Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1331 E. 2023/1234 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1331 – 2023/1234
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1331
KARAR NO : 2023/1234

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2021
NUMARASI : 2020/368 Esas 2021/690 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalılar vekili (… Şirketi hakkında verilen karara yönelik olarak) tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 31/07/2019 tarihinde karayolu çalışması yapan … firmasına ait hafriyat kamyonu damperinin Enerjisa’ya ait 36 KV enerji nakil hattına teması ile tel kopmasının meydana geldiğini, kopan iletkenin Km.505+613’te yüksek hızlı tren hattı üzerine düşmesi sonucu tren tehirlerine, Hat-I ve Hat-2’de portör teli kopmasına ve raylar ile bağlantı parçalarının hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, söz konusu olay nedeniyle müvekkili teşekkülün KDV hariç işçilik ve malzeme masrafı olarak 29.607,14 TL ve 21.809,69 TL olmak üzere toplam 51.416,83 TI zarara uğradığını, söz konusu zararın tahsili için Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2019/16372 E. Sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı taraça haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu ileri sürerek, davalıların itirazının iptaline, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili açıklama dilekçesiyle: dava dilekçesinde davalıyı …. Şti olarak belirtmişler ise de, davanın ayrı ayrı … A.Ş. ile … A.Ş’ye karşı açıldığını, arabuluculuk görüşmelerinin de bu davalılara yönelik yapıldığını, belirtmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; 31/07/2019 tarihinde Malıköy mevkiinde meydana gelen olayda müvekkili şirketlerin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, tellerin, standartlara uygun şekilde yapılmamasının kazaya ve zarara neden olduğunu, tellerin standartlara uygun yapılması halinde, kopan tellerin yüksek hızlı tren hattına zarar vermeyeceğini ve oluşan kopma arızasının diğer kısımda kalacağını, zarara elektrik dağıtım şirketinin sebebiyet verdiğini, Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/64 D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda mahallinde bulunan elektrik direklerinin-iletkenlerinin mevzuata uygun yapılmadığının tespit edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla 51.416,83 TL zararın olduğu iddia edilmekte ise hasar miktarının nasıl tespit edildiğinin anlaşılmadığını, talep edilen miktarın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın haksız fiil nedeniyle oluşan zararın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu; davacı alacaklı, davalının haksız fiili nedeniyle zarar gördüğü iddiasıyla zararın tahsili için ilamsız icra takibi başlatmış olup, davalılar tarafından icra takibine yasal süresi içerisinde itiraz edildiğinin anlaşıldığı; icra takibi …. Şti. aleyhine başlatılmış, borca itiraz dilekçesi …. A.Ş. adlarına verilmiş, dava yine …. Şti. aleyhine açılmış, cevap dilekçesi …. A.Ş. adlarına verildiği, husumetin kime yöneltildiği hususu açık olmadığından davacı yana beyanda bulunmak üzere süre verildiği, davacı vekili 14/07/2021 tarihli beyan dilekçesiyle husumetin her iki şirkete ayrı ayrı yöneltildiğini, zira arabuluculuğa da her iki şirket için ayrı ayrı başvurulduğununun beyan edildiği, her ne kadar takip ve dava açıkça her iki şirkete husumet yöneltilerek açılmamışsa da davalı şirketlerin “… …” diye biliniyor olması sebebiyle davacı yanın kabul edilebilir bir yanılgıya dayanarak bu şekilde takip başlattığı ve dava açtığı değerlendirilmekle HMK madde 124 uyarınca her iki şirkete husumet yöneltildiğinin kabulü gerektiği, buna göre her iki şirketin de meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği; dosya arasına alınan bilgi ve belgelerden, 31/07/2019 tarihinde … plakalı araç sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeki kamyonun damperini kaldırdığı sırada elektrik tellerine damperin değmesi ile telin koptuğu ve kopan telin raylara düşerek raylara zarar verdiği, davacı yanın da oluşan bu zararın tahsilini talep ettiğinin anlaşıldığı; kusur tespitine ilişkin düzenlenen bilirkişi heyet raporunda ve sonrasında alınan ek raporda; davalı… A.