Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1440 E. 2023/128 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1440 – 2023/128
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1440
KARAR NO : 2023/128

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2021
NUMARASI : 2021/22 Esas 2021/671 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 08/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … Sigorta’ya ZMMS poliçesi ile sigortalı olup dava dışı …’in kullandığı motosikletin 11/03/2012 tarihinde trafikte seyri sırasında savrulması neticesinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında, motosiklette yolcu olan davacının yaralandığı ve malul kaldığını, kaza tarihinde garson olarak çalışıp gelir elde etmekte olan davacının geçici ve sürekli iş göremezliğinin doğduğunu, artan maluliyeti nedeniyle maddi zararının olduğunu, hayatını sürdürebilmesi için sürekli bakıma muhtaç kaldığını, belgeye bağlanılamayan kaçınılmaz tedavi giderleri olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; geçici iş göremezlik ve artan maluliyet nedeniyle 100 TL; bakıcı giderleri ve belgeye bağlanılamayan kaçınılmaz tedavi giderleri nedeniyle 100 TL olmak üzere toplam 200 TL maddi tazminatın poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 14/11/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile, sakatlık teminatı klozu kapsamında geçici iş göremezlik süresindeki maddi zararlar ve artan maluliyet nedeni ile uğranılan zararlar için talep edilen 100 TL’yi ıslah ile 89.900 TL olarak; tedavi giderleri klozu kapsamında bakıcı gideri ve tedavi giderleri için talep edilen 100 TL’yi ıslah ile 224.900 TL olarak arttırmıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili davaya cevabında; Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/181 E. – 2015/95 K. sayılı dosyasının aynı talep ve konuya ilişkin olduğunu, Eskişehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/401 E. sayılı dosyasında açılan davada tarafların sulh olduğunu ve davacının davasından feragat ettiğini, 01/08/2012 tarihli ibraname ile davacı vekiline 145.000 TL ödendiğini, bu sebeple kesin hüküm itirazlarının olduğunu, kusur tespitinin Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nce yapılması gerektiğini, maluliyet oranının tespiti için dosyanın Adli Tıp 3. İhtisas Kuruluna sevk edilmesini gerektiğini, %69 oranının altında ortaya çıkan kalıcı sakatlıklarda bakıcı giderleri yönünden bir sorumluluklarının bulunmadığını, tedavi/sağlık giderlerinin SGK sorumluluğunda olup sigorta şirketinin bir sorumluluğu olmadığını, evvelce ödenmiş olan 145.000-TL’nin tenzilinin gerektiğini, geçici iş göremezlik zararlarının teminat dışında olduğunu, olayda hatır taşıması tenzilinin yapılması gerektiğini, davacı kask takmadığından müterafik kusuru indirimin yapılması gerektiğini, dava açılmasına sebebiyet vermediklerinden yargılama giderlerinden sorumlu olmadıklarını, faizin yasal faiz olması gerektiğini ve başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece yapılan yargılamayı takiben; 27/12/2016 tarih 2015/139 Esas – 2016/921 Karar sayılı ilk karar ile tarafların Eskişehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın yargılaması sırasında sulh oldukları ve davacıya tazminat karşılığı 135.000-TL ödendiği hususunda bir ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın sulh sözleşmesi hükümlerine göre davacının mevcut davayı açıp açamayacağı hususunda bulunduğunu, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Özürlü Sağlık Kurulu raporunda belirlenen %58 maluliyet oranına ilave olarak davacıda %50’den az plantar fleksiyon kaybı arızası ile kazaya sekonder orta derecede depresyon arızasının geliştiği ve maluliyet oranında başlangıçtaki durumuna göre %16 artış olduğunun belirlendiği, Eskişehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/401 E. – 2013/7 K. sayılı dosyada açılan davanın usulden reddine karar verilmiş olması, Eskişehir 3.Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/181.E. – 2015/95 K. sayılı dosyada açılan davanın ise sulh sözleşmesinin geçersizliğine ve sözleşmeye konu tazminat ödemesine ilişkin olup dosyanın temyizde bulunduğu, eldeki davanın ise sulh sözleşmesinde mutabık kalınan %58 maluliyet oranından sonra artan maluliyete ve bakıcı giderleri ile kaçınılmaz tedavi giderlerine yönelik olduğu, KTK 111/1 maddesinde; “bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran ve daraltan anlaşmalar geçersizdir” şeklindeki düzenleme gereği oluşmayan zararlardan önceden feragat mümkün olmadığından anılan iki davanın eldeki dava açısından kesin hüküm ve derdest sayılamayacağı kanaati ile artan %16 nisbetindeki iş gücü kaybına göre yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davanın kabulüne, 90.000 TL geçici iş göremezlik ve artan sürekli iş göremezlik zararına bağlı maddi tazminatın ve 225.000 TL geçici ve sürekli bakıcı gideri ve tedavi gideri zararına bağlı maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, mahkemece verilen karara karşı davalının istinafı üzerine incelemeyi yapan Ankara BAM 22 Hukuk Dairesi 19/09/2017 tarih 2017/712 Esas – 2017/1193 Karar sayılı ilamı ile, Eskişehir 3.Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/181 E. – 2015/95 K. sayılı dosyadaki davanın Yargıtay temyiz incelemesinde olduğu, bu dosyanın bekletici mesele yapılarak davalının derdestlik itirazı değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiş, mahkemece yeniden yapılan yargılamada, Eskişehir 3.Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/181.E. 2015/95 K. sayılı dosyada davanın reddine dair hükmün Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2015/9670 Esas ve 2017/11559 Karar sayılı ilamı ile onandığı, taraflarca karar düzeltme talebinde bulunulmadığından 15/03/2018 tarihinde kesinleştiği görülmekle, deliller tekrar değerlendirilmek suretiyle davanın kabulüne, 90.000 TL geçici iş göremezlik ve artan sürekli iş göremezlik zararına bağlı maddi tazminatın ve 225.000 TL geçici ve sürekli bakıcı gideri ve tedavi gideri zararına bağlı maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair hüküm kurulmuş, anılan kararın davalı … Sigorta vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26.Hukuk Dairesi’nin 2018/3241 Esas nolu dosyasında verilen 10/12/2020 tarihli karar ile ‘yerel mahkemece, davacının, dava konusu kaza nedeniyle maluliyetinin artıp artmadığının belirlenmesi için, taraflar arasında yapılan sulh sözleşmesinin tarihi olan 01.08.2012’den sonra özellikle depresyon şikayeti ile ilgili olan tedavilerde dahil olmak üzere gördüğü tedavilere ilişkin tüm tedavi evrakları getirtilerek, depresyon nedeniyle maluliyetinin bulunup bulunmadığı, bu maluliyetin kalıcı hale gelip gelmediği ve tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği, davacıya sulh sözleşmesi gereği 08.08.2012 tarihinde yapılan ödemeden sonra davacının kazaya bağlı maluliyetinin artıp artmadığı, artmışsa oranı, bakıcı ihtiyacı olup olmadığı, bakıcı ihtiyacı var ise süresinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinden olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre heyet raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz maluliyet raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru olmadığı’ gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiş, kaldırma kararından sonra mahkemece yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne, davacının 90.000 TL geçici iş göremezlik ve artan sürekli iş göremezlik zararına bağlı maddi tazminatın dava tarihi olan 21/09/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte (kaza tarihinde geçerli kişi başı sakatlanma poliçesi klozu bakiye limiti ile sınırlı olmak üzere) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının 225.000,00 TL bakıcı gideri ve zorunlu (karşılanmayan) tedavi gideri zararlarına bağlı maddi tazminatın dava tarihi olan 21/09/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte (kaza tarihinde geçerli sigorta poliçesinin kişi başı tedavi giderleri klozu limiti ile