Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1355 E. 2023/119 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/1355
KARAR NO : 2023/119

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2018
NUMARASI : 2015/513 Esas 2018/971 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 08/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin yolcu olarak bulunduğu, dava dışı … sevk ve idaresindeki araca, davalı …’ın sürücüsü olduğu, davalı …’ın maliki olduğu ve davalı … tarafından sigortalı aracın çarpması neticesinde müvekkillerinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ve davalıların zararlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; müvekkili … için 100,00-TL. maddi ve 25.000,00-TL manevi tazminatın, müvekkili … için 100,00-TL. maddi ve 25.000,00-TL. manevi tazminatın, müvekkili … için 100,00-TL. maddi ve 25.000,00-TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili 28/01/2016 tarihli dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini; … için 50,00-TL daimi, 50,00-TL geçici iş gücü kaybı, … için 50,00-TL daimi, 50,00-TL geçici iş gücü kaybı, … için 50,00-TL daimi, 50,00-TL geçici iş gücü kaybı, nedeniyle maddi tazminat olarak açıklamıştır.
Davacılar vekili davalı sürücünün sorumlu olduğu miktar yönünden %25 oranında maddi ve manevi tazminat ödemesinin davalı … tarafından haricen yapıldığını, bu nedenle, davalılar hakkındaki maddi tazminat talebinden vazgeçtiklerini beyan etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın asli, müvekkilinin ise tali kusurlu olduğunun kaza tespit tutanağı ile de sabit olduğunu, karşı araç sürücüsünün kendisine fasılalı kırmızı ışık yanmasına ve “dur” levhası bulunmasına rağmen kırmızı ışığı ihlal ederek kontrolsüz geçiş yaptığından kazaya sebebiyet verdiğini, ayrıca karşı araç sürücüsünün 5 kişilik hususi araca 7 kişi bindirmesi ve aracın ön koltuğunda 3 kişi oturtmasının da kazayı ağırlaştırdığını, davacıların zararlarını, müvekkillerine ait aracın ZMMS ve İMMS sigortacısından talep edilebileceğini, talep edilen manevi tazminatın son derece fahiş olduğunu savunarak davanın reddini savunmuştur.
Davalı … … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından tanzim edilen Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ve Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, dava konusu somut olayda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun kanıtlanması gerektiğini, manevi tazminata hükmedilirken ülkenin ekonomik koşullar, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi, eylemin niteliği, zarar görenin ve zarar verenin kişilikleri gibi özelliklerin göz önünde tutulması gerektiğini, dolaylı zararların sigorta poliçesi teminatında olmadığını, dolaylı zararların müvekkili şirketten talep edilemeyeceğini, davacılar … ve …’ın iyileşme döneminde anne ve babasının çocuklarına bakmak amacıyla çalışmamaları ve gelir kaybına uğramalarının dolaylı zarar hükmünde olduğunu, bu talep açısından müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davacı yanın müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini, davacılar tarafından işbu dava açılmadan önce müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığını dolayısıyla müvekkili sigorta şirketinin temerrüdünün gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacılar vekili cevap dilekçesinde; 22/06/2014 tarihinde müvekkillerinin yolcu olarak bulunduğu, davalı … şirketinde ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı araç ile asıl davada tazminat talep edilen aracın çapması sonucu çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkillerinin ağır şekilde yaralandığını, müvekkillerinin kaza sonrası hem maddi hem de manevi olarak çok yıprandıklarını, zararlarından davalı yanın sorumlu olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; müvekkilleri … lehine 50,00 TL daimi, 50,00 TL geçici iş gücü kaybı nedeniyle maddi, 25.000,00 TL manevi; … lehine 50,00 TL daimi, 50,00 TL geçici iş gücü kaybı nedeniyle maddi, 25.000,00 TL manevi; … lehine 50,00 TL daimi, 50,00 TL geçici iş gücü kaybı nedeniyle maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili birleşen davadaki taleplerini müvekkili… için 17.268,99 TL daimi, 5.562,15 TL geçici iş gücü nedeniyle maddi tazminat, müvekkili … için 3.639,14 TL geçici iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat, müvekkili… için 903,03 TL geçici, 58..279,61 TL daimi iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat olarak ıslah etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; söz konusu aracın müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, poliçedeki kişi başı sakatlık ve ölüm teminatının kaza tarihi itibari ile 268.000,00 TL olduğunu, manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamı dışında olduğunu, sigortalısının meydana gelen kazada kusuru olmadığını, sakatlığın usulüne uygun rapor ile belirlenmesini, uğranılmış olan zararın aktüer bilirkişi tarafından hesaplanmasını, hatır taşımasının bulunduğunun tespiti halinde hatır taşıması indirimi yapılmasını, dava tarihinden itibaren müvekkilinin yasal faizden sorumlu tutulabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, asıl ve birleşen dosyalarda meydana gelen çift taraflı