Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1472 E. 2023/1522 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1472 – 2023/1522
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1472
KARAR NO : 2023/1522

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2021
NUMARASI : 2018/831 Esas 2021/793 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 22/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 27.10.2016 tarihinde, … plaka sayılı, davalı … Anonim Şirketi’ne ait ve makam aracı olarak kullanılan … model aracın, müteveffa …’nın içinde bulunduğu … plaka sayılı araca aşırı hızla arkadan çarptığını, çarpma neticesinde taklalar atan araçta müteveffanın ağır şekilde yaralandığını, iki hafta komada yaşam mücadelesi verdikten sonra hayatını kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde alkollü sürücü …’un kusurunun bulunduğunu ve kendisinin bu kusuru üstlendiğini, Kalecik CBS’nin 2016/708 soruşturma sayılı dosyasında alınan kusur bilirkişi raporunda, … plaka sayılı araç sürücüsünün ağır kusurlu bulunduğunu, müteveffa …’nın müvekkili … ve …’nın ilk çocukları, …’nın ise tek kardeşi olduğunu, aracın esasen aşırı alkollü … tarafından kullanıldığının ceza yargılaması esnasında ortaya çıktığını, 25 yaşında hayatını kaybeden …’nın A.Ü. Fen Fakültesi Kimya bölümünden mezuniyet durumundaki son sınıf öğrencisi olduğunu, aile bütçesine katkıda bulunmak için sigortalı olarak çalıştığını, ailesinin desteğinden yoksun kaldığını, öğrenci belgesinin sigorta şirketine iletildiğini, ancak sadece anne baba için asgari ücret gözetilerek yanlış bir hesaplamayla çok düşük bir tutar üzerinden ödeme yapıldığını, kardeşi için ise herhangi bir ödeme yapılmadığını, … hayatını kaybetmeseydi yakın zamanda üniversite mezunu kimyager olarak çalışacağından hesaplamanın kimyager olarak ücret alacağını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı anne babaya sigorta şirketinin yetersiz ödemesine ilişkin ibranamenin KTK’nın 111/2. maddesi kapsamında iptaline, 6100 sayılı Yasanın 107. maddesine göre belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatının; işleten şirketten, sürücü …’dan ve kazada sorumluluğu bulunan …’den olay tarihinden itibaren, sigorta şirketinden ise sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, toplam 1.000.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve yargılama giderleri ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme olarak işleten şirket ve diğer sorumlular … ve …’dan tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili 05.10.2021 tarihli bedel arttırım dilekçesinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla maddi tazminat taleplerini müvekkili … için 214.485,99 TL’ye, müvekkili … için 357.401,04 TL’ye artırdıklarını, bu miktarın sigorta şirketinden her iki müvekkil yönünden hesaplanan sorumlu olduğu tutarlar için temerrüt tarihi itibari ile işleyecek avans faizi ile birlikte, diğer davalılardan ise vefat tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalılar … ile … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımına uğrayan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesi gerektiğini, trafik kazasının 27.10.2016 tarihinde meydana geldiğini, …’nın 09.11.2016 tarihinde hayatını kaybettiğini, davanın iki yıllık zaman aşımına tabii olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, …’in ceza davasında sanık olması nedeniyle ceza dava zamanaşımına tabi olduğu kabul edilse dahi, firma açısından zamanaşımı süresinin dolduğunu, davalı … araç işleteni olmadığından davanın bu yönden reddedilmesi gerektiğini, araç sürücüsü …’ın olayın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, davalıların ne kendisine ne de eylemlerinden sorumlu bulunduğu kimselere yüklenebilecek kusuru bulunmadığını, müteveffanın asgari ücretli olduğu ve Ankara da ikamet ettiği göz önüne alındığında davacılara maddi destekte bulunduğu iddiasının dayanaksız olduğunu, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek devam eden ceza dava dosyasının sonucunun beklenmesini, yargılama sonucunda davanın müvekkilleri yönünden reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı araç için davalı sigorta şirketi tarafından 267043616 no’lu ZMMS poliçesi düzenlediğini, davacıların destekten yoksun kalma taleplerine ilişkin müracaatı üzerine 17.07.2017 tarihinde Av. … hesabına 28.662,61 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme ile davacıların sigorta şirketinden talep edebileceği alacakları kalmadığını, davacı …’nın müteveffanın kardeşi olduğunu, müteveffanın kardeşine maddi anlamda destek olduğunun ispatlanması gerektiğini, kazanın iş kazası addedilip