına rücu için sürücünün alkollü olduğunu yahut kasti eyleminin varlığını kanıtlaması istenemez.
Sigorta Genel Şartları B.4-f bendin de olay yerini terk durumununda sigortacının, sigortalısına rücu edemeyeceği haller açıklanarak, istisnai olarak belirtilen durumlarda (sınırlı olarak sayılmadığından, olay yerinden ayrılmayı haklı kılacak benzer nedenlerle de, sigorta rücu edemez, ancak haklı ve zorunlu sebebi ispat yükü sigortalıdadır.) sigortalı, sürücünün olay yerine terk etmiş olması durumda ancak;
-Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitmesi,
-Bedeni hasara neden olsun veya olmasın can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerde ilgili maddeden kaynaklanan sorumluluklardan kurtulur.
Davacının talebi, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile verdiği zarar nedeniyle zarar görene yapılan ödeme nedeniyle, Genel Şartlar “B.4-f” maddesi gereğince sürücünün olay yerinin terkine dayalı olduğundan, olay yerini terkin zorunlu nedenlerden kaynaklanmamış olması halinde davacı, zarar görene yapmış olduğu ödemeyi, sorumlu olduğu “gerçek zarar” ile sınırlı olarak, sigortalısından talep edebilir.
Diğer bir deyişle, trafik kazasının yaralamalı olup olmadığına bakılmaksızın olay yerini terk Genel Şartlarda rücu sebebi olarak kabul edilmiş, ayrılmayı haklı kılacak zorunlu haller haricinde sigorta şirketi sigortalısına rücu edebilir.
Buna göre; ilk derece mahkemesi Genel Şartlar “B.4.f” maddesinin sadece bedensel zararlarda uygulanabileceği, kazanın ise maddi hasarlı olduğu kabul edilerek, rücu şartlarının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, davacının rücu hakkı gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğundan, “gerçek zarar” ve kusur durumu değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 16/12/2019 tarihli 2018/858 Esas – 2019/905 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.