Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1325 E. 2023/1233 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1325 – 2023/1233
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1325
KARAR NO : 2023/1233

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2021
NUMARASI : 2021/365 Esas 2021/676 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 11/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 28/11/2019 tarihinde davalı tarafından ZMMS ile sigortalı … sevk ve idaresindeki aracın yaya olan davacıya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, kaza ile ilgili olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda davacının % 6 maluliyeti, 9 ay iş göremezlik süresi ve 3 ay bakıcı ihtiyaç süresi olduğunun tespit edildiğini, davacın bundan sonraki hayatında yaşıtlarına göre daha fazla efor sarfetmek durumunda kalacağını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 400,00-TL geçici iş göremezlik, 4.500,00-TL sürekli iş göremezlik, 100,00-TL bakıcı gideri ve 1.260,00-TL Adli Tıp Rapor Ücreti olmak üzere toplam 6.260,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde; taleplerini sürekli iş göremezlik tazminatı bakımından 31.055,97-TL ve geçici bakıcı gideri bakımından 2.196,38-TL olarak belirleyerek davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazaya karıştığı iddia edilen aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının müvekkili şirket tarafından düzenlendiğini, sorumluluklarının sigorta limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafça kanunda öngörülen belgelerle birlikte başvuru yapılmadığını, davacının kusuru, zararı ve maluliyeti kanıtlaması ve hesaplamanın Genel Şartlar’a göre yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik, geçici bakıcı ve tedavi giderlerinin poliçe kapsamında olmadığını, ceza yargılaması sırasında şikayetten vazgeçme ya da uzlaşma olup, olmadığının araştırılması gerektiğini, temerrüt gerçekleşmediğinden faiz talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazasından kaynaklanan maddi (geçici, sürekli iş göremezlik ve geçici – bakıcı gideri) tazminat istemli olduğu, davacının geçirdiği trafik kazasında yaralandığının anlaşıldığı, 04.11.2020 tarihli Hacettepe Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı Raporu ile; Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca davacının vücut özür oranının % 6 olduğu ve iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 3 ay olduğunun tespit edildiği, kusur bilirkişisi tarafından düzenlenen 15/10/2021 tarihli raporda; davacının kazanın meydana gelmesinde asli (%75 oranında) kusurlu olduğu, davalının tali (%25 oranında) kusurlu olduğu belirlendiği; aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 15/10/2021 tarihli raporda; davacı kaza tarihinde 20/02/2004 doğumlu olup, 18 yaşının altında olduğu ve gelir getirici herhangi bir işte çalıştığına ilişkin bir delilin davacı tarafça dosyaya sunulmadığı, buna göre davacı tarafın geçici iş göremezlik talebinin yerinde olmadığı, davacının kaza tarihi itibariyle gelirinin asgari ücret seviyesinde kabul edildiği, buna göre kaza nedeniyle davacının talep edebileceği 31.055,97-TL sürekli iş göremezlik, 2.196,38-TL geçici bakıcı gideri talep hakkının bulunduğunun belirtildiği, raporun karar vermeye elverişli olduğu, davacının geçici bakıcı gideri ve sürekli iş göremezlik zararını talep edebileceği, geçici iş göremezlik zararının meydana geldiğinin ise kanıtlanamadığından reddi gerektiği gerekçesiyle;“1-Davanın kısmen kabulü ile; 31.055,97-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 2.196,38-TL geçici bakıcı gideri ve 1.260,00-TL ATK rapor ücreti olmak üzere toplam 34.512,35-TL’nin temerrüt tarihi olan 09/03/2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, 2-Fazlaya ilişkin (Geçici iş göremezlik tazminatı) istemin reddine,” karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının KTK’nın 97. maddesine uygun müracaatı bulunmadığından davanın usulden reddi gerekirken, esastan karar verilmesinin hatalı olduğunu; kimlik belgesinin ödeme için gerekli evrak olduğunu, bu nedenle eksik evrakla müvekkiline müracaat edildiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini; hesaplamanın TRH2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 Teknik Faize göre yapılması gerektiğini, Progresif Rant’a göre yapılan hesaplamanın uygun olmayacağını, AYM kararının geçmişe etkili olmadığını; kazanın meydana gelmesinde, davacının tam kusurlu olduğunu, kazaya yaya geçidi olmayan yerden geçtiği sırada davacının neden olduğunu, kusurun Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor ile tespit edilmesi gerektiğini; davacının maluliyetinin “Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre yapılması gerektiğini, maluliyet raporunun ise “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre yapıldığını, geçici bakıcı giderinden kaynaklanan giderlerin müvekkilinin sorumluluğunda olmadığı gibi, bakıcı tutulduğunun da kanıtlanmadığını, bu nedenle bakıcı giderinden hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, ayrıca hesaplamanın da net asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, davacının rapor ücretine yönelik taleplerini de kabul etmediklerini, mevzuata aykırı düzenlenmiş raporun ücretinin fatura edilemeyeceğini, faize ilişkin olarak ise müvekkili usule uygun olarak temerrüde düşürülmediğinden faizin dava tarihinden itibaren talep edilebileceğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda, kamu düzenine aykırılıklar ile istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak HMK’nın 355. maddesi gereğince yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Öncelikle, davalı KTK’nın 97. maddesi kapsamında başvuruyu eksik evrak ile yaptığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de, yazılı başvuru şartının yerine getirilmiş olması nedeniyle buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, diğer istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.
