Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1420 E. 2023/1416 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1420 – 2023/1416
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1420
KARAR NO : 2023/1416

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2021
NUMARASI : 2021/224 Esas 2021/854 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 01/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 18/10/2020 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu davalı … Sigorta A.Ş’ye ZMMS poliçesi ile sigortalı araç ile diğer davalı … Sigorta A.Ş’ye ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın gerçekleştirdiği kazada, müvekkilinin yaralanarak malul kaldığını, davadan önce sigorta şirketlerine başvuru yapıldığı halde zararı karşılanmadığı gibi arabuluculuk başvurusundan da sonuç alınamadığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak geçici iş gücü kaybı için 100,00 TL, kalıcı iş gücü kaybı için 100,00-TL ve bakıcı gideri için 100,00 TL olmak üzere toplam 300,00 TL tazminat alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 21/11/2021 tarihli bedel artırım dilekçesiyle; geçici iş gücü kaybı zararı için istemini 21.916,00 TL’ye, kalıcı iş gücü kaybı zararı için istemini 97.463,00 TL’ye ve bakıcı gideri zararı için istemini 9.190,00 TL’ye artırarak, toplam istemini 128.569,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, belirterek davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının KTK’nın 97. maddesine uygun bir başvurusunun olmadığını, sigorta kuruluşunun gerekli belgeler ibraz edilmeksizin, gerçekleşen rizikonun kapsamını, hak sahipliğinin tespiti ve hak sahiplerinin uğradığı zararı ve varsa hak kazanılan tazminat miktarlarını tespit edebilmesi ve sonuçta teminat kapsamında ödeme yapabilmesinin mümkün olmadığını, davalı şirket tarafından eksik evrakların talep edilmesine rağmen davacı tarafından evraklar tamamlanmadan dava açma yoluna gidildiğini, KTK madde 97 uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, yine davada kaza yerinin Kırşehir, sigorta sözleşmesinin düzenlendiği ilin Yozgat ve davalı sigorta şirketinin işyeri adresinin İstanbul il sınırları içerisinde olduğunu HMK 6. madde gereğince yetkili mahkemenin davanın açıldığı tarihte davalı şirketin ticaret adresi İstanbul ili Sarıyer ilçesinde olmasıyla şirket aleyhine açılacak davalarda yetkinin İstanbul (Çağlayan) Adliyesi Mahkemeleri’ne ait olduğunu, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi yetkisiz olduğundan yetki yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini; davayı kabul anlamına gelmemekle beraber davalı şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, davaya konu trafik kazasının oluşumunda kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine sevki gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle beraber ZMMS Genel Şartları uyarınca mevzuat hükümleri doğrultusunda kaza ile zararlar arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, ZMMS poliçesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olduğu; Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan alınan 12/08/2021 tarihli raporda; 18.10.2020 günü saat 19.30 sıralarında sürücü …’nün sevk ve idaresindeki davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı aracın kaza mahalli kavşağa geldiği esnada, otomobilin sol ön kısımlarıyla, gidiş istikametine göre solundan kendisine hitaben bulunan “DUR” levhasında kavşağa giriş yapan sürücü … sevk ve idaresindeki davalı … … A.Ş. tarafından sigortalı kamyonetin sağ yan kısımlarına çarpması neticesi davaya konu trafik kazasının meydana geldiği, davalı … Sigorta tarafından sigortalı aracın kendisine hitaben bulunan “DUR” işaret levhasını dikkate alarak durup, yeterli kontrolü yapıp ilk geçiş hakkını kendi seyir istikametine göre sağ tarafında bulunan araç sürücüsüne vermesi gerekirken kontrolsüz şekilde kavşağa girdiği, ilk geçiş hakkını sağından gelen otomobil sürücüsüne vermediğinden olayda asli (%80 oranında), sürücü … sevk ve idaresindeki … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı otomobil ile seyri esnasında olay mahalli kavşağa geldiğini dikkate alarak, seyrini kontrollü ve müteyakkız sürdürmediği, bu haliyle solundaki kavşak kolundan kavşağa giriş yapan kamyonete karşı zamanında etkin tedbir almadan bu aracın sağ yan kısımlarından çarpması ile meydana gelen olayda tali (%20 oranında) kusurlu olduklarının tespit edildiği; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 16/09/2021 tarihli raporda; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alındığında vücut çalışma genel gücü kaybı oranı % 24, yine Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğe göre engel oranının % 25 olduğu, her iki yönetmeliğe göre tıbbi iyileşme