Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1370 E. 2023/1376 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1370 – 2023/1376
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1370
KARAR NO : 2023/1376

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2021
NUMARASI : 2020/229 Esas – 2021/657 Karar

ASIL DAVADA;
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 01/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl ve birleşen davada davacılar vekili ile asıl ve birleşen davada davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde; 16.11.2019 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki davalıya sigortalı otobüsün devrilmesi sonucu meydana gelen tek taraflı kazada, davacılar …’nın kızları olan …’nın hayatını kaybettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile destekten yoksun kalan davalılar için ayrı ayrı 1.000,00’er TL maddi tazminatın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 8 iş günü sonrasına gelen 18.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/15 E. sayılı dosyasında davacılar vekili, 16/11/2019 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki davalıya sigortalı otobüs ile seyir halinde olduğu sırada meydana gelen kazada otobüste yolcu olan davacılar murisi …’nın vefat ettiğini belirterek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için 1.000’er TL, maddi tazminatın ihtarname tebliğ tarihinin 8 iş günü sonrası olan 25/05/2020 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davacılar vekili ıslah dilekçesi ile; davacı … için talep edilen tazminat miktarını 76.748,20-TL; … için talep edilen tazminat miktarını 100.248,38-TL, … için talep edilen tazminat miktarını 37.115,09-TL ve … için talep edilen tazminat miktarını 39.111,07-TL olarak artırmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kabulü ile, 100.248,38 TL’nin 18.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine, 76.748,20 TL’nin 18.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine, birleşen Ankara 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/15 E. sayılı davanın kabulü ile, 39.111,07 TL’nin 26.05.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine, 37.115,09 TL’nin 26.05.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı asıl ve birleşen davada davacılar vekili ile asıl ve birleşen davada davalı sigorta vekili tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen davada davacılar vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda davacı …’nın müteveffa annesi …’dan, 18 yaşının hitamına kadar destek alabileceği kabul edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, zira; erkek çocukların 18 yaşının hitamıyla, yani reşit olmakla destek almaktan çıkacağı varsayılmışsa da, hayatın olağan akışına göre …’nın 20 yaşına geldiğinde askere gideceğini, ve bu askerlik sürecinde de müteveffanın desteğine muhtaç olacağının kabulü gerektiğini, bilirkişi raporunun pay tablosu kısmında davacılar … ve …’in destekten çıktıktan sonraki dönemde müteveffanın gelirinden müteveffaya %67 pay ayrıldığını, müteveffanın anne ve babası için ise %16,5’ar pay ayrıldığını, anılan dönem için müteveffanın anne ve babası için ayrılan pay oranlarının oldukça düşük olduğunu, zira; davacı …’in halihazırda evli olmadığını, geriye desteğine muhtaç 2 çocuğu, anne ve babası kaldığını, bu haliyle anılan dönem için anne ve babanın destek payının %25’er olması gerektiğini, yerleşik Yargıtay kararlarına göre bekar ve çocuksuz bir kişinin anne ve babasına ayırabileceği pay oranının %25’er olması gerektiğini, yeniden yapılacak bilirkişi incelemesinde asgari ücretin güncel verilerinin kullanılmasını talep ettiklerini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; KTK’nın 97. maddesi uyarınca sigorta şirketine Kanun’da belirtilen şekilde müracaat edilmemesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya karışan aracın şehirlerarası taşımacılık yapmakta olduğunu, zararın öncelikle Zorunlu Taşımacılık Ve Zorunlu Ferdi Koltuk Sigorta poliçesinden karşılanması gerektiğini, aşkın zarar olması halinde başvurunun ilgili ZMMS’ye yöneltilmesi gerektiğini, aktüer hesaplamada TRH-2010 mortalite tablosu ve %1,8 teknik faizin esas alınması gerektiğini, müteveffanın bulunduğu araçta istiap haddi aşımı söz konusu olduğundan hesaplanan tazminattan müterafık kusur indirimi yapılması gerektiğini, davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru gerçekleşmediğinden temerüt faizi başlangıcı olarak dava tarihinin dikkate alınması gerektiğini, davacının avans faizi talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan taraf vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca; 16.11.2019 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresinde olan yolcu otobüsünün seyri sırasında sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada sürücünün kural ihlali olduğunun belirlendiği, Aksaray 2.ACM’nin 2020/33 Esas nolu dosyasında yapılan yargılamada mahkemece alınan kusur raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın asli kusurlu olduğunun belirlendiği, kaza yapan otobüsün kaza tarihini kapsar şekilde ZMM Sigorta poliçesinin asıl ve birleşen davada davalı … Sigorta A.Ş. tarafından tanzim edilmiş olduğu, kaza neticesi otobüste yolcu olan asıl ve birleşen dosya davacılar desteği …’ın vefat ettiği, mahkemece aktüer bilirkişiden alınan rapor uyarınca, davacı anne … lehine 100.248,38 TL, davacı baba … lehine 76.748,20 TL, kızı … lehine 37.115,09 TL ve oğlu … lehine 39.111,07 TL olmak üzere toplam 253.222,74 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığının belirlendiği, mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
