Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/146 E. 2022/171 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/146
KARAR NO : 2022/171

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI : 2018/471 Esas 2019/968 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 12/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 27/09/2017 tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalanan… plakalı araç sürücüsü …’nın, müvekkilinin ve arkadaşlarının içerisinde bulunduğu … plakalı aracı ve …’in içerisinde bulunduğu … plakalı aracı takip ederek, benzin istasyonunda yanlarında durduğunu ve öncesinde başka olay nedeniyle yaralanan,…’in yaralanmasından sorumlu tuttuğu, müvekkiline ve yanındakilerine silah doğrulttuğunu, “… hanginiz doğruyu söyleyin” dediğini, bir anlık dalgınlığından faydalanan …’ın, …’in elinden silahı alması üzerine, … …’nın aracına binerek, manevra yaptığını ve önce … plakalı araca, sonra … plakalı araca çarptığını ve sonrasında …’ın üzerine sürdüğünü ve müvekkilinin sol bacağını ezdiğini, olay nedeniyle Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/702 E. sayılı dosyasında dava açıldığını, olay neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, müvekkilinin ayağını ezen aracın davalı tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu ve müvekkilinin zararlarından davalının sorumlu olduğunu, müvekkilinin sigortaya müracaatına rağmen zararlarının karşılanmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 50 TL sürekli iş göremezlik, 50,00 TL geçici iş göremezlik, 50,00 TL bakıcı giderinin davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap süresi geçtikten sonra verdiği beyan dilekçesi mahiyetindeki dilekçesinde, olayın trafik kazası olmayıp, kasten yaralama olduğunu, bu nedenle zararın sigorta teminatı kapsamında kalmadığını, belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, olay tarihinde davalı tarafından ZMMS Sigortası ile sigortalanan araç sürücüsü, yakınının silahla yaralanmasından sorumlu tuttuğu davacı ve yanındakileri, ruhsatsız silahını da yanına alarak, takip ederek akabinde aralarında çıkan arbede sonucunda aracına binerek davacıya ve bir çok araca çarparak olay yerinden kaçtığı, davacının bu olay sırasında yaralanması nedeniyle zararlarının ZMMS kapsamında karşılanmasını istediği, her ne kadar davalı … tarafından eylemin kasten yaralama olduğundan bahisle sigorta teminatı kapsamında olmadığını iddia etmiş ise de, 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinde araç ile kasten yaralamaların sigorta teminatı kapsamı dışında olduğuna ilişkin düzenleme yer almadığı gibi, teminat kapsamında olmadığına dair Genel Şartlarda da hüküm bulunmadığı, aksine Genel Şartlarda kasti eylemin, sigortanın sigortalısına rücu edebileceği haller içinde sayıldığından davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmeyeceği, davacının kasten dahi olsa aracın işletilmesi sırasında oluşan zararını sigorta kapsamında, davalı … şirketinden talep edebileceğinin kabul edildiği, bu çerçevede olay neticesinde davacının, sigortalı araç sürücüsünün bacağı üzerinden araç ile geçmesi neticesinde %51 oranında sürekli maluliyeti, 12 ay geçici iş göremezliği ve 6 ay bakıma muhtaçlığı meydana geldiğinden davacının bu zararlarını sigorta teminatı kapsamında talep edebileceği, her ne kadar davalı tarafından 01.06.2015 tarihinde ZMMS Genel Şartlarında yapılan değişiklik ile Geçici Bakıcı giderlerinin ve Geçici iş görmezlik zararlarından SGK’nın sorumlu olduğunu belirtmiş ise de, SGK’nın sorumluluğu 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde düzenlenmiş olup, davalı veya idare SGK’nın Kanunla belirlenmiş sorumluluğunu tek taraflı bir idari karar ile genişletemeyeceği, 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesindeki düzenleme sigorta teminatı kapsamında kalan zararların belirlenmesinde idareye bir takım yetkiler tanımış ise de, Sigorta Teminatı kapsamında kaldığı açıkça kabul edilen ve primi alınan zararlardan, bir başka kurumun sorumlu olacağına ilişkin Genel Şartlarda yapılacak düzenleme açıkça kanuna aykırı olacağından, zarar görene karşı bu hususun ileri sürülemeyeceği, ZMMS Genel Şartlarında, Geçici iş görmezlik ve Geçici bakıcı giderinin teminat kapsamında olduğu ve priminin alındığı açıkça kabul edilmiş olup, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesine aykırı şekilde SGK’nın sorumluluğunu arttıracak bir düzenlemeye istinaden sorumluluğun SGK’ya geçtiğinin kabulü mümkün olmadığından davalının bu yöndeki savunmasının yerinde görülmediği, alınan aktüer bilirkişi raporuna göre ZMMS tarafından sigortalanan araç sürücüsünün davacıya çarpması neticesinde davacının 8.950,18 TL geçici bakıcı gideri, 11.959,10 TL geçici iş göremezlik zararı, 422.491,01 TL sürekli iş göremezlik zararı meydana geldiği anlaşıldığından, taleple bağlı kalınarak 50,00 TL bakıcı gideri, 50,00 TL geçici iş göremezlik zararı, 329.900,00 TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 330.000,00 TL’nin 28/06/2018 dava tarihinden itibaren (dava öncesi davalıya eksik evrak ile başvurulmuş olması nedeniyle) işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın KABULÜ ile, 50 TL geçici işgöremezlik tazminatı, 50 TL bakıcı gideri, 329.900,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 330.000,00 TL maddi tazminatın 28/06/2018 dava tarihinde itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davacının maluliyet oranının hatalı hesaplandığını, Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın 18.10.2018 tarihli maluliyet raporunda; davacı …’ın özür oranının %51 olduğunun belirtildiğini, müvekkil şirketin söz konusu olayda davacı için bağımsız medikal firmasından almış olduğu rapora göre davacının maluliyet oranının %24 olduğunu, dosyada birbiri ile çelişki arz eden iki farklı medikal görüş söz konusu iken Adli Tıp’tan konuya ilişkin yeni bir rapor alınmadığını, ZMSS genel şartlarına göre “geçici iş göremezlik zararı” ile “geçici bakıcı giderleri”nin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını, davaya konu kazada eylemin kasıtlı olduğunu, kazanın, kalabalık bir grup insanın olduğu bir alanda sigortalı araç sürücüsünün kasıtlı hareketi ile davacıyı aracının altına alması ve bacağını ezmesi neticesinde meydana geldiğini, olayın kasten yaralama olduğunu, olay trafik kazası olmadığından sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, gerekçeli kararda hukuki dayanak gösterilmediğini, limit üzerinde hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Bakıcı giderine ve geçici iş göremezlik tazminatına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Davada; davacının zararı ve zararın kapsamı ile bu zarardan davalının sorumluluğu 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir.
