Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1475 E. 2023/1523 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1475 – 2023/1523
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1475
KARAR NO : 2023/1523

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/01/2022
NUMARASI : 2019/65 Esas 2022/7 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 22/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 01/07/2014 tarihinde davalılardan …’in Gazi Yakup Satar Cd. üzerinde seyir halinde iken sola dönüş yaptığı sırada davacı …’nun kullandığı motosiklete çarparak hem davacı …’ın, hem de motosiklette yolcu olarak bulunan …’ın yaralanmalarına neden olduğunu, kazaya ilişkin olarak Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/797 E. sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını ve mahkeme tarafından davalı … hakkında 10 ay hapis cezasına hükmedildiğini, kaza ile ilgili olarak Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 22/05/2015 tarihli raporu ile otomobil sürücüsü …’in asli kusurlu, davacı …’ın ise tali kusurlu olduğunun belirlendiğini, kazadan sonra davacının omzunda kalıcı kırık oluştuğunu ve omzuna yapay parça takıldığını, davacının kırık nedeniyle 6 ay boyunca sürekli hastaneye gidip geldiğini, tedavi sürecinde azımsanmayacak bir miktarda tedavi masrafıyla karşılaştığını ayrıca kazadan davacının çok etkilendiğini, yaşadığı kaza nedeniyle trafiğe çıkmaktan çekinir hale geldiğini, tedavi sürecinde birinin yardımına ihtiyaç duyması nedeniyle manevi anlamda çöküntü yaşadığını, davacının yaklaşık 6 ay boyunca hastaneye gidip gelmek zorunda kalması, iyileşinceye kadar geçen süreçte hastane masrafları ve kazanç kaybı da dahil maddi anlamda birçok zarara uğradığını, tüm bu nedenlerle de 15.000,00 TL maddi tazminat ve bu dönemlerde yaşadığı manevi zararlar için 30.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde; söz konusu poliçeye göre sakatlanma ya da ölüm halinde şahıs başına azami ödenecek tutarın 268.000,00 TL olduğunu, davalı şirketin poliçelerden kaynaklanan sorumluluğunun gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ile sınırlı olduğunu, işgücü kaybının tespiti için Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden yada üniversitelerin Adli Tıp Kürsüsünden heyet raporu alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davalının olay tarihinde kendi idaresindeki araç ile seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde çift şeritli yolun sol tarafında bulunan petrol istasyonuna gireceği esnada sol sinyalini yaktığını, aynalardan kontrollerini yaptığını, tam döneceği sırada davacının 3. şeritten motosikletiyle davalı aracının sol kapı tarafına çarptığını, Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin 22/05/2015 tarihli raporundaki aleyhe hususları kabul etmediklerini, bu raporda davacının kaza esnasında hızını ayarlamadığı ve takip mesafesini korumadığına yer verildiğini, manevi tazminatın duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkân nispetinde iadesinin amaçlandığını, kaza nedeniyle meydana gelen zarar ile kusur arasında illiyet bağı kesişmiş olup, davacının takip mesafesine uymamasından kaynaklanarak zararın meydana gelmesinde kendi kusurunun bulunduğunu belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı vekilinin 08/10/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; geçici ve sürekli iş göremezlik alacağına ilişkin taleplerini 68.670,61 TL’ye, tedavi gideri (bakıcı gideri) taleplerini ise 2.268,00 TL olmak üzere toplam 70.938,61 TL’ye yükselttiği, davacı vekilince verilen 11/01/2019 tarihli dilekçe ile davalı … Sigorta A.Ş’ye yönelik maddi-manevi tazminat taleplerine ilişkin davadan feragat edildiğinin bildirildiği, bu nedenle … Sigorta A.Ş.’ye yönelik maddi-manevi tazminata ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı ile kazanın oluşumunda davalı …’in %70 oranında kusurlu olduğu, kazaya bağlı olarak davacının toplam bilirkişi raporunda belirlendiği üzere davalının %70 kusur oranına tekabül eden 70.938,61 TL iş göremezlik ve bakıcı ihtiyacı zararının oluştuğu, davacının oluşan bu zararından, kazaya kusurlu davranışı ile sebebiyet veren davalı …’in ve zararın poliçe teminatı kapsamında olması sebebiyle, davalı …’e ait aracın trafik sigortacısı davalı … Sigorta Şirketinin sorumlu olduğu kabul edilmekle, davalılar … Sigorta Şirketi ile …’e yönelik maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 70.938,61 TL’nin davalı …’den kaza tarihi 01/07/2014, davalı … Sigorta’dan dava tarihi 24/05/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine, davacı tarafça 30/03/2021 tarihli beyanı gereğince davacı