Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1316 E. 2023/1232 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1316 – 2023/1232
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1316
KARAR NO : 2023/1232

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2021
NUMARASI : 2019/680 Esas 2021/565 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)

KARAR TARİHİ : 11/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların müşterek çocukları olan …’ün 23/11/2018 tarihinde, davalı … sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı ve diğer davalı şirketin işleteni olduğu araç içinde yolcu olarak bulunduğu sırada, araç sürücüsünün tam kusuru ile meydana gelen çift taraflı trafik kazası sonucunda hayatını kaybettiğini, meydana gelen ölüm nedeniyle müvekkillerinin ölenin desteğinden mahrum kaldıklarını, desteğin bu kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru olmadığını, kazanın ardından taraflarınca ilgili sigorta şirketine başvuru yapıldığı ancak olumlu sonuç alınamadığını, yasal zorunluluk olan arabuluculuk sürecinin işletildiği ancak anlaşma sağlanamadığını, davacılar için 100.000,00’er TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … …. Ltd. Şti.’nden olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini, müvekkili … ve … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00’er TL olmak üzere toplamda 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ZMSS sigortacısı olan … Sigorta A.Ş’den poliçe limitleri dahilinde başvuru tarihi olan avans faizi ile diğer davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davacılar vekili 25/05/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile … için destek tazminatını 96.792,64 TL’ye, … için 56.071,43 TL’ye çıkartmıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Ünvanı:… Sigorta A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın davalı şirkete eksik evrak ile başvuruda bulunduğundan KTK m. 97 uyarınca davanın usulden reddini talep ettiklerini, esas yönden ise kazaya karışan aracın müvekkilli tarafından ZMSS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının poliçe teminat limiti ve sigortalı araç sürücülerinin kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru, zararı kanıtlaması gerektiğini, müteveffa kaza sırasında emniyet kemeri takmadığından ve şoförün dikkatini dağıttığından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, avans faizi talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, hesaplanacak olan tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, başvuru tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, kazanın aynı zamanda iş kazası olması sebebiyle davacıya ait SGK dosyasının celbini ve SGK tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılmasını, soruşturma ve kovuşturma dosyasının celp edilerek uzlaşma sağlanıp sağlanmadığının tespitini talep ederek, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.
Diğer davalılar, cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destek tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, kusura yönelik; Ankara Batı Adliyesi CBS’ce düzenlenen 25/12/2018 tarihli kusur raporunda sigortalı davalı araç sürücüsünün asli kusurlu bulunduğu, Ankara Batı 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu aynı kusur oranı gözetilerek sürücünün cezalandırıldığı, Ceza dosyasında alınan tanık beyanları, sürücü ifadeleri, olay yeri tespit tutanağındaki tespitler bir arada değerlendirildiğinde davalı sigortalı araç sürücünün karşı şeride geçmesi ve karşıdan gelen tır ile çarpışması sonucu olayın meydana geldiği, oluşa göre sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun mahkemece atanan bilirkişi tarafından da tespit edildiği, kusur raporunun karar vermeye elverişli olduğu; araç ruhsatı gözetildiğinde davalı …. Ltd. Şti’nin aracın işleteni olduğu, davalı …’in sürücüsü olduğu, diğer davalının ise kaza tarihi itibariyle trafik sigortacısı olduğu anlaşıldığından sorumluluklarının mahkemece kabul edildiği, dosyaya giren beyanlar, kaza tespit tutanağı, SGK müfettişi tarafından düzenlenen inceleme raporu gözetildiğinde desteğin, davalı …. Ltd. Şti’nin çalışanı olduğu, kazanın işe gidiş sırasında meydana geldiği ve bu haliyle bir iş kazası olduğunun anlaşıldığı, davacılar vekiline davayı hangi sebebe dayalı olarak açtığını açıklamak üzere 07/09/2020 tarihli celsede süre verildiği, davacı vekili açıklamasında; davanın işleten sıfatına dayalı olarak açıldığının bildirdiği, TBK 60. madde de bir kişinin sorumluluğunun birden çok sebebe dayanması halinde zarar gören aksini istemiş olmadıkça ve kanunda aksi öngörülmedikçe