Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/134 E. 2022/169 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/134
KARAR NO : 2022/169

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2020
NUMARASI : 2016/763 Esas 2020/8 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 14.07.2016 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında … plakalı araç sürücüsü olan müvekkili … ile araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkili …’nin yaralanarak maluliyete uğradıklarını, kazanın meydana gelmesinde davalı …’in kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkillerinin geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde yaralanmalarının ve maluliyete uğramaları nedeniyle vücutlarında meydana gelen yaraların, kırıkların ve deformelerden dolayı üzüntü yaşadıklarını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı … şirketine Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu ve sorumluluğunun bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin ve maddi tazminata ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile, müvekkili …’a ait aracın hasara uğraması nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybına ilişkin olarak, 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesi uyarınca toplanacak delillere göre müvekkilinin tazminat alacağının belirlenerek, şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 14.07.2016 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasınca kısa vadeli kredilere uygulanan reeskont(avans) faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (tüm davalılar sorumlu olmak üzere sigorta şirketi poliçe teminat limitleri sorumlu olmak kaydıyla) müvekkili …’ın meydana gelen kazada yaralanarak maluliyete uğraması nedeniyle 15.000,00 TL manevi tazminat (davalı … dışındaki davalının sorumlu olması kaydıyla) müvekkili …’nin meydana gelen kazada yaralanarak maluliyete uğraması nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 35.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 14.07.2016 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasınca kısa vadeli kredilere uygulanan reeskont (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline (davalı … dışındaki davalının sorumlu olması kaydıyla) karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 20.05.2019 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek, dava değerini 1150-TL’ye yükselterek, ıslah harcını yatırmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacılar tarafından açılan davanın haksız ve mesnetsiz olması nedeniyle kabulünün mümkün olmadığını, tutulan kaza tutanağının yanlış olduğunu, müvekkilinin asli kusurlu olduğunun ilan edildiğini, kazanın gerçekleştiği anda müvekkilinin halen kavşağa çıkmadığını, ancak kazaya karışan diğer aracın sola dönüş yaparken dıştan alması gerekirken içeriden hızla girmek suretiyle müvekkilinin bulunduğu yere girerek müvekkiline sol önden çarptığını, müvekkilinin arabasına sol önden çarpılmış olmasının ve davacının arabasının sol önden darbe almasının vurma olayını davacının gerçekleştirdiğini gösterdiğini davacılardaki maluliyetin müvekkili ile yapılan kazadan kaynaklandığını gösteren illiyet bağının mevcut olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı yanın talep etmiş olduğu tazminatlara ilişkin düzenlemelerin Trafik Sigortası Genel Şartlarında açıkça düzenlenmiş olduğundan Genel Şartlarda bulunan usul ve esaslara uyulması gerektiğini, KTK md.97 gereği dava öncesi başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeniyle esasa girilmeksizin davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kaza tarihinde müvekkili şirketin maddi hasar sebebiyle araç başına 31.000,00 TL teminat sınırı olduğunu, bu nedenle yapılan ödemenin teminattan düşülmesi gerektiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı … sigortalısının %70 kusuru nedeniyle oluşan davacının aracındaki değer kaybı zararından sigorta poliçesi teminatı kapsamında sorumlu olunduğundan davacı …’ın maddi tazminat talebinin kabulü ile, 1150 TL değer kaybının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili gerektiği, manevi tazminat koşullarının oluştuğu, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/23992 soruşturma sayılı dosyası, Adli Tıp Kurumu maluliyet raporları, tanık beyanları ve tüm delillerin değerlendirilmesi sonucu; dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacılarda meydana gelen yaralanmanın niteliği, davacıların maluliyeti, kaza ve sonrasındaki süreçte yaşamış oldukları acı ve üzüntünün büyüklüğü, davacıların yaşı, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması hususları gözönünde bulundurularak 6098 sayılı TBK 56/1, TMK 4. maddesi gereğince takdir hakkı kullanılmak suretiyle davacılardan …’nin manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile araçta yolcu olarak bulunmasının da göz önüne alınması gerektiği gerekçesiyle davacı …’ın maddi tazminat talebinin kabulü ile, 1.150,00 TL değer kaybının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (alacağa davalı … yönünden kaza tarihi olan 14/07/2016 tarihinden, davalı … yönünden ise dava tarihi olan 08/08/2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine), davacı …’nin manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı …’ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 1.400,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … istinaf dilekçesinde, dosya içerisinde bulunan 04.11.2016 tarihli uzlaşma tutanağında görüleceği üzere, davacı …’ın müvekkille uzlaşmak suretiyle hak ve taleplerinden vazgeçtiğini, Savcılık dosyasında da “Uzlaşmanın sağlanmış olması nedeniyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına” karar verildiğini, … hakkında davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen … ve …’a ait maluliyet raporunda davacıların maluliyetinin bulunmadığının tespit edildiğini, iş gücü kayıplarının olmadığı gibi sürekli iş göremez durumunda olmadıklarının da belirtildiğini, davacıların dava dilekçesindeki manevi tazminat taleplerinin dayanağı olan maluliyet durumunun ispatlanamadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının da fahiş olduğunu, kusur raporuna itiraz ettiklerini, öte yandan davada; davacılar ayrı ayrı olup her birinin reddedilen tutarından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, yaralanma ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/23992 soruşturma nolu dosyasında CMK’nın 253. maddesi gereğince uzlaştırma nedeniyle 11.11.2016 tarihinde KYO karar verildiği, uzlaşma teklif formunda CMK’nın 253. maddesinde düzenlenen uzlaşmaya ilişkin hükümlerinin yazılı olduğu, davacı …’nin uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukuki sonuçlarını anladığı, formun bir örneğini aldığına dair tutanakta imzasının bulunduğu, imza inkarında bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
