Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1450 E. 2023/1607 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1450
KARAR NO : 2023/1607

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2021
NUMARASI : 2020/106 Esas 2021/780 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

KARAR TARİHİ : 13/12/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/12/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete ait … plakalı aracın davalı şirket tarafından 02/06/2015 başlangıç tarihli, 02/06/2016 bitiş tarihli olarak Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi kapsamında sigortalandığını, müvekkiline ait sigorta kapsamındaki aracın, poliçe süresi içerisinde ölümlü trafik kazasına karışması nedeniyle müvekkili ile araç sürücüsü aleyhine Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/641 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, söz konusu davanın taraflarının davalı şirkete maddi zararları kapsamında dava öncesinde başvurduğunu, bu başvuru neticesinde davalı şirket tarafından tazminat hesaplaması yapıldığını ve hasar dosyası için aktüer tarafından … için belirlenen 6.421,70-TL tazminatın 13/10/2016 tarihinde, … için belirlenen 4.189,42-TL tazminatın 12/10/2016 tarihinde, … için belirlenen 118.310,22-TL tazminatın 12/10/2016 tarihinde olmak üzere toplam 128.921,34-TL’nin ödendiğini, davalı şirket tarafından yapılan bu hesaplamanın eksik yapıldığından hak sahiplerince maddi tazminat bedelinin dava konusu yapıldığını, açılan tazminat davasında yargılamanın Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/641 E. sayılı dosyası kapsamında yapıldığını, tacir olan davalı şirketin maddi tazminat hesaplamalarını yargı kararları ve yüksek mahkeme kararları doğrultusunda eksiksiz yapması gerekirken eksik hesaplama yapması nedeniyle Borçlar Hukuku anlamında kusurlu olduğunu, davalı şirketin eksiksiz hesaplama yapması durumunda maddi tazminatı dava dışı ödemiş olacağından bu talebin hak sahipleri tarafından dava konusu yapılamayacak olduğunu, davalı şirketin yukarıda belirtilen maddi tazminat kapsamındaki ödemelerin yapılması sonrasında hak sahipleri ile ibralaşmayarak kusurlu davandığını, Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/641 Esas sayılı dosyasının yargılaması aşamasında taraflarınca davanın davalı … şirketine ihbar edildiğini, davalı şirketin Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/641 Esas sayılı dosyasına 15/11/2018 tarihinde sunmuş olduğu dilekçe ile “toplam 128.921,34-TL’nin ödendiği, yapılan ödemeler ile sorumluluğunun sona erdiği” şeklinde beyanda bulunduğunu, mahkemenin ve kendilerinin gerçeğe aykırı bu bilgi neticesinde yanıltıldığını, davalının vermiş olduğu bu bilgiye güvenerek müvekkilinin tarafı olduğu birleşik kasko sigorta poliçesi kapsamında Ankara 8. İcra Dairesi’nin 2019/16396 esas sayılı dosyasının maddi ve manevi tazminat ile tüm ferilerinin ödenmesi için müracaat edildiğini, sigorta şirketlerinin tamamının çalışma usulü gereği kasko poliçe şirketi olan … Sigorta Şirketinin ödemelerin yapılabilmesi için ilama konu Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/641 Esas sayılı dosyası kararının kesinleşmesi veya davacılar vekili ile kendilerinin istinaf ve temizden feragat etmesi gerektiğini taraflarına bildirdiğini, bunun üzerine davacılar vekili ve kendilerinin istinaf ve temyizden feragat ederek durumu … Sigorta Şirketine bildirdiklerini, buradaki amacın kasko şirketi tarafından maddi ve manevi tazminatın ödenmesini sağlamak olduğunu, bunun üzerine … Sigorta Şirketinin yaptığı inceleme neticesinde 26/12/2019 tarihli bildirimiyle ödenmesi gereken bakiye (… tarafından eksik ödenen) destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı ve kaza anında geçerli olan trafik sigortası teminat limitinin 310.000,00-TL olduğu, …’ın teminat limitinin tükenmediğini, bakiye trafik poliçesi teminat limitinin 181.078,66-TL olduğunu, bu nedenle hükmedilen maddi tazminat için … Sigorta’nın sorumluluğunun devam etmekte olduğunun bildirildiğini, bu bildirim üzerine davalı sigortaya poliçe kapsamında sorumluluğunun devam ettiği belirtilerek müracaat edildiğini, bu kez davalı tarafça 02/01/2020 tarihli yazısı ile “konu dosyaya ilişkin evrakların incelenmesinde mahkemece alınan bilirkişi raporunda sigortalımız olan … plakalı aracın % 70 kusurlu tespit edildiğini, 21/05/2019 tarihli aktüer raporunda ise %100 kusura göre tazminat hesaplaması yapıldığını, sigortalı aracımızın kusuru