en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verilmesi gerektiği, somut olayda işçi-işveren ilişkisine göre talepte bulunulabileceği gibi davalı işverenin aynı zamanda işleten olması nedeniyle işleten sıfatına göre de talepte bulunulması mümkün olup, davacılar vekili işleten sıfatına dayalı olarak dava açtıklarını bildirdiğinden ve mahkemece TBK 60. madde gereği davacının istemiyle bağlı olduğundan ve bu isteme göre görevin tayini gerektiğinden davada Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunun kabul edildiği, davalı sigorta şirketi aynı zamanda desteğin emniyet kemeri takmadığı iddiasında olup tanık beyanları ve desteğin vucüdunda oluşan yaralar gözetildiğinde olay sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı mahkemece kabul edilerek bu nedenle hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığı, desteğin ölümü nedeniyle, desteğin eşi ve çocukları tarafından da destek tazminatının talep edildiği ve sigorta şirketinin dava dışı hak sahiplerine ödeme yaptığı toplanan delillerden anlaşıldığı, bu amaçla desteğin eş ve çocuklarına 168.661,96 TL’nin banka kanalıyla ödendiği, bunun haricinde Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2019/12740 sayılı dosyasından ayrıca 47.786,65 TL ödendiği, bu ödemenin 33.266,69 TL’sinin anapara alacağı olduğu, bu durumda sigorta şirketinin faiz ve masraflardan arındırılmış ödemesinin 201.928,65 TL olduğu, poliçe limiti olan 360.000,00 TL’den dava dışı hak sahiplerine yapılan ödeme çıkarıldığında geriye kalan limitin 158.071,35 TL olduğunun belirlendiği, hüküm kurulurken limitin aşılıp aşılmadığının gözetildiği, desteğin işe yeni girdiği, SGK giriş kaydının bulunmadığı, davacılar vekili tarafından bildirilip 01/03/2021 tarihli dilekçede asgari ücretin esas alınması talep edildiğinden hesaplamada desteğin asgari ücret kadar geliri olduğu, davacıların kalan yaşam sürelerinin belirlenmesinde TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması gerektiğinin mahkemece kabul edildiği, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; 23/11/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacılar … ve …’nın kızı/desteği olan …’ün vefat ettiği, davacıların meydana gelen ölüm olayından ötürü desteklerini kaybettiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına göre aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı sigorta şirketi ile kazaya karışan aracın sürücüsü ve işleteni olan diğer davalıların, davacıların desteğini kaybetmesinden dolayı oluşan destek tazminatından sorumlu oldukları kanaati ile gerekçeli ve denetime elverişli ve kabule uygun düzenlenen bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre ve açıklanan gerekçe ile emniyet kemeri takılmamasına dayalı olarak %20 oranında kusur indirimi yapılmak suretiyle davacılar baba … için 44.857,14 TL, anne … için 77.434,11 TL destek tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, hükmolunan tutara davalılar …. Limited Şirketi ve … yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden ise temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerektiği, davacıların, manevi tazminat talepleri yönünden ise tarafların sosyal ve ekonomik durumu, gerçek kişi davalı ile davacıların ortalama gelir düzeyleri, olayın özellikleri desteğin müterafik kusurlu oluşu dikkate alınarak her bir davacı için 20.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile; “Davanın KISMEN KABULÜNE, I-Davacı … için 77.434,11 TL, davacı … için 44.857,14 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, hükmedilen tutarlara davalı sigorta şirketi yönünden 08/07/2019 tarihinden, davalılar … ….Ltd. Şti ve … yönünden 23/11/2018 tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi yürütülmesine, II-Davacı … için ve Davacı … için ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi tazminatın 23/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalılar … ….Ltd. Şti ve …’ten alınarak davacılara verilmesine, fazla istemin reddine,” karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı sigorta vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece, %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmış ise de, vefat edenin müterafik kusuru bulunmadığını, zararın meydana gelmesine ve/veya artmasına ölenin neden olmadığını, müteveffanın emniyet kemeri takılı olmadığına dair dosyada delil bulunmadığını, bu nedenle indirimin usule uygun olmadığını, 6325 sayılı Yasanın 18/A maddesi gereğince bir tarafın arabuluculuk görüşmelerine katılmaması halinde lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmeyeceğini, davalılar … ve … Taah… Ltd. Şti.’nin arabuluculuk görüşmelerine katılmadıklarını, mazeret de