Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1286 E. 2023/22 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1286 – 2023/22
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1286
KARAR NO : 2023/22

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2021
NUMARASI : 2019/649 Esas – 2021/437 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 18/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekili, davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 07/10/2014 tarihinde davalı … idaresindeki … plakalı otobüsün, sağ şeritte seyir halinde bulunan davalı… idaresindeki… plakalı aracın sola ani ve kontrolsüz bir şekilde geçmesi sonucu otobüsün kendisine göre sol şeridine hamle yapılmasına sebep olduğunu ve bu şeritte seyir halinde bulunan müvekkillerinin murisi müteveffa …’ın kullanımındaki … plakalı aracın karışmış olduğu kaza neticesinde ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, bu çarpışma sonucu 09/10/2014 tarihli polis memurlarının tuttuğu tespit tutanağında aracın sol tarafından otobüse çarpması sonucu maddi hasarın meydana geldiğinin tespit olunduğunu, ayrıca… plakalı aracın otobüsü solladıktan sonra, otobüs ile … plakalı aracın çarpışması sonucu… plakalı aracın hareket ederek olay yerinden uzaklaştığının 09/10/2014 tarihli CD izleme tutanağı ile otobüs içinde bulunan kamera kayıtları aracılığı ile tespit edildiğini, … plakalı aracın kontrolsüz ve açıkça kusurlu bir şekilde şerit ihlali neticesinde … plakalı otobüs ile çarpışmasına neden olduğunu ve devamında otobüsün müteveffa …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde bulunduğu şeridin açıkça ihlal edildiğini ve neticesinde ölümlü ve maddi hasarlı kazanın meydana geldiğini, bu kaza neticesinde müteveffanın kesinlikle bir kusur veya ihlalinin bulunmadığını, müvekkillerinden …’ın oğulları ve …’in kardeşleri olan müteveffa …’ın henüz 18 yaşında iken davaya konu trafik kazası neticesinde kusursuz olarak hayatını kaybettiğini, bu olayın tüm aile fertleri açısından telafinin imkansız bir acı yaşanmasına sebep olduğunu, ayrıca müvekkilleri …’ın oğulları …’ın vefatı ile onun desteğinden yoksun kaldıklarını, desteğin henüz 18 yaşında olduğu ve meslek lisesinde eğitim gördüğü gibi hususların dikkate alınarak ilerde kazanılması muhtemel kazancının da hesaba katılması gerektiğinin dikkate alınarak destekliğinin kabulünün gerektiğini, eksikliklerin giderilmesi ile yapılacak olan aktüer bilirkişi incelemesinde bu hususların dikkate alınarak destek paylarının ve gelir oranının belirlenmesini talep ettiklerini, … plakalı aracın sürücüsünün davalı …, işleteninin … ve ZMMS sigortacısının … Sigorta A.Ş. olduğunu, … Sigorta A.Ş.ye zararın tazmini için gönderdikleri başvuru dilekçesinin 18/11/2014 tarihinde tebliğ olduğu ve şirketçe 7.891,00 TL tazminat ödemesi yapıldığı, … plakalı aracın sürücüsünün davalı… ve ZMMS sigortacısının davalı… Sigorta A.Ş. olduğunu, … plakalı müteveffanın kullandığı aracın ZMMS sigorta şirketinin ise … … Sigorta A.Ş. olduğunu ve … … Sigorta A.Ş.ye kendileri tarafından tanzim edilen kazaya ilişkin zararın tazmini için gönderdikleri talep dilekçelerinin 17.11.2014 tarihinde tebliğ olunduğunu ve taraflarına 18.100,40 TL yatırıldığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, …’ın oğullarının ölümü nedeni ile destekten yoksun kalmaları nedeni ile her bir müvekkili için ayrı ayrı 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın ve her bir müvekkili için ayrı ayrı 25.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın olmak üzere toplam 60.000,00 TL tazminata hükmedilmesine, …’in ise kardeşlerinin genç yaşta vefatı nedeni ile her biri için ayrı ayrı 15.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, manevi tazminatın ise sigorta şirketleri dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesine, tüm tazminatların tamamına olay tarihinden itibaren en yüksek oranda mevduata uygulanan faiz yürütülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili talep arttırım dilekçesinde; davacılar … için maddi tazminat taleplerini 22.824,79 TL, … için maddi tazminat taleplerini 22.824,79 TL olarak arttırmıştır.