Ş.’ye ait … plakalı araç sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeki kamyonun damperini kaldırarak hareketi ile yola malzeme dökmesi sırasında yoldan karşıdan karşıya geçen elektrik nakil hattına dikkat etmemesi, dikkatsiz ve tedbirsiz davranışları ile neden olduğu olayda % 100 oranında kusurlu olduğu, olayın meydana geldiği yolun yapımı davalılar tarafından üstlenmesiyle davalıların gerek araç maliki ve gerekse iş sahasında gerekli tedbirleri almamalarıyla meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olabileceklerinin değerlendirildiği, davacı kuruma atfedilebilecek bir kusur görülmediği, davacı kuruma ait portör ve katener hasarı KDV dahil 29.607,14TL ve ray hasarı 21.809,69TL olmak üzere toplam zararının takibe konulan asıl alacak miktarı gibi 51.416,83TL olduğu, hasar tarihi olan 31/07/2019 tarihinden takip tarihi olan 11/12/2019 tarihine kadar işlenmiş faiz miktarı 1.686,19TL ile birlikte alacağın 53.103,02TL olacağının belirtildiği, alınan raporun karar vermeye elverişli olduğu; tüm dosya kapsamına göre; olay tarihinde, … plakalı aracın… A.Ş.’ye ait olduğu, yine araç sürücüsü …’nın da… A.Ş. çalışanı olduğu, böylelikle davalı… A.Ş.’nin gerek araç işleten sıfatı bulunması gerekse adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında oluşan zarardan sorumlu olduğunun kabul edildiği, ancak diğer davalı …. A.Ş.’nin mevcut olayla ilgisi/illiyet bağı dosya kapsamından tespit edilemediği, zira kazanın meydana geldiği yol inşaatında oluşabilecek kazalara ilişkin yapılan İnşaat Tüm Riskler (Car) Sigorta poliçesinin … İş Ortaklığı ve/veya Tali Müteahhit ve Taşeronları ile … Sigorta Şirketi arasında düzenlendiği, buna göre yol inşaatının yapım işinde davalı …. A.Ş.’nin ilgisinin bulunmadığının değerlendirildiği, davalı şirketlerin iki ayrı tüzel kişiliği bulunan şirketler olduğu ve davalı …. A.Ş.’nin zarara konu olayla ilgisi bulunmadığı anlaşılmakla davalı …. A.Ş. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, bu nedenle dosya kapsamında alınan rapordaki davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları yönündeki tespite açıklanan sebeple itibar edilmediği, meydana gelen kazanın … plakalı araç sürücüsü …’nın %100 oranında kusuruyla meydana geldiği, davacının ve dava dışı 3. kişi ve kurumların tespit edilen bir kusurunun bulunmadığı, bilirkişi raporunda tespit ve hesap edildiği üzere portör ve katener hasarının KDV dahil 29.607,14TL ve ray hasarının 21.809,69TL olduğu, toplam zararın takip talebinde talep edilen 51.416,83TL kadar olduğu, olay tarihinden takip tarihine kadar işlemiş yasal faizin 1.686,19TL olduğu, buna göre davalı …. A.Ş. tarafından yapılan itirazın haksız olduğu ve iptalinin gerektiği anlaşılmakla itirazın 51.416,83TL asıl alacak, 1.686,19TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 53.103,02 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden davalı …. A.Ş. yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile;
“1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Ankara 23 İcra Dairesinin 2019/16372 esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu …. A.Ş. tarafından yapılan itirazın 51.416,83TL asıl alacak, 1.686,19TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 53.103,02TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden bu borçlu yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak miktarı likit olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Davalı …. AŞ yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine,” karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; olay tarhinde, … … İşletmeleri firmasına ait hafriyat kamyonunun, damperinin enerji nakil hattına teması ile iletken tellerin, tren hattı üzerine düştüğünü; raylar, bağlantı parçaları ve porter teli kopması sonucu zarar meydana geldiğini; karayolu çalışmasının iki şirket tarafından birlikte yürütülmesi nedeniyle oluşabilecek zararlardan her iki şirketin birlikte sorumlu olduğunu, bu nedenle … işletmesi yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu; yine, kaza nedeniyle meydana gelen hasar ve yapılan masrafın net olması nedeniyle icra inkar tazminatına karar verilemesi gerektiği halde redddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar vekili, …. A.