Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/137 E. 2022/199 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/137
KARAR NO : 2022/199

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2020
NUMARASI : 2018/845 Esas 2020/11 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı … vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçelerinde; 30/09/2016 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki araca, davalı … şirketince kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın %100 kusurlu olarak çarpması sonucu müvekkilinin %30 oranında malul kaldığını, meydana gelen trafik kazasında trafik kaza tespit tutanağı ve müvekkilinin … plakalı aracın Trafik Sigorta Poliçesinin düzenleyen sigorta şirketine karşı açtığı maddi tazminat davasında alınan bilirkişi raporunda olayda kasko poliçesi ile sigortalı aracın tam kusurlu olduğunun belirlendiğini, müvekkilinin ağır bir şekilde sakat kalması nedeniyle davalı … şirketinin kasko poliçesinde manevi tazminat klozu bulunduğundan, müvekkilinin zararından davalı … şirketinin sorumlu olduğunu belirterek dava konusu trafik kazasında sakat – malul kalması nedeniyle 80.000 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçelerinde; … plakalı aracın 05-11/2015-2016 vadeli 386319113 poliçesi ile birleşik kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluğunun poliçe limitleri ve sigortalıların kusuru ile sınırlı olduğunu, manevi tazminata hükmedilirken ülkenin ekonomik koşuları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağılığı, olay tarihi, eylemin niteliği gibi özelliklerin göz önünde tutulmasını, davadan önce müvekkiline başvuru yapılmadığını, temerrüdünün gerçekleşmediğini, talebin fahiş olduğunu savunmuş davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 30/09/2016 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki araca, … plakalı aracın tam kusurlu olarak çarpması neticesinde davacının yaralandığı, olayın meydana gelmesinde … plaka sayılı kamyonet sürücüsü dava dışı …’in %100 oranında kusurlu olduğu, Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 22/05/2018 tarih 2018/1425 sayılı raporlarında davacının 2008 tarihli yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı oranının %30 olarak saptandığı, 2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması, Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Yönetmeliğine göre, Özür oranın % 11 olduğu, sosyo- ekonomik araştırmalarda davacı …’ın lise mezunu, 47 yaşında, şehir hastanesinde röntgen bölümünde çalıştığı, evli ve 3 çocuğu olduğu, aylık ortama gelirinin 4.000,00 TL olduğu, davacı lehine TBK’nın 56 .maddesi kapsamında manevi tazminat ödetilmesi koşullarının oluştuğu anlaşıldığından takdiren davanın kısmen kabulüne, 25.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; olayın ve maluliyetinin ağırlığı karşısında hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu, ayrıca kararın verildiği 21/01/2020 tarihinde yürürlükte olan 2020 yılı AAÜT’ye göre hükmedilen miktarın ilk 40.000,00 TL’ye kadar olan kısmı üzerinden %15 nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini bu miktarın da davacı lehine 3.750,00 TL olduğunu mahkemece daha az miktarda vekalet ücreti kararının doğru olmadığını belirterek, istinaf başvurularının kabulünü, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hükmedilen manevi tazminatın fahiş miktarda olduğunu, temerrüt tarihinin yanlış hesaplandığını, temerrüt süresi, dava tarihinden itibaren değil; delillerin (tamamlanmış olması halinde) tümünün müvekkil şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi ile başlayacağını, şirketin temerrüde düşmediğini, mahkemece dava tarihinden faize karar verilmesini kabul etmediklerini, başka bir dosyada alınan ve mahkemeye sundukları %11 sakatlık oranı ve 12 ay işgöremezlik süresi değerlendirilmeden mahkemece %30 sakatlık kabul edilerek hüküm kurulmasını kabul etmediklerini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan taraf vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
Tarafların hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik istinafı yönünden;
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, davacının kusurunun olmaması, davacı lehine manevi tazminat şartlarının oluşması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, davacının yaralanması nedeniyle maruz kaldığı ve ömür boyu yaşayacağı acı, elem, keder, ızdırap, sıkıntı, üzüntü, stres, manevi tazminatın amacı, zenginleştirme ve fakirleştirme amacı taşımaması, caydırıcı olması, özendirici olmaması ve 22.06.1966 tarih,1966/7 Esas – 7 Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler gözetildiğinde, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinden, davacı için belirlenen manevi tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlendiği, sonucuna varıldığından davacı vekili ve davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalının faize yönelik istinafı yönünden;
Mahkemece davadan önce sigortaya başvuru tespit edilemediğinden TBK’nın 117.maddesi çerçevesinde davalının dava tarihi itibarıyla temerrüde düştüğü kabul edilerek yasal faize hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalının başka mahkemede alınan raporların delil olarak kabulüne yönelik istinafı yönünden;
Mahkemece yeniden kusur ve maluliyet raporların alınmamışsa da; aynı olaydan kaynaklanan, aynı davacı tarafından ancak dava dışı ZMMS sigortası (… Sigorta AŞ.) hakkında Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan ve dava konusu geçici işgöremezlik tazminatı olan dosyada Süleyman Demirel Ünv. Tıp Fak. Adli Tıp ABD Başkanlığından alınan rapor bu dosya için kuvvetli takdiri delil olup, olay nedeniyle davacıda meydana gelen ulna shuft kırığı nedeniyle gerek Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu yönetmeliğine göre değerlendirme yapılarak davacının %11 özürlü olduğu, hem de Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri yönetmeliğine göre değerlendirme yapılarak %30 çalışma gücü kaybı olduğu yönünde ihtimalli rapor düzenlendiği anlaşılmış olup, bu raporlarda tespit edilen özür oranları değerlendirilerek manevi tazminata karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacının vekalet ücretine yönelik istinafı yönünden;
Mahkeme tarafından 21/01/2020 tarihli karar ile davacı lehine AAÜT’nin 3,13 maddeleri gerğince 3.400,00TL vekalet ücreti takdir edildiği ancak 2020 yılı AAÜT’nin 02 Ocak 2020’de yürürlüğe girdiği ve tarifenin aynı maddeleri kapsamında yapılan değerlendirme sonucu, üçüncü bölümdeki nisbi vekalet ücretine esas ilk 40.000TL için %15 nisbi vekalet ücreti oranı esas alındığında davacı lehine kabul edilen miktara göre (25.000x%15=) 3.750TL vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından davacının buna yönelik istinafı yerinde görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353-/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davacının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek ilk derece mahkemesi kararında istinaf edilmeyerek kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/01/2020 gün ve 2018/845 Esas-2020/11 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;

1-Davanın kısmen kabulüne, 25.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13. maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 3.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 145,10 TL yargılama giderinden ret ve kabul oranına göre hesaplanan 45,34 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Alınması gerekli 1.707,75 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 273,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.434,51 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Peşin alınan 273,24 TL harcın davalı taraftan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde davacıya iadesine,
9-Davacı tarafından yapılan 36,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının talep halinde davacıya iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
B-1-Davalı … Anonim Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.707,75 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 426,94TL harcın mahsubu ile bakiye 1.280,81TL harcın istinaf talebi reddedilen davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebi kabul edilen davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı ile 27,50 TL tebligat giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
C-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.