Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1410 E. 2023/1429 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1410 – 2023/1429
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1410
KARAR NO : 2023/1429

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/11/2021
NUMARASI : 2019/325 Esas 2021/716 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin oğulları …’ın 22.09.2018 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı … firmasına ait otobüsle seyahati sırasında, otobüsün yaptığı kazaya bağlı olarak hayatını kaybettiğini, …’ın vefatı sebebiyle müvekillerinin destekten yoksun kaldıklarını, …’ın kazada bir kusuru olmadığını, …’ın öğretmen olarak çalıştığını ve zorunlu emeklilik yaşının 65 olduğunu, sigorta firmasına 19.04.2019 tarihinde tazminat talebinde bulunduklarını fakat cevap alamadıklarını, davalı ile arabulucuda anlaşamadıklarını belirtmiş; müvekkillerinin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması koşulu ile … için 500 TL, … için 500 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın davalıdan tahsilini, hükmedilecek tazminata 06.05.2019 tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde: … plakalı aracın … Sigorta tarafından kaza tarihinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, kaza ile ilgili kusur raporu alınması gerektiğini, destek iddialarının kanıtlanması gerektiğini, davacının gelirini kanıtlaması gerektiğini, temerrüt süresinin başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası olarak hesaplanması gerektiğini belirtmiş; davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı sigorta şirketi tarafından gönderilen hasar dosyası ve sigorta poliçesi incelendiğinde davaya konu … Plaka sayılı otobüsün 15/06/2018 – … vadeli … nolu ZMMS Sigorta Poliçesi’nin davalı şirket tarafından yapıldığı, poliçe limitinin 360.000,00 TL olduğu, davaya konu trafik kazası nedeniyle Körfez Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/28753 Soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma açıldığı, 20/05/2019 tarih ve 2018/5562 Soruşturma nolu, 2019/1734 Karar nolu kararı ile kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, davaya konu trafik kazası dolayısıyla açıldığı anlaşılan Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1022 Esas sayılı dosyasının kayıtlarının dosya arasına celp edildiği, dava konusu trafik kazasına ilişkin kaza tespit tutanağı incelendiğinde; dosya kapsamındaki krokili kaza tespit tutanağına göre; 22.09.2018 tarihinde saat 03:30 sıralarında dava dışı sürücü belgeli sürücü …’in, mülkiyetinin dava dışı … temizlik şirketine ait olan ve olay tarihinde davalı …sigorta poliçesiyle zorunlu mali mesuliyet sigortalı bulunan … model … marka yolcu otobüsüyle Tem oto yolunda, Sakarya ili istikametinden İstanbul ili istikametine orta şeritten seyrine devamı sırasında olay mahalli olan Hereke mevki … arkasında aydınlatmanın olmadığı karanlık yolda sürücü ile araçta yolcu olarak bulunan … İle …’ın beyanlarına bağlı olarak otobüsün sağ ön lastiğinin gürültü ile (gümleyerek) patlaması sonucu sürücünün otobüsün sevk ve idaresini kaybederek seyir yönüne göre yolun sağındaki yeşil alana otobüsünün sağ ön kısımları ile çarpıp, sol ön yan kısmı ile devrilerek yeşil alanda toprak ve çalılıklara sürtünerek aracının sol ön köşe kısmının olduğu yerden de bariyerlere de saplanarak, sol arka koltuğa kadar 40 cm bariyerin gelerek aracın arkasından çıkması sonucu devirmesi sonucu dava dışı sürücü ile dava dışı 19 yolcunun yaralanıp dava dışı 2005 doğumlu …’ın olay mahallinde, dava konusu davacıların murisleri olan 1990 doğumu … kaza tespit tutanağına göre ilk etapta yaralanıp daha sonra dava dilekçesine göre EKS olmasıyla meydana gelen dava dışı maddi hasarlı trafik kazası olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporunda gerek kaza tespit tutanağında gerekse savcılık makamınca İstanbul adli tıp trafik ihtisas dairesince alınan üçlü bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği gibi kendisine 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/1-b,51,47/d maddelerine göre izafe edilebilecek en ufak bir kusur oranının dahi söz konusu olamayacağından kazanın oluşumunda lastik patlamasının kaza ile arasında illiyet bağının oluşu nedeniyle tamamen kusursuz olduğunun belirlendiğini, ancak, 2918 Sayılı KTK’nun 85/1. maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölmesi veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteninin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlemesine; aynı Yasa’nın 86/1. maddesinde ise; işletenin, mücbir sebepten veya zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurundan, zararlı sonucun ileri geldiğini ispat etmesi şartıyla sorumluluktan kurtulacağı düzenlemesine yer verildiği, buna göre, kusur raporu ve ek raporu hükme esas alınmayıp davacı tarafın herhangi bir kusuru bulunmadığından belirlenen tazminat miktarından kusur bakımından herhangi bir indirim