oranında sorumluluğumuz söz konusu olacağından hükmedilen 72.483,56-TL’nin %70’ine denk gelen 50.738,50-TL ile 24.670,14-TL’nin %70′ ine denk gelen 17.269,09-TL’nin ödenmesi uygundur, bu durumda müvekkil şirketçe ödenecek toplam maddi tazminat asıl alacağı 68.007,58-TL olduğunu, ferilerle birlikte icra dosyasına yapılacak toplam ödeme 103.069,49-TL olup ayrıntılı hesap aşağıdaki gibidir” şeklinde bilirkişi raporundaki kusur oranında ödeme yapılacağının bildirildiğini, söz konusu bilirkişi raporunda takdirin mahkemeye bırakıldığını, mahkemenin takdir hakkını kullanarak davacılar lehine maddi tazminata hükmettiğini, kaldı ki Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davacılar vekilinin de istinaftan feragat ederek manevi tazminat miktarını da istinaf konusu yapmadığını, söz konusu mahkeme kararı hukuken incelendiğinde de manevi tazminat miktarlarının örnek mahkeme kararlarına göre düşük miktarlarda olduğunu, davalı şirketin eksik ödemeye gerekçe yaptığı bilirkişi raporuna davada ihbar edilen asli müdahil olmasına rağmen beyanda bulunmaması ve itirazlarını dile getirmemesi duruşmalara katılmamasının da kusuru olarak açıkça göze çarptığını, şu haliyle davayı takip etmeyip ödeme aşamasında üstelik mahkemenin takdirinde olan bilirkişi raporunu gerekçe yaparak eksik ödeme yapmasının Medeni Kanunun 2. maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, bilirkişi raporu çerçevesinde yapmış oldukları maddi tazminata dair hesaplamaların da hatalı olup kusur oranındaki kısmın da icra dosyasına eksik ödendiğini, davalının kusurları ve yapmış olduğu kusur oranındaki hesaplamanın hatası neticesinde müvekkilince Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/16396 sayılı dosyasına maddi tazminat olarak 65.389,57-TL ödendiğini, bu tutarın faizi ile tahsili için davalı hakkında Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün 2020/884 sayılı dosyası ile başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; bahsi geçen 13/03/2016 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirketçe 02/06/2015 ve 02/06/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 310.000,00-TL olduğunu, müvekkili sigorta şirketi nezdinde açılan hasar dosyası altında toplam 128.921,34-TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapıldığını, daha sonra iş bu davaya konu icra takibi üzerine Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporu incelenerek rapordaki % 70 kusur oranına istinaden icra dosyasına 07/01/2020 tarihinde ferileri ile beraber 103.064,49-TL ödendiğini, yapılan bu ödemeler ile müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer herhangi bir tazminat sorumlulukları doğacak ise ödeme tarihinden itibaren faiz güncellemesi yapılarak söz konusu ödemenin tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, söz konusu olayda Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesince alınmış olan kusur raporuna göre sigortalı araç sürücüsünün kusurunun %70 olarak belirlendiğini, sigorta şirketi tarafından %70 kusur oranından davacıya yeterli ödeme yapıldığını, sigorta şirketinin sorumluluğunun sona erdiğini, bakiye miktarın davacının kendi kusurundan kaynaklandığını, Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesince alınan kusur raporunda sigortalı araç olan … plakalı aracın kusurunun %70 olmasına rağmen 21/05/2019 tarihli aktüer raporunda %100 kusura göre tazminat hesaplaması yapıldığını, bu fahiş hataya rağmen sigortalı araç sürücüsünün kendi savunma hatasından kaynaklı olarak söz konusu kararın kesinleştirildiğini, dolayısıyla hatalı yürütülen yargılamadan dolayı müvekkili sigorta şirketinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, bakiye tazminat kabul edilmemekle birlikte tazminat hesaplamasının aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları çerçevesinde yapılması ve destekten yoksun kalma tazminatı talebi hakkında kanuna, Yargıtay uygulamalarına uygun değerlendirme yapılması ile müterafik kusur durumunun göz önünde bulundurulması gerektiğini, bakiye tazminatı kabul etmemekle birlikte hesap yapılacaksa hesaplamada TRH-2010 mortalite tablosunun esas alınmasını, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından haksız fiilden kaynaklanan taleplerde uygulanacak faiz oranının yasal faiz olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı olup davacı-sigortalıya ait araç sürücüsünün %70 kusuruna göre davalı ZMMS sigortacısının zarardan sorumlu olduğu, bu miktara göre yapılan hesap kapsamında