sınırlı olmak üzere) davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Trafik Sigortası Genel Şartları gereği, bakıcı gideri taleplerinin sürekli sakatlık teminatından karşılanması gerektiğinden davalı şirketin sorumluluğunun bakiye poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, davalı şirket nezdinde oluşturulan poliçede bedeni kişi başına sürekli bakıcı gideri ve sürekli sakatlık teminatının tek teminat ve 225.000 TL ile sınırlı olup, daha önce ibraname mukabilinde 135.000 TL asıl alacak ödemesi yapıldığından, bakiye poliçe teminatının 90.000 TL olduğunu, sürekli bakıcı giderine ilişkin talebin sürekli sakatlık teminat limiti dahilinde olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun, sürekli sakatlık teminatı ve bakıcı gideri Trafik Sigortası Genel Şartları gereği tek teminat olduğunu, bakıcı gideri hesaplamasının net asgari ücret üzerinden yapılması ve %50 indirim yapılması gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderine ilişkin taleplerinin tedavi gideri kapsamında olup tedavi gideri taleplerinin Trafik Sigortası Yeni Genel Şartları gereği teminatı dışı olduğunu, SGK’nın rücu hakkı bulunması sebebiyle davacının elde ettiği gelir ve kazanımların hesaplanacak tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara bağlı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağının incelenmesinde, 11/03/2012 günü motosiklet sürücüsü …’in trafikte seyir halinde olduğu sırada direksiyon hakimiyetini kaybederek bordür taşlarına çarparak yoldan çıkması ve trafik levhasına çarparak savrulması neticesi meydana gelen kazanın oluşumunda sürücünün tam kusurlu olduğunun belirlendiği, mahkemece kusur bilirkişisinden alınan 22/03/2016 tarihli rapor uyarınca, meydana gelen trafik kazasında sürücü …’in %100 oranında tam kusurlu olduğunun belirlendiği, kaza yapan motosikletin kaza tarihini kapsar şekilde ZMM sigorta poliçesinin tanzim edildiği, poliçede kişi başı bedeni zarar sağlık gideri limitinin 200.000 TL, kişi başı bedeni zarar sağlık giderleri dışındaki tazminat talepleri limitinin 200.000 TL olarak ayrı ayrı belirlendiği, SGK’dan gelen yazı cevabı uyarınca davacıya kaza nedeniyle bir gelir ve aylık bağlanmadığının bildirildiği, davacı ile davalı sigorta şirketi arasında davadan önce 01/08/2012 tarihinde gerçekleşen sulh sözleşmesi uyarınca, …’ın geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebiyle Eskişehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/401 Esas sayılı davasına konu tüm alacağının 135.000-TL anapara ve 10.000-TL avukatlık ücreti olmak üzere 145.000-TL olduğu konusunda tarafların mutabakata vardıkları, sözleşme içeriğinde işbu sulh sözleşmesinin imzalanmasından sonra maluliyet oranında bir artış olsa dahi yeniden talepte bulunulmayacağı, maluliyet oranının artmasından kaynaklanacak tazminat haklarından feragat edildiği, poliçe teminatına ve kusur oranına isabet eden tüm alacağın … Sigorta A.Ş.’den tahsil edildiği ve başkaca bir alacağın kalmadığı, işbu kaza ile ilgili olarak ileriye yönelik herhangi bir dava ikame edilmeyeceğinin tutanak altına alındığı, 08/08/2012 tarihli banka dekontu uyarınca davacıya 145.000 TL ödeme yapıldığı, Eskişehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/401 Esas – 2013/7 Karar sayılı dosyasında, davacı … vekili tarafından, 01/08/2012 tarihli dava dilekçesi ile, 11/03/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının kaza nedeniyle bir bacağını diz altından kaybettiğini, diğer bacağında ise kalıcı hasar meydana geldiğini, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenmiş 28/06/2012 tarihli 512 rapor nolu Özürlü Sağlık Kurulu raporunda maluliyet oranının %58 olduğunun belirtildiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1000 TL sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesinin talep edildiği, mahkemece, davacıya tensip zabtında gider avansı için süre verildiği ancak avansın ödenmediğinden bahisle gider avansının süresinde yatırılmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiği, Eskişehir 