addedilmediği, peşin sermaye değeri bağlanıp bağlanmadığı, bağlandı ise tutarının ne olduğu hususlarının SGK’dan sorulmasını talep ettiklerini, davacıların başvuru şartını yerine getirmeden dava açtığını, bu nedenle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davanın zaman aşımına uğradığını, davacı yanın soruşturma veya ceza davasında uzlaştığının tespiti halinde davanın reddedilmesi gerektiğini, kaza ile ölüm arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kusur oranının tespitini talep ettiklerini, hesaplamanın aktüer sıfatını haiz bir bilirkişi tarafından asgari ücret üzerinden yapılmasını ve 41,8 teknik faiz uygulanmasını talep ettiklerini, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını ve yapılan ödemenin güncellenerek düşülmesini talep ettiklerini, manevi tazminat talebinin ZMMS teminatı dışında kaldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı …’a usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmesine rağmen cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, toplanan deliller ve dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; 27.10.2016 tarihinde gerçekleşen ve … plakalı sayılı kamyonetin dava dışı sürücüsü …’in tamamen kusursuz, davalı sürücü …’ın ise tamamen (% 100 oranında) kusurlu olduğu trafik kazası sonucunda … plaka sayılı araçta bulunan …’nın vefatı sebebiyle davacılar … ve …’nın destekten yoksun kaldığı, davalı … A.Ş’nin araç maliki sıfatıyla ve davalı …’ın araç sürücüsü olması nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu oldukları, davalı sigorta şirketinin ise ölüme neden olan aracın kaza tarihi itibari ile zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyen olması nedeniyle KTK’nın 85. maddesi uyarınca poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğu, her ne kadar ceza yargılaması sırasında kazanın meydana gelmesi nedeniyle davalı …’in de sorumluluğu bulunduğu tespit edilmiş ise de, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin taleplerin haksız fiil sorumluluğu kapsamında kaldığı, …’in eylemlerinin haksız fiil sorumluluğu kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı ve desteğin ölümüne sebebiyet veren olayda bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığı ve davalı …’e husumet yöneltilemeyeceği, müteveffanın kardeşi davacı …’nın primli çalışmasının mevcut olduğu, geçimini babası …’nın sağladığı, müteveffanın kardeşine fiili desteği olduğu hususunun dosya kapsamına sunulan belgeler ile ispat edilemediği, bu hali ile de davacı …’nın destekten yoksun kalma talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından davalı … yönünden husumet nedeniyle davanın reddine, ölenin davacı …’ya destek olduğu hususunun ispat edilememesi nedeniyle bu davacı yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine, davalılar … A.Ş., … ve sigorta şirketi ile ilgili olarak dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun bilirkişi dördüncü ek raporu doğrultusunda davacılar … ve … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kısmen kabulüne, davacılar … ve …’nın oğlu, davacı …’nın kardeşi …’nın davaya konu trafik kazası neticesinde yaşamını yitirdiği, ölenin meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığı, davalı … A.Ş.’nin araç maliki, davalı …’ın ise aracın sürücüsü olması karşısında haksız fiil nedeniyle manevi zarardan sorumlu olduğu, ölüm nedeniyle davacıların manevi yönden acı duydukları, meydana gelen acının dindirilebilmesi için davacılar ile davalıların ekonomik ve sosyal durumları, kaza tarihi itibari ile paranın satın alma gücü, olayın meydana geliş şekli, zararın ağırlığı, davacılar ile ölen arasındaki sosyal ve ailevi ilişki gibi hususlar göz önünde bulundurulmak suretiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90. maddesi yollaması ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 56/1. maddesi uyarınca manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle; “Davalı … hakkında açılan davanın HMK’nın 114/1-d, 115/2. maddeleri uyarınca taraf ehliyeti yokluğu (pasif husumet) nedeniyle REDDİNE,
Kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettiren davalı … yararına AAÜT’nın 7/2. maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’e ödenmesine,
Maddi tazminat talepleri yönünden;
Davacı … tarafından açılan davanın REDDİNE,
Diğer davacılar tarafından açılan davanın KABULÜ ile,
