Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1424 E. 2023/1461 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1424
KARAR NO : 2023/1461

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2021
NUMARASI : 2020/467 Esas – 2021/979 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 10/08/2019 tarihinde davacı …’ın sevk ve idaresindeki motosikletle, seyir halinde iken aniden fren yaparak duran dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu davacının yaralanarak malul kaldığını, kaza tespit tutanağında sürücü …’in kural ihlalinin gösterilmediğini; kaza tespit tutanağının kusur tespiti bakımından eksik ve hatalı olduğunu, uzman raporunda dava dışı sürücünün asli ve %75 oranında kusurlu olduğunun belirlendiğini, … plakalı aracın yabancı plakalı olduğundan kaza tarihinde davalı … Taşıt Bürosu sorumluluğu kapsamında bulunduğunu, davalıya 12/11/2019 tarihinde tazminat talepli olarak başvuru yapılmış ise de olumlu sonuç alınamadığını, davacının gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.500,00 TL daimi maluliyet tazminatının davalıdan başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde: davalı büronun, yabancı plakalı araçlardan Türkiye’ye girer iken yeşil kart düzenlenmiş olanların Türkiye’de trafik kazasından kaynaklı kusur esasına dayalı olarak zararlarını ZMMS limitleri ve sorumluluk sınırları içerisinde giderdiğini, büronun sorumluluğunun yeşilkart poliçesinin düzenlendiği tarihteki Türkiye’de mevcut ZMMS limitleri ile sınırlı olduğunu, davacının maluliyet ve kusurunun belirlenmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelirlerin mahsubu gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, davacının sevk ve idaresindeki motosiklet ile davalı sigorta şirketince ZMMS poliçesiyle sigortalanan aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle davacı tarafından davalıya açılan maddi tazminat talebine ilişkin olduğu; kazaya karışan … plakalı aracın Almanya’daki bir sigorta şirketinde sigortalı olduğu ve ilgili şirketin Türkiye’de davalı tarafından onaylanan temsilcisinin … Ltd. Şti. olduğu, davalı araca yeşilkart poliçesi düzenlendiği ve kaza tarihinde poliçe teminatının 360.000,00-TL olarak belirlendiğinin anlaşıldığı, T.C. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 02/04/2021 tarihli rapora göre; davacının 10/08/2019 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı hastada meydana gelen yaralanmaları dikkate alınarak; “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” ve ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla engel oranı hesaplandığında trafik kazasına bağlı kişinin engel oranının yüzde 10 (on) olduğu, sürekli olduğu ve sekel halini aldığı, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 1 (bir) ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 3(üç) aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, raporun karar vermeye elverişli olduğu, T.C. Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından alınan raporda; davacı sürücü … sevk ve idaresindeki motosiklet ile meskun mahalde gündüz vakti seyir halinde iken olay mahalli kavşağa yaklaştığı sırada seyrini tedbir alabilecek vaziyette sürdürmesi, kendisiyle aynı istikamette önünde seyir halinde olan ve kavşaktan sola dönüşe geçen aracın solundan geçmemesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, … plakalı aracın dönüş manevrasını bekleyerek yolun uygun olduğu durumda geçişini sürdürmediği, diğer sürücü idaresindeki aracın sol ön çamurluğuna dikkatsizce çarptığı olayda kusurlu olduğu; sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile meskun mahalde seyir halinde iken olay mahalli orta adalı kavşaktan sola dönüşe geçtiği sırada; aynı istikamette gerisinden gelen davacı sürücü idaresindeki motosikletin kullandığı aracın solundan geçmeye çalışması neticesi meydana gelen kazanın oluşumunda atfı kabil kusuru bulunmadığı, olayda; davacı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’in kusursuz olduğunun rapor edildiği; davacı tarafın kusur raporuna itirazı üzerine Karayolları Fen Heyetinden aldırılan 3 kişilik 25/07/2021 tarihli kusur bilirkişi raporunda; “Sürücü …’in sola dönüş kurallarına aykırı davranması, manevraları yanlış yapması, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 