Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1415 E. 2023/1406 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1415
KARAR NO : 2023/1406

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2021
NUMARASI : 2015/790 Esas 2021/673 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 01/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 29.07.2015 tarihinde müteveffa …’nin davalı tarafından ZMMS ile sigortalı olan, sevk ve idaresindeki motosikleti ile tam kusurlu olarak kazaya karıştığını ve vefat ettiğini, davacı …’ın müteveffanın imam nikahlı eşi olduğunu, diğer davacıların da müteveffanın çocukları olduğunu, müteveffanın vefatı ile davacı eş ve çocuklarının müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, Yargıtay kararları ile destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına karar verildiğini, müteveffanın cep telefonu tamiri yapan bir şirkette aylık 1.750,00-TL ücretle çalıştığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesi ile; …’ın destekten yoksun kalma tazminatı için 186.135,09 TL’nin, …’ın destekten yoksun kalma tazminatı için 27.641,85-TL’nin, …’ın destekten yoksun kalma tazminatı için 32.775,40-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; dava konusu trafik kazasına karışan aracın müvekkili şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, poliçe teminat limitinin 290.000,00- TL olup müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, dava konusu kazada müteveffanın asli ve tek kusurlu olması nedeni ile davacıların destekten yoksun kalma tazminat talep hakkı olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olduğu; davacıların müteveffa …’nın kendi kusuru ile meydana gelen kazada vefatı nedeniyle, davalı sigorta şirketinden tazminat talep ettikleri, deliller toplanarak alınan kusur raporunda, kazanın meydana gelmesinde, sigortalı araç sürücüsü olan davacılar murisi (ölen) sürücü …’nin kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, kazaya karışan karşı araç sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, davacılar vekilinin davacı …’ın mütevveffa …’nin imam nikahlı eşi olduğu, diğer davacılar …’un da müteveffanın biyolojik çocukları olduğunu ve desteğinden yoksun kaldıkları iddiasıyla destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği, Ankara 9. Aile Mahkemesi tarafından verilen 01/10/2020 tarih ve 2017/840 E. 2020/403 K. sayılı karar ile; davacı … çocukları olarak nüfusa kayıtlı davacılar … ve …’ın biyolojik babalarının müteveffa … olduğunun tespitine karar verildiği ve verilen kararın 04/01/2021 tarihinde kesinleştiği; dosyadaki mevcut deliller, Ankara 9. Aile Mahkemesi’nin söz konusu dosyası ve soruşturma dosyası dikkate alındığında; müteveffanın, davacıların desteği olduğu sonucuna varıldığı, aktüer bilirkişiden alınan raporda, davacı … için 186.135,09-TL, davacı … için 32.775,40-TL ve davacı … için 27.641,85-TL olarak destek tazminatı belirlendiği, raporun karar vermeye elverişli olduğu, buna göre müteveffanın kullandığı motosikletin ZMMS poliçesinin (0001-0210-11269869 numaralı) 13/03/2015 – 2016 dönemini kapsar şekilde davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığı, davalının davacıların destek zararlarından sorumlu olduğu gerekçesi ile; “1-Davanın kabulü ile; Davacı … için 186.135,09-TL, davacı … için 27.641,85-TL ve davacı … için ise 32.775,40-TL olmak üzere toplam 246.552,34-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının dava tarihi olan 01/12/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,” karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan raporda ölenin anne payının, daha önce eşinin vefatı nedeniyle 2 olması gerektiğini, oysa 1 alındığını ve anneye daha az pay ayrıldığını, bu nedenle davacıların payının yüksek hesaplandığını, bu nedenle garame olarak hesaplanan payın da yüksek tespit edildiğini, kararın kaldırılması gerektiğini, daha önce ölen babanın payının sağ eşe verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf süresinden sonra 03/03/2023 tarihinde dairemize gönderilen ek beyan dilekçesinde ise; Yargıtay HGK’nın 2020/10-124 E. 2022/672 K. Sayılı içtihadında, destek şahsın kusurundan kaynaklanan zararların zaman koşulu aranmaksızın, sigortanın sorumluluğunda olmadığına karar verildiğini, bu