Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1256 E. 2023/1026 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1256
KARAR NO : 2023/1026

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2021
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 05/07/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …….vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 16/06/2009 tarihinde, müvekkili … müvekkilleri … ve …’nın babası olan …’ın sevk ve idaresindeki, davalı tarafından ZMSS ile sigortalı …. marka … teknik arızası nedeniyle uçurumdan yuvarlanması sonucunda …’ın vefat ettiğini ve müvekkillerinin ölenin desteğinden mahrum kaldığını, müvekkillerinin zararlarından davalının sorumlu olduğunu, davalıya müracaat edilmesine rağmen zararlarının karşılanmadığını ileri sürerek, müvekkili … için 5.000,00 TL, müvekkili … ve … için 1.500,00’er TL olmak üzere 8.000,00 TL’nin 14.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalından tahsilini istemiştir.
16/04/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … için 127.822,00 TL, … için 14.271,00 TL, … için 7.907,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı … … A.Ş (Eski Ünvan: …) vekili cevap dilekçesinde: tazminat alacağının zamanaşımına uğradığını, kazanın tek taraflı olması nedeniyle uzamış ceza zamanaşımının uygulanmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, esas yönden ise kaza yapan işmakinesinin kaza tarihinde müvekkili tarafından ZMSS ile sigortalı olduğunu, … limitinin 125.000,00 TL olduğunu ve sorumluluklarının … limiti ile sınırlı olduğunu, meydana gelen kazanının, sigortalı araç sürücüsünün kendi kusuru ile meydana geldiğini ve davacıların zararının … teminatı kapsamı dışında olduğunu, yansıma zarar olduğunu, müvekkilinden talep edilemeyeceğini, müvekkilinin sorumluluğunun işletenin sorumluluğunun olması halinde söz konusu olduğunu, davayı kabul etmemekle birlikte, davacıların zararı kanıtlaması gerektiğini, davacılara vefat nedeniyle ödeme yapılmış ise indirilmesi gerektiğini, ölenin müterafik kusurunun araştırılması gerektiğini, müvekkilinin temerrütü gerçekleşmediğinden faiz talebinin reddi gerektiğini, ayrıca uygulanacak faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olabileceğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi tarafından daha önce verilen 2014/126 E. 2018/373 K. Sayılı 14/05/2018 tarihli kararın, davalının istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 2018/3380 E. 2020/2014 K. Sayılı 17/12/2020 tarihli kararı ile davalı lehine kaldırılması sonrasında yeniden yapılan yargılamada; davanın davacılar tarafından desteklerinin ölümüne bağlı olarak destek tazminatı istemine ilişkin olduğu, davalı … şirketince davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği, 16/06/2009 tarihinde sürücü …’ın yönetimindeki greyder’in uçurumdan yuvarlanması sonucu meydana gelen kazada greyder sürücüsü …’ın vefat ettiği, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu, davalı şirketin ZMMS poliçesi kapsamında davacı tarafın zararından sorumlu olduğu, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17/03/2016 tarih, 2016/102 Esas sayılı kesinleşen kararı ile desteğin olayda %30 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek, … için toplam 121.257,23 TL, kızı … için 11.999,85 TL, oğlu … için 6.974,45 TL olarak hüküm altına alınan tazminatların 06/10/2017 tarihinde davacılara ödendiği, ödenen tazminatların ve SGK tarafından yapılan ödemlerin peşin sermaye değerinin düşümü sonucu baba …’ın 140.744,25 TL, anne …’ın 3.550,26 TL, davacı eş …’ın 125.833,29 TL, davacı çocuk …’ın 21.738,45 TL, davacı çocuk …’ın 7.710,33 TL destekten yoksun kalma tazminatı alacaklarının bulunduğu, poliçe teminat limitinin 150.000,00 TL olduğu göz önüne alındığında garamaten paylaştırma sonucu davacı eş …’ın 63.005,57 TL, davacı kız …’ın 10.884,59 TL, davacı oğul … ‘ın 3.860,61 TL talep edebilecekleri bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği ile anlaşıldığı, davalı tarafa başvurunun 04/05/2011 tarihinde yapıldığı, ödemede bulunmayan davalı tarafın 8 iş günü sonrası olan 14/05/2011 tarihinde temerrüde düştüğü, bu tarihten itibaren alacağa avans faizi talep edilebileceği gerekçesi ile; “Davacıların davalarının kısmen kabulüne, Davacı … için 63.005,57-TL, davacı … için 10.884,59-TL, davacı … için 3.860,61-TL destek tazminatının 14/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye taleplerin ayrı ayrı reddine,” karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından ve ihbar olunan … … İdaresi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Yerel mahkeme hükmüne esas 23/12/2014 tarihli kusur raporunda işveren idareye izafe edilen %70 kusur nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını; davaya konu kazadaki iş makinesinin müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, İşleten Mali Mesuliyet Sigortası olmaması nedeniyle müvekkilinin oluşan zarardan sorumlu olmadığını, bu nedenle müvekkilinin işverenin %70 kusuruna göre sorumluluğuna gidilemeyeceğini, kabul etmemekle birlikte ölenin %30 kusuruna göre sorumluluğuna gidilebileceğini, bu nedenle kararın hatalı olduğunu, dosya kapsamındaki ödemelerin güncellenmeden nazara alınmasının hatalı olduğunu, … … İdaresi tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi gerektiği, kazanın karayolu üzerinde aracın işletilmesi sırasında meydana gelip gelmediği araştırılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