Ş. vekili olarak verdiği istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalı … İşletmeleri A.Ş. yönünden davanın pasif husmet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğini, … İşletmeleri A.Ş. hakkındaki davanın reddinde isabetsizlik bulunmadığını, ancak kısmen kabul karar verilen müvekkili hakkındaki kararın hatalı olduğunu; meydana gelen kazada müvekkillerinin kusurunun bulunmadığını, müvekkili … Taah. İnş. Ltd Şti’ye ait kamyonun damperini kaldırarak, yola malzeme döktüğü esnada Enerjisa’ya ait tellere teması ile elektrik tellerinin koptuğunu ve aracın hasarlandığını, kazanın meydana gelmesinde olay mahallinde bulunan elektrik direklerinin iletkenlerinin mevzuata uygun olmamasının etkili olduğunu, bu nedenle hasarın oluşumuna elektrik dağıtım şirketinin sebebiyet verdiğinin açıkça ortada olduğunu ve hasarın oluşuma elektrik dağıtım şirketinin sebebiyet verdiğini, bu nedenle davalının sorumlu olduğuna yönelik kararın hatalı olduğunu; zarar yönünden ise; bilirkişi raporunda tespit edilen malzeme ve işçilik bedelinin ne şekilde hesaplandığının anlaşılmadığını, hesaplanan miktarın da fahiş olduğunu eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararın kamu düzenine aykırılıklar gözetilerek, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak HMK’nın 355. maddesi gereğince yapılan incelemesi neticesinde;
Dava, iş makinesi ile çalışma yapılan sahada kopan teller nedeniyle, davacıya ait tesislerde zarar meydana geldiğinden bahisle meydana gelen zararın tazmini için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemidir. Mahkemece, … Şti hakkında açılan davada, HMK’nın 124. maddesi gereğince taraf değişikliği yaparak, davanın …. A.Ş. ve …. A.Ş aleyhine açıldığı kabul edip, yargılamaya devam edilerek davalı …. A.Ş hakkındaki davanın pasif husumet nedeniyle reddine, diğer davalı hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Öncelikle; itirazın iptali davası, icra takibine bağlı bir dava olduğundan, itirazın iptali istemli bir davanın esastan görülebilmesi için davalılar hakkında yapılmış geçerli bir icra takibi olması ve takibe yasal süresi içerisinde itiraz edilmiş olması, ayrıca icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, icra dairesinin yetkili olması aranır. Belirtilen hususlar dava şartı olduğundan, mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Bu durumda mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse, HMK’nın 115/2 maddesi gereğince eksiklik giderilemeyecek ise davayı, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verir, eksikliğin giderilmesi mümkün ise eksikliğin tamamlanması için tarafa kesin süre verir, bu süre zarfında dava şartı eksikliğinin giderilmesi halinde yargılamaya devam ederek, davanın esası hakkında karar verir. Aksi durumda ise davanın dava şartı yokuluğu nedeniyle reddine karar verir.
Öte yandan; HMK’nın 124 maddesinde; ” (1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. (4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.
” denildiğinden, dava, davada kabul edilebilir bir hata ile yanlış hasma yöneltilmiş ise mahkeme dava dilekçesindeki taraf değişikliğini kabul edebilir ise de, bu değiştirme hakkı eldeki davanın tarafları ile sınırlıdır. Davanın itirazın iptali istemine ilişkin olması durumunda, itirazın iptali davasında hakim, takip talebindeki tarafı düzeltemeyeceğinden, sadece davadaki tarafın düzeltmesi durumunda da itirazın iptali davasının icra takibine bağlı olması nedeniyle, verilecek kararda icra takibinde taraf olan kişiye yönelik olmayacağından, hakkında dava açılan kişiler yönünden geçerli bir takibin varlığından söz edilemeyecektir.
İcra takibindeki tarafın düzeltilmesi ile açılan davanın görülebilme imkanı bulunduğu durumlarda ise; icra takibinde tarafın HMK’nın 124. maddesi gereğince düzeltilmesi görev ve yetkisi icra müdürüne ait olup, bu hususta verilecek kararlar aleyhine de icra mahkemesine şikayet yoluna gidilebilir.
