Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1356 E. 2023/1338 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1356 – 2023/1338
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/1356
KARAR NO : 2023/1338

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2021
NUMARASI : 2016/131 Esas 2021/772 Karar

DAVACI
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Cismani Zarar Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat

KARAR TARİHİ : 25/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 04.10.2013 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu davalı …’ın sürücüsü olduğu, Trafik Sigortası bulunmayan … plakalı aracın karıştığı kazada müvekkilinin yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusuru bulunmayan müvekkilinin bu kaza sebebiyle mağdur olduğunu, müvekkilinin meydana gelen zararlarından davalı … ve davalı araç sürücüsünün sorumlu olduğunu, ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sigorta şirketi maddi tazminattan sigorta poliçe limiti dahilinde olmak üzere kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek 500,00 TL geçici iş göremezlik, 250,00 TL sürekli iş göremezlik, 250,00 TL ekonomik durumun sarsılmasından doğan maddi zararların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00 TL manevi zararın sigorta şirketleri hariç olmak üzere diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak taleplerini; 1.126,66 TL geçici iş göremezlik tazminatı,250,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 250,00 TL ekonomik durumun sarsılmasından kaynaklanan maddi tazminat olarak belirleyerek davalıdan tahslini istemiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin tazminat konusunda bir sorumluluğu varsa dahi davacı ve sürücünün arkadaş olduğunu, olayda hatır taşımasının söz konusu olduğunu, davacının söz konusu kazada müterafik kusurunun araştırılması gerektiğini ve gerekli indirimlerin yapılması gerektiğini belirterek, davanın … Sigorta A.Ş.’ye ihbarı ile davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin sadece sigorta poliçesi bulunmayan araç sahibinin sebebiyet verdiği bedensel zararlardan sorumlu olduğunu, geçici iş göremezlik zararının bedensel zarar olmadığını, davacının araçta yolcu olduğunu, hatır taşıması ve davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, sorumlulukların tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği gibi davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini, kaza tarihinden itibaren faiz de talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, 04/10/2013 tarihinde meydana gelen çok taraflı trafik kazasında, kazaya karışan … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan davacının geçici ve daimi iş gücü kaybı şeklinde oluşan maddi zararının ve manevi zararlarının tahsili istemine ilişkin olduğu; davacı, Güvence Hesabından tazminat talep etmiş ise de, kaza tarihinde kazaya karışan aracın ihbar olunan sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğu, bu nedenle davalı Güvence Hesabının sorumluluğu bulunmadığından, davalı … aleyhine açılan davanın reddine karar verildiği; davaya konu kazada davalı gerçek kişinin sorumluluğuna gelince, tüm dosya kapsamından davacının alınan maluliyet raporunda kalıcı maluliyete neden olacak düzeyde araz kalmadığından maluliyet tayinine yer olmadığına, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiş olmakla ve bu zararın meydana gelmesinde Ankara Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 21/10/2020 tarihli raporunda; davalı … … ‘in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olmakla oluşan zarardan haksız fiil hükümleri doğrultusunda davalının sorumlu olduğu, aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda, davacının geçici iş göremezlik tazminatının 1.774.30-TL olarak tespit edildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenen 647,64-TL geçici iş göremezlik ödeneği dikkate alınarak bakiye geçici iş göremezlik tazminatının 1.126,66-TL olduğu kanaatine varıldığı, raporun karar vermeye elverişli olduğu, davalının hatır taşıması ve müterafik kusura yönelik savunmalarının olduğunu, davacının, davalının aracına alkollü olduğunu bilerek binmiş olması nedeniyle %20 oranında müterafik kusuru indirimi yapılması, ayrıca hatır için taşındığından %20 hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, davacının manevi tazminat talebi yönünden ise; davacı kalıcı maluliyete neden olacak düzeyde araz kalmayacak şekilde yaralanmış ise de, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiş olmakla yaralanmasının fiziki, sosyal ve duygusal kişilik değerleri bakımından manevi olarak zarara uğramasına sebep olduğuna kuşku olmadığı, buna göre; olayın özelliği ile duyulan veya duyulacak elem ve acıya karşılık olarak davalı gerçek kişiye düşen kusur durumu, davacının da müterafik kusurunun bulunması, tarafların sosyal ekonomik durumu, kaza tarihine göre paranın alım gücü değerlendirildiğinde taşımanın hatır taşıması olduğu yönündeki kabul dikkate alınarak davacı için 500,00 TL manevi tazminatın yeterli ve makul olduğu gerekçesi ile; “1-Davalı … yönelik açılan davanın reddine, 2-Davalı … …’e yönelik açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 676,00 TL maddi tazminatın 14/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı … …’e