Davacılar vekili 07/04/2021 havale tarihli ıslah dilekçesinde; davacılar … için maddi tazminat taleplerini 42.548,75TL, … için maddi tazminat taleplerini 42.548,75TL olarak arttırarak, davanın bu miktarlar üzerinden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davaya konu trafik kazasında müvekkilinin hiçbir kusuru ve kabahatinin bulunmadığını, her ne kadar trafik kazası sonucu yaşanan ölüme ilişkin, Konya 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1087 esas 2015/460 karar sayılı dosyası ile yapılan ceza yargılamasında alınan kusur raporunda müvekkiline tali derecede %20 kusur izafe edilmiş ise de müvekkilinin meydana gelen kazada tamamen kusursuz olduğu kanaatinde olduklarını, söz konusu ceza dosyasının da temyiz edildiğini ve halen Yargıtay’da olduğunu, davacıların davalılardan ve müvekkilinden talep ettiği 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının usul ve yasaya aykırı olup reddinin gerektiğini, dava dilekçesinin incelenmesinde ölenin, davacılara maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımının olmadığını, ölenin öğrenci olduğunu, davacıların devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içinde bulunmadığını, davacıların bu ölüm neticesinin muhtaç durumu düşmediğini, bu nedenle destekten yoksun kalma tazminatının yasal ve maddi koşullarının oluşmadığını, ayrıca ölen …’ın işbu kazanın oluşmasında birinci derecede ve tam kusurlu olduğunu, desteğinden yoksun kalındığı iddia edilen …’ın tam kusurlu olması nedeniyle, desteğin kusurunun kendilerine yansıyan davacıların tazminat istemlerinin de reddinin gerektiğini, ayrıca müvekkilinin davacılara manevi tazminat ödeme sorumluluğunun bulunmadığını, işbu kazanın oluşumunda ve sonrasında kendisine atfedilebilecek hiçbir kusurunun bulunmadığını, …’ın kusuru nedeniyle bu kazaya sebebiyet verildiğini, bu nedenle davacıların bu taleplerinin de reddinin gerektiğini, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin kusurlu olduğu kabul edilse dahi talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacıların dava dilekçesinde belirttiğinin aksine dava konusu yapılan kazada müvekkili belediyenin ve belediyeye ait … plakalı otobüs sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığını, trafik kaza tutanağında belirtildiği gibi … plakalı otobüse arkadan çarpan … plaka sayılı aracın sürücüsü …’ın kazaya sebebiyet verdiğini, kaza sonrası çekilen fotoğraflarda kazanın arkadan çarpma sonucu olduğunun belli olduğunu, bu nedenle karşı tarafın kusurlu davranışından dolayı müvekkili belediyenin tazminata mahkum edilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca davacıların talep ettiği manevi tazminat miktarının da fazla olduğunu, bu talebin kabul edilmesinin de mümkün olmadığını beyan ederek müvekkili belediye hakkında açılan bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davadan önce davacılar tarafının müvekkili şirkete başvurusu üzerine … nolu hasar dosyası açıldığını ve işbu hasar dosyası kapsamında aktüerden rapor alındığını ve bu rapora göre belirlenen zarar tutarının %25 kusur oranına göre davacılara 16/01/2015 tarihinde 7.891,00 TL ödendiğini, davaya konu talepler bakımından davacıların başvurusuna müteakip sorumluluğunu yerine getiren müvekkili şirket açısından davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusur ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacıların söz konusu olaydan dolayı SGK’dan herhangi bir ödeme alıp almadığının da tespiti gerektiğini ve yapılan ödemelerin hesaplanabilecek tazminat miktarından mahsubu gerektiğini, ayrıca hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte davacıların faiz talebinin olay tarihinden itibaren uygulanamayacağın, faiz talebinin müvekkili şirketten ancak dava tarihinden itibaren başlatılabileceğini, davacıların avans faizi talebinin de hatalı olduğunu, haksız fiillerden ötürü ancak temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini beyan ederek dava konusu alacağın ödenmesi nedeniyle ödenen tutar ile zarar arasında bariz farkın söz konusu olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacılar vekilinin dava dilekçesinde 07/10/2014 tarihinde ölümlü trafik kazasına karıştığını belirttiği … plakalı aracın, 