Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1339 E. 2023/1300 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2021
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 18/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 16/11/2014 tarihinde müvekkili … kendilerine ait araçta yolcu olarak seyri sırasında, plakasını alamadıkları bir tırın bulunduğu araca arkadan çarpması ile meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, ….16/10/2018 tarihinde alınan rapora göre %20,2 oranında trafik kazasına bağlı çalışma ve meslekten kazanma gücü kaybı, 4 ay süre ile bakıcı ihtiyacı olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 6 ay olduğunun tespit edildiği, davacının kaza tarihinde 7 yaşında olduğunu, kazanın oluşumunda kusursuz yolcu konumunda bulunduğunu, sigorta şirketine müracaat etmelerine rağmen zararlarının karşılanmadığını, dava şartı arabuluculuk yolu ile de tarafların anlaşamadığını, davalı … Hesabı’nın zararlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla trafik kazasında yaralanan müvekkili için şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalı … Hesabından (teminat limiti ile sorumlu olmak üzere) tahsilini, yine … … Adli Tıp Anabilim dalından alınan rapor ücreti 1.260,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini istemiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde; dava dilekçesindeki sürekli iş göremezlik talebinin 4.900,00 TL olduğunu ve 264.427,00 TL’ye artırdığını, bakıcı giderinin 100,00 TL olduğunu ve 3.573,00 TL’ye artırdığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 268.000,00 TL üzerinden davanın devamı ile tazminata işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketlerinden tahsiline, ayrıca … … … Sermaye İşletim Müdürlüğüne Adli Tıp Raporu için ödedikleri 1.260,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 16/11/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacı …’in yaralandığını, … tarafından yazılı başvuru dilekçesinin müvekkiline tebliğ edildiğini, başvurunun eksik olduğunun tespit edildiğini ve bu durumun vekiline yazı ile bildirildiğini, davacı tarafın sağlık kurulu birimine başvurmadan yani yasada gösterilen başvuru sürecini tamamlamadan zorunlu arabuluculuk ve dava yoluna gidildiğini, trafik kazasında plakası tespit edilemeyen aracın ZMMS poliçesinin bulunmadığının iddia edildiğini, öncelikle bu aracın plakasının tespiti gerektiğini, plakasının tespiti sonrası kaza tarihi itibariyle geçerli bir ZMMS poliçesinin bulunup bulunmadığı hususunun Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinden sorulması gerektiğini, müvekkili … Hesabı’nın sorumluluğunun ancak kazaya neden olan aracın ZMMS poliçesinin bulunmadığı durumlarda söz konusu olacağını, davacının, kusuru, zararı ve maluliyetini kanıtlaması gerektiğini, bu husus dışında zarar görenin kazanın meydana gelmesinde ve zararın artmasında kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, kaza tarihi itibariyle 7 yaşında olan kişinin herhangi bir işte çalışmasının mümkün olmadığını, dolayısıyla mahrum kaldığı kazançtan söz edilemeyeceğini, Yargıtay ilamlarında çocuklar için geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilemeyeceğinin de açıkça belirtildiğini, müvekkiline yapılan eksiksiz bir başvuru da bulunmadığından temerrütten bahsetmenin mümkün olmadığını, muaccel bir alacak bulunmadığından, alacağa hükmedilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini, davacı tarafça müvekkilinden Adli Tıp Kurumu ücreti adı altında 1.260,00 TL ödemenin talep edilmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, 16/11/2014 tarihli trafik kazasından kaynaklı sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminat talebine ilişkin belirsiz alacak davası olduğu; 16/11/2014 günü saat 12.30 sıralarında plakası, sürücüsü ve işleteni tespit edilemeyen bir tırın önce ön ilerisinde aynı yön ve istikamette gitmekte olan iki araca tedbirsizce çarptığı, davacının da kaza neticesinde yaralandığının anlaşıldığı, alınan bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde olay yerinden firar eden tır sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, diğer araç sürücülerinin kazanın meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığı, davaya konu trafik kazasının plakası tespit edilemeyen aracın sebebiyet vermesi nedeniyle … Hesabı aleyhine dava açıldığı, davacının zararını teminat limiti ile sınırlı olarak davalıdan talep edebileceği, … … Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın raporunda; davacı …’in 16/11/2014 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne göre (22.maddesi dikkate alındığında) 11/10/2008 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” ve ekindeki cetveller esas alınarak değerlendirildiğinde; Sol diz eklem hareketlerinde kısıtlamaya neden olan sertlikleri nedeniyle, ……..