süresinin 9 ay süreceği ve de bu sürenin 3 aylık bölümünde bakıcı ihtiyacının olacağının belirlendiği; hesap bilirkişisinden alınan 18/11/2021 tarihli raporda; maluliyet raporu, gelirin asgari ücret düzeyinde olduğu, Anayasa Mahkemesi’nin Karayolları Trafik Kanununun 90. ve 92.maddelerindeki bir kısım hükümlerin iptalinden sonra yapılacak hesaplamada TRH 2010 Yaşam Tablosunun uygulanması yönündeki Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin içtihatları ile olay tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliği esas alınmak suretiyle tespit edilen %25 maluliyet oranı, 9 ay süre ile iş göremez halde bulunduğu ve 3 ay süre ile bir başkasının bakımına ihtiyacı bulunduğu, davacının kusursuz olduğu nazara alınarak yapılan hesaplamada; kalıcı iş gücü kaybı zararının 97.463,39-TL, geçici iş gücü kaybı zararı 21.916,04 TL ve bakıcı giderinin 9.190,67 TL olduğunun hesaplandığı, raporun karar vermeye elverişli olduğu, davacının zararlarından davalıların sorumlu olduğu; gerekçesi ile; “Davacının davasının kabulü ile; 9.190,00-TL geçici bakıcı gideri, 21.916,00-TL geçici işgücü kaybı zararı ve 97.463,00-TL kalıcı işgücü kaybı zararı olmak üzere toplam 128.569,00-TL’nin dava tarihi olan 06/04/2021 den itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,” karar verilmiş hüküm davalı … Sigorta A.Ş. ve davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hesap raporu ve hüküm verme tarihinin 2021 Aralık ayı olduğunu, bu nedenle 2022 yılına ait güncel verilerin nazara alınması gerektiğini, bu yöndeki taleplerinin haksız olarak yerinde görülmediğini, faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, KTK’nın 97. maddesine göre başvurunun usulüne uygun yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, yetki itirazının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin yerleşim merkezinin İstanbul Adliyesi yargı çevresi içerisinde kaldığını, yetkisizlik yerine davanın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğunu, müteselsil sorumluluk hükümlerine göre karar verilmeyeceğini, ayrıca %20 kusuru da kabul etmediklerini, bakıcı giderinden sorumlu olunmadığını kaldı ki bakımın kimin tarafından yapıldığının değerlendirilmesi gerektiğini, aile bireyleri tarafından bakım nedeniyle takdiri indirim yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararlarında da sorumlulukları bulunmadığını, sorumluluğun SGK’da olduğunu; maluliyet raporunu da kabul etmediklerini, iyileşme süresi ve maluliyet oranının ne şekilde tespit edildiğinin belirtilmediğini, iyileşme süresi nazara alınmadan karar verildiğini, ayrıca davacının 1993 yılında geçirdiği kaza nedeniyle malul kaldığının göz ardı edildiğini, aktüer hesaplama yönünden ise; muhtemel yaşam süresi sonu 01/03/2034 kabul edilmiş olmasına rağmen 2034/ocak-şubat, mart ayına göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, hesaplamanın Genel Şartlara göre 1,65 teknik faiz uygulanarak yapılması gerektiğini, müterafik kusur ve hatır taşımasının göz ardı edildiğini, davacı ile sigortalı araç sürücüsü ve işleteni arasında hatır taşıması olduğunu, bu nedenle %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte faiz başlangıcının da hatalı olduğunu, dava tarihindeki miktar için dava tarihinden, ıslah edilen kısıma ise ıslah tarihinden faiz işletilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı … Sigorta vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davacı vekilinin istinaf talebi yönünden; cismani zarar nedeniyle tazminat istemli davada, bilinmeyen dönem hesabında, karar tarihine yakın bilinen son gelir nazara alınarak hesaplama yapılır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının bilinmeyen dönem sürekli iş göremezlik zararı hesabında, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan asgari ücret miktarının nazara alınmış olmasına, tekemmül etmiş dosyada, muhtemel asgari ücret artışının beklenilmesi yönündeki talebin haklı ve davanın ertelenmesini gerekli kılacak makul bir sebep olmamasına göre davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Davalı, mahkemenin yetkisine itiraz etmiş ise de, davacının haksız fiil kapsamında zararlarını davalıdan talep etmiş olmasına, HMK’nın 16. maddesi gereğince haksız fiilden kaynaklanan davaların zarar görenin ikametgahı mahkemesinde de açılabilecek olmasına göre davalı vekilinin, davacının ikametgah mahkemesinde açtığı davada, mahkemenin yetkisine yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili tarafından KTK’nın 97. maddesine uygun başvuru şartının yerine getirilmediği ileri sürülmüş ise de, yazılı başvuru şartı yerine getirilerek davanın açılmış olmasına göre davalı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiş, davalının esasa yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.