24/01/2014-2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …numaralı ZMMS poliçesi ile … adına ölüm halinde kaza tarihi itibariyle şahıs başına 268.000,00 TL’ye kadar azami sorumluluk tutarında müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, işbu teminat miktarının kişiye ödenecek miktar olmadığını, davalı müvekkilinin sigorta şirketinin şahıs başına azami teminat miktarını teşkil ettiğini, davacılar vekilinin müvekkiline yönelttiği maddi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, ZMMS sigortalısının asıl amacının işletenin üçüncü kişilere karşı olan hukuki sorumluluğunun güvence altına alınması olduğunu, somut olayda, müvekkili sigorta şirketinin bizzat trafik sigortacısı olduğu … plakalı aracın sahibi ve işleteni olan …’a karşı hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını, araç maliki ve işleteni olan davacıların kendi trafik sigortacısından tazminat talebinde bulunamayacağının mevzuat ve Yargıtay içtihatlarında açık olduğunu, ayrıca davacılar vekilinin davacı … ile ilgili maddi tazminat talebinin de kabulünün mümkün olmadığını, davaya konu trafik kazası sonrasında yapılan başvuru üzerine müvekkili sigorta şirketi nezdinde … nolu hasar dosyası açıldığını ve destekten yoksun kalma maddi tazminat hesabı yaptırıldığını, buna göre davacı anne ve babanın toplamda 18.100,40 TL destekten yoksun kalma maddi tazminat alacağı olduğunun tespit edildiğini ve bu tazminatın 03/12/2014 tarihinde vekilleri …’e ödendiğini, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacılar vekilinin davacı … ile ilgili destekten yoksun kalma maddi tazminat talebi yönünden bir an için davalı müvekkili sigorta şirketinin dava konusu maddi tazminat talebi ile sorumlu olduğunun düşünülse dahi, davalı müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, bu nedenle öncelikle kusur oranlarının belirlenmesi ile tazminat miktarının tespiti için aktüer hesabı yapılması gerektiğini, maddi tazminat hesabında Yargıtay içtihatlarına uygun olarak müvekkili sigorta şirketinin ödeme yaptığı gün itibariyle hesaplama yapılması gerektiğini ve müvekkili sigorta şirketince ödemesi yapılan tazminatın güncellenerek belirlenen maddi tazminat miktarından mahsup edilmesi gerektiğini, davacılar vekilinin olay tarihinden itibaren avans faizi talebinde bulunmasının da yasal olmadığını, maddi tazminat miktarının davacıya ödenmiş olması nedeniyle müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini ve davanın haksız fiil esasına dayandığını, bu nedenle talep edilebilecek faizin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz olması gerektiğini beyan ederek davacı … ile ilgili talebin reddine, davacı … ile ilgili talebin reddine, aksi halde belirttikleri şekilde hesaplama yapılması ile hüküm tesis edilmesine, olay tarihinden itibaren avans faizi talebinin reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı… Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan… plakalı aracın müvekkili şirkette sigortalı olduğunu, öncelikle müvekkili şirketin hem asıl alacak hem de dava masrafları açısından poliçe limiti ile sorumlu tutulması gerektiğini, davacı tarafın işbu davayı açmadan önce müvekkili şirkete herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, söz konusu olayın haksız fiilden kaynaklandığını, bu nedenle müvekkili şirketin ancak yasal faiz ile sorumlu olabileceğini, davacı tarafın kusuru ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, davacıların ve ölenin yaşı, desteğin gelir durumu ve tazminata etki edecek diğer faktörlerin dikkate alınarak aktüer bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, zarar hesabında SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, eğer ödeme yapılmış ise yarısının tazminattan düşürülmesini talep ettiklerini beyan ederek davacıların haksız ve mesnetsiz davasının reddine, davacının davasını ispatı halinde müvekkili şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmamasına, aksi halde asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına, faizin en erken dava tarihinden itibaren başlatılması ile yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı…’a usulüne uygun yapılan tebligata rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmış, davalı vekili duruşmalardaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 18/05/2017 tarih, 2015/739 esas 2017/410 karar sayılı kararı ile; Müteveffa …’ın babası …’ın bakiye destekten yoksun kalma zararının 22.824,79 TL, annesi …’ın bakiye destekten yoksun kalma zararının 22.824,79 TL olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin davalı … … Sigorta A.