%24 olduğu, Sol alt ekstremite kısalığı için,%3 olduğu, …. formülü uygulandığında %26 olduğu, olay tarihli yaşına (6) göre (E cetveline göre) %20,2 (yirmivirgüliki) olarak bulunduğu, çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %20,2 (yirmivirgüliki) olduğu, kaza nedeniyle kişinin tedavisine başlanmasından itibaren kişinin tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 4 (dört) ay olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 6 (altı) ay olduğu kanaati bildirildiği, maluliyet oranı nazara alınarak hesaplanan TRH 2010 Yaşam Tablosu ve “progresif rant yöntemine” göre belirlenen tazminat hesabına ilişkin alınan bilirkişi raporunda davacının kaza tarihi 16/11/2014 itibariyle 464,595,22 TL zararının olduğu, … Hesabı’nın 2014 tarihinde yaralanma teminat limitinin 268.000,00 TL olduğu, … Hesabının poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğu davacı vekilinin ıslah dilekçesi 264.427,00 TL sürekli iş göremezlik, 3.573,00 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 268.000,00 TL tazminat talebinde bulunduğu, davacının talebinde haklı olduğu gerekçesi ile; “1-Davanın kabulüne, 264.427,00 TL sürekli iş göremezlik, 3.573,00 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 268.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 07/08/2018 tarihi itibari ile işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davalı … Hesabının sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına,” karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının, kazaya plakası tespit edilemeyen aracın sebep olduğunu kesin bir şekilde ispatlaması gerektiğini, davacının kazaya plakası tespit edilmeyen aracın neden olduğunu kanıtlayamadığını; davacının başvuru şartını yerine getirmediğini, bu hususun değerlendirilmediğini, davanın usulüne uygun başvuru dava şartı yerine getirilmediğinden reddine karar verilmesi gerektiğini, raporun Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen bir kurumdan alınmadığından, söz konusu rapora istinaden karar verilmeyeceğini, hesaplamanın ZMMS Genel Şartlarına göre yapılması gerektiğini, raporun engelli sağlık kurulu raporu olması gerektiğini ve 20/02/2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik Hükümlerine göre aldırılması gerektiğini, kazanın 2014 yılında meydana gelmiş olması nedeniyle hesaplamanın PMF 1931 Yaşam Tablosuna göre yapılması gerektiğini, davacının zararın meydana gelmesinde veya artmasında kusurunun değerlendirilmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun, plakası tespit edilmeyen araca verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin geçici bakıcı giderinden sorumluluğu bulunmadığını, davacının müvekkiline eksik evrak ile müracaat etmiş olması nedeniyle, 07/08/2018 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının, adli tıp ücreti yönünden yargılama giderinin hatalı eksik hesapladığını, bu kaleme isabet eden yargılama giderinden sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin keyfi olarak yapılan giderden sorumlu olmayacağını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen karar da kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, maddi tazminat istemidir. Davacı, kazaya plakası tespit edilmeyen bir aracın neden olduğundan bahisle Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince bedensel zararlarının tazmini davalı … Hesabından talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Öncelikle, davalı tarafından KTK’nın 97. maddesi gereğince başvuru şartı usulünce yerine getirilmeden dava açılmış olduğu ileri sürülmüş ise de, davacının davadan önce yazılı başvuru şartını yerine getirerek dava açmış olmasına göre, başvuru şartının yerine getirildiği anlaşıldığından davalının dava şartı bulunmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, sair istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.
Olaya ilişkin ceza soruşturmasında; olay tarihinde, plakası tespit edilemeyen beyaz renkli tırın davacının içerisinde bulunduğu araca ve yine …’ye ait araca çarparak durmadan yoluna devam ettiği, plakasının alınamadığının kazaya karışan araç sürücüleri ve olaya ilişkin ifadesine başvurulan davacının annesi tarafından beyan edildiği, incelenen … kayıtlarında da kaza anına ilişkin tespit olmamakla birlikte, bölgeden geçen beyaz renkli tır’ın tespit edildiği, kazaya ilişkin failin tespiti açısından dosyanın daimi aramaya alındığı görülmüştür.
Mahkemece, alınan kazaya ilişkin kusur raporunda ceza dosyasındaki deliller de değerlendirilmek suretiyle kusur bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, kazanın meydana gelmesinde ön ilerisinde seyreden … plakalı araca arkadan çarpması, bu aracın da savrularak davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu araca çarpması ile meydana gelen kazada, plakası tespit edilemeyen tır sürücüsünün asli %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Davacının maluliyetine yönelik, ……. tanzim edilen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre %20,2 oranında maluliyetinin meydana geldiği 4 ay bakıcı ihtiyacının tespit edildiği görülmüştür.
Mahkemece, alınan kusur raporu ve maluliyet raporu yeterli görülerek, aktüer hesap bilirkişisinden alınan raporda da; TRH2010 Yaşam Tablosu uygulanmak suretiyle muhtemel yaşam süresi tespit edilerek, “progresif rant yöntemi” uygulanmak suretiyle hesaplamanın yapıldığı, davacının iş görmezlik tazminatının 461.022,22 TL, geçici bakıcı giderinin 461.022,22 TL olarak tespit edilmesi, tespit edilen sürekli iş göremezlik tazminatının sigorta limitini aşması nedeniyle, sigorta teminatı limiti ve davacının talebi ile bağlı kalarak davanın esası hakkında karar verildiği anlaşılmıştır.