davacının davalıdan 14.972,55TL asıl alacak ve 22,15TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu anlaşıldığından,”davanın kısmen kabulü ile; davalının Ankara 2. İcra Müdürlüğünün 2020/884 sayılı icra dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 14.972,55 TL asıl alacak, 22,15 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.994,70 TL üzerinden ve takip talebindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında davalının ihbar edilen olduğunu, mahkemece hüküm altına alınan alacağın tamamına göre eksik ödemenin hesaplanması gerektiği halde tazminatın eksik belirlendiğini, sigortanın diğer aracın %30 kusuruna denk gelen bölümünü, o araç ZMMS sigortacısından talep edebileceğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan hesap raporunun doğru olmadığını, alacaklara kaza tarihinden faiz işletilmesi nedeniyle sanki eksik ödemede bulunulmuş gibi hesaplandığını oysa temerrüt tarihinden hesaplansa idi ödemelerinin yeterli olduğunun ortaya çıkacağını, yine ödeme emrine itiraz süresi dolmadan icra dosyasına ödeme yaptıkları gözetilerek icra vekalet ücretinin da ¾ ünün esas alınması gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili ve davalı vekili istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davacı tarafından müteselsil sorumluluğu göre dava dışı hak sahiplerine ödenen tazminat miktarının davacıya ait aracın ZMMS poliçesini düzenleyen davalı … şirketinden rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davacıya ait aracın(tırın) sürücüsünün, Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/641 esas, 2019/525 karar sayılı dosya davacılarının yakını …’ın içinde bulunduğu araçla çarpışması şeklinde gerçekleşen kazada …’ın ölümüne neden olduğu, bu olay nedeniyle …’ın eşi ve çocukları tarafından yukarıda yazılı Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında davalılar …. Gıda…Ltd. şirketi(işleten) ile sürücü … hakkında destekten yoksunluk tazminatı ve manevi tazminat davası açıldığı, bu dosyada Alliaz Sigorta şirketinin ihbar edilen sıfatıyla yer aldığı, Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/641 Esas2019/525 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; “…davalı araç sürücüsü …’in kavşakta sola dönüşe geçerken trafik kurallarına uymaması nedeniyle %70 oranında, davacıların yolcu olduğu dava dışı araç sürücüsü …’ın ise kavşaklara yaklaşırken aşırı hızlı oluşu gözetilerek %30 oranında kusurlu olduğu… sigorta şirketinin poliçe kapsamında davacılara ödemiş olduğu miktarlar indirildikten sonra davacı eş …’ın bakiye 72.483,56TL, davacı çocuklardan …’ın 24.670,14TL destekten yoksun kalma zararlarının bulunduğu, diğer iki çocuğun ise sigorta ödemesi yapıldıktan sonra kalan bakiye bir destekten yoksun kalma zararlarının bulunmadığı… dava dışı araçta yolcu olarak bulunduklarından bilirkişi tarafından herhangi bir kusur indirimi yapılmamış olup, müşterek sorumlu davalılardan yalnızca talepte bulunduklarından kusur indirimi yapılmamış olması mahkememizce de doğru bulunmuştur…. Davacıların davasının kısmen kabul kısmen reddine,
Davacılardan … için 72.483,56TL maddi, 25.000,00TL manevi tazminatın,
Davacılardan … için 24.670,14TL maddi, 20.000,00TL manevi tazminatın,
Davacılardan … için 10.000,00TL manevi tazminatın,
Davacılardan … için 10.000,00TL manevi tazminatın olay tarihi 13/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen alınıp davacılara ödenmesine,
Davacılardan … ve …’ın maddi tazminat istemleri ile, diğer davacılar … ve …’ın fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine,” karar verildiği, kararın davalıların istinaftan feragati ile kesinleştiği, bu dosyada davalıların aracının ZMMS düzenleyicisi olan … Sigorta Şirketinin “ihbar edilen” sıfatıyla yer aldığı, mahkeme kararının infazı için dosya davalıları hakkında Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2019/16396 esas sayılı dosyasında ilamlı icra takibi dosyasına Alliaz Sigorta tarafından toplam 103.064,49 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Eldeki davada davacı, davalı aleyhine giriştiği icra takibinde, davalının limitten eksik ödeme yaptığından Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının icra takibine konu edilmesi (Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2019/16396 esas) sonucu fazla ödeme yapmak durumunda kaldığından 65.389,57 TL asıl alacak ve 161,23 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 65.550,80 TL’nin tahsili isteminde bulunmuştur.
