Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1453 – 2023/1395
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1453
KARAR NO : 2023/1395
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2021
TASHİH TARİHİ : 14/06/2021
NUMARASI : 2017/363 Esas – 2021/178 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
İHBAR OLUNAN :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 01/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/11/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı taraf vekilleri, tashih kararına karşı … Bakanlığı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılar …’in oğlu, … ve …’nın kardeşi olan piyade sözleşmeli er …’ın yolcu konumunda olduğu, davalılarının işleteni ve ZMMS sigortacısı olduğu askeri aracın 05/05/2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasında murisin şehit olduğunu, murisin yolcu olması nedeni ile herhangi bir müterafik kusurunun da bulunmadığını, müvekkillerinin ölüm nedeni ile maddi ve manevi zarara uğradığını iddia ederek, murisin anne ve babası için şimdilik 100,00’er TL maddi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile kardeşleri için 20.000,00’er TL manevi tazminatın davalı bakanlıktan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; hizmet kusuruna dayanması nedeni ile davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, yetkisiz ve görevsiz mahkemede dava açıldığını, zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden davanın reddinin gerektiğini, olayın meydana geliş şekli dikkate alındığında müvekkilinin kusura ve kusursuz sorumluluk ilkelerine dayalı sorumluluğunun bulunmadığını, murisin davacılara ne kadar destek olabileceğinin yaşam koşulları dikkate alınarak belirlenmesinin gerektiğini, acılarının büyük olduğunun bilindiğini, ancak tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; sigorta şirketi olarak sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte kusur raporu alınması ve hesaplamanın aktüer bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin temerrüt tarihi olması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, kusur oranının tespiti için Ankara Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda; tarafların kusurları ile kusur oranlarının değerlendirildiği, olayın oluşumunda davalı sürücüsünün %25, yolda mevcut toz, dumanın ise %75 kusurlu olduğuna ilişkin kanaat bildirildiği, raporun oluşa uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilerek mahkemece itibar edildiği, aktüerya bilirkişisinin 30/04/2019 tarihli raporunda, davadan önce yapılan ödemeyi düşerek davacıların maddi zararını hesapladığı, itiraz üzerine alınan 01/10/2019 tarihli ek raporda ödemeye ilişkin damga vergisi de hesaba katılarak değerlendirme yapıldığı, davacılara davadan önce yapılan ödemenin maddi/manevi tazminata ilişkin ayrımın sorulduğu, davalı Bakanlığın ayrım yapılmadığını bildirmesi üzerine Mahkemece terditli hesaplama yapılmasının istenildiği, bilirkişi 15/04/2020 tarihli ek raporda özetle; yapılan ödemenin 36.000,00 TL’sinin manevi tazminat olarak yapıldığının kabulü halinde davacı anne için 206.073,54 TL, davacı baba için 192.902,87 TL maddi tazminat talep edilebileceği, nakdi ödemenin 18.000,00 TL’sinin manevi tazminat olduğunun kabulü halinde davacı anne için 179.454,25 TL, davacı baba için 166.283,58 TL maddi tazminat talep edilebileceğinin bildirildiği, düzenlenen son raporda nakdi ödeme ve Mahkemece belirlenen miktarlar üzerinden hesaplama yapılması nedeni ile son raporun oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunarak hükme esas alındığı, toplanan delillere göre davalı tarafın işleteni ve sigortalısı oldukları askeri aracın karıştığı trafik kazasında davacıların murisinin şehit olduğu, mirasçıların eldeki davayı açtığı, davadan önce davalı Bakanlık tarafından davacı anne ve babaya 73.148,10 TL ödendiği, Bakanlık tarafından maddi/manevi ayrımının yapılmadığının bildirildiği, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından tarafların kusurlu hareketlerinin ve kusur oranlarının belirlendiği, mahkemece de belirlenen kusur oranlarının oluşa uygun olduğunun değerlendirildiği, davacıların talep edebilecekleri destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesi için aktüer bilirkişiden rapor alındığı, yukarıda açıklandığı üzere son bilirkişi raporuna itibar edilmesi gerektiğinin değerlendirildiği, manevi tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesiyle; “DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE, 1-Davacı …’ın maddi tazminat davasının kabulü ile, 206.073,54 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 05/05/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Bakanlığı’ndan alınarak davacıya verilmesine (100,00 TL’lik kısmından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigortanın müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydı ile), 2-Davacı …’ın maddi tazminat davasının kabulü ile, 192.902,87 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 05/05/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Bakanlığı’ndan