trafik kazasında kazaya karışan … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan davacıların kazaya karışan diğer araç olan … plakalı aracın ZMMS ve kasko sigortacısından, aracın işleteni ve sürücüsünden, … plaka sayılı aracın ise ZMMS sigortacısından yaralanmaları nedeniyle uğramış oldukları maddi ve manevi zararlarının tazminine karar verilmesini istemi olduğu; asıl dava yönünden; davacılar vekilinin asıl dosyada davalarından feragat ettiği, bu nedenle asıl davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği; birleşen davada davacılar vekilinin manevi tazminat talepleri yönünden ise; davacılar birleşen davadan önce asıl davada manevi tazminat taleplerini araç işleten ve haksız fiil failinden ve … plakalı aracın kasko sigortacısından talep ettiği, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince manevi zarar karşılığı olarak istenebilecek manevi tazminatın bölünerek istenemeyeceği, bu durumda davacı tarafın aynı olay nedeniyle yeniden manevi tazminat isteyemeyeceği gözetilerek manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği; birleşen davada davacıların maddi tazminat talepleri açısından ise; davacı …’ın davayı konu kaza nedeniyle 22/06/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasına bağlı olarak gelişen sol femur kırığının herhangi bir araz bırakmadan iyileşmiş olması ve kalıcı herhangi bir sekelin bulunmaması nedeniyle maluliyet oranının hesaplanmasına mahal olmadığının, tedavilerinin ve iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceğinin ve bu süre zarfında %100 malul sayılacağının tespit edildiği, davacı …’ın kaza tarihinde 7 yaşında olduğu, davacı küçüğün yaralanıp geçici ve daimi iş göremediğinden bahisle maddi tazminat isteminde bulunulduğu, kaza tarihinde davacı henüz 7 yaşında olup gelir getiren bir işte çalıştığının iddia ve ispat edilemediği, kaldı ki bu yaş itibariyle gelir getiren mesleğinin olmasının da hayatın olağan akışına uygun olmadığı dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı kanaatine varıldığı, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği; davacılar … ve …’ın maddi tazminat taleplerinin ise, davalı … şirketinden kaza nedeniyle yaralanmalarından kaynaklı geçici ve daimi maluliyetleri nedeniyle zararlarının tazmini istemine dayandığı, davacının bu kapsamdaki zararlarını davalıdan talep edebileceği, aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan zararlardan davalının sorumlu olduğu, buna göre; davacı …’nin yararına 17.328,99 TL daimi, 5.562,15 TL geçici iş gücü kaybı nedeniyle tazminat toplamı olan 23.191,14 TL maddi tazminatın, davacı …’ın yararına 903,03 TL geçici 58.279,61 TL daimi iş gücü kaybı nedeniyle tazminat toplamı olan 59.182,64 TL maddi tazminatın birleşen davada davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği gerekçesi ile; “Asıl Davada; Asıl davanın feragat nedeniyle reddine; Birleşen Ankara 7. Asl.Tic. Mahkemesinin 2016/895 Esas Sayılı Dosyasında; Davacıların manevi talepli davalarının reddine; Davacı …’ın maddi tazminat talepli davasının reddine; Davacı …’nin maddi tazminat davasının kabulü ile 17.328,99 TL daimi 5.562,15 TL geçici iş gücü kaybı nedeniyle tazminat toplamı olan 23.191,14 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 22/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; Davacı …’ın maddi tazminat davasının kabulü ile 903,03 TL geçici 58.279,61 TL daimi iş gücü kaybı nedeniyle tazminat toplamı olan 59.182,64 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 22/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Mahkemece, gerekçeli kararda “17.328,99 TL” olarak yazılan davacı … lehine hükmedilen daimi iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat miktarı 29/01/2019 tarihli tashih şerhi ile “17.628,99 TL” olarak düzeltilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkili … için bilirkişi raporu ile hesaplanan 3.639,14 TL geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, reddedilen vekalet ücretileri için tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, her bir davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu, davalılar …’in baro lehvasından kaydı silindiğinden davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu, davacı … lehine bilirkişi raporunda 17.628,99 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmış olup, gerekçeli kararda bu tazminatın 17.328,99 olarak yazılmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede;
Asıl ve birleşen dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir. Davacılar asıl davada, çift taraflı araç kazasında karşı araç sürücüsü, işleteni, İMMS ve ZMMS kapsamında sigortacısından maddi ve manevi zararlarını, birleşen davada ise içerisinde yolcu olarak bulundukları araç ZMMS sigortacısından maddi ve manevi zararlarını talep etmiş iken, asıl davada maddi ve manevi zararlarından feragat etmişler mahkemece asıl davanın feragat nedeniyle reddine, birleşen davada manevi tazminatın asıl davadaki feragatleri nedeniyle manevi tazminatın bölünmezliği ve tekliği nedeniyle reddine, birleşen davada …’ın maddi zararı meydana gelmediğinden maddi tazminat talebinin reddine, birleşen davada diğer davacıların maddi tazminat talebinin ise kabulüne karar verilmiştir.