İhbar olunan istinaf başvuru dilekçesinde; dava konusu olayda müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, müteveffanın kusuru sonucunda kazanın meydana geldiğini, olay günü vefat edenin uyarılmasına rağmen kendi iradesi ile, kurum amirlerinin bilgisi dışında izinsiz araçla çalıştığını, kendisine çalışması için olay günü görevlendirme yapılmadığını, kazanın meydana gelmesinde ölenin %100 oranında kusurlu olduğunu, müvekkilinin bilirkişi tarafından hesaplanan tüm zararlarını kendisi hakkında açılan davada … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/352, 2014/216 ve 2015/732 Esas sayılı dosyaları ile kesinleşmiş, davacıların tüm hak ve alacaklarını aldıklarını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İlk derece mahkemesi tarafından daha önce verilen 14/04/2018 tarihli, 2014/126 Esas – 2018/373 Karar sayılı kararın, davalının istinaf talebi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 17/12/2020 tarih, 2018/3380 E. – 2020/2014 K. sayılı kararı ile, “hükmün HMK’nın 297. maddesine uygun kurulmamış olması (talebin aşılarak karar verilmesi nedeniyle)” ve alınan hesap raporunun uygun olmaması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılması üzerine, mahkemece yeninden yapılan yargılama neticesinde, verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik iş kazasında kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili ve ihbar olunan vekili tarafından tarafından istinaf edilmiştir.
İhbar olunan … … İdaresi vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde; usul hükümlerine göre, davada taraf olmayan gerçek veya tüzel kişi lehine ya da aleyhine hüküm tesis edilmesi mümkün değildir. Bu kural uyarınca dava dilekçesinde, davalı olarak gösterilmeyen taraf, dava açıldıktan sonra ek bir dilekçe ile davaya dahil edilemeyeceği gibi bu durum onu davanın tarafı haline de getirmez. Keza HMK’nın 61 vd. maddeleri gereğince, ihbar olunan kimse davada davalı sıfatını kazanmadığından lehine ve aleyhine hüküm kurulamaz. Bu durum kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan, mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Davanın taraflarını, davacının dilekçesinde belirttiği davacılar ve davalı oluşturmakta olup, davanın tarafları dışında kararın istinafı ancak ilgili aleyhine hüküm kurulmuş olması halinde söz konusudur.

Dava dilekçesi ile … … İdaresi aleyhine bir dava ikame edilmemiş, davalının talebi ile dava ihbar edilmiş, davada taraf sıfatı bulunmayan ihbar olunan sıfatını haiz ilgili aleyhine usul hükümlerine uygun olarak hüküm tesis edilmemiştir. Davada taraf sıfatı bulunmayan ve aleyhine hüküm de tesis edilmeyen ihbar olunanın, hükmü istinaf etme hak ve yetkisi de bulunmamaktadır. Bu bakımdan … … İdaresi’nin davada ihbar olunan sıfatı dışında başkaca bir sıfatı bulunmayıp aleyhine hüküm de oluşturulmadığı ve bu nedenle hükmü istinaf etmekte hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla, ihbar olunan … … İdaresi vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin istinaf talebi yönünden; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, meydana gelen kazanın 2918 sayılı Yasa kapsamında, aracın işletilmesi sırasında meydana gelmiş olması karşısında, kazanın trafik iş kazası olmasının davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmamasına, ihbar olunan … … İdaresi tarafından davacılara yapılan ödemenin, davalı … şirketi tarafından hakkında açılan davadan sonra yapılmış olmasına göre güncellenmeden yapılan ödemenin düşülmüş olmasının Yargıtay 17 (kapatılan) Hukuk Dairesinin ve Yargıtay 4 Hukuk Dairesinin içtihatlarına uygun olmasına, işleten … … İdaresinin kusurundan kaynaklanan zararlardan davalının da ZMMS kapsamında sorumlu olmasına, göre; davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dava ihbar olunan … … İdaresi’nin davada taraf sıfatı bulunmaması ve aleyhine hüküm tesis edilmemiş olması nedeniyle … … İdaresi vekilinin istinaf dilekçesinin (başvurusunun) REDDİNE,
İstinaf dilekçesi reddedilen ihbar olunan … … İdaresi tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talebi halinde ilgili … … İdaresine iadesine,
İhbar olunan … … İdaresi tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
2-Davalı … … A.Ş. (Eski Ünvan: …) vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 5.311,16 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.327,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.983,37 TL harcın davalı … … A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/07/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.