alınarak davacıya verilmesine (100,00 TL’lik kısmından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigortanın müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydı ile), 3-Davacı … ’ın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/05/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Bakanlığı’ndan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı … ’ın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/05/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Bakanlığı’ndan alınarak davacıya verilmesine, Maddi tazminata ilişkin davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 22.875,15 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı sigorta şirketi 4.080,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 21.953,20 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı sigorta şirketi 4.080,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,” karar verilmiş, davalı sigorta vekilinin talebi üzerine maddi ve açık yazım hatası bulunduğu gerekçesiyle gerekçeli kararın vekalet ücretine ilişkin hüküm kısmının “Maddi tazminata ilişkin davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 22.875,15 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı sigorta şirketi 4.080,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 21.953,20 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı sigorta şirketi 100,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE” şeklinde tashihine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Tashih Kararına karşı istinaf yoluna başvuran … Bakanlığı vekili istinaf dilekçesinde; vekalet ücreti açısından verilen tashih kararının isabetsiz olup, bu hususun istinaf konusu olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Bakanlığı vekili asıl karara yönelik istinaf dilekçesinde; davanın hizmet kusuruna dayalı olması ve emsal uygulamalara göre de kamu tüzel kişisi olan müvekkil İdarenin aleyhine kamu hizmeti sürülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların giderimi İdari Yargı’nın görev alanı içerisinde olduğundan (2577sayılı İYUY.M.2) davacının müvekkil Bakanlığa yönelik talebi yönünden yargı yolu nedeniyle red kararı verilmesi gerektiğini, görev esnasında şehit olan müteveffa …’ın mirasçıları … ve …’a İdarece nakdi tazminat ödemesi yapıldığını ve söz konusu ödemeye ilişkin belgeler ve İdari Tahkikat Raporu dosyaya ibraz edildiğini, dosyaya sunulu İdari Tahkikat raporu ile “yoldan kalkan tozun gece şartlarında görüş kaybına neden olması ve yol ikaz işaretlerinin bulunmamasının kazanın oluşumunda önemli bir faktör olduğunun” tespit edilmiş olması karşısında kazanın oluş şekli, dış etkenler değerlendirildiğinde İdareye herhangi bir kusur yüklenemeyeceğini, dava konusu olay ile ilgili Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nca düzenlenen rapor ile de İdari Tahkikat Raporu ile belirtilen hususlar (yoldan kalkan tozun gece şartlarında görüş kaybına neden olması ve yol ikaz işaretlerinin bulunmamasının kazanın oluşumunda önemli bir faktör olduğu) doğrulanmakla birlikte araç sürücüsü …’ün %25 oranında kusurlu, konvoydan kalkan yoğun toz ve mahal şartların sonuç üzerinde %75 oranında etkili olduğu yönünde rapor düzenlendiğini, kusur raporuna yapılan itirazlar giderilmeden dosyanın hesap bilirkişisine tevdii edildiğini, rapor ile; davacı anne ve baba adına destekten yoksun kalma tazminatı hesaplaması yapıldığını iş bu tazminatın ödemesinden davalı sigorta şirketi kazaya karışan aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortacısı olması sebebiyle hesaplanan tazminat da poliçe limiti dahilinde olduğundan sorumlu olabileceği değerlendirmesinde bulunulduğunu, hesaplama yöntemine itirazların dikkate alınmadığını, hükmolunan tazminatın ödemesinden davalı sigorta şirketi kazaya karışan aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortacısı olması sebebiyle sorumlu tutulması gerekirken Mahkemece hükmolunan tazminat miktarından davalı … Bakanlığının sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, karar ile davalı … Bakanlığı aleyhine harç miktarına hükmolunduğunu, harç miktarının … Bakanlığından tahsiline hükmedilmiş olmasının da açıkça Harçlar Yasası’na aykırı bulunduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilleri … ve … için hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı …Sigorta Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; kendileri yönünden her bir davacı için 100,00’er TL tutarla sınırlı olmak üzere hüküm kurulduğunu, ancak maddi hata sonucu vekalet ücretleri yönünden bu sınırlama sehven hatalı yazılmış olup, hükmedilen vekalet ücreti de asıl alacak tutarını aşamayacağı gözetilerek kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, diğer yandan, hükme esas alınan nakdi tazminat ödemesinin kural olarak %50’si maddi, %50’si manevi tazminat olması gerekirken, daha yüksek bir tutar manevi tazminat olarak kabul edildiğinden hesap raporundan eksik mahsup edilmesinin de hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde,
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemidir.