yapılmadığı, gerekçesiyle “-Davacı …’ın davasının kabulü ile, toplam 235.784,93 TL destekten yoksun tazminatının dava tarihi olan 10/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 2-Davacı …’ın davasının kabulü ile, toplam 304.515,14 TL destekten yoksun tazminatının dava tarihi olan 10/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …Sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesinde, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını, dosyada alınan kusur raporunda sigortalı araç sürücüsüne açıkça kusur atfedilmediğini, %100 kusur oranı üzerinden yapılan hesaplama bu yönüyle kusur sorumluluğu ilkesine aykırılık oluşturduğunu, işbu dava davacıları … ve … müvekkil şirket aleyhine Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2019/396 E. Sayılı davayı açmış olup bu davanın da halihazırda derdest olduğunu, davacıları aynı olan, talepleri aynı olan ve halihazırda derdest olan Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2019/396 E. Sayılı dosyası incelenmeksizin hazırlanan aktüer raporu ve bu rapor doğrultusunda verilen hükmün eksik olduğunu, teminat limitinin gözetilmediğini, yine müteveffanın kardeşi …’ın, müvekkil şirket aleyhine Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2019/365 E. Sayılı davayı açtığını ve bu davada …’a ödeme yapılarak sulh olunduğunu, yapılan ödemenin teminattan düşülerek hesaplama yapılması gerekirken sanki hiç ödeme yapılmamış gibi hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, aynı kazada araçta yolcu konumunda olan … da vefat etmiş olup müvekkil şirket aleyhine Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2018/1022 E. Sayılı dava ve Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2018/966 E. Sayılı davalar açıldığını, bu davalarda hükmedilecek tutarlar da teminattan düşülecek olup hesaplama yapılmadan önce devam eden tüm bu davaların incelenmesi gerektiğini, kaza, genel şartlar ve KTK değişikliği sonrası meydana geldiğinden, KTK’da öngörüldüğü üzere TRH yaşam tablosu ve %1.8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerektiğini, davaya konu kazanın iş kazası olduğu dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile sabittir. Buna rağmen SGK cevabı beklenmeksizin, PSD tutarı hesaplanarak düşülmeden hesaplama yapılması ve hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, ticari faize hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, her bir davacı için hükmedilen tazminat bakımından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken toplam tazminat miktarı üzerinden tek bir vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin temerrüt tarihi olan 06.05.2019 olarak esas alınması gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, 19.04.2019 tarihinde KEP üzerinden kendisine gönderilen ihtarı 19.04.2019 tarihinde okuyan (tebliğ alan) davalı sigorta şirketinin Karayolları Trafik Kanunun 99. maddesi gereği 8 iş günü içerisinde ödeme yapmayarak 06.05.2019 tarihinde temerrüde düştüğünü, davalı sigorta şirketine gönderilen ihtarname ekinde makul bir ödeme veya teklif yapabilmek için ihtiyaç duyulacak tüm evrakların gönderildiğini, (Vekâletname- Trafik Kazası Tespit Tutanağı- …. Merkezi Müteveffaya Ait Eylül 2017-Eylül 2018 Arası Maaş Bordroları Ve Fazla/İlave Çalışma Ücret Bordrosu- … Numaralı Poliçe- Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/5562 Soruşturma Dosyası Kapsamında Hazırlanan Ölü Muayene Tutanağı- Defin Ruhsatı- Aile Nüfus Kayıt Örneği- Bergama 3. Noterliğinin 28.09.2018 tarih … yevmiye numaralı mirasçılık belgesi- … plakalı araca ait Ruhsat Fotokopisi) belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
Davanın dayanağı olan olay bir trafik kazası olup, trafik kazalarından doğan hukuki sorumluluk 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiştir. 2918 sayılı yasanın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; Kılıçoğlu Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Araç işleteninin hukuki sorumluluğunun sınırları ile bu sorumluluğun kalkmasının şartlarını düzenleyen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 vd. maddelerine göre, araç işleteninin sorumluluğunun temelinde kusursuz sorumluluğun bir türü olan tehlike sorumluluğu bulunmaktadır. Tehlike sorumluluğunun cari olduğu işletenin sorumluluğunun son bulması için de, anılan kanunun 86/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere; illiyet bağını ortadan kaldıracak mahiyette 3. kişi kusuru, zarar görenin ağır kusuru veya mücbir sebep hallerinden birinin bulunması gerekmektedir. Bu üç halden birinin bulunduğu durumda dahi işletenin sorumluluğunun son bulması için, araçtaki bozukluğun ya da işleten ile eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurunun kazaya etki etmemiş olması gerekmektedir. Bu itibarla, işletenin kusurlu eyleminin katıldığı ya da araçtaki teknik arızanın olaya etki ettiği durumlarda, işletenin sorumluluktan kurtulmasının mümkün olamayacağı açıktır.