1-Davalı vekili tarafından, kazaya plakası tespit edilemeyen bir aracın sebep olduğunun kanıtlanamadığı ayrıca kusurun da uygun olmadığı ileri sürülerek karar istinaf edilmiş ise de; kazanın varlığının soruşturma dosyasında toplanan delillerle kanıtlanmış olmasına ve Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen daimi arama kararına rağmen kazaya neden olan aracın ve sürücüsünün tespit edilmemiş olmasına göre, davacının bedensel zararlarına yönelik taleplerini Sigortacılık Kanunu 14. maddesi gereğince davalıya yöneltmiş olmasında hata olmadığı gibi, hükme esas alınan kusur raporunun soruşturma dosyasındaki deliller çerçevesinde tanzim edilmiş olmasına ve tanzim edilen kusur raporunun oluşa uygun olmasına göre mahkemece, meydana gelen zararın … Hesabının sorumluluğunda olduğunun kabul edilmiş olmasında ve kazanın plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusurundan kaynaklandığının kabul edilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir.
2-Davalı vekili tarafından maluliyet raporuna itiraz edilmiş ise de, maluliyet durumunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri çerçevesinde, Adli Tıp Kurumu veya Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarınca tanzim edilecek raporlarla belirlenmesinin Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin içtihatlarına uygun olmasına, 2014 yılında meydana gelen kazada yürürlükte bulunmayan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasının da mümkün olmamasına, hükme esas alınan raporun davacının tedavi evraklarındaki yaralanması ile uyumlu olmasına ve son durumu değerlendirilmek suretiyle tanzim edilmiş olması nedeniyle karara esas alınmasında isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
3-Davalı vekili, bakıcı giderinden sorumlu olunmadığı ve sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplamasına esas alınan Yaşam Tablosunun uygun olmadığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; davalı, davacının bedensel zararlarından sorumlu olup geçici bakıcı gideri de bu kapsamdadır. Öte yandan geçici bakıcı gideri KTK’nın 98. maddesi kapsamında SGK’nın sorumlu olduğu giderlerden de değildir. Bu nedenle davalının geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde olmadığı gibi … Hesabının da zararlardan, kaza tarihindeki ZMMS teminat limitleri ile sınırlı olarak sorumlu olmasına, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından da sürekli iş göremezlik zararının hesaplanmasında kaza tarihine bakılmaksızın TRH 2010 Yaşam Tablosunun esas alınması gerektiğinin kabul edilmiş olmasına göre davalı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, alınan kusur raporunun kazanın oluş şekiline uygun ve denetlenebilir olmasına, davacının yaralanma şekline göre müterafik kusurun zararın artmasına neden olduğunun kanıtlanamaması yanı sıra zararın sigorta limitinin çok üzerinde bulunmasına, göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
4-Davalı vekilinin faiz başlangıç tarihine yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen … Hesabı Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte Hesabın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, ödememe halinde temerrüdü gerçekleşmektedir. Davalı … Hesabı’nın sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü gerekli belgelerle birlikte … Hesabı’na başvuru yapıldığı tarihte, böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde doğmaktadır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 08/07/2021 tarih ve 2021/16685 Esas, 2021/4341 Karar sayılı ilamı)
Davacı tarafından, … Hesabı’na maluliyetine ilişkin rapor temin etmeksizin müracaat edildiğinden, davadan önce usulüne uygun şekilde davalının temerrüdü gerçekleşmemiştir. Bu durumda davalının açılan dava ile temerrüdü oluştuğundan, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde şekilde faiz başlangıcına karar verilmesi isabetli olmamış, davalının buna yönelik istinafının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin reddi ile yukarıda 4 no’lu bentte yazılı nedenlerle istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararda kesinleşen yönler korunarak, faiz başlangıç tarihi “dava tarihi” olarak düzeltilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 11/11/2021 tarihli, 2020/277 Esas 2021/884 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın KABULÜNE, 264.427,00 TL sürekli iş göremezlik, 3.573,00 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 268.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 19/06/2020’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı … Hesabının sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına,
2-Alınması gereken 18.307,08 TL karar ve ilam harcından alınan 54,40 TL peşin harç ve ıslahla alınan 890,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.362,68 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğine göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 890,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 998,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 152,50 TL tebligat ve posta gideri ile 1.150,00 TL bilirkişi ücreti, 1.260,00 TL adli tıp fatura gideri olmak üzere toplam 2.562,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 27.210,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
II-Davalı tarafça yatırılan 80,70 TL ve 4.576,77 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
III-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanan istinaf posta ve tebligat giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
lV-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın taraflara HMK’nın 359/4 maddesi gereğince usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 18/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.