Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1359 E. 2023/1358 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2021
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 22/09/2017 tarihinde ZMM Sigortası bulunmayan … plakalı aracın, müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araca çarpması neticesinde müvekkilinin yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde ZMM Sigortası bulunmayan … plakalı aracın asli ve tam kusurlu olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kazada yaralanması nedeniyle zararlarından davalı … Hesabının sorumlu olduğunu, müvekkilinin muhasebeci olarak çalıştığını ve kazancının asgari ücretin 2 katı olduğunu, zararının karşılanması için davalıya müracaat etmesine rağmen zararının karşılanmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 200,00-TL geçici iş göremezlik, 4.800,00-TL daimi maluliyet olmak üzere 5000,00 TL nin davalıya müracaat tarihinden itibaren hesap edilecek 8 iş günü sonundan itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkiline eksik evrakla müracaat ettiğinden dava şartını yerine getirmediğini, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini , davacının kazaya kusuru ile sebebiyet veren araçta hatır için taşındığından hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, ayrıca davacının araca emniyet kemeri takılı olmadan binmesi nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olmadığını, Sigorta Kanunu gereğince ödemekle yükümlü oldukları zararların destek ve maluliyet zararı olduğunu bu nedenle geçici iş görmezlik zararının da reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davacının kusuru, maluliyeti ve zararı kanıtlaması gerektiğini, SGK tarafından yapılan ödeme var ise indirilmesi gerektiğini, sorumluluklarının ise sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, ayrıca müvekkilinin temerrüdünün söz konusu olmadığını, yine davacının ticari avans faizi talebinin de haksız olduğunu, zarar hesabının 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince Sigorta Genel Şartlarına göre yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 22/09/2017 tarihinde dava dışı sürücü … yönetiminde bulunan ve … Sigorta AŞ’nin yazı cevabına göre kaza tarihi itibari ile geçerli zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmadığı anlaşılan … plaka sayılı aracın, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araçla çarpışması sonucunda davacının yaralandığı, kusur durumuna ilişkin olarak alınan rapora göre meydana gelen kazada dava dışı sürücü …’in % 80 oranında, dava dışı sürücü …’in % 20 oranında kusurlu olduğu, kazanın meydana geldiği araçta yolcu olarak bulunmakta olan davacı da meydana gelen yaralanmaların niteliği (omuriliğinde ve kafasında yaralanma meydana gelmesi) dikkate alındığında kaza sırasında emniyet kemerinin takılmamasının davacıda meydana gelen zararı artırıcı nitelikte olduğu, emniyet kemerini takmış olması halinde kırıkların meydana gelmeme ihtimalinin olduğu ve meydana gelen kazadaki yaralanmada davacının müterafik kusurunun bulunduğu, kendi kusuru ile zararın artmasına neden olduğu, ancak olayda hatır taşıması bulunmakla meydana gelen kaza nedeniyle davacının sürekli iş göremezlik oranının kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik uyarınca % 24, geçici iş göremezlik süresinin ise 9 ay olduğu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14/2-b maddesi uyarınca davacının zararlarının davalı … Hesabının sorumluluğunda bulunduğu, davacının usulüne uygun 04/12/2017 tarihli başvurusu dikkate alınarak 14/12/2017 tarihi itibari ile davalı yönünden temerrüdün oluştuğu, emniyet kemeri takılmaması nedeniyle davacının meydana gelen yaralanmada müterafik kusurunun bulunduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları uyarınca hükmedilen tazminattan % 20 oranında müterafik kusur indiriminin yapılmasına, takdiri indirim nedeniyle reddedilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, ancak tazminat miktarında hatır taşıması savunması yönünden indirim imkânını kanun koyucu tarafından sadece hatır için taşıyan işleten ve sürücüye bahşedilmiş olup, iki taraflı kazalarda diğer aracın işleteni, tehlike esasına göre zarardan sorumlu olup, hatır ilişkisine yaslanarak mahkemeden tazminattan indirimine gidilemeyeceği sabit olduğundan hatır taşıması indirimi uygulanmayarak, davanın kısmen kabulüne dair karar vermek gerektiği gerekçesiyle; “davanın kısmen kabulü ile davacının 6.979,01 TL geçici iş göremezlik zararı ile 243.425,52 TL sürekli iş göremezlik zararı toplamı 250.404,53 TL maddi tazminatının 14.12.