aracındaki hasar ve hasara bağlı değer kaybı zararına ilişkin 1.000,00 TL’lik talebin reddine karar vermek gerektiği, tüm dosya kapsamı ile davacının, %7 oranında sürekli maluliyetine sebebiyet verecek ve 3 ay iyileşme ve tedavi süreci geçirecek şekilde davalı …’in %70 oranında kusurlu davranışı ile sebebiyet verdiği trafik kazasında yaralandığı, bu sebeple davacının yaşadığı ve yaşayacağı manevi acı ve elem, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetildiğinde davacı lehine 15.000,00 TL manevi tazminatın takdirinin uygun olduğu kabul edilerek, zarara kusurlu davranışı ile sebebiyet veren davalı …’e yönelik manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 15.000,00 TL’nin kaza tarihi 01/07/2014’ten itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine, davalı … yönünden fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, davalı … Sigorta A.Ş’ye yönelik manevi tazminat talebinin ise manevi zararların sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmaması sebebiyle reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle; “1-Davalı … Sigorta şirketine yönelik maddi-manevi tazminata ilişkin davanın feragat nedeniyle REDDİNE, 2-Davalılar … Sigorta şirketi ile …’e yönelik maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 70.938,61-TL’nin davalı …’den kaza tarihi 01/07/2014, davalı … Sigorta’dan dava tarihi 24/05/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı aracındaki hasara ilişkin 1000 TL’lik talebin reddine karar” verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece, 12.11.2019 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı ile davacı vekiline maddi tazminat talebini hangi kalemler için ne kadar tazminat talep ettiğini açıklamak üzere iki haftalık süre verildiğini, davacı vekilince sunulan bila tarihli ve 22.11.2019 havale tarihli dilekçe ile maddi tazminat talebinin; 01.07.2014 tarihli trafik kazası tespit tutanağındaki aracın hasar durumunun 3 kod yani “fonksiyonel hasar” olması nedeniyle araçta meydana gelen hasar ve araçtaki değer kaybı, müvekkilinin kaza nedeniyle işe gidemediği ve işe gidemediği bu süre için asgari ücret üzerinden kazanç kaybı, müvekkilinin, kaza sonucunda omzunda kırık oluştuğu, bu kapsamda tedavi masraflarını içerdiğini açıklandığını, bu açıklamanın 17.12.2019 tarihli duruşma tutanağına atılan davacı vekilinin imzası ile de tevsik edildiğini, sözü edilen duruşmada bu sefer davacı vekilince yapılan açıklama ile tazminat talebinin; maluliyete ilişkin kazanç kaybı için 13.000,00 TL, tedavi giderleri için 1.000,00 TL, araçtaki hasar için 700,00 TL, araçtaki değer kaybı için 300,00 TL talepte bulunulduğunun belirtildiğini, davacının maddi tazminata ilişkin talebi, 1- Araçta meydana gelen hasara ve araç değer kaybına, 2- İşe gidemediği süre içindeki kazanç kaybına, 3- Davacının omzunun kırılması nedeniyle tedavi masraflarına ilişkin olup, sözü edilen taleplerin “sürekli işgöremezlik bahsinden” olmadığında ise duraksama bulunmamasına rağmen sayın mahkemece talep aşılarak sürekli işgöremezlik zararı hesabı yapılarak dava dilekçesinde ve akabindeki açıklama dilekçesinde yer verilmeyen sürekli işgöremezlik tazminatına hükmedildiğinin açık olduğunu, davacının dava dilekçesinde sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin bulunmadığını, bu nedenle belirtilen kaleme hükmedilemeyeceğini yapılan ıslah açısından; mahkemece talep bulunmamasına rağmen sürekli işgöremezlik tazminatı ödenmesine dair hükmün usul açısından da hatalı olduğunu, zira 22.06.2021 tarihli duruşmanın 1. nolu ara kararı ile davacı tarafa davasını ıslah etmek üzere 1 haftalık süre verilmiş olup mahkemece 22.06.2021 tarihinde verilen süre 29.06.2021 tarihinde dolduktan çok sonra 08.10.2021 tarihinde dava ıslah edilmiş olup iş bu ıslah talebinin süresinde olmadığı ve mahkemece değerlendirme dışında tutulması gerekirken bundan zuhul edilerek ıslah dilekçesi doğrultusunda hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebi bakımından ATK raporunda; hastanın trafik kazası geçirdiği, sağ omuz ağrısı olduğu, hassasiyeti olduğu, X-ray klavikula orta hat fraktürü olduğu, deplese olduğu, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği, hayati tehlikesinin olmadığının kayıtlı olduğu 01.07.2014 tarihli Eskişehir Yunusemre Devlet Hastanesi adli muayene raporunun bulunduğu, şahsın 16.03.2020 tarihinde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Polikliniğinde yapılan muayenesinde hasta şikayetlerinin yanında fizik muayenede hastanın sağ omuz üzerinde klavikula üzerinde operasyona ait olduğu düşünülen 7cm lik skar izinin görüldüğü, sol omuzda aktif bir şikayetinin