6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, tedavi gideri bedensel zararlar kapsamında sayılmıştır. Bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararları da bu kapsamda olduğundan, sürücü ve işletenin, zarar görenin bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve ayrıca bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı bu zararlarını davalı … şirketinden talep edebilir. Sigortanın sorumluluğuna ilişkin Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri niteliğinde değildir. Geçici iş görmezlik ve geçici bakıcı giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olduğu istinaf edilmiş ise de; Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunu düzenleyen 6111 Sayılı Yasa ile değişik KTK’nın 98. maddesinde; Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri ve bakıcı giderleri bu madde kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.) Bu nedenle, davalının geçici iş göremezlik zararı ve bakıcı giderinden sorumlu olmadığına ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybına uğranıldığı iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Mahkeme tarafından alınan maluliyet tespitine ilişkin raporun da belirlenen bu esaslara, oluşa, usul ve yasaya uygun olması nedeni ile rapor doğrultusunda karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük görülmemiş olup, medikal raporunda her ne kadar iyileşme süresinin beklenmediği belirtilmişse de, yapılan incelemede iyileşme süresi sonunda raporun tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Kasti yaralama konusunda ise,
Karayolları Trafik Kanununun 86. maddesine göre; işleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hâkim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı B.4-a maddesine göre “Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,” rücu edilebileceği düzenlenmiştir.
Davaya konu kaza, Karayolları Trafik Kanununun 86. maddesinde sayılan mücbir sebep, zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan kaynaklanmamış, aracın işletilme halinde olması, zarar verici fiil, zarar ve uygun illiyet bağı sorumluluk için aranan şartların mevcut olduğu, davalı araç sürücüsünün kasıtlı eylemi teminat dışı hallerde düzenlenmeyip, rücuya tabi hallerde düzenlenmiş olduğundan ve zararın teminat dışı olmamasına göre davalı … şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olduğu gözetilerek karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 12.03.2019 tarih ve 2018/6259 Esas, 2019/2787 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 8/6/2022 tarih ve 2022/666 Esas, 2022/8446 Karar sayılı ilamı)
Açıklanan nedenlerle, davacının maluliyet durumunun yöntemine uygun şekilde konusunda uzman kurum tarafından belirlenmesi, tesbit edilen geçici iş göremezlik süresi ve sürekli iş göremezlik oranı gözetilerek tazminat hesabı yapılması, aktüer raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve progressif rant formülü kullanılarak tazminat hesaplanması gerekirken, TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz formülü kullanılarak tazminat hesaplanmış ise de, bu durumun davalı lehine olması, davacı tarafın kararı istinaf etmemesi nedeniyle, davalı lehine oluşan usulü kazanılmış haklar gözetilerek bu hususa girilememesi, davalı ZMMS sigortacısı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/2. maddesi ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları gereğince, tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden, zarar görene ödeme yaptıktan sonra, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu hakkının bulunması, 2918 sayılı KTK 95. madde ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda koşulları varsa sigortacının, zarar görenlere ödediği tazminatı sigortalısına rücu edebilmesi, Genel Şartların B.4. maddesinde sigortacının sigorta ettirene rücu koşullarının düzenlenmesi, (a) bendinde sürücünün kasıt ya da ağır kusurunun rücu olanağı verdiğinin belirtilmesi, zarar gören 3. Kişi konumunda bulunan davacıya karşı, davalı … şirketinin olayın kasten yaralama şeklinde gerçekleşmesi nedeniyle zararın teminat kapsamında olmadığını ileri sürememesi, davacıya ödeme yaptıktan sonra şartların mevcudiyeti halinde kendi sigortalısına rücu hakkının olması ve mahkemenin gerekçesine göre davalı … vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun (HMK’nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı … şirketinden alınması gereken 22.542,30 TL nispi istinaf karar harcından, peşin alınan 5.636,00 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 16.906,30 TL harcın davalı sigortacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısım varsa karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Kararın taraflara HMK’nın 359/4 maddesi gereğince usulüne uygun şekilde tebliğine,

Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 12/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.