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, somut olayda müvekkilin kusura katılım-etkisi bulunmayıp, mahkemece müterafik kusur indirimi yapılarak karar tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilin yolcu konumunda olup, meydana gelen kazada kusuru bulunmadığı gibi, kusura, zararın meydana gelmesi veya ağırlaşmasına katılım ve etkisi de bulunmadığını, davacının emniyet kemeri takmadığı iddiası davalı tarafından ileri sürülmüş olmakla birlikte, gerek HMK hükümleri kapsamında gerekse TBK hükümleri gereği işbu iddianın ispat yükü kendilerinde bulunmadığı gibi, söz konusu iddiayı ispat yükünün emniyet kemeri takmadığından bahisle müterafik kusur iddiasında bulunan … Hesabına ait olduğunu, müvekkilin emniyet kemeri takmadığına ilişkin dosya kapsamında herhangi bir belge yahut bilgi bulunmadığı gibi davalı tarafından da iddialarını destekleyen bir delil dosyaya sunulmadığını, aksi düşünülse dahi, bu husus ne kazanın salt olarak meydana gelme sebebi ne de müvekkilin maluliyetinin meydana gelmesinde illiyet bağı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Hesabı vekili istinaf dilekçesinde, eksik evrakla başvuru yapıldığını, başvurunun usulden reddi gerektiğini, kaza tarihinde … plakalı aracın 22/9/2017-22/9/2018 tarihlerini kapsayan … Sigorta tarafından düzenlenen zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunduğunun … kayıtlarından anlaşıldığını, davanın bu nedenle reddi gerektiğini, geçici iş göremezlik ödeneğinden … hesabının sorumlu olmadığını, kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, TRH 2010 tablosu ve 1,65 faiz uygulanması gerektiğini, faizin dava tarihinden itibaren yürütülebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nun 91. maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, … Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için … Hesabına başvurulabileceği hüküm altına alınmıştır.
… Hesabına başvurulabilecek hallere ilişkin olarak, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesinde “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar” düzenlemesine yer verilmiş; aynı mahiyetteki düzenleme, … Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesinde de yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle … Hesabına husumet yöneltilebilmesi için, bedensel zarara yol açan aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu sigortasının yapılmamış olması gerekmektedir.
Davalı … Hesabına aracın trafik sigortasının bulunmayışı nedeniyle husumet yöneltildiğinden, öncelikle aracın, kaza tarihini kapsar şekilde trafik sigortası bulunup bulunmadığı hususunun saptanması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı vekili tarafından … Sigorta’ya yapılan başvuru neticesinde, anılan sigorta tarafından poliçenin kazadan sonra düzenlendiğinden bahisle geçerli olmadığı belirtilmişse de, mahkemece kaza tarihini kapsar şekilde trafik sigortası bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılmadığı anlaşılmakta olup, kaza tespit tutanağı ve söz konusu sigorta poliçesi irdelenip, … Sigorta A.Ş.’nin kayıtları ve acente kayıtları üzerinde de araştırma yapılarak, prim tarihi ve saati, primin ne zaman ödendiği, poliçenin tanzim tarihi ve saati, kayıtlara ne zaman girdiği, bütün bu belgeler bilirkişi marifetiyle incelenerek, davalının iddiası bu şekilde araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Müterafik kusur konusunda, zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi, belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. maddesinde “belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur… kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehiriçi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir” düzenlemesi yapılmıştır.
Davalı taraf, davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu savunmuştur. Mahkemece, araçta yolcu olarak bulunmakta olan davacıda meydana gelen yaralanmaların niteliği (omuriliğinde ve kafasında yaralanma meydana gelmesi) dikkate alındığında kaza sırasında emniyet kemerinin takılmamasının davacıda meydana gelen zararı artırıcı nitelikte olduğu, emniyet kemerini takmış olması halinde kırıkların meydana gelmeme ihtimalinin olduğu ve meydana gelen kazadaki yaralanmada davacının müterafik kusurunun bulunduğu gerekçesiyle % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmıştır.
Dosyada alınan maluliyet raporunda, davacıda… ve diğer yaralanmalar dikkate alınarak maluliyet raporunun düzenlendiği anlaşılmakta olup, kaza tespit tutanağında koruyucu tertibat bulunup bulunmadığı konusunda herhangi bir tespitin yer almadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; KTK’nun 78. maddesi ve Karayollari Trafik Yönetmeliği’nin anılan hükümleri gereği kullanılması gereken emniyet kemerinin takılması halinde de, kaza nedeniyle oluşan maluliyetin oluşup oluşmayacağı ve emniyet kemeri takılmayışı ile oluşan maluliyet arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda uzman doktor bilirkişi heyetinden rapor alınması; koruyucu ekipmanın takılmayışının maluliyetle illiyeti bulunduğunun saptanması halinde, TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
Bu nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, yargılamaya devam edilerek yukarıda belirtilen eksiklik tamamlanarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 01/11/2021 tarihli ,2017/853 Esas – 2021/704 Karar, sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Kaldırma ve gönderme sebebine göre istinaf eden taraf vekillerinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın talep halinde yatırana iadesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2021/17935 sayılı takip dosyasında depo edilen 453.000,00-TL tutarlı teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 25/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.