yönelik açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 500,00 TL manevi tazminatın 14/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kazadan sonra, yolcu olduğu aracın ZMMS bilgileri olmaması nedeniyle … hakkında dava açtığını, bu nedenle mahkemece davanın reddi nedeniyle müvekkili aleyhine vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını; müvekkilinin, davalının sorumluğunu azaltan hiçbir eyleminin de olmadığını, Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/901 E. sayılı dosyasında katılan ve mağdur anlatımlarından, …’un astım krizinin tuttuğu, önce hastaneye gitmek istediklerini, sonrasında eczaneye gidecekleri sırada kazanın meydana geldiğini, davalının bilinçli taksirle cezalandırıldığını, müvekkilinin asli kusurlu olan davalının eylemine katıldığı bir sorumluluğu bulunmadığını, olayın bu oluş şekilne göre hatır taşıması da sayılmayacağını, maddi ve manevi tazminat miktarlarının hukuka, yasaya ve emsal kararlara uygun olmadığını, son derece düşük hükmedildiğini kabul edilmesinin mümkün olmadığını; müvekkilinin kaza öncesi … mağazasında müdür iken kaza sonrası işinden olduğunu, müvekkilinin çalışma kayıtları, SGK kayıtlarındaki iş yerinden istenilerek, müvekkilinin elde ettiği gelir ve çalıştığı ünvanı ve pozisyonu sorulmadan hüküm tesisinin de hatalı olduğunu, kaza sonrasında, müvekkilinin çalışma hayatında, unvan ve statüsüne göre kazancında eksilme olduğunu, ekonomik durumunun sarsıldığını ve bu nedenle zarara uğradığını, gelir kaybı tespitinin hiç yapılmadığını, bu yapılmadan takdir edilen maddi tazminatın yetersiz olduğunu; geçici iş göremezlik hesabının eksik yapıldığı gibi, sürekli iş göremezlik durumunun da doğru tespit edilmediğini, kaza sonrasında müvekkilinin sağ gözünden kulağına kadar olan kesi ve yaranın sabit iz olduğunu ve müvekkilinin sol kalçasında araz nedeniyle hayatını çelik korse ile ikame ettirdiğini, bu hususuların dikkate alınmadığını, müvekkilinin yüzünde halen iz mevcut olduğunu, maluliyet durumu doğru tespit edilmediğinden kararın hatalı olduğunu, manevi tazminatın da yetersiz olduğunu, müvekkilinin üzüntüsünün halen davam ettiğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi, gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir. Davacı, kaza yapan aracın trafik sigortası olmadığından bahisle Güvence Hesabından ve araç sürücüsünden maddi tazminat, ayrıca davalı araç sürücüsünden manevi tazminat talep etmiş, mahkemece kaza tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu aracın ZMMS poliçesi bulunması nedeniyle davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, diğer davalı hakkındaki davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davacının, … hakkında verilen karara yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; kazaya karışan aracın kaza tarihini kapsar şekilde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının bulunması, davanın bu nedenle husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olması nedeniyle davacının yargılama giderinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmuş olmasında isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin diğer davalı hakkındaki karara yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Olay tarihinde, aklollü bir mekanda eğlenen davacı, davalı sürücü ve diğer arkadaşlarının, saat:03.00 sıralarında mekandan ayrılarak, 1,97 promil alkollü olan davalının sevk ve idaresindeki araç ile seyri sırasında, alkollü ve süratli olması nedeniyle başka bir araca çarpması ile yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, dosya kapsamından anlaşılmıştır. Meydana gelen kaza nedeniyle, taksirle yaralama suçundan Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/901 E. 2015/989 K. sayılı dosyasında, davalının/sanığın eylemini bilinçli taksirle işlediği kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Olay nedeniyle, mahkemece Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan alınan 29/03/2019 tarihli raporda; davacının meydana gelen yaralanması nedeniyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre 1988 doğumlu olan davacının maluliyetine neden olacak araz kalmadığı, maluliyet tayinine yer olmadığı, iyileşme süresinin 1,5 aya kadar uzayabileceği belirtildiği, rapor içerisinde kazaya bağlı yaralanması maluliyetine yol açmamakla birlikte, İbni Sina Araştırma Hastanesinin 31/10/2018 Tarihli nöroloji raporundan bahsedilerek “her yöne tam, sağ göz kapağından yukarıya oblik uzanan 3 cm’lik yara izi mevcut olduğu, sağ kaşın kalkmadığı, sağ göz kapağı kapandığında minimal medialde açıklık kaldığı” bulgularından bahsediliği görülmüştür.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, Adli Tıp Kurumundan 2. İhtisas Kurulundan alınan raporun davacının tedavi evrakları ve son durumu değerlendirilerek tanzim edilmiş olmasına göre alınan raporun maluliyet durumunun tespiti açısından karar verilmeye elverişli olmasına ve davacının sürekli maluliyetini kanıtlayamamış olmasına, davacı ekonomik geleceğinin sarsıldığını ileri sürmüş ise de buna yönelik iddialarını kanıtlayamamış olmasına göre taleplerinin reddedilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamasına; davacının geçici iş göremezlik zararının hesaplanmasında davacının sunduğu gelire ilişkin kayıtların ve SGK dökümlerinin nazara alınarak, ispatlanan gerçek gelir çerçevesinde geçici iş görmezlik zararının hesaplanmış olmasında eksik inceleme ve hata bulunmamasına, Ceza dosyası ile sabit olan davalının araçta bulunma sebebi ve davalı sürücünün aracına alkollü olduğunu bilerek binmiş olmasına göre TBK’nın 52. maddesi gereğince müterafik kusur nedeniyle, TBK’nın 51. maddesi gereğince hatır taşımasına istinaden indirim yapılmasının delil durumuna göre uygun olmasına, göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