bildirmediklerini, bu nedenle davalı şirket lehine vekalet ücreti takdir edilmiş olmasının ve tüm yargılama giderinden sorumlu tutulmamasının hatalı olduğunu, ayrıca manevi tazminat miktarından da indirim yapılmasının haksız olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı Sigorta vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, müvekkili tarafından … mirasçılarına 22/02/2019 tarihinde mutabakatname ile 168.661,96 TL ödemede bulunulduğunu, yapılan bu ödemenin tüm mirasçıları için yapıldığından feragat beyanı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kaldı ki ıslah dilekçesi ile talep edilen miktarın da, kalan teminat bedelinin üzerinde olduğunu buna ilişkin itirazlarının da nazara alınmamasının haksız olduğunu, yapılan ödeme sonrasında vefat edenin eşinin Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurması üzerine müvekkilinin Tahkim Kararı gereğince asıl alacağı 33.266,69 TL olmak üzere icra dosyasına ferileri ile birlikte 47.786,65 TL ve 120,00 TL ödemede bulunduğunu, …’ün yakınları hakkında birden fazla dava açıldığını ve davaların derdest olduğunu, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/526 E. dosyasında …’ün oğlu …’ün dava açtığı ve bu davanın istinaf aşamasında olduğunu, Ankara 6 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/680 E. dosyasında ise anne ve babası tarafından eldeki davanın açıldığı, ayrıca Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/342 E. dosyasında …’ün kayınvalidesi tarafından dava açıldığını ve bu davanın da derdest olduğunu, bu davalar nedeniyle poliçe limiti üzerinde tazminat çıkacağının aşikar olduğunu ve nazara alınması gerektiğini, yine SGK tarafından hak sahiplerine gelir bağlandığının müvekkili şirkete tebliğ edildiğini, rücu talepli yazının mahkemeye de sunulduğunu, bu yazı içeriğinin de poliçe limiti açısından önemli olduğunu, bu hususlar mahkemeye bildirilmesine rağmen nazara alınmadığını, davacıların müvekkiline eksik evrak ile müracaat ettiğinden, davanın usulüne uygun başvuru olmadığından reddine karar verilmesi gerektiğini, dava şartının mahkemece göz ardı edildiğini, davacıların desteklik durumunu kanıtlamadıklarından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, gerçekleşen kazada hatır taşıması bulunması nedeniyle tazminattan %20 hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, faiz başlangıcının da hatalı olduğunu, faizin dava dilekçesindeki değer yönünden dava tarihi, ıslah edilen kısım yönünden ise ıslah tarihi olması gerektiğini belirterek, kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararın, kamu düzenine aykırılıklar ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik iş kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat ve manevi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Öncelikle, ilk derece mahkemesi tarafından ölenin davalı şirketin işçisi olduğu, ancak davanın 2918 sayılı Yasa gereğince açıldığından davanın görülmesinde ticaret mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiş olup, mahkemenin göreve ilişkin gerekçesi bu açından yerinde değil ise de, dosya kapsamına ve SGK tarafından tanzim edilen müfettiş raporuna göre ölenin …’e ait “…” adlı işyerinde çalıştığı sırada, davalı şirket aracı ile servis hizmeti sağlanırken vefat ettiğinin anlaşılmış olmasına, davanın da işveren hakkında açılmamış olmasına göre davanın görülmesinde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılarak, esasa ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.

Davacıların kaza neticesinde çocuklarının vefatı nedeniyle eldeki davayı açarak destek tazminatı talep ettikleri anlaşılmaktadır. … kaza tarihinde evli ve çocuklu olup, aynı kaza nedeniyle sigorta şirketi tarafından ölenin eşine ve çocuğuna ödemeler yapıldığı iddia edilmiş, ayrıca hali hazırda Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/342 E. sayılı dosyasında, ölenin kayın validesi olan …’in, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/906 E. (eski esas 2019/526) sayılı dosyasında ölenin oğlu …’ün destek tazminatı talep ettiği, ayrıca SGK tarafından da, rücuen tazminat talep edildiği ileri sürülmüştür.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 96. maddesi hükmüne göre garameten ödeme ilkesi gereğince, bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılması öngörülmektedir.
Birden fazla kişi zarar görmüşse sigortacı, poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağından zarar gören üçüncü kişiler oranlama yoluyla (garameten-oranlı eşit paylaştırma esasına göre) tazminat isteyebileceklerdir. ( Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/4712 E. 2022/11702 K.; 2021/2093 E. 2021/8815 K.)