A) Tashih Kararına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Hükmün Tashihi, HMK’nın 304. maddesinde düzenlenmiş olup, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların, Mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, vekalet ücretinin tashih kararı ile düzeltilemeyeceği anlaşılmakla, davalı sigorta vekilinin tashih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, kararın bu yönden kaldırılması gerekmiştir.
B) Asıl karara ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Kusura ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde, Ankara Adli Tıp Kurumu’nun raporunda, tarafların kusurları ile kusur oranlarının değerlendirildiği, olayın oluşumunda davalı sürücüsünün %25, yolda mevcut toz, dumanın ise %75 etkili olduğuna ilişkin kanaat bildirildiği, müteveffanın ise yolcu olup kusurlu olmadığının anlaşılması karşısında kusur raporu oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunmuştur.
2330 sayılı Kanun kapsamında yapılan ödemelerin mahsubuna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede, 2330 sayılı Kanun’un 6. maddesinde; “Bu Kanun hükümlerine göre ödenecek nakdi tazminat ile bağlanacak emekli aylığı uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığıdır.
Yargı mercilerinde maddi ve manevi zararlar karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında bu kanun hükümlerine göre ödenen nakdi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıklar gözönünde tutulur.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Manevi tazminata ilişkin ödemenin iş bu dava açılmadan önce yapılması halinde manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince davacı tarafın manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi (Yargıtay 17. HD 2019/1392 E. 2020/8022 K.; Yargıtay 4. HD 2020/1129 E. 2020/2256 K.), iş bu dava açıldıktan sonra yargılama sırasında ödeme yapılması halinde; ödeme her iki tazminata yönelik ise ve her bir kaleme ilişkin meblağ ayrımı yapılmamış ise nakdi tazminat ödemesinin takdiren %50’sinin maddi tazminat, %50’sinin manevi tazminata karşılık yapıldığı kabul edilerek, yargılama sırasında alacaklının (davacının) kısmi tediyeyi kabul etmesinin, manevi tazminatın bölünmezliği ilkesinin ihlalini doğurmadığı (HGK’nın 2007/21-269, 2007/269 sayılı kararı da bu yöndedir.) hususu da dikkate alınarak, mahkemece davacı için hükmedilecek manevi tazminattan, ödemenin yarısı kadar düşüm yapılması; manevi tazminata yönelik ödeme miktarı belirli ise bu miktarın mahkemece hükmedilecek manevi tazminattan düşülmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi Yerleşik yargısal içtihatlar gereğidir.
Somut olayda, yapılan ödemenin ne kadarının maddi tazminat ne kadarının manevi tazminata karşılık yapıldığının belirtilmemesi karşısında mahkemece, yapılan ödemenin 36.000,00 TL’sinin manevi tazminat olarak yapıldığının kabulü davacı anne ve babanın bu davada manevi tazminat talep etmediklerinin anlaşılması karşısında yerinde bulunmuştur.
Diğer taraftan; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2. maddesine göre, vekalet ücreti davanın kabul edilen miktarını aşamayacağı halde, kabul edilen tazminat miktarlarının üstünde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmadığından davalı …Sigorta Şirketi‘nin bu yöndeki istinaf sebebinin kabulü gerekmiştir.