3- Manevi tazminat miktarına ilişkin olarak istinaf sebeplerinin incelenmesinde, 6098 TBK’nın 56/1. maddesi hükmüne göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Aynı maddenin 2. fıkrasında; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü ve 51. maddesinde de; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre, meydana gelen cismani zarar nedeniyle zarar gören manevi tazminat talep edebilir.
Bu kapsamda hükmedilen manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır.(HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira TMK’nın 4.maddesindeki Kanunun hâkime takdir yetkisi tanıdığı hallerde hâkimin, hukuka ve hakkaniyete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir. Belirtilen bu hususlar, özellikle davacının kusurunun bulunmayışı, kaza nedeniyle çalışma gücü kaybı meydana gelmemiş ise de, kaza neticesinde iyileşmiş olsa dahi kemik kırığı meydana gelmiş olmasına ve 1988 D.lu olan davacının yüzünde meydana geldiği sabit olan izlerin kazadan sonra sosyal yaşantısına etkisi nazara alındığında, yaralanmasının meydana gelmesinde müterafik kusuru olması ve hatır için taşınmış olması durumunda dahi hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın yetersiz olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere karar kaldırılmış; davacı için 6.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine dair yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
Yukarıda, açıklanan nedenlerle davacının sair istinaf sebeplerinin reddi ile 3 no.lu bentte sayılı nedenlerle davacının istinaf talebinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmamasına göre kararın HMK^nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacı lehine takdir edilen manevi tazminat miktarının 6.000,00 TL olarak düzeltilerek, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 23/12/2021 tarihli, 2016/131 Esas 2021/772 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davalı … yönelik açılan davanın reddine,
1-1-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı … yararına red miktarına göre hesaplanan 676,00 TL vekalet ücretinin (kabul edilen miktarı geçemeyeceğinden) davacıdan alınarak,kendisini vekil ile temsil ettiren bu davalıya verilmesine,
2-Davalı … …’e yönelik açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 676,00 TL maddi tazminatın 14/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

2-1-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına kabul miktarına göre hesaplanan 676,00 TL vekalet ücretinin (kabul edilen miktarı geçemeyeceğinden) davalı … …’ten alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
2-2-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı … … yararına red miktarına göre hesaplanan 676,00 TL vekalet ücretinin (kabul edilen miktarı geçemeyeceğinden) davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren bu davalıya verilmesine,
3-Davalı … …’e yönelik açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 6.000,00 TL manevi tazminatın 14/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-1-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde (Dairemizce verilen karar tarihinde) yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına kabul miktarına göre hesaplanan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalı … …’ten alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
3-2-Davalı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde (Dairemizce verilen karar tarihinde) yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına reddedilen miktarına göre hesaplanan 4.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı … …’e verilmesine,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 456,04 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 187,86 TL harç ve 59,30 TL ıslah harcının toplamı 247,16 TL’nin indirilmesi ile arta kalan 208,88 TL’nin davalı … …’ten alınarak, hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan peşin alınan 187,86 TL harç ve 59,30 TL ıslah harcının toplamı 247,16 TL’nin davalı … …’ten tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 723,35 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 751,05 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 455,82-TL’sinin davalı … …’ten alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bıkarılmasına, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 220,70 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 65,00-TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 285,70 TL’nin davalı … …’ten (bu davalı yönünden kararın kaldırılmış olması nedeniyle) alınarak davacıya verilmesine,
lV-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın taraflara tebliğine
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 25/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.