olmadığı, aktif hareketleri tam yapabildiği, sağ omuzda aktif hareketlerin fleksiyon 90 derece olduğu, abdüksiyon 90 derece olduğu ekstansiyon ve adduksiyonun tam olduğu, netice itibariyle E cetveline göre yapılan düzeltme sonucunda meslekte kazanma gücü kayıp oranının %7 olduğu, arızanın da kalıcı olduğu kanaati ile rapor oluşturulduğu, davacının işgöremezlik durumuna ilişkin alınan raporda engellilik oranının tespitinde, A, B, C, D cetvellerine göre meslekte kazanma gücü kayıp oranı %34 olarak bulunduktan sonra herhangi bir veri olmadan sadece afaki olarak kayıp oranının 1/5 olduğu belirtilerek %6,8 oranı bulunmuş ve bu oranın E cetveline göre düzeltme yapıldığında ise %7 olduğunun dile getirildiğini, raporun hüküm verilmeye elverişli olmadığını, geçici işgöremezlik süresinin tespit edilebilmesi için öncelikle sigortalı olarak bir işte çalışıyor olmak gerektiğini, davacının çalışıyor olduğuna dair bir bilgi ve belgeye raporda atıf yapılmadığını, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı … … vekili istinaf dilekçesinde; hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu, ayrıca davalı … Sigorta yönünden reddedilen manevi tazminat sebebiyle hükmedilen vekalet ücretinin hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde davalı kısmında … Sigortanın yanında sigorta limitiyle sınırlı olmak üzere manevi tazminat talebinin olmadığının belirtildiğini, davalı sigortadan manevi tazminat talebi olmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir.
Hukuk yargılamasında, HMK’nın 26. maddesinde; “(1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” denilerek, kural olarak taleple bağlılık ilkesi benimsenmiştir. Dava ile mahkemeden tespit, eda veya inşai talepler açısından da taleple bağlılık dava dilekçesindeki talep çerçevesinde değerlendirilir. Kanun ile davacıya talebin değiştirilmesine yönelik bir imkan tanınmadıkça davacının dava dilekçesinde talep ettiği hususlar dışında karar verilmez.
Nitekim HMK’nın 140/3. maddesinde; “Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.” denilerek, davanın ön inceleme tutanağında esas alınan uyuşmazlık konuları çerçevesinde yürütüleceği kabul edilerek, dava dilekçesinde talep edilmeyen hususlarda kural olarak yargılama yapılarak karar verilmeyeceği kabul edilmiştir.
HMK’nın 176/1. maddesi taraflardan her birisinin, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilme imkanı tanımış ise de, dava dilekçesinde talep edilmeyen hususlarda, mahkemece karar verilmesi ancak davanın tamamen ıslahı ile mümkündür. Davanın kısmen ıslahı ile dava dilekçesinde talep ettiği dava değerini artırması mümkün ise de, dava dilekçesi ile talep edilemeyen tazminat kalemlerinin kısmi ıslah ile talep edilmesi mümkün değildir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/2082 E. 2020/7164 K. sayılı kararı “Tamamen ıslahta dava sebebi veya istem konusu tümüyle değiştirilmektedir. Böylece dava dilekçesindeki talepler artık hükme konu olamaz. Kısmen ıslahta ise önceden yapılan usulü bir işlemin düzeltilmesi, örneğin talep sonucunun arttırılması söz konusu olur. Uygulamada, istem sonucuna ilişkin fazlaya dair haklarını saklı tutan davacının dava değerini ıslah yolu ile arttırabileceği tartışmasız kabul edilmektedir. Bununla birlikte başından beri dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. (HGK’nın 29.06.2011 gün, 2011/1-364 E.-2011/453 K.,15.06.2016 gün, 2014/4-1193 E.-2016/800 sayılı İlâmları) (HGK’nın 15/02.2017 gün, 2015/7-917 E.-2017/265 K.sayılı İlâmı)”)
Eldeki davada, davacı dava dilekçesinde ve açıklama dilekçesinde maddi tazminata ilişkin olarak açıkça iyileştiği süreye kadar olan gerçekleşen zararını talep ettiğini beyan ettiğinden, dava konusu talepler çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, kısmi ıslah ile talep edilmesi mümkün olmayan sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin, dava dilekçesindeki talep aşılarak karar verilmiş olması doğru görülmediğinden, davalı … vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Hükmedilen manevi tazminat miktarına ilişkin olarak,
Hükmedilen manevi tazminat miktarına ilişkin olarak ise, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır.(HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira TMK’nın 4. maddesindeki Kanunun hakime takdir yetkisi tanıdığı hallerde hakimin, hukuka ve hakkaniyete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir. Belirtilen bu hususlar, özellikle maluliyet oranı dikkate alındığında davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının hakkaniyet uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talep edilmediğini, bu nedenle davalı sigorta şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirtmişse de, dava dilekçesinde bu yönde bir açıklama bulunmadığından bu yöndeki Mahkeme kabulü isabetli bulunmuş, davacı vekilinin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hükümde kesinleşen sair yönler aynen korunarak hükmedilen maddi tazminat miktarının düzeltilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