Somut olayda; kazanın oluşunda, illiyet bağını ortadan kaldıracak mahiyette 3. kişi kusuru, zarar görenin ağır kusuru veya mücbir sebep hallerinden birinin bulunmadığı sabit olup, bu kaza nedeni ile üçüncü kişinin gördüğü zarardan, işletenin sorumluluğu ortadan kalkmayacağından, işletenin sorumluluğunu yükümlenen sigorta şirketlerinin de sorumlu olacağı gözetilmesi isabetli olup bu yöne ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda …’ın, muhtemel bakiye ömür sonunun 31/08/2038 tarihi olarak kabulü ile destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmıştır. Ne var ki adı geçen davacının vukuatlı aile nüfus kaydına göre 23/06/2022 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Gerçek durum varken, varsayımlara dayalı tazminat hesabı yapılamaz.
Açıklanan tüm maddi ve hukuki vakıalar karşısında mahkemece; yargılamanın devamı sırasında ölen davacı …’ın davada taraf olma ehliyetinin son bulduğu, davacının malvarlığına ilişkin olan tazminat haklarının mirasçılarına geçtiği, ölüm ile kişilik hakları ve vekillik ilişkisinin son bulduğu, anlaşılmakla; mahkemece öncelikle, müteveffa …’ın yasal mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması ve daha sonra müteveffanın vefat ettiği tarihe kadar destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması yönünden hükme esas alınan tazminat raporunu düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Davalı sigorta vekilinin istinaf dilekçesinde davaya konu kazaya ilişkin muhtelif mahkemelerde açılan derdest tazminat davalarının bulunduğunun bildirildiği görülmektedir.
KTK’nin 96. maddesi hükmüne göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı biçimde ve poliçe limitini de aşmayacak biçimde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır.
Buna göre; dava konusu olayda çoklu hasar söz konusu olup, poliçe limitinin tamamının ödendiği, kaza ile ilgili olarak sigortacıya karşı açılmış ve sonuçlanmamış tazminat davalarının bulunduğu savunması karşısında ve yukarıda açıklandığı üzere K.T.K.’nun 96. maddesi uyarınca garame hesabı yapılması gerektiğinden, mahkemece dava konusu kazayla ilgili olarak tüm hasar ve derdest dava dosyaları dosyaları ile ödeme dekont ve makbuzları getirtilerek, garame hesabı yapılmak suretiyle, dava konusu talep yönünden davalı tarafın sorumluluğuna düşen miktarın tespiti için aynı bilirkişiden ek rapor alınması, ayrıca yine hasar ve dava dosyaları içeriğine göre, yukarıda anılan KTK 96/2 maddesi çerçevesinde davalı sigorta şirketinin sorumluluğu tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Davalı tarafça davacıya … tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması talep edilmiş ve …tarafından bir cevap verilmemiştir.
Şu durumda, … Başkanlığı’na tekrar yazı yazılarak, rücuya tabi bir ödeme bulunup bulunmadığının sorulması gerekirken eksik inceleme neticesinde hüküm kurulması isabetsizdir.
Faiz başlangıcına yönelik istinaf sebebine ilişkin olarak, 2918 sayılı KTK.nın 99/1. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş veya hiç müracaat edilmemişse sigorta şirketinin temerrüdünden bahsedilemez. Bu hususlar gözetilerek faiz başlangıç tarihi belirlemek gerekirken gerekçesi belirtilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, yargılamaya devam edilerek yukarıda belirtilen eksiklik tamamlanarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 17/11/2021 tarihli, 2019/325 Esas 2021/716 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Kaldırma ve gönderme sebebine göre istinaf eden taraf vekillerinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın talep halinde yatırana iadesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.