Ş. yönünden açtığı maddi tazminat davasının talep artırım dilekçesi de nazara alınarak kabulü ile, davacı … yönünden 22.824,79 TL, davacı … yönünden 22.824,79 TL olmak üzere toplam 45.649,58 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak kayıt ve şartı ile adı geçen sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine, davalı… ve …’ın kazanın meydana gelmesinde kusurları bulunmadığından bunlar ve bu davalıların kullandıkları araçların ZMMS sigortacısı olan diğer davalı sigorta şirketleri ile … plakalı aracın işleteni olan davalı … aleyhine açılan sair dava ve taleplerinin ise reddine dair verilen karar davacılar vekilince istinaf edilmiş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 01/11/2019 tarih, 2017/2285 esas, 2019/1755 karar sayılı kararı ile, “ceza mahkemesi kararı beklenilerek kusur durumunun netleştirilmesi ve desteğin farazi gelirinin yöntemince belirlenmesi” gerektiğinden bahisle bozulduğu, kaldırma kararı sonrasında mahkemece Konya 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1087 esas, 2015/460 karar sayılı kararının kesinleşmesi beklenilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine ceza dosyasındaki kusur durumu ile örtüşen dosyada mevcut bilirkişi …’nun 02/04/2016 tarihli davalı…’ın kusursuz, müteveffa …’ın %80 oranında kusurlu, davalı …’ın %20 oranında kusurlu olduğuna ilişkin raporunun hükme esas alınması gerektiği, böylelikle kazada…’ın kusursuz olduğu anlaşıldığından davalı… ve sigortacısı… A.Ş. yönünden açılan davaların reddi gerektiği kanaatine varıldığı, manevi tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, 1-Davacılar … ve …’ın maddi tazminat davalarının davalılar … Sigorta A.Ş., …, … ve … Sigorta A.Ş. yönünden kabulü ile, davacı … için 42.548,75 TL, davacı … için 42.548,75 TL olmak üzere, 85.097,50 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş’nin sorumluluğu kaza tarihinde geçerli ilgili poliçe teminat limitleri ile ve 06/07/2015 tarihinden işleyecek yasal faizle sınırlı olmak, davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğu kaza tarihinde geçerli ilgili poliçe teminat limitleri ile ve 01/12/2014 tarihinden işleyecek avans faizi ile sınırlı olmak, diğer davalılar … ve …Belediye Başkanlığının sorumluğunun 07/10/2014 tarihinden işleyecek avans faizi ile sınırlı olmak kaydıyla adı geçen davalılardan belirtilen faizleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar … ve …’a verilmesine, davacılar … ve …’ın maddi tazminat davalarının davalılar… Sigorta A.Ş. ve… yönünden reddine, davacıların manevi tazminat davalarının davalılar … ve … yönünden kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı … için 20.000 TL, davacı … için 20.000 TL, davacı … için 7.500,00 TL, davacı … için 7.500,00 TL, davacı … için 7.500,00 TL, davacı … için 7.500,00 TL, olmak üzere toplam 70.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/10/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …Belediye Başkanlığından müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacıların manevi tazminat davasının davalı… yönünden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; davacı … sigortalı aracın işleteni olup, işleten taleplerinin sigorta teminat kapsamı dışında olduğunu, zorunlu mali sorumluluk sigortasının, işletenin “üçüncü kişilere” verdiği zararları karşılamak amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türü olduğunu, davaya konu trafik kazasında bahsi geçen … plakalı araç müvekkil sigorta şirketinde kaza tarihini kapsar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olup, sigorta poliçesinden de açıkça anlaşılacağı üzere … plakalı aracın işleteninin davacı … olduğunu, sigorta şirketinin sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte kararda %100 kusur oranı üzerinden hüküm kurulmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkil sigorta