1-Asıl ve birleşen dosyada davacılar vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde,
Aktüer hesaplamada desteğin çocuklarının bakım ihtiyacından ne zaman kurtulacaklarını tayin etmek çocuğun yaşadığı yöreye, sosyal çevreye, çocuğun özelliklerine, cinsiyetine, ailenin sosyal ve ekonomik durumuna göre değişmektedir. Destekten yoksun kalacakları sürenin, çocuklar için, yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşullar değerlendirilerek belirlenmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise, öğrenimlerinin sona erdiği tarih, yapamayacaklar ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabulü dikkate alınarak denetime elverişli şekilde belirlenmesi suretiyle destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerekmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca normal şartlarda erkek çocuklar 18, kız çocukları 22 yaşına kadar, kız çocuklarının yüksekokul okuyor olması ya da okuması ihtimali varsa 25 yaşına kadar destek tazminatı alabileceklerdir. Çocuğun yüksek öğrenim görüp görmeyeceği ise çocuğun yaşadığı yöreye, sosyal çevreye, çocuğun özelliklerine, cinsiyetine, ailenin sosyal ve ekonomik durumuna göre değişmektedir. Hâkim, her somut olayda bu husus belirlemesi gerekir.
Somut olayda mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunun da değerlendirilmesi ile, murisin ölüm tarihinde davacı çocukları …’in 11, …’ın 15 yaşında oldukları, dosya kapsamında müteveffa … ve hayatta olmayan eşinin yükseköğrenim gördüğüne dair bir kayıt yer almadığının belirlenmesine, bu suretle davacı çocuklar … ve …’ın yükseköğrenim göreceklerine dair somut bir delil yer almamasına göre bu davacılar için 18 yaşına kadar destek hesabı yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, payların dağıtımı konusunda ise, yerleşmiş Yargıtay içtihatları uyarınca çocuksuz durumda, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağının kabul edilmesine, çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalı olmasına, çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecek olmasına, çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacak olmasına, bu pay esasının Türk aile sistemine çok uygun düşmesine, çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselecek olmasına, ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 pay desteğe, %50 pay eşe verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminatın bu ilkelere göre hesaplanması gerektiğine, somut olayda ise, pay dağıtımının belirtilen şekilde yapıldığının anlaşılmasına göre bu yöne ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
2-Asıl ve birleşen dosyada davalı … sigorta A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde,
Davanın açılmasından önce davalı sigorta şirketine asıl ve birleşen dosya davacıları tarafından usulüne uygun şekilde başvurunun yapılmış olması gözetildiğinde dava şartı başvuru koşulunun gerçekleştirildiği, aynı nedenle mahkemece hükmedilen tazminata temerrüt tarihinden itibaren (aracın ticari olması da gözetilerek) avans faizi işletilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası 4925 sayılı Yasa’nın 18.maddesinde düzenlenmiş olup aynı Yasa’nın 19. maddesinde de meydana gelen zararın öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanacağı, bu sorumluluk sigortasıyla karşılanamayan zararlar için 2918 sayılı Yasa’ya göre yapılması zorunlu olan ZMM Sigortasına müracaat edileceği hüküm altına alınmış ise de 14.04.2016 kabul tarihli 26.04.2016 tarih ve 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 6704 sayılı yasanın 17.maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup somut olayda kaza tarihi 16.11.2019 olup kaza tarihinde anılan Yasa yürürlükte bulunmadığından asıl ve birleşen davada davanın aracın ZMM Sigorta poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketine yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kaza sırasında araçta istiap haddinin aşılmış olmasının davacılar desteğinin vefatına etken ve zararın artmasına neden olan bir durum olmadığı gibi müterafık kusur kapsamında da değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Açıklanan nedenlerle; usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin ve asıl ve birleşen davada davalı sigorta vekilinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen dosyada davacılar vekilinin, asıl ve birleşen davada davalı sigorta vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl ve birleşen davada istinaf eden davacılar tarafından yatırılması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın asıl ve birleşen dosya davacılarından alınarak hazineye irat kaydına,
3-Asıl ve birleşen davada istinaf eden davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılması gereken 17.297,64 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 4.325,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.972,64 TL harcın asıl ve birleşen dosya davalısı … Sigorta A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına,
4-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın taraflara HMK’nın 359/4 maddesi gereğince usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 01/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.