Garame hesabı yapılırken, daha önce yapılan ödemeler kadar, ödeme yapılmayan ve mahkemece tespit edilen destek alacaklarının durumu (Sağ olan anne ve baba gibi) değerlendirilmelidir. Ayrıca, yapılan ödemeye rağmen ödemenin yetersizliği çerçevesinde, yahut destekten mahrum kaldığı iddiası ile daha önce ödeme yapılmayan kişiler tarafından açılan ve derdest olan davalar mevcut ise, destek paylarının belirlenmesi açısından mümkün ise dosyalar birleştirilerek davaların birlikte görülmesi, birleştirmenin mümkün olmaması halinde ise söz konusu davaların bekletici mesele yapılması veyahut değerlendirilmesi ile davanın esası hakkında karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, …’nin vefatı nedeniyle 09/01/2019 tarihinde Av. … tarafından … (ölenin eşi), … (ölenin kayın validesi), … (Ölenin oğlu) adına destek zararının tazmini için sigorta şirketine müracaat ettiği, sigorta şirketinin 168.661,96 TL … mirasçıları adına 07/03/2019 tarihinde ödemede bulunduğu, yine Sigorta Tahkim Komisyonu kararına istinaden … için Ankara 31 İcra Müdürlüğü 2019/12740 E. sayılı dosyasına ödemede bulunduğu, ayrıca Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/342 E. sayılı dosyasında …’in de destek tazminatı talep ettiği, UYAP üzerinden yapılan incelemede mahkemece kayın validenin de destek zararına uğradığı kabul edilerek 34.469,63 TL ile sınırlı olarak sigortanın sorumluluğuna karar verildiği, dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinde istinaf incelemesinde olduğu, yine Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/906 E. (eski esas 2019/526) sayılı dosyasında …’ün annesinin vefatı nedeniyle destek tazminatı talep ettiği, söz konusu dosyada da 18.597,58 TL sigorta şirketi aleyhine destek tazminatına hükmediliği, söz konusu dosyanın da Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nce inceleme aşamasında olduğu anlaşılmaktadır.
Eldeki dosyada, bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda ölenin annesi, babası, eşi ve çocuğunun destek zararı olduğu kabul edilerek paylar belirlenmiş olduğundan, kayın validenin de destek zararı olduğunun kanıtlanması halinde sigortanın sorumlu olacağı tazminat miktarı sigorta teminat limitini aşacağından rapor karar vermeye elverişli olmadığı gibi, 168.661,96 TL ödemenin yapıldığı kişi belirlenmeden garame hesabının yapılmış olması nedeniyle de hükme esas alınan rapor karar vermeye elverişli değildir.
Bu durumda öncelikle, meydana gelen ölüm nedeniyle ayrı ayrı açılan destek tazminatı davaları nedeniyle, hesaplanan destek zararları toplamı, sigorta limitini aşacağından, mahkemece öncelikle sigorta şirketi tarafından yapılan 168.661,69 TL ödemeye yönelik hasar dosyası ile sonrasında … tarafından Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusuna yönelik dosya ve hakem tarafından alınan bilirkişi raporları birlikte dosyaya kazandırılarak ve söz konusu tahkim kararına istinaden ödemeye yönelik icra dosyası getirtilerek, kimler için ödeme yapıldığı tespit edilerek, yine davalının SGK tarafından rücuen tazminat talep edildiğine yönelik itirazları değerlendirilerek, derdest olan destek tazminat talepleri yönünden Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/342 E. sayılı dosyası ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/906 E. (eski esas 2019/526) sayılı dosyasında istinaf mahkemesi kararı neticesi beklenerek, söz konusu dosyalarda verilen kararların istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması halinde, dosyaların birleştirilmesi hususu değerlendirilerek, kararların kesinleşmesi halinde ise söz konusu dosyalar da mahkemelerinden getirtilerek, davalı sigorta şirketinin yapmış olduğu iyiniyetli ödemeler de gözetilmek suretiyle, destekten mahrum kaldığı kanıtlanan kişiler yönünden destek payları hesaplanarak, KTK’nın 96. maddesi hükmü gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın esası hakkında karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı sigorta vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle kararın, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, yukarında açıklanan eksiklikler giderilerek, bundan sonra davanın esası hakkında, kararın davalılardan sadece sigorta şirketi tarafından ve davacılar tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usulü kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacılar vekilinin tüm, davalı sigorta vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Ünvanı:… Sigorta A.Ş.) vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 12/07/2021 tarihli 2019/680 Esas 2021/565 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekilinin tüm, davalı sigorta vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf edenler tarafından yatırlan “istinaf karar harcının” istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince, Ankara 23. İcra Dairesi’nin 2021/9948 Esas sayılı dosyasına depo edilen 250.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.