1-Birleşen davada, davacı vekilinin …’ın geçici iş göremezlik talebine ilişkin mahkemece verilen ret karına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Kaza tarihinde davacı 7 yaşında olup, kaza neticesinde sürekli maluliyeti meydana gelmediği anlaşılmaktadır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları ile 18 yaşından küçük olup, gelir getiren bir işte çalışmayan, kişilerin bu müddet boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından geçici işgöremezlik zararı bulunmadığı kabul edilmektedir. ( Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2022/5241 E – 2022/11673 K.; 2021/10562 E.- 2022/8129 K.; 2021/11347 E. – 2022/4665 K. Sayılı emsal içtihatları) Buna göre; ilk derece mahkemesinin davacı …’ın geçici iş göremezlik tazminatının reddine yönelik kararı Yargıtay 4. Hukuk Daire’sinin emsal içtihatlarına uygun olup davacı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2- Davacı vekili müvekkili… yararına hükmedilen sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi tazminatın 17.628,99 TL olduğu halde, kararda sehven 17.328,99 TL yazıldığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de, buna ilişkin maddi hatanın düzeltilmesi talebi mahkemece kabul edilerek mahkemenin 29/01/2019 tarihli tashih kararı ile düzeltilmiş ve asıl hükümle birlikte taraflara tebliğ edilmiş olmasına göre davacı vekilinin buna ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
3-Davacılar vekili, davalılar … ve … vekilinin Baro Lehvasından adının silinmesi ve davada vekil olarak temsil yetkisinin kalmaması nedeniyle bu davalılar yararına vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; HMK’nın 323/1-ğ maddesi gereğince vekil ile takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama gideri olup, HMK’nın 330. maddesi gereğince vekil ile takip edilen davalarda vekalet ücreti taraf lehine hükmedilir. Davalının yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirmiş olması durumda vekalet ücreti haklılık durumuna ve A.A.Ü.T’ye göre mahkemece takdir edilir. Yargılama sırasında her hangi bir sebeple vekilin görevinin sona ermiş olması, taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi sonucu meydana getirmez. Bu nedenle mahkemece kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir.
4-Davacılar vekilinin asıl davada takdir edilen vekalet ücretine yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; asıl davada mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olup davacılar vekili hükmedilen vekalet ücretinin miktarına yönelik olarak kararı istinaf etmiştir. Birden fazla kişinin yasal zorunluluk bulunmaması durumunda, birlikte dava açmaları halinde aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olacağından, her bir dava birbirinden bağımsızdır. Bu durumda kanunda ve Tarife’de aksi düzenlenmedikçe taraflar aynı vekil ile temsil edilse dahi, ihtiyari olarak birlikte dava açan davacılar yararına ayrı ayrı A.A.Ü.T’ye göre vekalet ücreti takdir edilir. Davacıların ihtiyari dava arkadaşı olarak bu şekilde açtıkları davada takdir edilecek vekalet ücreti, kendi adlarına talep ettikleri dava konusu üzerindeki haklılık durumuna göre tespit edilir.
Somut olayda; davacılar vekili, davalılar yararına feragat nedeniyle tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürmüş olduğundan davacının istinaf sebebi çerçevesinde vekalet ücretinin değerlendirilmesi gerekmiştir.