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/181 E. – 2015/95. K. sayılı dosyasında, davacı … vekili tarafından, 10/03/2014 tarihli dava dilekçe ile, 11/03/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının kaza nedeniyle sol bacağının diz kapağı altından kesildiği, sağ bacağının ise çalışamamakta olduğu, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenmiş 28/06/2012 tarihli 512 rapor nolu Özürlü Sağlık Kurulu raporunda özür oranının %71 olduğu, kaza sebebiyle Eskişehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/401 E. 2013/7 K. sayılı dosyasında dava açıldığı, sigorta şirketince 135.000-TL ödeme için ibraname istendiği, bu ibranamenin hastanede imzalatıldığını, kaza sebebiyle çalışamaz hale gelen davacının tedavisi için para gerektiğinden mecburen kabul ederek imzaladığı, ibranamelerin 2 yıl içinde iptalinin şartlarının KTK 111. maddesinde düzenlendiğini beyanla ibranamenin geçersizliği ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000 TL maddi tazminatın davalılar … Sigorta A.Ş. ve sürücü …’den, 40.000-TL manevi tazminatın davalı …’den alınarak davacıya verilmesini talep ve dava ettiği, yargılama sırasında manevi tazminat talebinden feragat etmiş, 25/11/2014 tarihli dilekçesinde davacının evden çıkacak durumda olmaması nedeniyle Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenmiş 28/06/2012 tarihli 512 rapor nolu Özürlü Sağlık Kurulu raporu ile yetinilmesini talep ettiği, mahkemece taraflar arasında sulh gerçekleştiğinden davanın reddine karar verildiği, davacının temyizi üzerine hükmün Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2015/9670 Esas ve 2017/11559 Karar sayılı ilamı ile onandığı, kararın 15/03/2018 tarihinde kesinleştiği, mahkemece Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığında görev yapan adli tıp uzmanı bilirkişiden alınan rapor uyarınca, davacının Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenmiş 28/06/2012 tarihli 512 rapor nolu Özürlü Sağlık Kurulu raporunda özür oranının %71 olarak belirlendiği, 27/05/2015 tarih 101 rapor nolu sağlık kurulu raporunda özür oranının %72 olarak belirlendiği, Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’nde adli tıp uzmanı, ortopedist ve psikyatr uzmanından oluşan üçlü heyetçe yapılan muayenesinde sağ diz altından total ampute olduğu, sağ ayak bilek dorsifleksörleri çalışmadığı, aktif dorsifleksiyon yok, ayak dorsalinde duyu kaybı olduğu, sol diz altı tibia fibula proksimalinde ampute, sağ tibia fibula arasında vida mevcut olduğu, sağ tibia fibula kırığı kaynadığı, uykuya dalmada sorun, sık sık uyanma, kaza anını hatırlatıcı şeylerde sıkıntı duyma, ruhsal sıkıntı, bunaltı, huzursuzluk keyifsizlik olduğu, kazaya bağlı sekonder orta derecede depresyon olduğunun anlaşıldığı, 17 defa ameliyat geçirmiş olduğu belirtilerek yapılan yorum ve sonuç neticesinde, Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliği hükümlerine göre davacının %74 oranında sürekli iş göremezliğinin olduğu, yaralanmanın ağırlık ölçüsü dikkate alınarak fatura edilmeyen tedavi giderlerinin 15.000-TL olarak değerlendirildiği, 24 ay geçici iş göremezlik sürecinin olduğu ve bu 24 aylık süreçte %100 malul sayılacağı ve yaşamını sürdürebilmesi için bir başkasının bakımına %100 oranında muhtaç olduğu, 24 aylık sürenin bitmesinden sonra yaşamının geri kalanında yaşamını sürdürebilmesi için bir başkasının bakımına %50 oranında muhtaç olduğunun belirlendiği, 24/10/2016 havale tarihli ek maluliyet raporu uyarınca, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenmiş 28/06/2012 tarihli 512 rapor nolu Özürlü Sağlık Kurulu raporunda maluliyet oranının %58 olduğu ve hastanın tedavisinin devam ettiği ve ileriki zamanda maluliyet oranının değişebileceğinin belirtildiği, davacının kaza tarihinden sonra 17 defa ameliyat olduğu, 26/04/2016 tarihli hekim raporunda davacının zaman içerisinde %58 maluliyet oranına ilave olarak %50’den az plantar fleksiyon kaybı arızası ile kazaya sekonder orta derecede depresyon arızasının