84. maddesinde sayılan asli kusurlu hallerden olduğunun belirtilmesi, sürücü …’ın ön ilerisindeki aracın sola dönüşe başlaması sırasında motosikletin seyir şeridini kapattığı, …’ın kazayı önlemek üzere sola manevra yapmak zorunda kaldığı ve tali kusurlu olduğu hususları dikkate alındığında ATK raporunda taraflara izafe edilen kusur oranlarının olayın oluş biçimine uygun düşmediği görüş ve kanaatine varıldığı” denilerek, … plakalı otomobil sürücüsü …’in %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsü …’ın % 25 oranında kusurlu olduğu, dava dışı …’ın kusursuz olduğunun tespit edildiği, aktüer bilirkişiden bu kusur oranları doğrultusunda alınan raporda; davacının 118.521,76 TL sürekli iş göremezlik zararı hesaplandığı, alınan bilirkişi raporlarının yargısal denetime elverişli olup, somut olaya uygun düştüğü ölçüde hükme esas alındığı; davacının, dava konusu sürekli iş göremezlik zararlarından davalının sorumlu olduğu, alınan kusur raporu ve aktüer hesaplamaya göre davacının, davalı sürücünün %75 kusuruna isabet eden zararını talep edebileceği gerekçesi ile; “Davacının davasının kabulüne; 118.521,76TL sürekli iş göremezlik tazminatının 25/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, kazanın meydan gelmesinde davacının %100 kusurlu olduğunun Kaza Tespit Tutanağında tespit edildiğini ve davacının şikayetçi de olmadığını, dosyada davacı tarafından sunulan 24/11/2019 tarihli uzman görüşünde davacının %25, davalının %75 kusurlu olduğu; mahkemece ATK’dan alınan 07/04/2021 tarihli raporda çelişki giderilerek kazanın meydana gelmesinde davacının %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği; 25/07/2021 tarihli heyet raporunda ise davacının %25 oranında, davalının %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, 4 adet raporda 2 ayrı kusur belirlendiğini, buna rağmen çelişki giderilmeden karar verildiği, kararın bu nedenle eksik inceleme ile karar verildiğini;
Davayı kabul etmemekle birlikte, mahkemece zararın meydana gelmesinde davacının kusurunun değerlendirmediğini, davacının koruyucu önlemeler almadan motosiklete binmiş olması nedeniyle zararın meydana gelmesinde müterafik kusuru bulunduğunu;
Davacının, dava dilekçesinde zararın belli olmadığını beyan ettiğini, bu nedenle müvekkilinin temerrüdünün dilekçede belirtildiği gibi 12/11/2019 olmayacağını, gerçek zarara yönelik talebin müvekkiline ulaşma tarihi olacağını, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda, kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Olay tarihinde davalı tarafından Yeşil Kart Sigorta Poliçesi ile sigortalı aracın kavşak içerisinde, davacının sevk ve idaresindeki araç ile çarpıştığı, Kaza Tespit Tutanağı, ceza soruşturma evrakı ve tüm tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Kaza Tespit Tutanağında, kazanın davalı tarafından sigortalı aracın sola dönmek istediği sırada, gerisinden ve solundan motosiklet ile gelen davacının, dönüşe geçen aracın sol ön tekerlek kısmından çapması nedeniyle oluşan kazada, davacının dönel kavşakta dönmek üzere olan aracın solundan geçmek istediği kavşaklara yaklaşırken kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamadığı geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermemek kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu, davalı tarafından sigortalı aracın ise bu kazada kural ihlalinin olmadığı belirtilmiş, kaza yeri krokisinde taşıt yolu üzerinde çarpma noktasının ve araçların konumunun gösterildiği görülmüştür.
Kazaya ilişkin soruşturma sırasında beyanda bulunan davacının, kendisinin motosiklet ile seyri sırasında, kavşak içerisinde … marka bir aracın kavşak içerisinde bir süre duraksadığını, sinyal verip vermediğini hatırlamadığını, sonra kavşaktan sola dönmek için manevra yaptığını, kendisinin de araca çarpmamak için sola manevra yaptığını, ancak aracın sol ön tekerliğine çarptığını beyan ettiği; ifade sahibi olarak ifadesine başvurulan …’ın da aynı mahiyette beyanda bulunduğu; kazaya ilişkin olarak davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün de dönel kavşakta sola dönüş için sinyalini verip döndüğü sırada, “sol taraf iç kısımdan geldiğini düşündüğü” motosikletin, sol ön tekerlek kısmına çaptığını beyan ettiği görülmüştür.