Somut olayda, alacaklı TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü Ankara 23. İcra Müdürlüğü dosyasında borçlu olarak “… Şti” göstererek icra takibinde bulunmuş, tebliğe çıkartılan ödeme emrine “…. A.Ş.” vekili husumete itiraz etmiş ayrıca Anonim Şirketlerin vekili olarak borca itiraz etmiştir.
İcra dosyasında davacılar tarafından “…. A.Ş.” adına başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı gibi, her ne kadar icra takibine davalı borçlular itiraz etmiş ise de, ilgili borçlu tarafların HMK’nın 124. maddesi gereğince talep üzerine icra müdürlüğünce düzeltildiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır. (Nitekim mehil vesikasında borçlu olarak …. Şti. gösterilmiştir. ) Ancak davalıların borca itiraz dilekçeleri icra dosyasında mevcuttur.
Bu durumda, Mahkeme, takip dosyasındaki tarafı HMK’nın 124. maddesine istinaden değiştirme görev ve yetkisine sahip bulunmadığından, öncelikle davacıya icra dosyasındaki taraf düzeltmesi için icra müdürlüğüne müracaat etmesi hususunda kesin süre verilerek, taraf değişikliğinin kabul edilmesi durumunda, davalıların borçlu sıfatıyla icra dosyasına verdikleri itirazın yapılan düzeltme ile süresinde olup olmadığı ve söz konusu itiraz dilekçesine istinaden itirazın iptali davası açılıp açılamayacağı, hususu icra dairesinin kararı çerçevesinde değerlendirilerek, süresi içerisinde yapılan itiraz olduğunun kabulü halinde, eldeki davada taraf değişikliği yapıldığından yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında karar verilmesi, icra dosyasında taraf değişikliğinin yapılamaması yahut davaya esas borca itiraz dilekçelerinin geçerli olmadığının kabulü durumda ise söz konusu itirazlar nedeniyle itirazın iptali davası açılamayacağından, sonradan yapılan itiraz yönünden ise her davanın açıldığı tarihteki koşullarda görülmesi gerektiğine yönelik hukuk ilkesi çerçevesinde, eldeki davadaki dava şartı eksikliğinin giderilemeyeceği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava dilekçesindeki taraf değiştirilerek davanın esası hakkında karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan kabule göre ise; mahkemece eldeki davada davalı … Anonim Şirketi hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Husumet mahkemece res’en değerlendirilebilecek bir husus olmakla birlikte, davalı şirketin husumete yönelik yargılamada itirazı bulunmamış, aksine meydana gelen kazaya istinaden Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2019/64 D.iş Sayılı dosyasında delil tespiti talep ederek, meydana gelen zararın Başkent Dağıtım A.Ş’nin kusurundan kaynaklandığının tespitini talep etmiştir. Öte yandan davalı Şirketlerin kurumsal internet sayfasında “…” olarak faaliyetlerinin düzenlendiği anlaşıldığı halde mahkemenin gerekçesinde dayanılan sigorta poliçesinde belirtilen sigortalılardan “…” un, iş ortaklığı çerçevesinde “…” mu yoksa sadece davalı “…….Ltd Şti” olduğu da açık değildir. Bu durumda, davalının da hukuki yarar çerçevesinde delil tespiti talep etmiş olması da gözetilerek, şirketlerin yapısal olarak çalışması ve kaza olan yerde diğer davalının da yüklenici (iş ortaklığı içerisinde) yahut taşeron olarak çalışması bulunup bulunmadığı hususu araştırılarak, davalıdan da bu hususta beyanda bulunması istenerek, husumetin değerlendirilmesi gerekirken, isim belirtilmeksizin taşeronları da kapsayacak şekilde tanzim edilen sigorta poliçesinde hareket ile eksik inceleme ile karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının, dava şartına yönelik inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırıma sebebine göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık nedeniyle KABULÜ ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 23/09/2021 tarihli 2020/368 Esas 2021/690 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf karar harcının isteği halinde yatırana iadesine,
4- Dosyada Ankara 12. İcra Mahkemesinin 2021/33 D.iş dosyasında Tehiri İcra Kararı verildiği, Ankara 23. İcra Dairesi 2019/16732 E. sayılı dosyasına ve ilk derece mahkemesine bildirildiğinden, İİK’nın 36. maddesi gereğince yatırılan teminatın isteği halinde yatırana iadesine
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.