Haksız fiil nedeniyle açılan tazminat davasında, kusur ve zarar sorumlusunun doğru şekilde tespit edilmesi önemlidir. Kusur belirlenmesinde, kaza yerinin özellikleri, oluş şekli, hava ve yol durumu, çarpma noktası önemli olduğundan bu hususlar tespit edilmeden kusur belirlemesi yapılamaz.
Somut olayda; kazaya ilişkin olarak kaza tespit tutanağının düzenlenmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Öte yandan kazanın meydana geldiği yere ilişkin kroki de bulunmamaktadır. Dosyaya kazandırılan soruşturma evraklarında ise … plakalı aracın kazaya karıştığına yönelik somut bir bilgi olmayıp, sadece davacının arkadaşı tarafından orada bulunan birisinin (kimliği tespit edilemeyen ve ifadesi yer almayan bir kişi) “aracın beyaz renkli olduğunu ve plakasının … olduğunu söylediğini” beyan ettiği, devam eden soruşturmada savcılıkça OGS (Otomatik Geçiş Sistemi) ve PTS (Plaka Takip Sistemi) kayıtları incelenmesine rağmen aracın kaza tarihinde Ankara’da olduğuna yönelik belirleme yapılamadığı, şüpheli olarak dinlenen Halil İbrahim İzgi’nin de aracı İstanbul’da oturan kızının kullandığını, Ankara’ya hiç gitmediğini, Ankara’daki olaya vakıf olmadığını beyan ederek, kızının telefonunu vermek suretiyle kamera kayıtlarının incelenmesini istediği anlaşılmaktadır. Bu halde ilk derece mahkemesi tarafından yapılan husumete ilişkin belirleme yeterli olmadığı gibi kusura yönelik belirleme de karar vermeye yeterli değildir.
Bu durumda mahkemece, öncelikle soruşturma dosyasının akıbeti Cumhuriyet Başsavcılığından araştırılarak, kazaya karışan aracın ve failin tespit edilip edilmemiş olmasına göre, davalı sigorta şirketine husumet düşüp düşmediği hususu değerlendirilerek, ayrıca kazanın davalı tarafından sigortalı araç tarafından gerçekleştiğinin kanıtlanması durumunda, gerektiğinde mahallinde keşif yapılmak suretiyle, soruşturma dosyasındaki beyanlar, kazanın meydana geldiği yolun durumu, hava ve görüş durumu, çarpma noktası, aracın gidiş istikametine göre yolun solundan sağına geçmek istediği sırada aracın sol tarafı ile çarpmış olmasının değerlendirildiği, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın esası hakkında karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Kabule göre de, davanın açılması öncesi maluliyet raporu alınması için ödenen ücret yargılama gideri mahiyetinde olup, yargılama gideri içerisinde değerlendirilmesi gerekirken dava konusu alacak içinde değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması da isabetli olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi tarafından uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, öncelikle davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceğinin tespiti açısından, kazaya ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyasının akibeti tespit edilerek, kazanın davalı tarafından sigortalı araç tarafından işlendiğinin tespit edilmesi durumunda, yukarıda açıklandığı üzere, gerektiğinde keşif de yapılmak suretiyle kusur durumu tespit edilerek, kararın davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle, davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek, davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 09/11/2021 tarihli 2021/365 Esas – 2021/676 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.