şirketin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirkete sigortalı araç sürücüsü müteveffa …’ın %80 kusurlu olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun kusur oranı doğrultusunda olacağı için en fazla bu oranın esas alınabileceğini, %100 kusur oranı üzerinden aleyhe hüküm kurulmasının kabul edilemez nitelikte olduğunu, davacı yana yapılan ödemeler sonucu zararın fazlasıyla karşılandığını, müvekkil sigorta şirketi tarafından 03.12.2014 tarihinde hasar başvurusuna istinaden yapılan 18.100,40 TL tutarındaki ödeme her ne kadar raporda dikkate alınmışsa da Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk dairesinin kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi raporunda, 2015/739 E. 2017/410 K. Sayılı yerel mahkeme kararına istinaden Konya 6. İcra 2017/7335 sayılı icra dosyasına 05.07.2017 tarihinde yapılan 45.649,58-TL asıl alacak olacak şekilde toplam 70.900,83 TL ödemenin dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
… vekili istinaf dilekçesinde; taraf olmadıkları ceza mahkemesi raporunun hükme esas alındığını, müteveffanın vefat tarihinde çalışmadığı gözetilerek gelirin asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini ve hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … istinaf dilekçesinde; 07.10.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda, müvekkil …”ın hiçbir kusur ve kabahati bulunmadığını, her ne kadar iş bu trafik kazası sonucu yaşanan ölüme ilişkin, Konya 14.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014 / 1087 E.2015 / 460 K. sayılı dosyası ile yapılan ceza yargılamasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden aldırılan kusur raporunda müvekkile tali derecede %20 kusur izafe edilmiş ise de, yerel mahkemece Karayolları … Müdürlüğünce aldırılan kusur raporunda müvekkilin tamamen kusursuz olduğunun tespit edildiğini, ölenin, davacılara maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımının olmadığı, ölenin öğrenci olduğu, davacıların devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmadığı, davacıların bu ölüm neticesi muhtaç duruma düşmediğinin açıkça anlaşıldığını, dolayısı ile destekten yoksun kalma tazminatının yasal ve maddi koşulları oluşmadığını, ayrıca, ölenin ileride üniversite eğitimi alıp her halükarda ustalık belgesi alacağı ve asgari ücretin çok üzerinde kazanç elde edeceği iddiasının tamamen bir faraziye olup kabulünün mümkün olmadığını, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, maddi tazminat yönünden avans faizine hükmedilmesinin hukuki hiçbir mesnedi bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi tarafından müvekkillerinin bakiye ömürleri hesaplanırken hataya düşüldüğünü, müvekkillerin hayatta oldukları göz ardı edilerek hesap tarihindeki yaş yerine olay tarihindeki yaşın hesaplamaya esas alındığını, bilirkişi tarafından müteveffanın annesi müvekkil …’ın bakiye ömrü hesaplanırken oğlunun vefat tarihindeki yaşı dikkate alınarak 58 yıl, 10 ay, 19 günlük olduğu kabul edilmiş ve 59 yaşının içinde olduğunun belirtildiğini, bu bağlamda PMF yaşam tablosuna göre 15 yıl, 6 ay, 21 gün bakiye ömür hesabı yapılarak bakiye ömür sonu 28.04.2030 olarak hesapladığını, ancak rapor tarihinde müvekkil …’ın hayatta olduğunu, rapor tarihi olan 07.02.2017 tarihinde PMF yaşam tablosuna göre 60 yıl, 11 ay, 3 günlük olan müvekkilin 61 yaşının içinde olduğu dikkate alındığında 14 yıl 2 ay 24 gün bakiye ömrü olduğu kabul edilerek, rapor tarihine göre bakiye ömür sonu 01.05.2031 olarak hesaplanması gerektiğini, tazminat hesabında neredeyse bir yıllık fark ortaya çıktığını, yine müteveffanın babası müvekkil …’ın bakiye ömrü hesaplanırken de aynı hataya düşüldüğünü ve tazminat hesabında neredeyse bir yıllık fark söz konusu olduğunu, manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf edenin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekilinin istinaf sebeplerine ilişkin olarak, aktüerya raporunda davacıların kaza tarihindeki yaşı dikkate alınarak davacıların bakiye ömür süresi belirlenmek suretiyle, hesaplama yapıldığı görülmektedir. Yerleşik içtihatlar gereği, bakiye ömür belirlenirken,artık somut gerçeklik varken varsayıma göre hesap yapılması uygun olmadığından davacı yanın rapor tarihindeki yaşına göre, bakiye ömrünün belirlenmesi gerekmektedir. O halde, davacıların rapor tarihindeki yaşı gözetilerek, bakiye ömrünün belirlenmesi gerekirken, kaza tarihindeki yaşları esas alınmak suretiyle bu belirlemenin yapılması doğru değildir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 13/09/2021 tarih ve 2021/3401 Esas, 2021/4468 Karar sayılı ilamı)