II-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 04/01/2022 tarihli, 2019/65 Esas – 2022/7 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davalı … Sigorta şirketine yönelik maddi-manevi tazminata ilişkin davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davalılar … Sigorta Şirketi ile …’e yönelik maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile,
4.139,16 TL’nin davalı …’den kaza tarihi 01/07/2014, davalı … Sigorta’dan dava tarihi 24/05/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davalı … Sigortanın hükmü istinaf etmemiş olması nedeniyle oluşan davacı lehine usuli kazanılmış hak korunarak bakiye 66.799,45 TL’nin davalı … Sigorta’dan dava tarihi 24/05/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı aracındaki hasara ilişkin 1.000,00 TL’lik talebin reddine,
DAVANIN MADDİ TAZMİNATA İLİŞKİN BÖLÜMÜ YÖNÜNDEN;
Alınması gerekli 4.845,81 TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında yatırılan peşin harcın maddi tazminata yönelik kısmı olan 256,16 TL ile ıslah harcı 194,74-TL olmak üzere toplam 450,90 düşülerek kalan 4.394,91 TL’nin davalılar … Sigorta A.Ş ile …’den birlikte alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, (davalı … 282,74 TL ile sorumlu olmak üzere,
Davanın açılışı sırasında yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, peşin harcın maddi tazminat talebine yönelik kısmı olan 256,16 TL ile 194,74 TL ıslah harcı toplamı 480,10-TL’nin davalılar … Sigorta A.Ş ile …’den birlikte alınarak davacıya verilmesine, (davalı … 285,16 TL ile sorumlu olmak üzere)
Davacılar tarafından yapılan 1 KEP gideri 0,50 TL, 22 elektronik tebligat gideri 117,00 TL, 7 tebligat gideri 98,00 TL, 2 müzekkere gideri 16,80 TL, 2 bilirkişi gideri 880,00-TL ve ATK posta gideri 48,50 TL olmak üzere toplam 1.160,80 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 1.144,66 TL’lik kısmının davalılar … Sigorta A.Ş. ile …’den birlikte alınarak davacıya verilmesine, (davalı … 325,02 TL ile sorumlu olmak üzere)
Davanın kabul edilen kısmı yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 12. maddesi uyarınca takdir ve tayin olunan 10.021,94 TL vekalet ücretinin, davalılar … Sigorta A.Ş. ile …’den birlikte alınarak davacıya verilmesine, (davalı … 4.139,16 TL ile sorumlu olmak üzere)
Davanın reddedilen kısmı yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre takdir ve tayin olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … Sigorta A.Ş. ve …’e verilmesine,
3-Davalı … Sigorta A.Ş.’ye yönelik manevi tazminat talebinin REDDİNE,
4-Davalı …’e yönelik manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile,15.000,00 TL’nin kaza tarihi 01/07/2014’ten itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı … yönünden fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
DAVANIN MANEVİ TAZMİNATA İLİŞKİN BÖLÜMÜ YÖNÜNDEN;
Alınması gerekli 1.024,65 TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında yatırılan peşin harcın manevi tazminata yönelik kısmı olan 512,33 TL düşülerek kalan 512,32- TL’nin davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Davanın açılışı sırasında yatırılan peşin harcın manevi tazminat talebine yönelik kısmı olan 512,33 TL’nin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Davanın kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10. maddesinin 1. ve 4. bentleri uyarınca takdir ve tayin olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Davanın reddedilen manevi tazminat talebine yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10. maddesinin 2. bendi uyarınca takdir ve tayin olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … Sigorta A.Ş’ye verilmesine,

İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
III-İstinaf eden davacı tarafından yatırılması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
IV-İstinaf eden davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde anılan davalıya iadesine,
V-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
VI-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan 88,60-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
VII-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
VIII-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 22/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.