nedenle eldeki dava yönünden de, davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin poliçe limitleri ile sorumlu olduğunu, davayı kabul etmemekle birlikte dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesindeki istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece, ZMMS kapsamında zarardan davalının sorumlu olduğundan bahisle açılan davada, davalının sorumluluğunun, poliçe tanzim tarihi olan 13/03/2015 tarihindeki “Genel Şartlar” çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinden, buna göre de davalının, davacıların zararlarından sorumlu olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesine ek beyan dilekçesi göndererek, davacıların zararlarının, müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını ileri sürmüş ise de, sunulan dilekçenin yasal süresi içerisinde verilmemiş olması nedeniyle süresinde yapılmış bir istinaf olarak değerlendirilemeyecek olmasına, istinaf talebinin bu sebebi kapsadığı düşünülse dahi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından, trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında poliçenin tanzim tarihindeki genel şartlar çerçevesinde sorumluluğun nazara alınmasının kabul edilmiş olmasına, her ne kadar trafik kazası 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelmiş ise de, sigorta tarafından tanzim edilen poliçenin 01/06/2015 tarihinden önceki genel şartlara göre tanzim edilmiş olması karşısında bu durumda dahi, istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. (T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/(17)4-954 E. 2022/1403 K. 27/10/2022 tarihli karar; “01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.2. maddesinin (d) bendi, A.3 maddesinin 1. fıkrası ve A.5 maddesinin (ç) bendi incelendiğinde karayolu motorlu araçlar zorunlu malî sorumluluk sigortası bir motorlu aracın işletilmesi sırasında üçüncü kişinin ölümü veya yaralanması veya malının zarara uğraması durumunda teminat kapsamına almaktadır. …..01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortası Genel Şartların A.2 (d) bendinde sigortalının sorumlu olduğu zarar tanımında, A.3 maddesinde sigortanın sorumluluk kapsamında ve A.5. (ç) maddesinde destekten yoksun kalma teminatı kapsamında sigortacının destekten yoksun kalma zararlarından sorumluluğunu motorlu araçların işletilmesi sonucu üçüncü kişinin ölümü ile sınırlandırılmış olması karşısında gerek işletenin kendisine karşı gerekse işleten adına hareket eden sürücünün işletene göre üçüncü kişi olmadığı göz önüne alındığında davacıların sigortacıdan destekten yoksun kalma zararlarını talep etmeleri mümkün görülmemektedir.”)
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebeplerine göre yapılan incelemede; davalı vekili, aktüer hesaplamada desteğin, sağ olan dava dışı annesinin payının Yargıtay içtihatlarına uygun belirlenmediğini, destekten önce vefat eden babanın payının da, sağ olan annenin payına ilave edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi içtihatlarında, destekten önce anne veya babasının ölmesi durumunda, ölenin payının sağ olan eşe verilemeyeceğini, ölenin desteklikten çıkartılarak payların hesaplanması gerektiği kabul edilerek, sadece desteğin ölümünden sonra, sağ olan anne ve babanın birisinin vefatı durumunda, ölenin payının sağ olana geçeceği kabul edilmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/3898 E. 2021/5632 K. “…destekten önce vefat eden babasının payı davacı anneye aktarılarak hesap yapılmıştır. Desteklik tazminatı hesabında vefat etmiş kişi destek alacak kişiler arasından çıkartılarak hesaplama yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde hatalı hesaplama yöntemine göre belirlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.) Mahkemece hükme esas alınan raporda da, paylar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları çerçevesinde yapıldığından, alınan raporda destek paylarının belirlenmesinde hata bulunmadığından davalı vekilinin destek paylarına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 16.841,99 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 4.211,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.630,99 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip…

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.