Mahkemece hükme esas alınan (Eski) Karayolları Trafik Fen Heyetinde görevli bilirkişilerden oluşan heyetten alınan kusur raporunda ve davacı tarafından sunulan uzman görüşünde kaza tespit tutanağı, yanı sıra soruşturma evrakındaki ifadeler, araçlar üzerindeki çarpma noktaları ve kaza tespit tutanağı kaza yeri krokisindeki çarpma noktası değerlendirerek, kaza oluş şekli tespit edilerek, kazanın meydana gelmesinde davacının tali %25 oranda, davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün ise sola dönüşü sırasında yolun en solundan dönüş yapmaması, sola dönüş kurallarına uymaması nedeniyle asli %75 kurulu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
1-Davalı vekili kusur raporları ve Kaza Tespit Tutanağının çelişki olduğunu ileri sürmüş ise de; Kaza Tespit Tutanağının aksi her zamana kanıtlanabilir delil mahiyetinde olmasına, Kaza Tespit Tutanağı ile Adli Tıp Kurumu’ndan alınan rapor ile hükme esas alınan rapor arasındaki kusura yönelik farkın ise olayın oluş şeklinin farklı değerlendirilmesinden kaynaklanmış olmasına, gerek soruşturma dosyasındaki beyanlardan, gerek Kaza Tespit Tutanağı ekindeki Kaza Yeri Krokisinde, davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün kavşakta sola dönmek için en sol şerite yanaşmadığının anlaşılmasına ve sol gerisinden aynı yöne seyreden motosikletin geçişini beklemeksizin sola yaptığı manevra sırasında kazanın meydana gelmiş olmasına göre alınan kusur raporunun karar vermeye ve oluşa uygun olmasına göre, davalının kusur raporuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, alınan kusur raporunun kazanın oluş şekiline uygun ve denetlenebilir olmasına, davalı vekili tarafından müterafik kusur nazara alınarak karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, davacının koruyucu malzeme kullanmadığının kanıtlanamaması yanı sıra, yaralanma şekline göre kullanmadığı durumda dahi zararın artmasına etkisinin kanıtlanamamasına, göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin, hükmedilen tazminata uygulanan faizin başlangıç tarihine yönelik istinaf sebeplerine gelince;
Sigorta şirketi hakkında, ZMMS kapsamında açılan sorumluluk davasında, KTK’nın 99. maddesinde sigorta şirketinin, zarar görenin Genel Şartlar’da sayılan evraklar ile kendisine müracaat etmesi halinde, 8 iş günü sonunda temerrüdünün gerçekleşeceği kabul edilmiştir. Zarar görenin eksik evrak ile müracaat etmesi halinde temerrüt gerçekleşmeyeceğinden, ancak açılan dava tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edilebilir.
Somut olayda; davacı, davalıya tazminat talebine esas alınacak maluliyet raporu alınmaksızın müracaat ettiğinden, dava öncesi temerrüdü gerçekleşmediğinden, hükmedilen tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hükmedilen tazminatın dava tarihinden önce yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş olması isabetli değildir.
Buna göre; davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin reddi ile yukarında 2 no.lu bentte yazılı nedenlerle istinaf talebinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmamasına göre, kararın, davalı lehine HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararında “25/11/2019” olarak gösterilen faiz başlangıcının “08/06/2020” dava tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiş, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 24/12/2021 tarihli, 2020/467 Esas – 2021/979 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davacının davasının KABULÜNE, 118.521,76TL sürekli iş göremezlik tazminatının 08/06/2020 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Dava açılışında alınan 54,40 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 404,81 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 459,21 TL harcın alınması gereken 8.096,22 TL harçtan düşülmesi ile bakiye 7.637,01 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-(a) Dava açılışında alınan 54,40 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 404,81 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 459,21 TL harcın yargılama gideri olarak kabulü ile DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
(b)Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 54,40 TL başvurma harcı, 2.750,00 TL bilirkişi ücreti, 225,25 TL posta gideri, 723,00 TL ATK faturası olmak üzere toplam 3.752,65 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 15.209,57 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
II-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı ve 57,60 TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 278,30 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
lV-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.