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında feragat ile sonuçlanan asıl davada vekalet ücretine ilişkin olarak hüküm fıkrasının 4 no’lu bendinde; “(a) Davalılar vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT 3/2 maddesi gereğince her bir davacı için reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan toplam 300,00 TL’şer vekalet ücretinin davacılardan ayrı yarı tahsili ile davalılara verilmesine; (b)-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince her bir davacı için reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 3.000,00 TL’şer nispi vekalet ücretinin davacılardan ayrı ayrı tahsili ile davalılara verilmesine,” denilerek, davalılar yararına vekalet ücreti takdir etmiştir. Bu şekilde her bir davacı talep edilen toplam tazminat miktarı üzerinden hesaplanan vekalet ücretinden ayrı ayrı sorumlu tutulmuştur. Mahkemece ihtiyari dava arkadaşı olan her bir davacı yönünden davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdirinde isabetsizlik yok ise de; asıl davada davacıların her biri maddi zararlarına karşılık 100,00’er TL, manevi zararlarına karşılık ise 25.000,00 ‘er TL talep etmiş olup, bu durumda maddi tazminat için vekalet ücretinin karar tarihindeki A.A.Ü.T’nin 13/2 maddesi gereğince her bir davacı için dava değeri olan 100,00 TL’yi geçmemek üzere 100,00 er TL, manevi tazminat için ise karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 10/3 maddesine göre 2.180,00’er TL olarak takdir edilmesi gerekirken, davacıların talep ettikleri toplam tazminat miktarı üzerinde hesaplama yapılarak, ayrı ayrı her birinin toplam tazminat miktarı üzerinden hesaplanan vekalet ücretinden ayrı ayrı sorumlu tutulması doğru görülmemiştir. Bu nedenle davacılar vekilinin asıl davadaki vekalet ücretine yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Buna göre; yukarıda 4 no’lu bentte yazılı sebeple davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne, sair istinaf taleplerinin reddine; mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmamasına göre, kararın HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararında davalılar yararına takdir edilen vekalet ücretinin düzeltilerek, davanın esası hakkında yeninden karar verilmesine karar verilerek, ilk derece mahkemesi kararında istinaf edilmeyerek kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 06/12/2018 tarihli, 2015/513 Esas – 2018/971 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
Asıl Davada,
1-Asıl davanın feragat nedeniyle reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 257,18 TL harçtan mahsubuna, arta kalan 221,28 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davalılardan … Sigorta A.Ş vekili’nin manevi ve maddi tazminat davası ile ilgili vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-a-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT 3/2 maddesi gereğince her bir davacı yönünden reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 100,00’er TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile kendilerini vekil ile temsil ettiren … ve …’a verilmesine,
4-b-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince her bir davacı yönünden reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 2.180,00’er TL nispi vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile kendilerini vekil ile temsil ettiren … ve …’a verilmesine,
5-Asıl davada yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Birleşen Ankara 7. As.Tic. Mahkemesinin 2016/895 Esas Sayılı Dosyasında,
1.a- Davacıların manevi talepli davalarının reddine,
1.b-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3 maddesi uyarınca reddedilen manevi tazminat davaları yönünden davacılardan 2180,00 TL vekalet ücretinin ayrı ayrı tahsili ile davalıya verilmesine,
2- Davacı …’ın maddi tazminat talepli davasının reddine,
2.a-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı … (…) Sigorta AŞ yararına maddi tazminat yönünden ve reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak, davalı … (…) Sigorta A.Ş’ye verilmesine,
3.- Davacı …’nin maddi tazminat davasının kabulü ile 17.628,99 TL daimi 5.562,15 TL geçici iş gücü kaybı nedeniyle tazminat toplamı olan 23.191,14 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 22/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı davalı … (…) Sigorta A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
3.a-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı … yararına hesaplanan 2.782,94 TL vekalet ücretinin davalı … (…) Sigorta AŞ’den alınarak, davacıya verilmesine,
4.- Davacı …’ın maddi tazminat davasının kabulü ile 903,03 TL geçici 58.279,61 TL daimi iş gücü kaybı nedeniyle tazminat toplamı olan 59.182,64 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 22/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
4.a-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı … yararına hesaplanan 6.860,09 TL vekalet ücretinin davalı … (…) Sigorta AŞ’den alınarak, davacıya verilmesine,
5- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 5.626,95 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 257,19 TL harç ve 292,76 TL tamamlama harcı toplamı olan 549,95 TL’nin mahsubu ile noksan olan 5.077,00 TL’nin davalı … (…) Sigorta AŞ’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafça birleşen davada yatırılan 257,19 TL peşin harç ve 292,76 TL tamamlama harcı olmak üzere toplamı 549,95 TL’nin davalı … (…) Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacılara ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan birleşen davada 29,20 TL başvuru harcı 717,80 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı, 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.647,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 857,00 TL’sinin davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davacı tarafça yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 121,30 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 68,40 -TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 189,70 TL’nin, asıl davaya yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş olmasına ve davalılar … ve … hakkındaki karara yönelik kararın kaldırılmış olmasına göre takdiren 94,85 TL’sinin davalılar … ve …’dan alınarak davacı yana verilmesine, fazlaya ilişkin giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
lV-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.