Ayrıca, davalı … Bakanlığı 5018 sayılı Kamu Maliye Yönetimi ve Kontrol Kanunun (I) sayılı Cetveline göre Genel Bütçe kapsamındaki kamu idaresi olduğu, bu nedenle 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre harçtan muaf olmasına rağmen, Mahkemece davalı Bakanlık aleyhine harca hükmedilmesi de isabetsiz olup, anılan Bakanlığın istinaf sebebi de yerindedir.
Davacılar vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; 6098 TBK’nın 56/2. maddesinde; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”, aynı Yasanın 51. maddesinde; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükümlerine yer verilmiştir. Buna göre, hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira TMK’nın 4. maddesi, kanunun hâkime takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin, hukuka ve hakkaniyete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir.
Belirtilen bu hususlar, kazanın oluş şekli, kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın satın alma gücü, davacıların ölen ile yakınlığı dikkate alındığında; davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarının hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Belirtilen nedenlerle davacılar vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalı … Bakanlığı ve …Sigorta Şirketi vekilinin istinaf talebinin yukarıda belirtilen nedenlerle kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A) Ek karara ilişkin istinaf sebeplerine ilişkin olarak;
1) Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/06/2021 tarihli, 2017/363 Esas, 2021/178 Karar sayılı ek kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesine göre KALDIRILMASINA, kaldırılan kararın yerine aşağıdaki şekilde yeniden hüküm tesisine;
2-Davacının tavzih talebinin REDDİNE,
3-Yargılama giderlerinin davalı sigorta şirketi üzerinde bırakılmasına,
B) Asıl karara ilişkin istinaf sebeplerine ilişkin olarak;
I-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
II-Davalılar vekillerinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 09/03/2021 tarih, 2017/363 Esas – 2021/178 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davacı …’ın maddi tazminat davasının kabulü ile, 206.073,54 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 05/05/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Bakanlığı’ndan alınarak davacıya verilmesine (100,00 TL’lik kısmından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigortanın müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydı ile),
2-Davacı …’ın maddi tazminat davasının kabulü ile, 192.902,87 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 05/05/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Bakanlığı’ndan alınarak davacıya verilmesine (100,00 TL’lik kısmından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigortanın müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydı ile),
3-Davacı … ’ın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/05/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Bakanlığı’ndan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı … ’ın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/05/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Bakanlığı’ndan alınarak davacıya verilmesine,
Maddi tazminat yönünden alınması gereken nispi karar ve ilam harcı 269,85 TL (davalı … Bakanlığı harçtan muaf olup, diğer davalı Sigorta aleyhine ise hükmolunan tutar 200,00 TL olduğundan) olup, davacı tarafından yatırılan 137,31 TL peşin harç ile 1.363,00 TL ıslah harcı toplamı olan 1.500,31 TL’den mahsubu ile bakiye 1.230,46 TL’nin talep halinde davacılara iadesine,
Manevi tazminata ilişkin olarak davalı … Bakanlığı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına
Maddi tazminata ilişkin davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 22.875,15 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı sigorta şirketi 100,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 21.953,20 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı sigorta şirketi 100,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Manevi tazminata ilişkin davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı Bakanlıktan alınarak davacıya VERİLMESİNE, davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı Bakanlıktan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Manevi tazminata ilişkin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılar … ve … alınarak davalı Bakanlığa verilmesine,
Davacı tarafça iş bu yargılama neticesinde yapılan UYAP sisteminde kayıtlı 1.566,03 TL ile 314,50 TL ATK ücretinin toplamı 1.880,53 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.794,85 TL’nin davalılardan (davalı sigorta 100,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 269,85 TL harcın davalı …Sigorta Şirketi’nden alınarak davacılara VERİLMESİNE,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek halinde iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
III-İstinaf eden davacılardan alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL’nin davacıdan alınarak, hazineye irat kaydına,
IV-Davalı …Sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, davalı … Bakanlığı harçtan muaf olduğundan ve harç yatırmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
V-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
VI-Davalı … Bakanlığı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
VII-Davalı …Sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı 162,10 TL istinaf yargılama giderinin davacılardan alınarak anılan davalıya verilmesine,
VIII-Başvuran taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
IX-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.