CMK’nın 253/19 maddesinin “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171’inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171’inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 38. maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” şeklinde düzenlenmesi, CMK gereğince Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 20. maddesinde (05.08.2017 tarihli değişiklikle 33. maddesi) şüpheli tarafından yerine getirilebilecek edimlerin konusunun belirtilmesi, aynı maddenin 20/d bendinde mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesinin dahi edimler arasında sayılması, tarafların uzlaşması için mutlaka maddi karşılık ödenmesi şartının dahi ön görülmemesi, bu anlamda uzlaştırma tutanağının geçerli ve bağlayıcı olması, ceza soruşturması kapsamındaki uzlaştırma faaliyetlerinde, davacının özgür iradesi ile uzlaşma tutanağını imzalaması, kaza tarihi ile uzlaşma tutanağının düzenlendiği tarih arasında geçen süre ve soruşturma kapsamında davacının durum hakkında bilgi sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 38. maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” şeklinde düzenlenmesi, CMK gereğince Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 20. Maddesinde (05.08.2017 tarihli değişiklikle 33. maddesi) şüpheli tarafından yerine getirilebilecek edimlerin konusunun belirtilmesi, aynı maddenin 20/d bendinde mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesinin de edimler arasında sayılması, tarafların uzlaşması için mutlaka maddi karşılık ödenmesi şartının ön görülmemesi, bu anlamda uzlaştırma tutanağının geçerli ve bağlayıcı olması, ceza soruşturması kapsamındaki uzlaştırma faaliyetlerinde, davacının özgür iradesi ile uzlaşma tutanağını imzalaması, kaza tarihi ile uzlaşma tutanağının düzenlendiği tarih arasında geçen süre ve soruşturma kapsamında davacının durum hakkında bilgi sahibi olduğunun anlaşılması, özgür iradesi ile davacının imzaladığı uzlaşma tutanağının CMK’nın 253/19. maddesi gereği ilam niteliğinde olması nedeniyle davacı … adına açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kusur raporuna ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporun oluşa uygun olduğu ve raporun dosyada mevcut CD’ler de değerlendirilmek suretiyle verildiği anlaşılmakla, raporun hükme esas alınması usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
Diğer taraftan, kabule göre davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmayıp, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması, somut olayda davanın reddedilen kısımları yönünden her bir davacının manevi tazminat miktarı/talebi ayrılıp, davacıların ihtiyari dava arkadaşı olup davacı sayısı kadar dava olduğu gözetilerek, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereğince manevi tazminat talepleri reddedilen her bir davacı aleyhine kendini vekil ile temsil ettiren davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetsizdir.
Açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılmasına, istinafa konu olmayan hususlar aynen korunarak, HMK.353/1-b.2. maddesi gereğince, yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I- Davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 09/01/2020 tarih, 2016/763 Esas – 2020/8 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, Buna göre;
1)Davacı …’ın maddi tazminat talebinin KABULÜ İLE,
1.150,00 TL değer kaybının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (alacağa davalı … yönünden kaza tarihi olan 14/07/2016 tarihinden, davalı … yönünden ise dava tarihi olan 08/08/2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine)
2)Davacı … …manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3)Davacı …… manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE,
1.400,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gereken 174,19 TL harçtan, peşin ve ıslah suretiyle alınan 133,26 TL harçtan mahsubu ile bakiye 40,93 TL harcın davalılardan (davalı … 44,87 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına, peşin ve ıslah suretiyle alınan 133,26 TL’nin davalılardan (davalı … 33,68 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince, 1.150,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
Kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince, 1.400,00 TL’nin davalı …’ten alınarak davacı …’a verilmesine,
Reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince, 9.200-TL’nin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine,
Reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince, 1.400,00-TL’nin davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 33 tebligat gideri 347,00 TL, 6 müzekkere gideri 44 TL, Atk gidiş-dönüş masrafı 23,7 TL, dosya gönderme masrafı 35 TL, bilirkişi ücreti 400,00 TL olmak üzere toplam 878,90 TL yargılama giderinin red kabul oranı dikkate alınarak 110,62-TL’sinin davalılardan (davalı … 27,95 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yargılama boyunca yapılan 6 tebligat masrafı 60,00 TL ve dosya fotokopi masrafı 40,00 TL olmak üzere 100,00 TL yargılama giderinin red kabul oranı dikkate alınarak 87,41 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Gider avansından bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davalı … tarafından yatırılan 77,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan toplam 196,50 TL (47,90 TL masraf + 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı) istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
lV-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 12/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

.
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.