Olay tarihinde, davacının oğlunun sevk ve idaresindeki araç ile yolcu olarak seyri sırasında, kavşak içerisinde meydana gelen trafik kazasında yaralandığı, dosya kapsamı, kaza tespit tutanağı, soruşturma dosyası, tedavi evraklarından anlaşılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda, kazanın oluş şekli değerlendirilerek, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olan aracın tali %20 oranında, karşı araç sürücüsünün ise asli %80 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Kaza neticesinde Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda, davacının bu kaza tarihinden önce meydana gelmiş olan maluliyet durumu da değerlendirilerek, “sadece davaya konu kaza neticesinde oluşan yaralanmasının” sürekli iş görmezliği etkisi çerçevesinde değerlendirme yapılarak, Çalışma Gücü ve Meselket Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre maluliyet oranının %24 olacağı, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik Hükümlerine göre engel oranın %25 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay, bakıcı iş göremezlik süresinin 3 ay olduğunun tespit edildiği, mahkemece alınan kusur raporu ve maluliyet raporu yeterli görülerek, geçici iş göremezlik zararının ve geçici bakıcı gideri ile TRH2010 Yaşam Tablosu uygulanarak muhtemel yaşam süresinin tespit edildiği, bilinmeyen dönem hesabının ise “progresif rant yöntemi” uygulanarak sürekli iş göremezlik zararının tespit edildiği, rapora göre davanın esası hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, kazanın meydana gelmesinde kusur durumunun yerinde olmadığını ve müterafik kusurun değerlendirilmediğini ileri sürmüş ise de, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun dosya kapsamında tespit edilen olayın oluş şekline uygun tanzim edilmiş olmasına, araç üzerindeki çarpma noktaları, soruşturma dosyasında ifadeler nazara alındığında, istinaf eden davalı tarafından sigorta edilen aracın tali %20 kusurlu kabul edilmiş olmasının, dosya kapsamına uygun olmasına, zararın meydana gelmesinde yahut artmasında davacının kusuru bulunduğuna yönelik dosya kapsamında delil bulunmamasına göre müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasında ve davacının oğlunun sevk ve idaresindeki araçta yolcu olmasına göre meydana gelen olayda hatır taşımasının söz konusu olmamasına göre davalı vekilinin bu nedenlerle yaptığı istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili tarafından geçici iş göremezlik zararından ve bakıcı giderinden sorumlu olunmadığı gibi bakıcı giderinin de Genel Şartlara uygun hesaplanmadığı ileri sürülmüş ise de; davalının KTK ve TBK hükümleri gereğince geçici bakıcı giderinden ve geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olmasına, bakıcı giderine yönelik hesaplamanın da Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından benimsenen yönteme uygun olarak yapılmış olmasına göre davalı vekilinin buna yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf talepleri yönünden; mahkemece hükme esas alınan raporda, gerek davacının tedavi evrakları incelenerek ve muayenesi yapılarak raporun tanzim edilmiş olmasına, raporda davacının kaza tarihinden önceki yaralanması nedeniyle oluşan maluliyeti de değerlendirilerek, salt kazaya bağlı yaralanması çerçevesinde maluliyet durumunun tespit edilmiş olmasına, alternatifli olarak hazırlanan raporda, Yargıtay tarafından maluliyet zararının hesaplanmasında esas alınan Yönetmelik hükümleri çerçevesinde belirlenen maluliyet/engel oranı nazara alınarak karar verilmiş olmasına göre davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından aktüer hesap raporunun da yerinde olmadığı ileri sürülmüş ise de, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından gerçek zarar hesabında muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde TRH2010 Yaşam Tablosunun uygulanarak, bilinmeyen dönem hesabında “progresif rant yöntemi” uygulanması gerektiğini kabul etmiş olmasına, sigorta şirketinin de “gerçek zarardan” poliçe limiti ile sorumlu olmasına, alınan hesap raporunda muhtemel yaşam süresi sonuna kadar yapılan hesaplamada hata bulunmamasına göre davalı vekilinin aktüer hesaplamaya yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından müvekkilinin karşı araç sürücüsünün kusurundan sorumluluğuna karar verilemeyeceği ileri sürülmüş ise de, davacının müteselsil sorumluluk çerçevesinde tazminat talebinde bulunmuş olması ve TBK’nın 61. maddesi ve 2918 Sayılı KTK 88. maddesi gereğince davalının zarardan müteselsil sorumluluğunun bulunması nazara alındığında, davalı sigorta şirketinin davacının zararlarından müteselsilen sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Sigorta A.Ş. alınması gereken 8.782,55 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.195,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.586,91 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf edenler tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 01/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.