Davalı … Sigorta AŞ’nin … plakalı aracın işleteni olan davacı …’ın vefat eden oğlu …’dan dolayı destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyeceğine ilişkin olarak;
“İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu” KTK’nın 85. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiş ve “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Nitekim Kanun’un 91. maddesi ile de işletenlerin, bu maddeye göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunluluğu getirilmiştir. Burada işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla birlikte, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu ise, akdi (sözleşmesel) niteliktedir. Söz konusu akdi ilişki, işleten ile onun hukuki sorumluluğunu üzerine alan zorunlu (trafik) sigortacısı arasındadır.
Kazanın meydana geldiği ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası … Şartları’nın A-1. maddesinde de, “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” hükmüyle sözleşmenin kapsamı ve amacı net olarak belirlenmiş, tazminat kapsamında kalan hususlar da A-6. maddede sayılarak “İşleten tarafından ileri sürülecek tazminat talepleri” sigorta teminatı kapsamı dışında bırakılmıştır.
Görüldüğü gibi, karayolları zorunlu mali mesuliyet sigortasında, sigorta ettirenin zarar verdiği kişi, sigorta sözleşmesinin tarafı olmadığı hâlde bu sigortadan yararlanmaktadır (Karasu, R.: Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, Ankara 2016, s. 23). Zira zorunlu trafik sigortası motorlu araç işleteninin KTK’nın 85/1. maddesinde yer alan üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu belirlenen limitler dâhilinde üstlenir. Bu nedenle zarar görenler, bu zararın giderilmesi amacıyla, araç işletenine karşı KTK hükümlerine göre başvuru hakkına sahip değilse, zarar verene ait aracın trafik sigortacısına da başvuramayacaktır. İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri sigorta teminatı kapsamına dâhil değildir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı …’ın desteğinin sürücüsü olduğu aracın işleteni (sigorta ettireni) olup, anılan yasal düzenlemeler gereğince davalı sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkı bulunmadığından davacı … tarafından açılan davanın reddi gerekmektedir. (Yargıtay Hukuk … Kurulunun 03.02.2021 tarih ve 2017/17-1718 Esas, 2021/180 Karar sayılı ilamı)
Bununla birlikte, davalı … Sigorta A.Ş. ilk hükmü istinaf etmemiş olup, ilk hükümde yer alan miktar yönünden davacı yan lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu ve davalı sigortanın bu miktar yönünden sorumlu olacağı kabul edilmelidir.
İcra dosyasına yapılan ödemeye ilişkin olarak ise, davalı tarafından yapıldığı belirtilen ödemenin tetkik edilerek, ödemenin varlığı durumunda, davalı tarafından İcra İflas Kanunu 40. maddesi kapsamında icranın iadesi yoluna başvurulmamış ise davalı tarafından yapılan ödemenin infazda nazara alınacağı belirtilmek suretiyle karar verilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10/11/2020 tarih ve 2019/1150 Esas ve 2020/6801 Karar sayılı ilamı)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf sebeplerinin kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre, davacılar vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin sair, davalı … vekilinin ve … vekilinin tüm istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili, davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile, Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 30/09/2021 tarihli 2019/649 Esas – 2021/437 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebine göre, Davacılar vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin sair, davalı … vekilinin ve … vekilinin tüm istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Konya 10. İcra Dairesinin 2021/10905 sayılı dosyasına yatırılan 110.338,42 TL teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.