Davacı … için 214.485,99 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalı … Sigorta Şirketi 101.768,22 TL’lik kısmından sorumlu olmak kaydı ile), davacı … için 357.401,04 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalı … Sigorta Şirketi 169.573,08 TL’lik kısmından sorumlu olmak kaydı ile) davalılar … ve … Anonim Şirketinden 27/10/2016 kaza tarihinden, davalı … Sigorta Şirketi 17/07/2017 eksik ödeme tarihinden itibaren işleyecek AVANS FAİZİ ile BİRLİKTE MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN ALINARAK ADI GEÇEN DAVACILARA VERİLMESİNE,
Manevi tazminat talepleri yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı … için 200.000,00 TL, davacı … için 200.000,00 TL, davacı … için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 500.000,00 TL manevi tazminatın 27/10/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek YASAL FAİZİ ile BİRLİKTE davalılar … ve … Anonim Şirketinden ALINARAK ADI GEÇEN DAVACILARA VERİLMESİNE,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar …, …, … vekili istinaf dilekçesinde; davalı … yönünden …’in genel müdürü ve yetkilisi olduğu işleten şirketin kendisine makam aracı olarak tahsis ettiği ticari ruhsatlı şirket aracıyla …’la iş yemeği ağırlaması olarak nitelendirdikleri yolculukta, birçok yerde birlikte alkol aldıktan sonra, aracı alkollü olmayan şirket çalışanı makam şoförünün kullanımından alıp alkollü olduğunu bildiği …’a kullandırması neticesinde, yargılamaya konu haksız fiilin vuku bulduğunu, suça da konu olan haksız fiilleri nedeniyle, … ve … davaya dayanak iddianame esas alınarak yargılandığı ve her iki kusurlu sorumlu bilinçli taksirle bir kişinin yaralanmasına bir kişininde ölmesine sebep olma suçunu işledikleri sabit olduğundan bahisle, ceza yargılamasında da kesinleşen fiilleri nedeniyle aldıkları cezaların da devam eden tazminat davası sürerken kesinleştiğini, istinafa konu davasında … yönünden taraf ehliyeti yokluğu (pasif husumet) nedeniyle reddine karar verildiğini, haksız fiili bilinçli taksirle gerçekleştirdiği kesinleşen ceza yargılamasıyla ispatlanmış davalı yönünden davanın reddinin açıklanan nedenlerle hukuka uygun olmadığını, davacı … yönünden maddi tazminatın konusu desteğin kaybı yanı sıra bu durumdan kaynaklı yaptığı masraflar ve bu süreçte eğitimindeki aksamadan kaynaklı maddi zararları bulunduğunu, bu husus değerlendirilmeden tüm maddi tazminat talebinin reddedildiğini, kardeş yönünden maddi tazminat taleplerinin reddinin hukuka uygun olmadığını, manevi tazminat yönünden hükmedilen miktarın düşük olduğunu, manevi tazminata yasal faiz uygulanmasının hukuka uygun olmadığını, araç işleten Anonim Şirket adına kayıtlı makam aracının kusurlu sorumlu …’e tahsis edildiğini, aracın ticari araç olduğunu manevi tazminata yasal faiz uygulanmasının hukuki olmadığını, … davada vekil ile temsil edilmediğinden lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, davalı …’in başlangıçta … tarafından kullanılan aracı alkollü olduğu halde davalı …’a vermek suretiyle … tarafından bir kişinin ölümüne, bir kişinin de yaralanmasına neden olacak şekilde ölümlü trafik kazası yapmasına sebebiyet vermek suçunu işlediği ceza kararıyla sabit olup, Karayolları Fen Heyetinden anılan şahsın kusurlu olup olmadığının değerlendirildiği bir rapor alınmadan eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsiz bulunmuştur.
Kabule göre de,
İşletilecek faiz türünün tespitinde, zarara neden olan aracın trafik kaydı ve kaza tarihindeki gerçek kullanım amacının değerlendirilmesi, bu değerlendirme neticesinde aracın kullanım amacının hususi olması durumunda yasal faize, ticari olması ve davacının avans faizi talebi bulunması halinde avans faizine hükmedilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; davalı tarafından sigortalanan aracın şirket adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla avans faizine hükmedilmesi gereğinin gözetilmemesi isabetsizdir.
Ayrıca, davalı … kendisini vekille temsil ettirmediği halde, “davalılar … Anonim Şirketi ve … yararına reddedilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 22.450,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 22.450,00 TL vekalet ücretinin …’dan, 13.450,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan ayrı ayrı alınarak adı geçen davalılara ödenmesine” karar verildiği anlaşılmakla davalı Burak lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, mahkemece kusur raporları arasındaki çelişki giderilerek kazanılmış haklar da gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davacıların sair itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 25/11/2021 tarihli, 2018/831 Esas – 2021/793 Karar
sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacıların sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde istinaf eden davacılara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 22/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.