Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1311 E. 2023/1231 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1311 – 2023/1231
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1311
KARAR NO : 2023/1231

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2021
NUMARASI : 2020/493 Esas 2021/460 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 14/12/2019 tarihinde davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, yolun karşısına yaya olarak geçmekte olan müvekkilinin eşi …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, davacı eşin, kocasının ölümünden dolayı maddi desteğinden yoksun kaldığını, zararlarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; kaza tarihi olan 14/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 1.000,00 TL maddi destekten yoksun kalma tazminatının davalı şirketten tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile dava değerini 81.073,38 TL olarak belirleyerek davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının kusura ilişkin iddialarının gerçek dışı olduğunu kabul manasında olmamak üzere tazminat hesaplamasının zorunlu trafik sigortası genel şartlarına uygun olarak yapılması gerektiğini, tazminat hesaplamasında TRH 2010 tablosunun kullanılmasını ve teknik faizin 1,8 olarak esas alınmasını talep ettiklerini, müvekkili şirketin söz konusu zarardan azami olarak kaza tarihindeki poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini, avans faizi talebinin doğru olmadığını, yasal faiz uygulanması gerektiğini, kaza tarihindeki poliçe teminat limitleri ile sorumluluk söz konusu olacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin olduğu; kazanın meydana gelmesine ilişkin ATK’dan alınan kusur raporunda; kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün %85 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’un ise her ne kadar kavşak başından karşıya geçmek istemiş ise de gelen aracın hız ve mesafesini dikkate almadan, kendi can güvenliğini tehlikeye atacak tarzda kontrolsüzce yola girdiği olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketi nedeniyle %15 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, davacının eşini kaybetmiş olması nedeniyle destek tazminatı talep edebileceği, aktüer hesap bilirkişi raporunda davacının destek zararının 81.073,38 TL olarak hesaplandığı, alınan raporun karar vermeye elverişli olduğu, davacının davalıdan zararını sigorta teminatı kapsamında talep edebileceği gerekçesi ile;“Davanın kabulü ile; davacı … için 81.073,38 TL destekten yoksun kalma tazminatının 07/10/2020 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile; davacıya ödenmesine,” karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının eksik evrakla müvekkiline müracaat ettiğini, kazanın iş kazası olması nedeniyle SGK tarafından yapılan ödeme varsa belgelerin iletilmesi istenildiği halde, davalı tarafından iletilmediğini ve eldeki davanın açıldığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkilinin sorumluluğunun ZMMS Genel Şartlarına göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin TRH2010 Yaşam Tablosuna göre 1,8 Teknik faizi ile yapılacak hesaplamaya göre zararlardan sorumlu olduğunu, AYM’nin iptal kararının uygulanmayacağını, AYM Kararlarının geriye yürümeyeceğini, mahkemece yapılan hesaplamanın bu nedenle karar vermeye elverişli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle, ZMMS kapsamında davalıdan, destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Olay tarihinde, davacının desteğinin kavşak başından taşıt yolundan geçişi sırasında, davalı tarafından sigortalı aracın çarpması neticesinde vefat ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Mahkemece, alınan kusur raporunda, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün %85 kusurlu olduğu kabul edilerek, aktüer hesap bilirkişisinden TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel Yaşam sürelerinin tespit edildiği ve bilinmeyen dönem hesabının ise “progresif rant” yöntemi uygulanmak suretiyle tespit edildiği, rapora göre davacının destek zararını, davalıdan talep edebileceği kabul edilerek, davanın esası hakkında karar verildiği görülmüştür.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, davacı tarafından davalı sigorta şirketine yazılı müracaat sonrasında eldeki dava açılmış olduğundan dava şartının yerine getirilmiş olmasına, davanın iş kazası olduğuna yönelik dosya içerisinde delil bulunmamasına, KTK’nın 90. maddesindeki sigortalının zararlardan sorumluluğunun Genel Şartlara göre tespit edilmesine yönelik hükümlerin AYM tarafından iptal edilmiş olmasının devam edecek uyuşmazlıklarda da uygulanmasının Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş olması nedeniyle mahkemece hükme esas alınan raporun gerçek zararın tespitinde esas alınmış olmasında isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 5.538,12 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.384,53 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.153,59 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.