geliştiği ve maluliyet oranında başlangıçtaki durumuna göre artış olduğunun belirlendiği, buna göre %74 en son belirlenen maluliyet oranından sulh olunan maluliyet oranı %58’den mahsubu ile %16 oranında davacının gelişen ve artan maluliyetinin olduğunun belirlendiği, mahkemece alınan 20/09/2016 tarihli aktüer bilirkişi raporu uyarınca, davacının %74 maluliyet oranına dair rapor ile ödemeye esas %58 maluliyet oranı arasındaki fark maluliyetinin %16 olduğu, PMF tablosu esas alınarak yapılan %10 artış – %10 iskonto şekline tabi hesaplamada, davacının artan maluliyete yönelik 16.948,30 TL geçiçi işgöremezlik, 89.660,10 TL sürekli işgöremezlik zararı olduğu ancak sağlık giderleri dışı teminat klozu 225.000 TL olup, 135.000.-TL bu klozdan ödeme yapılmış olduğundan anılan geçici ve sürekli iş göremezlik zararı bakiye 90.000-TL’yi aşacağından davacının davalı sigorta şirketinden geçici ve sürekli iş göremezlik zararı toplamı olarak 90.000-TL talep edebileceği; davacının 385.006,50 TL bakıcı gideri ve hekim bilirkişi tarafından belirlenen15.000-TL fatura edilmeyen tedavi giderleri tazminatı, sağlık giderleri teminat klozu 225.000-TL’yi aştığından davacının davalı sigorta şirketinden bakıcı gideri ve fatura edilmeyen tedavi giderleri tazminatı toplamı olarak 225.000-TL talep edebileceğinin belirlendiği, anılan kararın davalı … Sigorta vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26.Hukuk Dairesi’nin 2018/3241 Esas nolu dosyasında verilen 10/12/2020 tarihli kararı ile kaldırıldığı, kaldırma kararı üzerine mahkemece N.E.Ü.Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görevli hekim bilirkişilerden alınan 15.10.2021 tarihli heyet raporu uyarınca, kaza neticesi yaralanmasına bağlı olarak davacının 24 aylık geçici iş göremezlik süresinin bulunduğu, bu sürenin tamamında yaşamını sürdürebilmesi için bir başkasının bakım ve yardımına %100 oranında muhtaç olduğu, 24 aylık sürenin bitiminden sonra ve yaşamının geri kalan kısmında yaşamını sürdürebilmesi için %75 oranında bakım ve yardıma ihtiyaç duyacağının bildirildiği, anılan raporun da değerlendirilmesiyle mahkemece yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kararın dayandığı deliller, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, istinaf edenin sıfatına ve istinaf sebeplerine göre yapılan incelemede, kazaya karışan aracın Zorunlu Mali Mesuliyet sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin, poliçe hükümlerine göre, kişi başı bedeni zararlarda 200.000 TL, kişi başı bedeni zarar sağlık giderleri dışındaki zararlarda 200.000 TL poliçe limiti ile davacıya karşı sorumlu olmasına, bu iki limit birbirinden bağımsız olup, birinin tüketilmesi halinde sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirerek sorumluluğunun sona erdiğinden bahsetme olanağının bulunmamasına, kazada yaralanan kişinin, maluliyetinin oluşması halinde oluşacak sürekli iş göremezlik zararını bedeni zararlar klozundan, bakıcı gideri, tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik zararlarını ise tedavi giderleri klozundan karşılanmak üzere sigorta şirketinden talep edebilmesine, mahkemece hükme esas alınan aktüer hesap raporunun karar vermeye elverişli olmasına, davacının geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderine ilişkin taleplerinin tedavi gideri kapsamında olup tedavi gideri taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olmasına, kazanın iş kazası olmadığının ve SGK tarafından davacıya rücuya tabi bir ödeme yapılmadığının belirlenmiş olmasına, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına göre; davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 21.517,65 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 5.379,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.138,23 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğine,
HMK’nın 361/1.maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi veya buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 08/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.