Somut uyuşmazlık, davalı ZMM sigorta şirketi tarafından davacı sigortalısının müşterek müteselsil sorumlu olarak dava dışı kişilere dava ve icra yoluyla yaptığı ödemelerin tamamını mı yoksa davacı sigortalının kusuru oranında mı ödeme yapacağı ve buna göre mahkemece verilen kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin 3. kişilere karşı sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Buna göre; yukarıda yazılı Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki dava davacılarının davalı … şirketinden sigorta ettirenin olaydaki sorumluluk durumuna göre zararını talep etmesinin, bir başka deyişle haksız fiilden doğan zararını diğer sorumlularla birlikte davalı … şirketinden de sorumluluk limiti ile sınırlı olmak üzere müteselsilen talep etmesinin mümkün bulunmasına göre, 3. kişinin zararını kesinleşmiş mahkeme kararına göre müteselsilen ödeyen davacının ödediği maddi tazminatı ve fer’ilerini poliçe limiti dahilinde davalı sigortadan isteyebileceği ve davalının da ödedikten sonra kusur oranları nispetinde diğer sorumlulara yönelebileceği şayet işletenin sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketi bu zararı ödemiş ise, zarar görenin işletenden teminat limiti kadar talepte bulunamayacağı gözetildiğinde, davacının müteselsil sorumluluk kapsamında ödemek durumunda kaldığı tüm tazminatı, sigorta poliçesi şartları ve muafiyet hükümleri ile poliçe limitleri dahilinde davalı sigortanın karşılaması gerektiği, TBK’nın 167. maddesindeki düzenleme ve davalı sigortanın sözleşme ile sigorta limiti kapsamında işletenin sorumluluğunu üstelenmiş olması gözetilerek, mahkemece bu kapsamda bir inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacının olaydaki kusur oranına göre karar verilmesi doğru görülmemiş, davacının buna yönelik istinafının kabulü gerekmiştir.( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/6449 Esas- 2023/1784 Karar)
Davalı sigortanın istinafı yönünden ise;
ZMMS sigortasının sorumluluğu, poliçe limitiyle ve talep halinde ancak kendi temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizle sınırlıdır. İşleten hakkında açılan davada sorumluluğunun kabul edilmesi durumunda, işleten sigortasından teminat kapsamında kalan alacak kalemlerini, bu alacak kalemlerine isabet eden yargılama gideri ve vekalet ücretini, yine sigortanın temerrüt dönemi içindeki faizler ile, bu alacakların takibe konu edilmesi durumunda bu kalemler üzerinden hesaplanacak icra giderlerini talep edebilir.
Mahkemece hükme esas alınan raporda ise sigortanın sorumlu olacağı tazminat miktarı belirlenirken tazminatlara kaza tarihinden faiz işletildiği icra vekalet ücretinin ve icra giderlerinin bu şekilde yapılan hesaplama ile tespit edilerek sigortanın sorumluluğunun belirlendiği görülmüştür.
Şu durumda; mahkemece davalı … şirketinin ZMMS kapsamında sorumlu olduğu miktarın, asliye hukuk mahkemesi davasında ve icra dosyasında ödenen miktarın bu mahkeme kararı da nazara alınarak ve o dosyada sigortanın ihbar edilen olarak yer aldığı gözetilerek, sigortanın ilk ödeme yaptığı tarih itibarıyla ve sigortalısının müteselsil sorumluluğu gözetilerek, sigortanın sorumlu olduğu miktar belirterek yapılacak hesaplama sonucunda, davalı sigortanın limit kapsamında kalan ancak eksik ödediği miktarın olup olmadığının belirlenmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı sigortanın bu yönlere ilişkin istinafının kabulü gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yukarıda gösterilen şekilde hesaplama içeren bilirkişi ek raporu veya yeni bilirkişi raporu alınarak, rücuya konu karardaki tazminat kalemlerinden sadece teminat kapsamında olanlar ve ferilerinden sorumlu alacağı ancak bu sorumluluğun tazminat kalemleri yönünden kendi temerrüt tarihinden itibaren temerüt faizi ile sınırlı olacağı, takip konusu edilen sigortanın sorumlu olduğu miktarın da (toplam alacağın) bu şekilde tespit edilerek, yine icra giderleri ve vekalet ücretinin de bu şekilde hesaplanan toplam alacak üzerinden hesaplanarak, sigorta teminatı kapsamında olmayan tazminat kalemlerinin, ferilerinden, yargılama giderleri ve icra giderinden sigortanın sorumlu olmadığının gözetildiği, buna göre yapılan ödeme sonrası sigortanın sorumlu olduğu miktarın belirlendiği denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma nedenine göre davacının ve davalının sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ve davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ İLE, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 22/11/2021 tarihli, 2020/106 Esas-2021/780 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, istinaf eden davacı vekilinin ve davalı …Ş. vekilinin sair istinaf sebeplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36.maddesi gereğince, Ankara 2. İcra Dairesinin 2020/884 Esas sayılı dosyasına yatırılan 40.000,00 TL tutarındaki teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 13/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.