Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/125 E. 2022/196 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/125 – 2022/196
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/125
KARAR NO : 2022/196

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2020
NUMARASI : 2018/913 Esas 2020/133 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 12/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 18/04/2018 tarihinde davalı sigorta şirketçe sigortalanan … plakalı aracın sürücüsü…’ün kullanımında iken, dava dışı kişinin yönetimindeki … plakalı aracı sollamaya çalışırken karşı şeride geçerek müvekkilinin idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin sakatlanarak yaralandığını belirterek şimdilik 500,00 TL geçici, 4.500,00 TL daimi iş göremezlik maddi tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava değerini toplam 23.383,22 TL’ye artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca başvuru şartları yerine getirilmediğinden de davanın reddi gerektiği, davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın, müvekkili nezdinde Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçe limiti üzerindeki zararlardan sorumlulukları bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun, maluliyet oranının tespitinin gerekmekte olduğunu, zararın kanıtlanamaması halinde müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını beyan ederek açılan davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; davalıya sigortalı araç sürücüsünün %75 kusuru ile davacının yönetimindeki araca çarparak davacının %8 engelli kalacak ve üç ayda iyileşebilecek şekilde yaralanmasına neden olduğu, olay nedeniyle davacının bilirkişi raporuyla hesaplandığı üzere geçici ve daimi iş göremezlik zararının bulunduğu, bu zarardan davalı şirketin sorumlu olduğu gerekçesiyle, yapılan talep artırımı da dikkate alınarak davacının maddi tazminat davasının kabulü ile 3.264,54 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 20.118,67 TL kalıcı maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 23.383,22 TL tazminatın 12/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; geçici iş göremezlik tazminatından davalı sigortanın sorumluluğunun olmadığını, bu talebin reddi gerektiğini, davacının kaza tarihinde çalışıp çalışmadığı, aylık gelirinin olup olmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumundan geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri alıp, almadığı araştırılmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığını, davalı şirkete KTK 98. ve 99. maddeleri gereğince tüm belgelerle müracaat edilmediğinden şirket yönünden davadan önce temerrüdün gerçekleşmediği, ancak dava tarihinden itibaren ve yasal faiz talep edilebileceğini, davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan davalı şirket aleyhine yargılama giderlerine, faize ve vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve daimi iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalının geçici iş göremezlik tazminatına yönelik istinafı yönünden;
Kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. maddesinde; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre; “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik ve geçici bakıcı gideri zararları bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik ve geçici bakıcı gideri zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. Maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatını davalı sigorta şirketinden talep edebilir.
Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemelerinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmaması (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. – 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.), hükme esas alınan raporların yöntemine ve usulüne uygun şekilde düzenlenmiş olması, denetime ve hükme elverişli olması, davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olduğunun, bu tazminatın SGK’nın sorumluluğunda bulunan tazminatlardan olmadığının yerleşik Yargıtay uygulamaları ile istikrar kazanması nedeniyle davalı sigortacının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalının gelir tespitine ve eksik araştırmaya yönelik istinafı yönünden; Davacıya SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır. Yine davacının olay tarihinde yaşlılık aylığı aldığı sabit olup mahkemece hükme esas alınan raporda da işlemiş dönem için bu ve işleyecek dönem için AGİ’siz asgari ücret esas alınarak hesap yapılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalının faizin türüne ve başlangıç tarihine yönelik istinafı yönünden; Davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı … plakalı aracın … adına 1994 model … ticari nitelikte kamyonet olduğu anlaşıldığından hüküm altına alınan alacaklar yönünden avans faiz uygulanmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak, 26/04/2016 tarihinde 2918 Sayılı Yasanın 99. maddesinde yapılan değişiklik ile getirilen “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası Genel Şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” düzenlemesi gereğince, sigortanın temerrüdü için Genel Şartlarda belirtilen belgeler ile sigorta şirketine müracaat zorunludur. Davacının eksik evrak ile müracaat etmesi halinde davalının temerrüdü gerçekleşmeyeceğinden davacı ancak dava tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edebilir.
Somut olayda; davacının yaralanması nedeniyle, maluliyet raporu eklenmeksizin eksik evrak ile müracaat ettiği anlaşıldığından davadan önce davalının temerrüdü gerçekleşmemiştir. Bu durumda davalının temerrüdü açılan dava ile gerçekleştiğinden, davacı lehine hükmedilen iş göremezlik tazminatına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, 12/11/2018 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmadığından, davalının faiz başlangıcına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve faiz başlangıç tarihi yönünden düzeltilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A- Davalı Sigorta vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/02/2020 gün ve 2018/913 Esas – 2020/133 karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davanın kabulü ile 3.264,54 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 20.118,67 TL kalıcı maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 23.383,22 TL tazminatın dava tarihi olan 17/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 1.597,31 TL nispi karar ve ilam harcın, peşin alınan 35,90 TL harç ve 62,79 TL ve 62,78 TL tamamlama harcı toplamı 161,47 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.435,84 TL’nin nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç, 125,57 TL tamamlama harcı olmak üzere toplamı 197,37 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.235,50 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı ve bilirkişi ücreti, 1.260,00 TL Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı malüliyet raporu ücreti, olmak üzere toplam 2.495,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 3.507,48 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERİ YÖNÜNDEN
1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından yapılan toplam 172,10 TL (23,50 TL + 148,60 TL) istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
3-Davalı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının talep halinde davalıya iadesine,
4-Karar tebliğ, harç tahsil ve iade işlemlerini ilk derce mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 12/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.