Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1317 E. 2023/1328 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1317 – 2023/1328
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1317
KARAR NO : 2023/1328

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2021
NUMARASI : 2019/556 Esas – 2021/459 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı Sigorta vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların eşi ve babası olan …’un 28/12/2018 tarihinde yaya olduğu halde davalıların sigortalısı maliki ve şoförü oldukları aracın kontrolsüzce geri manevra yapması sırasında meydana gelen kaza neticesinde yaralandığını, sonrasında da vefat ettiğini belirterek, bu nedenle şimdilik 800,00 TL geçici iş göremezlik ile 100,00 TL geçici bakıcı ihtiyacı tazminatı ve 100,00 TL tedavi gideri tazminatının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, her bir davacı için 25.000’er TL manevi tazminatın ise davalı sigorta dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile 7.278,31-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.879,13-TL bakıcı gideri, 660,50-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 9.917,94-TL’nin kaza tarihi olan 28.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istenmiştir.
Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin poliçe teminat limiti ile sorumluluğunun bulunduğunu, kusur durumunun tespiti gerektiğini, davacıların zararını ispatlaması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, tazminat hesabının aktüer bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde; müteveffa …’un ölümü ile olay arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını, müteveffanın büyük ihtimalle böbrek rahatsızlığından vefat ettiğini, bu nedenle tazminat taleplerinin yerinde olmadığını belirtmiştir.
Davalı Şefika (Şevka) Akyıldız, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; olay tarihi olan 28/12/2018 günü saat 12.45 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonet ile market önüne park ettiği yerden geri manevra ile ana yola çıkmak istediği sırada aracının arka kısmında bulunan yaya …’a çarpmasında Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan alınan kusur raporuna göre davalı sürücü …’ın %100 kusurlu olduğu, meydana gelen kaza nedeniyle yaya …’un olay tarihinden itibaren 4 ay süre ile geçici iş göremezlik halinde kalarak 1 ay süre ile başkasının yardımına ihtiyaç duyacak şekilde yaralandığı, yaya …’un kaza tarihinden 4 ay sonra gerçekleşen ölümünde trafik kazası ile ölüm arasında nedensellik bağı bulunduğuna yönelik bir iddia bulunmadığı, davalı tarafça dosyaya sunulan buna ilişkin sigorta şirketince düzenlendiği anlaşılan ölümde nedensellik değerlendirmesi başlıklı belgede yaya …’un 29/04/2019 tarihinde akut myokart enfraktüsü nedeniyle vefat ettiğinin yazılı olduğu, bu belgenin manevi tazminat değerlendirmesinde dikkate alınmasının talep edildiği, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda en son alınan 10/05/2021 tarihli hesap raporu ile tedavi giderine ilişkin dosyaya sunulan 22/12/2020 tarihli doktor bilirkişi raporu ve davacılar vekilinin bedel artırım dilekçesi doğrultusunda maddi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, kazanın oluş şekli, tarafların sosyal ekonomik durumları, yaya …’da meydana gelen yaralanmanın kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde, sebepsiz zenginleşmeye neden olmayacak muhik bir manevi tazminatın sigorta dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesi gerektiği anlaşıldığından yapılan ıslah da dikkate alınarak; “1-Maddi tazminat talebinin kabulü ile, 7.278,31 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.879,13 TL bakıcı gideri tazminatı, 660,50 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 9.917,94 TL maddi tazminatın, davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 11/10/2019 dava tarihinden, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 28/12/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta poliçe teminat limiti ile sorumlu olmak kaydıyla, tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, davacı … için 7.500,00 TL, davacı … için 7.500,00 TL olarak takdir edilen manevi tazminatın olay tarihi olan 28/12/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine,
fazlaya ilişkin istemlerin ayrı ayrı reddine,” karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili ile davalı sigorta vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müteveffa …’un tedavisi sürecinde yaptıkları bir kısım harcamalar, dosya mündericatında mevcut belgelerle kanıtlanmışsa da hayatın genel akışı ve olağan hayat tecrübesi uyarınca müteveffanın tedavisinde yaptıkları masrafların tamamının hakkaniyetli olarak hesaplanamadığını, tazminatlara da avans faizi işletilmesi gerektiğini, manevi tazminat miktarının da düşük olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sigorta vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; hükmedilen maddi tazminat kalemlerinin sigorta teminatı kapsamında olmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekili ile davalı sigorta vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında murislerinin yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacılar vekili ile davalı sigorta vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davacıların eş ve babası olan murise davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı, davalı Şefika’nın (Şevka) işleteni olduğu ve davalı Latif’in yönetimindeki aracın geri manevrası sırasında tam kusurlu olarak çarpması ile meydana gelen trafik kazasında muris …’un 4 ay iyileşme süresi ve 1 ay bakıcı ihtiyacı olacak şekilde yaralandığı, hükme esas alınan raporların usulüne uygun ve denetime elverişli olduğu, raporlar kapsamında davacının maddi zararı belirlenerek karar verildiği, maddi tazminata konu geçici işgöremezlik tazminatı, geçici bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri zararların ZMMS poliçesi kapsamında teminat altına alındığı, ıslah dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak yasal faize hükmedildiği anlaşıldığından, davacıların ve davalı sigortanın maddi tazminata yönelik istinafına itibar edilmemiştir.
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü ile aynı Yasanın 51. maddesinde de; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre, somut olayda olay tarihi, olayın oluş şekli, mahkemece alınan kusur raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde davacılar murisi müteveffanın kusursuz olması, tarafların sosyal ekonomik durumu, davacıların eş ve babalarının kazada 4 ay iyileşme süresi ve 1 ay bakıcı ihtiyacı olacak şekilde yaralanması nedeniyle çektikleri acı ve duymuş oldukları üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ile davacıların uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacıların manevi tazminata yönelik istinafına da itibar edilmemiş, davalılardan …’ın adının mahkeme karar başlığında ve hüküm içeriği ile hüküm fıkrasında “…” olarak yazılmış olmasının açık yazı hatası olup, HMK’nın 183.maddesi kapsamından mahkemece mahallinde düzeltilebilecek hatalardan olduğu anlaşılmakla kaldırma nedeni yapılmamıştır.
Açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacılar vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 670,66 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 169,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 501,29 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
İstinaf eden davacılardan alınması gereken 269,85TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 162,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 107,75 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına
3-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 25/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.