Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1251 E. 2023/1161 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1251 – 2023/1161
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1251
KARAR NO : 2023/1161

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2021
NUMARASI : 2021/477 Esas 2021/611 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 20/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/09/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 09/10/2018 günü saat 19:18 sıralarında davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, kavşakta karşıdan karşıya geçmek isteyen müvekkili yaya …’e çarpması neticesinde tek taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kaza tespit tutanağında müvekkilinin asli ve tam kusurlu bulunduğunu, söz konusu trafik kazası sonucunda müvekkili …’ün basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde yaralandığını, davalının müvekkilinin zararlarından sorumlu olduğunu, ileri sürerek, fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla 5.900.00-TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatı ve 100,00-TL geçici maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 6.000.00-TL tazminatın davalı sigorta şirketinden başvuru tarihi olan 23/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı … tarafından 09/10/2018 tarihinde gerçekleşmiş trafik kazasında oluşan maluliyet talebine dair açılmış ve kesin olarak karara bağlanmış Sigorta Tahkim Komisyonu kararı bulunduğunu, bu nedenle davanın kesin hüküm olduğundan reddinin gerektiğini, eksik evrak ile başvuru yapıldığını, başvuru şartının yerine getirilmediğini, davaya konu kazada davacı yanın kusurunun bulunduğunu, müvekkil şirket nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraflar arasındaki ihtilafın, sürekli ve geçici iş gücü talebine ilişkin olduğu, davacı tarafından her ne kadar davalı aleyhine mevcut dava açılmış ise de kazanın gece ve yaya geçinde gerçekleştiği, yayaya kırmızı ışık, davalı sigorta şirketine ait araç sürücüsüne yeşil ışığın yandığı, kazaya ilişkin Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/61228 Soruşturma sayılı dosyasında yayanın %100 kusurlu olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davacı tarafından sigorta tahkime başvurulduğu, sigorta tahkime yapılan başvuruda alınan kusur raporuna göre davacının %100 kusurlu olduğunun belirtildiği, bundan dolayı davacının davasının hakem heyeti tarafından reddedildiği, söz konusu karara itiraz edilmesi üzerine itiraz hakem heyeti tarafından da davacının davasının reddedildiği, kazanın gece ve yayaya kırmızı ışık yanarken gerçekleşmesi, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı ve Sigorta Tahkim dosyaları da göz önüne alındığında davacının mevcut kazada %100 oranında kusurlu olduğu yönünde kanaat oluştuğundan davacının davasının reddinin gerektiği yine davalı kesin hüküm itirazında bulunmuş ise de itiraz üzerine verilen itiraz hakem heyeti kararı kesin mahiyette olduğundan ve kesin verilen kararların kesin hüküm teşkil etmeyecek olması nedeni ile davalının kesin hükme yönelik itirazı yerinde görülmediği, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararı hatalı olduğunu, mahkemece Tahkim Komisyonu tarafından alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, kusur raporuna ilişkin taraflar arasında ihtilafın bulunması nedeniyle kusur raporu alınmadan karar verilemeyeceğini, dava açarken sundukları uzman görüşünde de sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle mahkemece en azından kusur rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından, meydana gelen zararda davalının sorumluluğu olmadığından bahisle davanın esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafında istinaf edilmiştir.
Mahkemece verilen karada kamu düzenine aykırılık bulunması halinde HKM’nın 355. maddesi gereğince istinaf edilmemiş olsa dahi res’en incelenir. Uyuşmazlık konusu daha önce kesin hükme bağlanmış ise, kesin hüküm HMK’nın 114/1-i maddesinde dava şartı olarak kabul edildiğinden, kamu düzenine ilişkin olduğundan, taraflarca istinaf edilmemiş olsa bile istinaf incelemesinde gözetilir.
Somut olayda; davacı meydana gelen aynı zararına yönelik olarak, aynı talepler ile aynı davalıya yönelik olarak Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakeme Heyeti’ne müracaat ettiği, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 31/08/2020- 2020.E.69475 Başvuru Sayılı, 10/02/2021 – K-2021/14261 Tarihli ve Karar Sayılı kararı ile kazanın meydana gelmesinde, başvurucu (davacı) …’ün kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu kabul edilerek, tazminat talebine ilişkin başvurunun esastan reddine karar verildiği, davacının itirazı üzerine de İtiraz Hakeme Heyetinin 26/02/2021- 2021.İ.7161 İtiraz tarihli ve sayılı, 05/05/2021- 2021/İHK-13208 Karar tarihli ve sayılı kararı ile itiraz başvurusunun esastan reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan karar içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacının verilen kararın usulden kaldırıldığına ve/veya verildiğine yönelik iddiası da bulunmamaktadır.
Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından, aynı taraflar arasında ve aynı uyuşmazlığa ilişkin esasa ilişkin kararlar da, eldeki davada kesin hüküm oluşturacağından, davacının kararın kesinleşmediğine yönelik iddia ve itirazları da olmamasına göre davacının sunduğu Sigorta Tahkim Komisyonu kararı çerçevesinde, eldeki davanın HMK’nın 114/-i ve 115/2 maddeleri gereğince, dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece, temyiz yolu açık olmayan Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyeti Kararlarının, kesin hüküm oluşturmayacağına dair herhangi bir yasal dayanağı olmayan gerekçe ile dava esastan değerlendirilerek, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından, davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenle, kamu düzeni aykırılık nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmaması nedeniyle davanın esası hakkında Dairemizce karar verilmesine, buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığın daha önce Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetinde görülerek, uyuşmazlık konusunda esastan karar verilmiş olduğundan, eldeki davanın HMK’nın 114/1-i ve 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddine, karar vermek gerekmiş, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülemeyerek, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf talebinin, ilk derece mahkemesi kararının kamu düzenine aykırı olması nedeniyle, kabulü ile; Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 19/10/2021 tarihli, 2021/477 Esas 2021/611 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
Davanın, HMK’nın 114/1-i, 115/2 maddesi gereğince, dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Alınması gerekli 269,85 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı duruşmada kendisin bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde (Dairemizce verilen karar tarihinde) yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davacı tarafça yatırılan “istinaf karar harcının” talep halinde davacıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 162,10 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 43,00-TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 205,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
lV-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V- HMK’nın 359/4. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğine,
dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 20/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.